Geçtiğimiz yıllarda nisan ayına kadar devam eden hamsi avının bu yıl çok erken bittiği, bunda son yıllardaki aşırı ve küçük boyda avlanmanın etkili olduğu bildirildi.
Hızır Hacısalihoğlu
Rize Üniversitesi (RÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semih Engin, yaptığı açıklamada, teknolojiyle donanımları gelişen balıkçı teknelerin boylarının ve motor güçlerinin arttığını böylece av kapasitelerinin de yükseldiğini belirtti.
Bu gelişmeye rağmen balıkçılık yönetimi ile ilgili ciddi tedbirlerin alınmadığını öne süren Engin, sürecin yaklaşık 30 yıldır devam ettiğini, gelinen noktanın iç açısı olmadığını söyledi.
Geçen yıl hamside önceki yıllara göre azalma görüldüğünü ama etkilerinin çok net hissedilmediğini kaydeden Engin, şöyle devam etti:
”Önceki yıllarda mart, nisan ayına kadar devam eden hamsi avı bu yıl kasım ayı sonunda bitti. Bu hamsi stoklarının ciddi miktarda sömürüldüğünü, aşırı avcılığın söz konusu olduğununu, kontrol alınmazsa önümüzdeki yıllarda hamsideki azalmanın devam edeceğini gösteriyor. Bunun bir nedeni denizdeki hamsi miktarının azalması, diğer bir nedeni ise Marmara Denizi’nde uygulanan lüfer ile ilgili av yasağı. Marmara Denizi’nde çalışamayan balıkçı tekneleri hamsi avı için Karadeniz’e geldi. Rize civarında 150 civarında balıkçı teknesi 2 gece hamsi avı yaptıktan sonra hamsi sezonunu bitti. Bugünlerde ise Gürcistan ve Abhazya kıyılarında hamsi avlanmaya çalışılıyor.”
-”Diğer balık türleri de etkilenecek”-
Bir teknenin tek seferde 250 tona kadar hamsi avlayabildiğine dikkati çeken Engin, şunları söyledi:
”Bu durum devam ettiği sürece Karadeniz’de hamsi ile beslenen diğer balık türleri de olumsuz etkilenecek. Buna en iyi örneği fakültemizde yürüttüğümüz mezgit ile ilgili araştırma sonuçlarını verebiliriz. Mezgit, yılın 6-7 ayı hamsi ile beslenir. Hamsiyi bulamadığında büyük mezgit, küçük mezgiti tüketir. Hamsinin olmadığı dönemde ise sadece birbirleri ile besleniyorlar. Elde ettiğimiz bu bilgiler son 10-15 yıldır mezgitin sofralarımızdan neden azaldığını açıklıyor. Yani hamsinin azalması, diğer balık türlerinin de azalması anlamına geliyor.
Mezgit, palamut, lüfer, izmarit kalkan, köpek balığı ağırlıklı olarak hamsi ile beslenir. Yeterli beslenemeyen balık, büyüyemiyor. Birbirlerini tüketerek de sayısal olarak azalıyor. Özellikle kıyı balıkçısı denilen küçük balıkçılar, bu durumdan son derece olumsuz etkileniyor.”
Karadeniz’in verimli bir deniz olduğunu dile getiren Engin, ”Türkiye’deki su ürünleri üretiminin yüzde 70’i Karadeniz’den gerçekleşiyor. Bunun yüzde 90’ını ise hamsi oluşturuyor. Bu doğada yaşayan diğer canlılar için önemli olduğu gibi ticari anlamda Türkiye’deki balıkçılık sektörü için de son derece önemli” diye konuştu.
-”Sürdürülebilir politikalar oluşturulmalı”-
Semih Engin, hamsinin küçük boyda ve fazla miktarda avlandığını kaydederek, ”Öyle duyumlar alıyoruz ki bir anda 100 ton hamsi avlanıyor, küçük boyda olduğu görülünce tekrar denize bırakılıyor. Ama bunların büyük bölümünün yaşama şansı olmuyor. Balık unu ve yağı fabrikalarına da ciddi tonajlarda küçük boyda hamsinin gittiğini düşünüyoruz” dedi.
Karadeniz’deki hamsi avının kontrol altına alınmadıkça ekosistemdeki olumsuz gidişin devam edeceğini öne süren Engin, ”Tahmin ediyoruz ki önümüzde 5-10 yılı bile beklemeye gerek olmayacak. Karadeniz’i ciddi krizler bekliyor diyebiliriz. Hamsinin ortamdan çekilmesi ile diğer bütün balık türleri de bundan olumsuz etkilenecek. Bunun için sürdürülebilir bir balıkçılık politikası oluşturulması gerekir” diye konuştu.
Kaynak: Haber Güven