Dünya Gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım, Tarım Bakanı Mehdi Eker’in açıkladığı son on yıldaki tarım politikasına dair verileri yorumladı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2013 bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi. Bakan Mehdi Eker’in komisyonda yaptığı konuşma hükümetin tarımda 10 yıllık icraatının özetiydi.
Konuşmanın satır aralarında çok önemli gerçekler de su yüzüne çıktı.
İşte o konuşmanın ayrıntıları:
“Türkiye’nin nüfusu 2011 yılında 74 milyon 700 bin kişidir. Bu nüfusun 17,3 milyonu tarımsal nüfustur. 2011 yılında istihdam edilen 24,1 milyon kişinin yüzde 25,5’ine tekabül eden 6,1 Milyon kişi tarım sektöründe istihdam edilmiştir.
2011 yılında Türkiye’nin millî geliri 772,2 milyar dolar olup, bunun 61,8 milyar doları, yani yüzde 8’i tarım sektöründen gelmektedir.
Türkiye’de fert başına millî gelir 10 bin 469 dolardır. Tarımda ise bu rakam 3 bin 602 dolar ile Türkiye ortalamasının yüzde 34,4’üne tekabül etmektedir.
Türk tarım sektörü son sekiz yılın yedisinde pozitif büyüme göstermiştir.
Türkiye’nin 2011 yılında tarım ürünleri ithalatı 17,6 milyar dolar, ihracatı ise 15,3 milyar dolardır.
2012 yılı için Ekim ayı sonu itibariyle 6 milyar 937 milyon lira nakit tarımsal destek ödenmiş olup, yılsonu itibariyle bu miktarın 7,7 milyar liraya ulaşması planlanmaktadır. 2011 yılında ise çiftçimize ödediğimiz nakit, karşılıksız destek miktar 7 milyar 84 milyon liradır.
Ekim ayı sonu itibariyle ödenen toplam destek miktarı son 10 yıla bakıldığında 2,7 kat artmıştır. 2012 yılsonunu dikkate aldığımızda 2003-2012 döneminde karşılıksız, nakdî, hibe destek olarak Türk çiftçisine ödediğimiz tutar 50 milyar 700 milyon liradır. Tarıma verilen desteğin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oranı Türkiye’de OECD hesaplamasına göre yüzde 2,2’dir. OECD ortalaması ise yüzde 0,95’dir.
Hayvancılık desteklerinde 2011 yılında 1,7 milyar lira ödenmiş iken, bu yıl Ekim ayı sonu itibariyle ödenen miktar 1 milyar 952 milyon lira olmuştur.
Türkiye’de eskiden hayvancılık destekleri toplam tarım destekleri içerisinde maalesef yüzde 4,4 gibi çok cüzi bir paya sahipti ve bunun da bütçe içerisindeki karşılığı sadece 83 milyon lira idi. 2012 yılsonunda 2,2 milyar liraya ulaşacak hayvancılık desteğinin toplam tarım destekleri içerisindeki payı yüzde 28,5’e çıkmıştır. Bu oranlar bizim stratejik olarak ele aldığımız hayvancılığa verdiğimiz önemi göstermesi bakımından son derece önemli ve anlamlı bir göstergedir.
2003-2012 döneminde hayvancılığa ödediğimiz toplam nakit karşılıksız destek 9,4 milyar liradır. Ayrıca hayvancılığa sıfır faizli kredi de sağlanmaktadır. Bu kapsamda 2010 yılı Ağustos ayından, 2012 yılı Ekim ayı sonuna kadar toplamda 170 bin 417 üreticiye 6,7 milyar lira faizsiz kredi kullandırılmıştır.
Süt üretimimiz 2002 yılında 8 milyon 400 bin tondan, 2011 yılında 15 milyon tona çıkmıştır.
Kırmızı et üretimimiz ise 2002 yılında 420 bin tondan, 2011 yılında 776 bin tona çıkmıştır.
Bu günlerde çok konuşulan samanda 2011 yılı üretimi 28,3 milyon tondur. İthal edilen saman miktarını ise sadece 461 tondur. Saman ile ilgili yaşanan sorun bu yıl Nisan yağışlarının bazı bölgelerde yetersiz olmasından kaynaklanmakta olup, “Türkiye’de saman kalmadı, bitti de mecburiyetten ithal ediliyor.” diye bir durum söz konusu değildir.
2002-2011 döneminde; tavuk eti üretimimiz 700 bin tondan yüzde 131,7’lik artışla, 1 milyon 600 bin tona, bal üretimi 74 bin tondan yüzde 26,4’lük artışla 94 bin tona, su ürünleri yetiştiriciliği 61 bin tondan yüzde 208’lik artışla 188 bin tona çıkmıştır.
Son 10 yılda genel manada arpa, nohut, kütlü pamuk vb. birkaç ürün dışında bir ilerleme, bir büyüme söz konusudur.
Yine 10 yıl önce 16,8 milyar dolar olan bitkisel hasıla miktarı, yüzde 143’lük artışla 2011 yılında 40,8 milyar dolara yükselmiştir.
Şu anda dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisiyiz. 2002 yılında bunu 11’inci sıradan devraldık ve 7’nci sıraya getirdik. Önümüzdeki ülkeler; Çin, ABD, Hindistan, Brezilya, Japonya ve Endonezya’dır. 2023’e doğru giderken hedefimiz tarımsal ekonomik büyüklük itibariyle dünyanın en büyük ilk 5 ülkesi arasında olmaktır.”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in “Bütçe Sunuş Konuşması” bazı gerçekleri de su yüzüne çıkardı.
Nedir o gerçekler?
Son 10 yılda 50.7 milyar lira destek verilen tarım sektörünün 2011 ithalatı ihracatından daha fazladır. Bir yıllık dış ticaret açığı 2.3 milyar dolardır.
Hükümetin, 10 yılda en fazla destek verdiği hayvancılıkta çok çarpıcı bir tablo ile karşı karşıyayız. Hayvancılık destekleri, 2002’de 83 milyon lira iken 2012’de 2.2 milyar liraya ulaştı. Hayvancılık desteğinin toplam tarım destekleri içerisindeki payı yüzde 4,4’ten, yüzde 28,5’e çıktı.Süt üretimi, et üretimi arttı. Yem bitkileri ekim alanı arttı. Üstüne üstlük hayvancılığa son 3 yılda 6.7 milyar lira da kredi verildi. Bu kadar destek ve bu kadar krediye rağmen son 3 yılda 3 milyar dolarlık canlı hayvan ve et ithal edildi. Cumhuriyet tarihinde kurbanlık ithal edildi. Saman ithal edildi.
Konuşmaya ilişkin pek çok değerlendirme yapılabilir. Fakat, bu iki örnek bile tarım politikasında bir yanlışlık olduğunu gösteriyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in konuşmasını tıp diliyle yorumlamak gerekirse; ameliyat çok başarılı, fakat hastayı kaybettik. Allah rahmet eylesin.
Ali Ekber Yıldırım/ Dünya