Ekonomik Önemi, Anavatanı ve Yayılma Alanları
İnsanların beslenmesinde önemli bir yeri olan bakla, içerdiği bitkisel proteinin zenginliği nedeniyle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de değişik şekillerde tüketilmektedir. Taze bakla, taze iç bakla, taze bakla konservesi ve enginar ile karışık yemekleri yanında özellikle kış aylarında kuru danelerinden hazırlanan fava adı verilen bakla ezmesi en sevilen tüketim şekilleridir.
Kuru bakla % 20-36 protein içeriği ile hem insan hemde hayvan beslenmesinde büyük önemi olan bir sebzedir. Yeşil baklada protein miktarı % 5-7, süt olumundaki yeşil tohumlarında ise % 3-10’dur. Erken olgunlaşan çeşitlerde protein oranı düşerken, geç olgunlaşan çeşitlerde artmaktadır.
Eser (1978), baklanın gen merkezi ve gelişme alanının Güneybatı Asya ve Akdeniz Bölgesi olduğunu bildirmektedir. Hawtin ve Stewart (1979) ise baklanın gen merkezinin Doğu Akdeniz ülkeleri, Türkiye, Suriye ve Filistin olduğunu bildirmektedir.
Baklanın iri ve küçük taneli iki formu vardır. Büyük daneli baklalar Suriye, Filistin, Tunus, Cezayir, Fas, Yunanistan ve Türkiye’nin güney kısmında, küçük daneli baklalar ise İran, Türkmenistan, Afganistan ve Kuzey Hindistan’da toplanmıştır.
Cubero (1975), baklanın Anadolu üzerinden Yunanistan’a ve Afrika üzerinden Avrupa’ya yayıldığını bildirirken, Bond (1976) ve Kogur (1979) ise baklanın milattan önce 100. yılda Çin’de görüldüğünü, Amerika’nın keşfinden sonra İspanyollar tarafından Amerika’ya götürüldüğünü belirtmişlerdir.
Dillingen (1956) Vicia faba L. cinsini Vicia faba var. minor (küçük daneli), Vicia faba var. equia pers (orta daneli) ve Vicia faba var. major (iri daneli) olarak üç grupta incelemiştir.
Kök
Baklada kuvvetli bir kazık kök oluşur. Kazık kök 20-25 cm. derinliğe indiğinde yan kökler oluşmaya başlar. Yan kökler üzerinde bol miktarda saçak kökler meydana gelir. Kazık kök 100-150 cm derinliğe kadar inebilir. Yan kökler de toprak koşullarına bağlı olarak ana kazık kök kadar uzayabilir. Yan köklerin çevreye dağılması 80-100 cm’lik bir çap içinde olur. Kökler belirgin bir büyüklüğe ulaştığında kökler üzerinde nodozite bakterilerinin etkisiyle yumrular meydana gelir. Bakla bir dekar alanda 19-20 kg’a yakın saf azot biriktirebilir.
Gövde
Baklanın otsu bir gövdesi vardır. Gövde dört köşeli, 1-2 cm kalınlığında ve içi boştur. Yere devrilmeden muntazam şekilde dikine büyüyen bir yapıya sahiptir. Çeşitlere göre gövdenin boyu değişir. Gövde boyu 60-80 cm’den başlar 1-2 m’ye kadar ulaşabilir. İri tohumlu çeşitler küçük tohumlu çeşitlere nazaran daha fazla boylanırlar. Genelde gövde düz ve çıplaktır. Bazı çeşitlerde hafif tüylülük vardır. Gövde boğum ve boğum aralarından meydana gelir. Boğum araları 2-8 cm uzunluktadır. Boğumlardan yapraklar çıkar. Düşük sıcaklık koşullarında gövdenin alt yapraklarının koltuklarından yan dallar oluşur. Bu yan dallar bazı çeşitlerde 2-12 hatta daha fazla sayıda meydana gelebilir. Bu olaya kardeşlenme adı verilir. Kardeşlenme çiçek ve meyve miktarınımahsul verimini olumlu yönde etkileyerek verimi arttırır.
