California Üniversitesi’nde doktora eğitimi alan genç öğrenci Mya Le Thai, tesadüf eseri inanılmaz bir başarıya imza atarak araştırmacıların yıllardır üretmeye çalıştıkları teknolojiyi üretti. Aile yadigarı olacak kadar uzun dayanan bataryalar ya da iPhone’lar düşünün.
Tesadüflerin tarihin akışını değiştirdiği çok görülmüştür. Ancak teknoloji tarihinde tesadüflere fazla yer yoktur. Çünkü her teknoloji, üretilmeden önce detaylı araştırma süreçlerinin girdileriyle üretilir ve şansa yer bırakılmaz.
Ancak yanlışlıkla ömrü 400 yıl olan bataryalar ürettiğinizi düşünün. Hatta bu bataryaların ya da bu bataryaları kullanan cihazların aile yadigarı olarak babaannenizden size kaldığını. California Üniversitesi doktora öğrencisi Mya Le Thai’nin yaptığı keşif, mevcut lityum-iyon teknolojilerinin maksimum 3 yıl kullanım dayandıklarını olduğunu göz önüne alırsak inanılmaz gözüküyor.
Bilim insanları bu enerji problemini yıllardır aşmaya çalışıyorlar. Gelinen noktada bataryaların kısa sürelerde çöp olmasını sağlayan şey, içlerinde kullanılan malzemeler. Kısaca malzeme bilimi alanındaki araştırmaların batarya teknolojileri üzerinde büyük etkisi var. Hangi element ya da bileşenin enerjiyi en uzun sürelerde depoladığı, hangi malzemenin ideal olduğu sorusu hala soruluyor.
Thai ise Tayland’daki bir laboratuvarda çalışırken batarya içinde kullanılan malzemelerin bir bileşen sayesinde daha etkili çalıştığını keşfetti. Nisan ayında fark ettiği bu durumu Kasım ayına kadar detaylıca araştıran Thai, çalışmasını yayınladı ve teknoloji şirketlerinin gündemlerinde bomba etkisi yarattı.
Söz konusu malzeme, mevcut pillerin ömürlerini önemli ölçüde arttırabilir. Eğer pillerin ömürleri artarsa, lityum-iyon atık miktarları azalır. Diğer yandan elektronik cihazlarımızın ve elektrikli arabaların ömürlerini uzatmaya da yardımcı olur.
Umarız Thai’nin bu çalışması, diğer teknoloji şirketlerinin de dikkatlerini çeker. Bataryaların uzun ömürlü olması firmaların satış rakamlarını düşürecek ve cihazlarının fiyatlarını yükseltecektir.