Avrupa’da Helal Gıda Karmaşası

1
1036
kirmizi et

Avrupa’daki Müslümanların en çok sıkıntı yaşadığı konulardan biri İslam inancına uygun helal gıda tüketebilmek. Döner ve helal damgalı ürünlerde at eti ve domuz eti çıkması gibi skandallar kafa karışıklığını daha da körüklerken Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Diyanet İşleri Başkanlığı, Avrupa’daki çözüm ortağı kuruluşları TSplus ve DİTİB eliyle helal gıda karmaşasına son vermek için düğmeye bastı, sertifika çalışması başlattı.Avrupa’daki Müslümanların en çok zorluk yaşadıkları konulardan biri de inançlarına uygun şekilde “hela gıda” tüketebilmek. “Etiket firmaları”nın yaygınlaştığı, Müslümanlara ait firmaların yüzde 80’inin Alman firmaların üretim tesislerinde et mamullerini ürettiği, 300 bin katkı maddesinin kullanıldığı Avrupa’da hangi ürünün gerçekten helal, hangisinin sadece etikette helal olduğunu kimse bilmiyor. Öte yanda yakın dönemde patlak veren “at eti skandalı” gibi skandallar et ve et ürünleri tüketimi konusunda tüm tüketicilerin kafasını karıştırıyor. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Diyanet İşleri Başkanlığı Avrupa’da ‘Helal Et’ karmaşasına son vermek için düğmeye bastı.

TSE, Avrupa çözüm ortağı TSplus ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) işbirliği ile Avrupa’da “helal sertifikası” vermeye hazırlanıyor.TSE’nin Avrupa çözüm ortağı TSplus yöneticisi Oğuz Evler, Avrupa’da TSE helal sertifikası çalışmalarını Almanya’nın Aachen kentinde yürütüyor. TSE’nin 2011’den itibaren “Helal Gıda Uygunluk Belgesi” verdiğini hatırlatan Evler, sertifikanın fetva kısmını Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yürüttüğünü, TSE’nin gıda ve kalibrasyon uzmanları ile denetimleri yaptığını aktardı. Sertifika heyetinde hem gıda uzmanı, hem dini görevli bulunduğunu belirten Oğuz Evler, “Puan sistemiyle sertifika verilip verilmeyeceğine karar verilir. Aynı çalışmayı burada TSplus olarak Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile yapacağız. Diyanet bu konuda DİTİB’e atamaları yeni belirledi. Sertifika ekibimizin topladığı bilgiler Ankara’ya gönderilip TSE ve Diyanet tarafından incelenecek ve karar verilecek. Yani bizim tasdik yetkimiz yok.” şeklinde konuştu.Denetimlerin devamlılığına dikkat çeken Evler, sertifika verdikleri kurumu habersiz sürekli denetleyeceklerini, marketten alınan ürünlerin laboratuvarlarda analiz edileceğini ve gerekirse sertifikanın iptal edileceğini söyledi. Çalışmalarının yeni başladığını bildiren Evler, “Gıda sektöründeki arkadaşları bizimle çalışmaya davet ediyoruz. Ekim ayında Köln’de yapılacak olan büyük gıda fuarı Anuga’dan önce basın toplantısıyla kadromuzu ve çalışmamızı tanıtacağız. Anuga Fuarı’nda yapılacak olan II. Helal Konferansı’nda TSE konuk kurum olacak. Burada Alman üreticileri ve medyasına sertifikamızı tanıtacağız. Sertifika hizmeti olarak Almanya ve Fransa ağırlıklı olmak üzere tüm Avrupa’da hizmet vereceğiz.” diye konuştu. Helal gıda konusundaki belirsizliklere son vermek istediklerini kaydeden Evler her şeyi net bir şekilde tüketiciye sunacaklarını belirtti.Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Dr. Muhlis Akar ise Cihan’a yaptığı açıklamada, “TSE Diyanet İşleri Başkanlığı ile bir protokol imzalamıştır. Başkanlık adına TSE komisyonuna ben katılıyorum, dini açıdan rehberlik ediyoruz. İki senedir devam eden süreçte, önceden bir kere helal standartları oluşturulmuş. Hijyen standartları var, kurumumuzun fetvaları var. Helal sertifikası almak isteyen üreticiler başvuruyor, TSE de uzmanlarını gönderiyor. Alınan numunelerin laboratuvarlarda testleri yapılıyor. Dosya son şeklini alınca üst komisyon olarak oy birliğiyle karar veriyoruz.” dedi.Almanya merkezli olarak Avrupa’da da benzeri çalışma yapıldığını belirten Dr. Akar, “Çalışma hazırlık aşamasında. Müşavirliklerimizde belirlenen arkadaşlarımızla aynen burada olduğu gibi çalışacaklar. Raporlar gelir, son kararı yine Ankara’da TSE verir. Diyanet dini açıdan evet demedikçe de TSE sertifika vermiyor. Belgenin bir sene geçerliliği var, zorunlu denetimler var, üretici herhangi bir aykırı davranış içine girmişse anında belgesi iptal ediliyor.” dedi. Diyanet olarak Avrupa için iki kişiyi görevlendirdiklerini bildiren Akar, bu çalışmaların Diyanet Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü işbirliği ile yürütüldüğünü kaydetti.Çeşitli etli mamuller üreten YEDOY firmasının sahibi Şahset Pehlivan ise çok fazla kurumun sertifika vermesinden yakındı ve bunların çoğunun tanınmadığına dikkat çekti. İnternet üzerinden sertifika belgesi alınabildiğini ifade eden Pehlivan, “Helal gıdayı ayırt edebilmek tüketici için de oldukça zor. Tüketici bakıyor bunun üzerinde de helal yazıyor, ötekinin üzerinde de helal yazıyor. Bilmeyen, araştırmasını yapmayan insanımız genellikle böyle düşünüyor.” şeklinde konuştu.Sertifika veren şirketlerin bazı hassasiyetleri göremediğini bu yüzden en ufak bir şüphe duydukları yerde kesinlikle üretim yaptırmadıklarını dile getiren Pehlivan, TSE’nin çalışmasının kendilerini çok rahatlatacağına dikkat çekti. Bir Türk kurumunun yurt dışında sertifika vermeye başlayacak olmasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Pehlivan, “Benim en çok istediğim şeylerden biri İslam aleminin bir helal sertifikasında birleşebilmesi. TSE’yi herkes tanıyor, ne kadar hassas olduklarını biz eskiden beri biliyoruz. Diyanet’in çözüm ortaklığına katkı yapması bizi memnun etmiştir. İnşallah tüketici de bu konuda hassas olur, TSE’nin vermiş olduğu helal sertifikalı ürünleri tercih eder. TSE sertifikası hem vatandaşın kafasındaki soruları giderecek, hem biz üreticilerin işini çok kolaylaştıracaktır.” diye konuştu.

1 Yorum

Bir Cevap Yazın