Yaprak
Baklada yapraklar gövde nodyumlarından akasya yaprağına benzeyen bileşik yapraklar şeklinde çıkarlar. Her boğumda bir bileşik yaprak bulunur. Bileşik yapraklar ana gövde üzerinde değişik sayıda yaprakların bir araya gelmesiyle oluşur. Bileşik yapraktaki yaprak sayısı alttan itibaren yukarıya doğru artar ve bir bileşik yaprakta 2 ile 6 arasında yaprak bulunur. Yaprak büyüklüğü ekolojik koşullara ve çeşide göre farklılık gösterir. Yapraklar ortalama 5-9 cm uzunlukta, 2-2.5 cm genişliktedir. Yapraklar beyzi veya uzun elips şeklinde olup uçları sivri ve yaprak sapı üzerinde karşılıklı olarak dizilmişdir, üzerleri tüysüzdür. Renkleri koyu yeşilden başlar açık yeşile kadar değişir. Bazen mavi yeşil, gri yeşil renklerede rastlanabilir. Renk değişimi yaprağın üzerindeki mum tabakası ile yakından ilgilidir.
Çiçek
Baklada çiçekler yaprak koltuklarında meydana gelir ve salkım şeklindedir. Bir salkımda 2-12 arasında çiçek bulunabilir. Çiçekler kapalı çan şeklinde olup, beş adet çanak yaprak çiçek sapından sonra alttan birleşmiş tüp şeklindedir, üst kısmında ise birbirinden ayrılarak kendini belli ederler. Çanak yapraklardan ön taraftaki üç tanesi büyük, sırt tarafındaki iki tanesi kısadır. Çanak yaprakların oluşturduğu tüp içinde beş adet taç yaprağı bulunur. Bu taç yapraklardan en dışta yer alan yaprağa bayrak adı verilir. Orta kısımda bayrakçıktan daha kısa iki adet kanatçık adını alan taç yapraklar bulunur. Bunların içinde de 2 adet taç yaprağın birleşmesinden meydana gelen kayıkçık yer alır. Taç yaprakların rengi beyaz ve menekşe renginde, çanak yapraklar ise yeşil ve yer yer antosiyan içerir.
Erkek organlar 10 adet olup, kayıkçık içinde yer alır. Erkek organların 9 adedi birleşmiş bir tanesi serbesttir. Erkek organlar bir boru şeklinde olup içinden dişi organ çıkar. Yumurtalığın ucu sağa doğru eğri ve uç kısmı fırça gibi tüylüdür.
Baklalarda çiçek kapalı iken dişi ve erkek organlar döllenme olgunluğundadır. Bu bakımdan çiçek açılmadan önce döllenme olur ve daha sonra çiçek açılır. Bu nedenle baklalarda kendine döllenme hakimdir. Bazı koşullarda çeşitlere bağlı olarak yabancı döllenme % 1-2’den başlayarak % 60-70’e kadar çıkabilir. Yabancı döllenme böceklerle olur. Free (1966), bakla çiçeklerinde böcek aktivitesine bağlı olarak yabancı döllenme oranının % 100’e kadar çıkabileceğini bildirmektedir. Baklada çiçekler öğleden sonra açılır. Döllenme olmamış ise çiçekleri ziyaret eden böcekler döllenmeye yardımcı olur. Bazı durumlarda böcek ziyareti olmadığı zaman tohum verimi büyük ölçüde düşer. Bu düşme oranının % 22-72 arasında değiştiği bildirilmektedir (Free, 1966).
Meyve
Bitki üzerindeki çiçekler döllendikden sonra baklalar (meyve) olgunlaşmaya başlar. Baklalar 4-35 cm uzunluğunda, dar veya geniş, basık veya yuvarlak değişik şekillerde olabilir. Baklalar bitki üzerinde dik, yatık veya sarkık durumda gövde üzerindeki yaprak koltuklarında asılı olarak bulunur. Bakla renkleri başlangıçta yeşildir. Daha sonra sararır, tohumların olgunluk dönemine doğru kaba dokulu koyu kahverengi veya siyah bir hal alır. Başlangıçta baklada girinti ve çıkıntı bulunmaz ve meyve düzdür. Tohumlar olgunlaştıkça tohumların üzerini örten kabuk tohumların şekil ve iriliğine göre girintili çıkıntılı bir görünüm alır. Olgunlaşan ve kuru bakla için hasat olgunluğuna gelmiş baklalar çeşit özelliğine göre çatlar veya çatlamaz. Yaprak koltuklarında 2-12 arasında değişen çiçek oluşmasına karşı, olgunlaşan bakla sayısı 2-5 arasında değişir. Ekolojik koşullara ve çeşit özelliğine bağlı olarak bir bakladaki tohum sayısıda 1-7 arasında değişmektedir.
