Türkiye 2. Organik Hayvancılık Kongresi için bir kez daha Bursa’dayız. Uludağ Üniversitesi’nde yapılan kongrede genel olarak tarım,organik tarım ve ağırlıklı olarak organik hayvancılık konuları konuşuldu. Yurt içinden ve dışından çok sayıda konuşmacı görüşlerini açıkladı. Dünyada, özellikle Avrupa ve Türkiye’de organik hayvancılığa ilişkin önemli veriler paylaşıldı.
Hem konuşmacı hem de ilk oturumun yöneticisi olarak edindiğimiz bilgileri şöyle özetleyebiliriz:
1- Dünyada 7 milyar insanın yaklaşık 1 milyarı aç. Kalan 6 milyar insanın da önemli bölümü gıda kaynaklı ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya.
2- Son yıllarda kanser ve benzeri ölümcül hastalıklarda büyük artış var. Doğal yaşam, su ve toprak tehdit altında. Bunun temel nedeni ise tarımsal üretim için kullanılan tarım ilaçları, hormonlar ve gıdalarda insan sağlığını tehdit eden katkı maddeleri.
3- Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek’in konuşmasında dikkat çektiği gibi, “daha çok üret, daha çok sat, daha çok kar et” mantığı ile yok edilen sadece çevre ve doğal kaynaklar değil, bizden sonraki kuşakların geleceği de yok ediliyor. Bu kar hırsı insanları açlığa ve ölümcül hastalıklara sürüklüyor. Oysa doğayla dost ve insan için yapılacak tarımsal üretim dünyanın tamamını besleyebilir.
4- Dünyanın gelişmiş ve organik üretim konusunda bilinçli kabul edilen ülkelerinde (İsviçre, Almanya, Danimarka vb.) kişi başına yıllık organik ürün tüketim değeri 100-150 euro düzeyinde. Türkiye’de ise organik ürünlerin tüketimi için kişi başına yıllık harcama 1 euronun altında.
5- Organik üretimin ve tüketimin yaygın olduğu ülkelerde bu ürünlerin önemi bölümü devlet desteği ile okul çağındaki çocukların tüketmesi sağlanıyor. İtalya’da organik ürünlerin üçte ikisi okullarda, öğrenci yemeklerinde tüketime sunuluyor. Türkiye’de bu yönde bir uygulama yok.
6- Avrupalı tüketici hayvan refahı için organik ürünler tüketmeyi tercih ederken, Türkiye’de insanlar kendi sağlıkları için organik ürünlere yöneliyor.
7- Organik ürünlerin fiyatı Avrupalı tüketici için öncelikli sorun değil. Yapılan araştırmalarda “fiyat yüksek olsa da organik tüketirim” diyenlerin oranı yüksek. Türkiye’de ise yüksek fiyat tüketimin önündeki en önemli engel. Gümüşhane Kelkit’te Doğan Organik İşletmesi’nin uzun yıllar genel müdürlüğünü yapan İlhan Başaran’ın derlediği bilgilere göre, ulusal markalar düzeyinde Türkiye’de organik ürünle konvansiyonel ürün arasındaki fiyat farkı yüzde 45 ile yüzde 241 arasında değişiyor. Yumurta’da fiyat farkı yüzde 120, sütte yüzde 50, peynirde yüzde 90, piliç etinde yüzde 241 fiyat farkı var.
8- Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak’ın verdiği bilgiye göre, Amerika ve Avrupa Birliği gibi ülkelerde organik süt ve süt ürünleri toplam süt üretiminin yüzde 2-20 oranında bir paya sahip. Avrupa Birliği ülkelerinde ekolojik süt ve süt ürünlerinin fiyatları konvansiyonel ürünlere oranla yüzde 10-20, ekolojik et ve et ürünleri fiyatları ise yüzde 50 daha yüksek.
9- Avrupa’da tarım topraklarının yüzde 2.2’sinde organik tarım yapılırken, Türkiye’de bu oran yüzde 1’in çok altında. Son 5 yılda hayvancılık sektöründe kümes hayvanlarında özellikle tavukçulukta organik üretim artıyor.
10- Avrupa’da organik hayvansal ürünlerin üretimi ve tüketimi büyük oranda destekleniyor. Özellikle bebek mamalarının hazırlanmasında organik ürünler kullanılıyor. Okul sütü programlarında organik süt tercih ediliyor. Türkiye’de de organik üretime son yıllarda destek verilmeye başlandı. Ancak okul sütü programında organik süt tercih edilmiyor. Bu ihtiyacı karşılayacak miktarda organik süt yok.
11- Amerika ve Avrupa Birliği’nde, organik hayvansal ürünlerin yüzde 60’ı organik ürün mağazalarında, yüzde 20’si süpermarketlerde ve yüzde 20’si ise doğrudan satış yoluyla pazarlanıyor. Türkiye’de organik ürün mağazaları henüz emekleme aşamasında. Ürünlerin büyük bölümü zincir mağazalarda ve internet üzerinden satılıyor.
12- Organik ürünlerin tüketiminde yazılı, görsel ve sosyal medyanın önemli rolü var. Türkiye’de zirai ilaç kalıntısı haberleri, gıda terörü olarak adlandırılan sahtecilik, tağşiş ile ilgili haberler ve Genetiği Değiştirilmiş (GDO) ürünlere ilişkin haberler organik ürünlere olan talebi artırıyor.
13- Türkiye’de organik tarımda yaşanan sorunların başında girdi fiyatlarının yüksek olması, denetim yetersizliği, kayıt dışılık, organik ürünlere güvensizlik var.
14- Organik hayvancılığın temeli mera, Türkiye, mera alanlarını hızla kaybetti. Organik hayvancılığın geleceği açısından mera alanlarının korunması ve ıslah edilmesi gerekiyor.
Özetle dünyanın ve insanlığın geleceği için organik tarım çok büyük önem taşıyor. Türkiye’nin bu konuda çok önemli potansiyeli var. Bu potansiyelin yaşama geçirilmesi için planlı bir politikaya ihtiyaç var. Dünya Organik Kongresi 2014’te İstanbul’da yapılacak. Türkiye’de bu fırsat iyi değerlendirilmeli.
makaleler