Avrupa genelinde büyük tedirginliğe neden olan at eti skandalının boyutlarında her geçen gün yeni gelişmeler yaşanıyor.
Skandaldan en çok etkilenen ülke olan Almanya’da çok sayıda et üreticisi mercek altına alınırken süpermarket zincirlerinde et içeren dondurulmuş gıdalar bir bir raflardan kaldırıldı. Sığır etlerine at eti katıldığı iddiasıyla yaşanan sarsıntı sürerken, ardından Almanya’da üretilen bazı dönerlerde domuz eti bulunduğu ortaya çıktı.
Son günlerde gıda sektöründeki hilekarlıklar adeta çorap söküğü gibi yayılmaya ve tüyler ürpertici noktalara varmaya devam ediyor. Nitekim ‘bio’ ürünler olarak satılan organik ve doğal ortamda yetiştiği öne sürülen tavukların yumurtalarını satan yüzlerce çiftliğin yalan beyanda bulunduğu, tavukların daracık kafeslerde tutulduğu ve yumurtaların buna rağmen organik etiketiyle satıldığı ortaya çıktı.
Bu hafta sonunda ise tüketicileri şoke eden haber, Almanya’da en önemli tahıl alanı ve aynı zamanda hayvancılıkta da ilk sırada yer alan Aşağı Saksonya eyaletinde, hayvan yemi için kullanılan mısırda Aflatoksin B1 adlı kanserojen maddesi tespit edilmesi oldu. Kanseri en çok tetikleyen maddeler arasında yer alan Aflatoksin B1’in Sırbistan’da üretilen en az 10 bin ton hayvan yemine katıldığı ve Aşağı Saksonya’daki üreticilere satıldığı belirlendi. Yetkililer yemin domuz, sığır ve kanatlı hayvanlara verildiğini, ancak laboratuvarlarda yapılan ilk analizlere göre tüketiciler için bir tehlike bulunmadığını açıkladı.
Bu açıklamaya rağmen tüketicilerin ardı arkası kesilmeyen skandallar nedeni ile keyfinin kaçtığı ve gıda maddeleriyle ilgili kuşkuların satışları da olumsuz etkilediği gözleniyor. Avrupa Döner İmalatçıları Derneği’nden Atasever Şir döner satışlarında yüzde 30’lara varan bir gerileme olduğunu belirtiyor.
Bu arada Almanya Federal Tüketici Bakanı İlse Aigner yaşanan son gıda skandallarının nerelere kadar uzandığını bilmediklerini ve kapsamı konusunda şu anda herhangi bir öngörüde bulunamayacaklarını açıkladı.
Uzmanlar bu açıklamayı yetersiz bulurken tüketiciler arasında gıda güvenliğiyle ilgili kuşkuların bundan sonra da devam edeceği görüşünde.
Kaynak: http://www.amerikaninsesi.com