Tohum ve çimlenme özellikleri
Bakla tohumları şekil, renk ve büyüklükleri bakımından çeşitlere göre büyük farklılık gösterir. Çok küçük daneli olanların yanında çok iri olanlarada rastlanır. Tohumların renkleri esmerimtrak, yeşilimtırak, sarımtırak ve beyazımtırak olabilir. Hilum (göbek bağı noktası) renklerine göre bakla tohumları siyah ve beyaz olmak üzere iki kısma ayrılır. Tohumların renkleri konservecilikte önemlidir. Kuru halde iken esmerimtırak, yeşilimtırak ve sarımtırak renkli tohumlar yeşil halde konserve edilince koyu esmer renk alırlar. Bu nedenle konserve sanayinde beyazımtırak renkli tohumlu çeşitler tercih edilir.
Çeşit özelliğine bağlı olarak 100 adet bakla tohumu 100-250 gr arasında değişir. Ortalama olarak bir kilogram tohumlukta 400-1000 adet bakla tohumu bulunur.
Tohumların çimlenme gücü % 95’in üzerinde olmalıdır. Bakla tohumları normal koşullarda çimlenme özelliğini 4-5 yıl muhafaza eder. Tohumların çimlenebilmesi için optimum sıcaklık 20-25°C’dir. En düşük çimlenme sıcaklığı 3°C, en yüksek 30°C’dir. Bakla tohumları toprak sıcaklığı 8°C’yi bulduğunda çimlenmeye başlar. Tohumların çimlenebilmesi için 10-12 gün yeterlidir.
Yetiştirilme İstekleri
İklim isteği
Vegetasyon süresi 120-200 gün gibi uzun olmasına karşın fazla sıcaklık istemez. Ilık iklim bitkisi olup, börülce, fasulye ve bezelyeye nazaran soğuklara biraz daha fazla dayanabilmektedir. Bakla yağışlı ve rutubetli iklimleri sever. Vegetasyon dönemi boyunca düzenli ve yeterli miktarda yağış alan, yada sulanabilen yerlerde iyi yetişir. Taze bakla üretimi kış veya ilkbahar döneminde yapıldığından, bu dönemde iklim koşullarının kurak veya soğuk olmaması gerekir. Bakla, tohumlarının çimlenip bitkinin toprak yüzeyine çıktığı ilk dönemde -4 ve -6°C sıcaklıklara dayanabilir. Sıcaklığın -10°C’ye düşmesi bitkilerin ölümüne neden olur. Toprak sıcaklığının 9°C, hava sıcaklığının 10-14°C arasında olması tohumların çimlenebilmeleri için uygun bir sıcaklıktır. Normalde bitki gelişebilmesi için 10-20°C arasında değişen bir sıcaklığın olmasını ister. Çiçeklenme zamanındaki fazla yağış ve kuraklık bakla verimini önemli ölçüde azaltır. Çiçeklenme dönemi boyunca ılık bir hava devam ederse, ürün miktarı artar. Bakla sıcaklıklardan korkmaz. Ancak soğuk olan bölgelerde ilkbahar tohum ekimi ile yaz aylarında bakla yetiştiriciliği yapılacak ise kurak dönemde düzenli bir sulama yapılmalıdır. Deniz havası baklanın en iyi uyum sağlayabildiği iklim koşullarıdır. Tropik koşullarda kışın serin zamanlarda iyi yetişir. Mutedil iklim koşullarında hafif donlara dayanır. 1500-1800 metre yükseklikteki tropik bölgelere iyi adapte olmuştur.
Bakla kısmen uzun gün bitkisidir. Kısa günde yeşil aksamı iyi gelişir. Generatif gelişme için günlük ışıklama süresinin 12 saatin üzerine çıkması gerekir.
Toprak isteği
Bakla derin, geçirgen, organik maddece zengin, su tutma kapasitesi yüksek tınlı killi topraklarda en iyi sonucu verir. Erkencilik düşünüldüğünde hafif kumlu topraklar, yüksek verim düşünüldüğünde ise alüviyal ve killi-kumlu topraklar ile ıslah edilmiş turbiyer topraklar tercih edilmelidir.
Toprak nötr veya hafif alkali olduğu zaman en iyi verim elde edilir. pH 7-7.5 arasında olmalıdır. Asitli topraklarda baklanın büyümesi yavaşlar ve verimi çok düşük olur. Bu tip topraklarda nodozite bakterilerinin bitki köklerini ziyareti ve nodozite meydana getirme oranı çok düşük olur.
