Samsun Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Enerji Tarımı Araştırma Merkezi Bölüm Başkanı Mustafa Acar, EPDK’nın yayımladığı yönetmeliğe göre 2016 yılında benzin ve mazota yüzde 3 oranında bitkilerden elde edilen biyoyakıt katılmasının zorunlu hale geleceğini belirterek, “Bitkisel yağ fiyatlarında artış yaşanmasından endişe ediliyor.” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün kararı ile Samsun Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde 2011 yılında hizmete giren Enerji Tarımı Araştırma Merkezi’nin Bölüm Başkanı Mustafa Acar yaptığı açıklamada, geçtiğimiz yıl Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun(EPDK) yayımladığı ve 2016 yılının başında yürürlüğe girecek yönetmeliğe göre, mazot ve benzine yüzde 3 oranında biyoyakıt katılmasının zorunlu hale geleceğini söyledi.
480 BİN TON BİTKİSEL YAĞA İHTİYACI VAR
Türkiye’de yıllık olarak 16 milyon ton mazot, 3 milyon tonun üzerinde benzin tüketimi olduğuna işaret eden Acar, biyoyakıt elde edilmesi için yıllık 480 bin ton bitkisel yağa ihtiyaç duyulacağına dikkati çekti. EPDK’nın yönetmeliğine göre ham bitkisel yağ ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanmasının zorunlu olduğunu söyleyen Acar, “Kyoto sözleşmesi ve AB’ye üyelik müzakereleri çerçevesinde EPDK, akaryakıta yüzde 3 oranında biyoyakıt dahil edilmesini zorunlu hale getirecek. Ancak Türkiye’nin yıllık bitkisel yağ üretimime bakıldığında bu rakam 600 bin ton. Bu durumda direk olarak ithalatçı durumundayız. Birçok kaynağa göre Türkiye petrolden sonra en fazla dövizi bitkisel yağa ödüyor. 2011 yılı rakamlarına göre bitkisel yağa harcanan rakam 3 milyar doların üzerine çıktı. Bu sebeple ihtiyaç olan bitkisel yağ ihtiyacının karşılanması için, alternatif yağlı tohumların devreye alınması, mevcut yağlı tohum üretiminin artırılması, hatta gerekirse sözleşmeli tarım modeline geçilmesi gibi şartlar gündeme gelecek. 2016 yılında yürürlüğe girecek olan yönetmelik öncesi, bitkisel yağ fiyatlarında gözle görülür bir artışın yaşanacağı endişesi var.” dedi.
BİYOYAKIT, TARIMSAL ATIKLARDAN ELDE EDİLİYOR
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Samsun Tarımsal Araştırma Enstitüsü Enerji Tarımı Araştırma Merkezi’nin hayvan ve insan gıdası olarak kullanılan yağlı tohumlardan biyoyakıt elde edilmesi uygulamasına karşı olduğunun altını çizen Acar, biyoyakıt konusunda tarımsal atıklar üzerinde çalıştıklarını vurguladı. Bu kapsamda TÜBİTAK koordineli projeler hazırladıklarını söyleyen Acar “ Merkezimizde bitkiler üzerinde yapılan çalışmalarda mazota alternatif olabilecek biyodizel çalışmaları ile benzine alternatif olabilecek ve şeker, nişasta ile karbonhidratlı bileşikleri taşıyan materyallerden elde edilen biyoetanol araştırmaları yapılıyor. Ayrıca tarımsal atıklardan yakıta alternatif olabilecek biyokütle üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. Ancak biz insan ve hayvan gıdası olarak kullanılan yağlı tohumların biyoyakıt olarak kullanılmasına karşıyız. İnsan yada hayvan gıdası olarak kullanılmayan, ağaç atıkları, aspir bitkisi, buğday, mısır sapı gibi tarımsal üretimden kaynaklanan atıkların biyodizel, biyokütle yada biyoetanol gibi biyoyakıtlara yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şuanda çalışmalarımız bu doğrultuda devam ediyor.” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ KANOLASI ÜRETİLECEK
Öte yandan, yosunlardan biyoyakıt elde edilmesi için TÜBİTAK’a sunulmak üzere proje hazırlığında olduklarını söyleyen Samsun Tarımsal Araştırma Enstitüsü Enerji Tarımı Araştırma Merkezi Bölüm Başkanı Mustafa Acar, ayrıca Türkiye’nin ilk yerli kanola üretimini gerçekleştirmek için çalışma sürdürdüklerini açıklayarak şunları kaydetti: “Normal yağlı tohumun dekarından ortalama 200 kg bitkisel yağ alırsınız. Yosunlardan ise dekar başına 4 ton ila 14 ton arasında bitkisel yağ elde edersiniz. Yosunların üretimi son derece ucuz. Ayrıca 12 aylık süreklilik arz eden bir üretimi var. Diğer taraftan dünyada biyodizelin üretildiği kanolanın yerli çeşidini Türkiye’de üretmek bir çalışma sürdürüyoruz. Bunun için TÜBİTAK’a sunacağımız bir proje var. Samsun Tarımsal Araştırma Enstitüsü bu konuda Türkiye Koordinatörlüğü görevini sürdürüyor. Elimzideki ümit veren ıslah edilmiş olan materyalleri tescil ettirmek için Tohum Tescil Sertifikasyon Merkezi’ne başvuruda bulunacağız. Bunun sonucunda Türkiye’nin ilk yerli koza çeşidini Türk tarımın hizmetine sunmuş olacağız.”
Kaynak: