Altın Çilek Üreticiyide Cezbetti

0
1259

altın çilek Narenciyeye alternatif bir ihracat ürünü olarak Silifke’de 2 yıl önce deneme ekimleri yapılan altın çileğe (yer kirazı) ilgi her geçen gün artıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık için bu meyveyi tükettiğini belirtmesiyle birlikte, dikkatleri üzerine çeken meyvenin ekim alanları son dönemlerde yaklaşık yüzde 300 artış gösterdi. Bitki bir taraftan zayıflatması gerekçesiyle tüketicinin ilgisini çekerken diğer taraftan, nisan ayından ekime kadar toplandıkça her hafta yeni ürün vermesiyle de üreticinin ilgisini çekiyor.
Fiyatlar el yakıyor

Ancak ürünün henüz Türkiye için çok yeni olması ve meyve rekoltesinin istenilen seviyelere ulaşmaması nedeniyle fiyatları el yakıyor. Bu aylarda halde kilosu hâl’de 30-40 TL arasında satılan altın çileğin, ekim alanlarının genişlemesi ile birlikte 1-2 ay içinde kilosunun halde 8-10 TL’ye kadar inmesi bekleniyor.

Altın çileğin en büyük pazarı ise Almanya ve Rusya. Altın çilek fidelerinin üreticisi Egzotürk, aynı zamanda meyvenin üretimini de gerçekleştiriyor ve ilk deneme ihracatını Rusya’ya gerçekleştirmiş durumda. Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir egzotik meyveler üzerine faaliyet gösteren ve yer kirazı tohumunu 10 yıl önce Güney Amerika’dan getirdiğini anlatan Egzotürk Sahibi Ahmet Tanrıverdi bir dönüm alan üzerinde yaptığı ekimlerden iyi sonuçlar alması üzerine 2009’dan bu yana fide üretimine başladığını söyledi.

Tanıtım yetersizliği nedeniyle o dönemlerde istediği satış rakamlarına ulaşamadığını kaydeden Tanrıverdi, dönemin Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in desteği ve Akdeniz İhracatçı Birliği’nin girişimiyle ihracat hedefiyle bu ürünün Kapızlı’da ticari amaçlı olarak deneme ekimlerinin başlandığını bildirdi.
Tohumları kendi yetiştirdiği ürünün meyveleri içindeki çekirdeklerden oluşturduklarını ve yüzde 100 yerli üretim gerçekleştirildiğini anlatan Tanrıverdi, bugün Türkiye’nin dört bir yanından fide talepleri geldiğini ve Türkiye genelinde fide satışı gerçekleştirdiklerini açıkladı.

Ahmet Tanrıverdi, ürünün lüks tüketimden çıkması, halka inmesi halinde tüketim alışkanlığının yerleşeceğini  bu nedenle fiyatlarda spekülatif artışlardan kaçınmak gerektiğini söyledi. 1-2 ay sonra ürün rekoltesinin artmasıyla birlikte fiyatların biraz daha makul seviyelere gerileyebileceğini kaydeden Tanrıverdi, ürünün özellikle Almanya’da popcorn kutularının içinde yollarda satıldığını ve sıkça tüketildiğini, Türkiye’de de benzer bir tablonun yaşanabileceğini anlattı.
İhracat potansiyeli büyük

Almanya ve Rusya’nın önemli alıcılar olmakla birlikte altın çileği Güney Amerika’dan ithal ettiklerine değinen Ahmet Tanrıverdi, Türkiye’nin lojistik avantajı nedeniyle fiyat rekabetine girerek bu pazarlarda Güney Amerika’ya göre üstünlük sağlayabileceğine dikkat çekti. AKİB desteği ile altın çileğin ilk olarak ekilme amacının da ihracat olduğunu hatırlatan Tanrıverdi, o dönemde bu ürünün ihracatından 1 yıl içinde 50 milyon dolar katmadeğer beklendiğini hatırlatarak, sonrasında bu konu üzerinde çalışan bürokratların değişmesi sonucu projenin yarım kaldığını ve ürünün giderek yurtiçinde yaygınlaşmaya başladığını bildirdi.
Firma olarak geçen yıl Rusya’ya deneme amacıyla ihracata başladıklarını ve bu yıl ihracatı sürekli hale getirmek istediklerini vurgulayan Tanrıverdi şöyle konuştu:
“Almanya ve Rusya’da altın çileğin kilosu şu anda 20-25 euro arasında satılıyor. Bu da yaklaşık 50 TL anlamına geliyor. Türkiye’den bu ürünü yüzde 50-60 daha uygun fiyatlarla ithal edebilecekleri için tercih edeceklerdir.”
Sanayisi de oluşuyor

Ürünün kilosunun Mersin Hali’nde 30-35 TL’den satılması nedeniyle diğer marketlere gidene kadar fiyatın arttığını açıklayan Tanrıverdi, “Biz ise Migros’a doğrudan kilosunu 30 TL’den veriyoruz ve Türkiye genelindeki tüm Migros’lara aynı fiyattan Mersin’den dağıtım yapılıyor. Yurtiçinde Adapazarı ve Ankara’da bu yıl ciddi ölçüde ekim yapıldığını bildiren Tanrıverdi, Ankara’da özellikle Beypazarı, Çubuk ve Nallıhan ilçelerine fide satışı gerçekleştirdiklerini söyledi. İzmir ve Niğde’de yine ekim alanlarının giderek arttığını kaydeden Ahmet Tanrıverdi, İzmir, Antalya ve Adapazarı’nda kurutma tesislerinin kurulmaya başlandığını da anlattı.
“Giderek bu ürüne yönelik sanayi de oluşuyor” diyen Tanrıverdi, “Adapazarı’na bu ay içinde yalnızca kurutma amacıyla yetiştirilecek 100 bine yakın fide gönderiyoruz” ifadesini kullandı. Şu anda ürünün kurusunun Kolombiya, Güney Amerika ve Uzakdoğu’dan geldiğini anlatan Tanrıverdi, “Her mevsim meyvenin tazesini raflarda bulmak mümkünken kurusunun neden ithal edildiğini anlamakta zorlanıyorum” değerlendirmesini yaptı.
Merdivenaltında altınçilek çayı
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından ürünün ilacı ve çayının yasaklandığını kaydeden Ahmet Tanrıverdi, altın çilek çaylarının Türkiye’de merdivenaltı üretildiğini ve çayların içinde altın çileğin yok denebilecek kadar az, kimilerinde ise bulunmadığını söyledi. Zayıflamak isteyen kişilerin ilaç yerine ürünü taze tüketebileceğini anlatan Tanrıverdi, Güney Amerika’da altın çileğin halk tarafından deri, şeker, kalp, verem ve idrar yolu hastalıklarının tedavisinde uzun yıllardır kullanıldığını anlatan Tanrıverdi “Bu ürün ülkemizde çok yeni. Bu nedenle tam olarak tanınmıyor. 1960’lı yıllarda çilek de ülkemize ilk girdiğinde alerji yapıyor diye bir ara yenmemiş sonra faydaları anlaşılmış ve satış patlamaları yapmıştı. Benzer bir durum bu üründe de yaşanacaktır” değerlendirmesini yaptı.

 

 

 

Yatırımcıya notlar
*Fidesi 35 kuruş.
*En az 2-3 dönüm alanda ekilmesi gerekiyor.
*3000-3500 fide ile ekonomik değer yaratılıyor.
*Açık alanlarda olursa 4-7 ton ürün veriyor.
*Serada verimi 12-13 tonu buluyor.
*2-3 ayda yetişiyor, her hafta meyve veriyor.

Bir Cevap Yazın