Yetiştirilme Şekli
Toprak hazırlığı ve ekim
Bakla kışlık veya yazlık olarak yetiştirilebilir. Kışlık ekimlerde, anızdan sonra tarla sürülür ve sonbaharda ikinci defa işlenir. Yazlık ekimde ise, anız bozumundan sonra toprak derince sürülür, ilkbaharda tohum ekiminden önce tekrar sürülerek ekime hazırlanır. Bakla tohumları derine ekildiği için toprağın derin işlenmesi ve yabancı otlardan temizlenmiş olması gerekmektedir.
Tohum ekimi kışları uygun olan bölgelerde Ekim ve Kasım aylarında başlamak üzere ilkbahara kadar olan dönemde yapılabilir. Ülkemizde ilk turfanda için Akdeniz ve Ege Bölgelerinde deniz iklimine yakın yetiştirme alanlarında tohum ekimi kışlık olarak Ekim ayı ortalarından Kasım ayı sonuna kadar yapılabilir. Orta Anadolu gibi kışları soğuk geçen bölgelerde tohum ekimi Mart-Nisan aylarında, Doğu Anadolu gibi ilkbahar geç donlarının daha uzun devam ettiği bölgelerde ise Mayıs ayından itibaren yapılmaktadır. Bu üretim şekli yazlık üretim olarak adlandırılmaktadır.
Tohum ekiminden önce toprak derince sürülür ve tırmıkla düzeltilir. Tohum ekimi serpme, ocakvari, sıravari ve makinayla yapılabilmektedir.
Serpme ekim hem birim alana fazla tohum atılması hemde bakım işlerinin zor olması nedeni ile tercih edilmemelidir. Bu sistemde birim alana hem fazla tohum ekilir, hemde çimlenme düzensiz olur.
Ocak usulü ekim küçük işletmelerde yapılır. Sıra arası ve sıra üzeri 30-50 cm aralıklarla açılan ocaklara 2-3 adet tohum atılır ve üzerleri toprakla kapatılarak bastırılır.
Sıra usulü ekimde ise çeşidin gelişme ve dallanma kuvvetine, sulama şekline ve çapa işlerinin elle veya makinalı olarak yapılma durumuna göre, sıralar arası 40-70 cm olacak şekilde mesafeler bırakılır. Bakla tohumları çimlenebilmeleri için fazla su istediklerinden, ekim derinliğinin fazla olması gerekir. Baklanın embriyosu çok kuvvetli olduğundan derin ekim çimlenen tohumun toprak üzerine çıkmasını engellemez. Ekim derinliği, tohumun iriliği ve toprak yapısına bağlı olarak değişmektedir. İri tohumlu baklalarda ekim derinliği 7-8 cm, küçük tohumlularda ise 5-6 cm olmalıdır. Ağır topraklarda ekim derinliği 5-6 cm, hafif bünyeli topraklarda ise 8-10 cm arasında değişmektedir. Geniş alanlarda bakla yetiştiriciliğinde 30-40 cm sıra arası 8-10 cm sıra üzeri olmak üzere sıravari ekim şekli en uygun olanıdır. Orobanş ile bulaşık tarlalarda ekim derinliği normal ölçülerden biraz daha derine yapılmalıdır.
Ülkemizde uygulanan bir başka yetiştirme yönteminde ise pullukla açılan çizilere pulluğun arkasından yürüyen bir işçi tohumları eşit aralıklarla bırakır ve pulluğun dönüşünde, açılan çizilere atılan tohumların üzeri kapatılır. Bu ekim şeklinde pulluğun fazla derin veya yüzeysel olarak çizileri açması ve tohumların değişik derinliklere düşmesi nedeniyle düzenli bir çimlenme meydana gelmemektedir.
Geniş alanda tarla ziraati yapan işletmelerde ekim ve bakım işleri makina ile yapılmaktadır. Makina ile tohumların ekim derinliği uniform şekilde olup, tohumdan tasarruf sağlanmaktadır. Bu ekim şeklinde çapa ve diğer kültürel işlemler makina ile düzenli bir şekilde yapılabilmektedir.
Birim alana ekilecek tohum miktarı tohumların iriliğine, sıra arası ve üzerinde bırakılacak mesafeye ve ocağa atılacak tohum sayısına göre değişmektedir. Buna göre bir dekara ekilecek tohum miktarı şöyledir;
serpme ekim sıraya ekim
– Küçük daneli tohumlar için 18-25 kg 14-20 kg
– Orta daneli tohumlar için 20-32 kg 18-25 kg
– Büyük daneli tohumlar için 28-38 kg 22-30 kg
Pratikte m²’de 12-18 adet bitki bulunması gerekir.
Bakım işleri
Çapalama
Bakla üretimi için hazırlanmış tavlı topraklarda tohumlar 10-15 gün içinde çimlenerek toprak yüzeyine çıkarlar. Toprak yüzeyine çıkmış bitkiler 8-10 cm boy alınca birinci çapa yapılır. Bu dönemde bitkilerin boğazı doldurulur, Çiçeklenmeden önce ikinci çapa yapılarak hem toprağın kabartılması ve kaymak tabakasının kırılması, hemde yabancı otlardan temizlenmesi sağlanır. Çiçeklenme döneminde çapa yapılmaz. Bu dönemde çapalama yapılırsa bitki üzerindeki çiçeklerde dökülme olur. Bunun sonucu olarak verim düşer. Bakla yabancı otlardan çok olumsuz etkilenir. Bazı yörelerimizde yabancı otlara karşı selektif ot ilacı atılarak mücadele yapılır.
Sulama
Baklanın gelişme döneminde hava kurak giderse çiçeklenmeden önce mutlaka sulama yapılmalıdır. Meyve bağladıktan sonra bitkinin ihtiyacına göre belirli aralıklarla sulama tekrarlanır. Özellikle ilkbahar üretiminde iyi bir ürün için düzenli ve devamlı sulama önemlidir.
Gübreleme
İlkbaharda tohum ekimi yapılacak ise, bir evvelki sonbaharda, ekimden birkaç ay evvel dekara 2-3 ton iyi vasıflı yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Bakladan kaliteli ve yüksek verim elde edebilmek için başlangıçta bitki nodozitelerini oluşturuncaya kadar az bir azotlu gübrelemeye ihtiyaç vardır. Dekara 8-10 kg azotlu gübre yeterlidir.
Fosforlu gübreler ise aynı zamanda topraktaki bakteriyel flora için gereklidir. Toprakta yeterli fosfor bulunursa bakteriler bakla köklerine geçer ve bitkinin gelişmesi hızlı olur. Fosfor eksikliği bakladaki protein sentezini yavaşlatır. Üretimde bir dekar alan için 10-15 kg fosfor yeterlidir.
Potasyum baklada nodül oluşması ve azot tespiti için gereklidir. Potasyumun yüksek dozda verilmesi ise verimi ve kaliteyi düşürür. Bir dekar alan için 10-20 kg potasyum yeterlidir. Gübrelerin tohum ekimi ile beraber toprağa verilmesi, maliyeti belli ölçüde düşürmektedir.
Tarımsal savaşım
Hastalık ve zararlılar bakla üretimini önemli ölçüde etkiler. Baklada zarar yapan hastalıkların başında antraknoz, pas hastalığı ve kök boğazı çürüklüğü ile bakla mozaik virüsü gelmektedir. Bu hastalıklara karşı mücadele zamanında ve düzenli olarak yapılmalıdır.
Bakla zararlılarının başında ise yaprak bitleri ile burukus’lar gelir. Bu zararlılara karşı da zamanında ve düzenli bir mücadele sürdürülmelidir.
Baklanın önemli düşmanları arasında orobanş ve küsküt yer alır. Orobanş yapraksız çiçekli parazit bir bitkidir. Yapraksız olduğu için kendi kendini besleyemez. Sağlam gövdesi ve çiçekleri vardır. Orobanş tohumları toprakta çimlendiğinde emici köklerini çimlenen baklanın köklerine tespit ederek, ihtiyacı olan besin maddelerini asalak olarak bakladan temin eder. Bakla ile beraber büyür ve sonra dışarı çıkarak toprak üstünde 15-20 cm boy alınca gövdesi üzerinde çiçeklerini meydana getirir. Baklanın ölümüne kadar hayatını bakla üzerinde devam ettirir. Bitkiyi zayıf düşürür, önemli verim kaybına yol açar. Bugün orobanş ile kimyasal mücadele henüz yapılamamaktadır. En güvenli mücadele yöntemi orobanşların tohum oluşturmadan sökülerek yakılmasıdır. Aksi halde tohumları toprağa karışarak tarlayı bulaşık hale getirir. Orobanşla bulaşmış tarlaya uzunca bir süre bakla ekimi yapılmamalıdır.
Küsküt, orobanşta olduğu gibi asalak olarak bakla bitkisine zarar verir. Mücadelesi ise küskütün görüldüğü dönemde üzerine sarıldığı bitki ile birlikte sökülüp yakılması şeklinde olur.
Olgunluk, Hasat ve Depolama
Baklalarda hasat zamanı taze bakla, taze iç bakla ve kuru dane olarak değerlendirilme şekline göre değişir. Taze bakla için hasat meyveler çeşidin normal iriliğinin 1/3 veya en fazla yarısını aldıklarında olmak üzere kademeli olarak elle yapılır. Turfanda olarak hasat edilen ilk baklalar oldukça ufaktır. Hasat edilen baklaların boylarının 5-7 cm olması yeterlidir Bu dönemde hasat edilen baklaların ağırlıkları az olmasına karşın fiyat oldukça yüksektir. Fiyatın düşmesine bağlı olarak hasad edilen baklaların iriliğide artırılır. Zaman geçtikçe baklaların içerisindeki daneler sertleşir ve bakla kabukları da sertleşerek taze olarak değerlendirilme özelliğini kaybederler. Bu tip baklalar daha sonra taze iç bakla olarak değerlendirilirler. Taze bakla hasadında baklaların toplanması gelişi güzel çekip koparmak suretiyle yapılmamalıdır. Bakla hasat edilirken çok nazik yapıda olan dalıda kolaylıkla kopabilir. Bunun için hasat edilecek baklaları elle tutup aşağıya doğru hafifçe sıyırarak gövdeden ayırmalıdır. Toplanan baklalar uzun süre yığın halinde bırakılmamalıdır. Aksi takdirde birbirine uzunca müddet temas edeceklerinden süratle siyahlaşır ve pazar değerini kaybederler.
Taze iç bakla olarak değerlendirmede, baklalar biraz daha geç hasat edilerek içlerindeki tohumların gelişmesi sağlanır, ancak hasat, tohumların sertleşmesine meydan verilmeden yapılmalıdır.
Hasat edilen taze bakla ve taze iç baklalar herhangi bir boylamaya tabi tutulmadan çuvallara doldurulmakta ve piyasaya çıkarılmaktadır. Pazarda dökme olarak satılırlar.
Bakla taze olarak tüketildiğinden saklanması ve depolanması söz konusu değildir. Ürün miktarının fazla olduğu yıllarda pazarda birikim meydana gelir. Bu durumda fiyat düşmeleri ortaya çıkar. Ürün miktarının fazla olduğu yıllarda baklalar daha geç hasat edilerek taze iç bakla ve kuru dane olarak değerlendirilirler.
Verim
Ekim zamanı, çeşit özelliği, hasat zamanı ve değerlendirilme şekline bağlı olarak bir dekar alandan elde edilecek ürün miktarı değişir. Bir dekar alandan taze bakla olarak 1000-1500 kg, taze iç bakla olarak 2000-2500 kg bakla hasat edilir. Kuru dane olarak ise dekardan 150-300 kg dane hasat edilebilir.
Tohum Üretimi
Baklada tohum üretimi, piyasa için taze bakla üretiminden farklı değildir. Toprak hazırlığı, ekim ve bakım işleri tamamen pazara yönelik taze üretimde olduğu gibidir.
Tohum üretiminde, hasat olgunluğuna gelmiş baklalar, kolayca çatlamalarından dolayı dane kaybını engellemek amacıyla yaprakların tamamen döküldüğü, gövde üzerindeki ilk meyvelerin kararıp, üst meyvelerinde sararmaya başladığı dönemde hasat edilmelidir. Bakla bitkileri elle veya orakla hasat edilir. Hasat edilen bitkiler demetler halinde tarlada kurumaya bırakılır. Kuruyan baklalar harman yerine getirilerek makinalarla, döven, merdane ve sopalarla dövülmek suretiyle harmanlanır. Tohumluk danelerin çatlamaması için harman dikkatli yapılmalıdır. Harmandan sonra bakla daneleri temizlenir ve boylanarak çuvallar içinde saklanırlar. Dekardan 150-300 kg dane bakla hasat edilir. Harmandan elde edilen saman değerli bir hayvan yemidir.
Mükemmel bir yazı olmuş Levent KIRCA eline sağlık.
%%rastgele_mesaj%%