Dikim ayı marta sayılı günler kaldı. Birçok meyve grubunda lider olan ya da liderliğe oynayan Türkiye, meyvecilik yatırımında cazip fırsatlar sunuyor. Uzmanlar en çok ceviz, armut, nektarin, kiraz, vişne, üzüm, narenciye, muz, elma, kivi, kayısı ve zeytin üretimini öneriyor.
MEYVE üretiminde dünyanın en şanslı ülkelerinden biriyiz. Dört mevsimi de hakkıyla yaşıyor ve hemen her bölgemizde her çeşit meyveyi üretebiliyoruz. Kayısı, kiraz ve vişnede dünya lideriyiz. Nar ve elmada üçüncü, şeftalide ise altıncı sıradayız.
Dünya çapında yenilebilir 150 meyve çeşidinin 90’ı Türkiye’de yetişiyor. Yıllık meyve üretimimiz 17 milyon tonu aşmış durumda. Dünya meyve üretiminin yüzde 3’ünü karşılıyoruz. Bunun ekonomik olarak karşılığı, Türkiye ekonomisinin aldığı paydan 3 kat fazla…
Ülkemizdeki meyvecilik yatırımları hızla artıyor. Her geçen gün yeni bahçeler kuruluyor. Sadece geleneksel çiftçiler değil Anadolu Grubu, Öztürk Şirketler Grubu (OPET), Ramsey, Naksan, Bifa gibi birçok sanayi grubu da meyvecilik yatırımları yapıyor. Dünya ölçeğinde önemli plantasyon bahçeler kuruluyor.
Tarım duayeninden 9 meyve önerisi
Alara Tarım, Türk meyveciliği için önemli başarı öykülerinden biri. Bu şirketin kurucusu Yavuz Taner, 2007 yılında işleri oğlu Kerim Taner’e devretmişti. Kerim Taner de bir sure sonar şirketi yabancı yatırımcılara sattı…
Yavuz Taner,, şu sıralar Alara Fidancılık ve 2007 yılında kurduğu Alanar Tarım’la ilgileniyor. Alanar Tarım, ağılıklı olarak kiraz, Bursa siyah inciri, kayısı, Japon eriği, nar nektarin, renkli üzüm, elma ve Trabzon hurması üretiliyor. Bu meyveleri hem bahçesini kuruyor hem de fidanlarını geliştiriyor. Manisa, Antalya, Afyon, Bursa, Adana, Çanakkale ve Mersin’de bahçeleri var.
Taner, “Kirazz ve Bursa siyah inciri bizim ilk işimiz. Halen 9 çeşit meyveyle uğraşıyoruz. Taze paketlemeye uygun, raf ömrü uzun meyve çeşitleri geliştirdik. Japon eriği bahçeliri koruyoruz. Aynı zamanda fidanlarıda satıyoruz. Bu meyvenin 60 gün depolama ömrü var. dolayısıyla sezonu uzatıyoruz. Amerikalıların ‘wonderful’ dedikleri nar çeşidini getirdik. Ihracat pazarlarında bu nar çok tutu. Renkli çekirdeksiz üzüm çeşitlerini getirdik. Renkli üzümler antioksidan özelliği nedeniyle tercih ediliyor” diyor.
Yakında tekrar ihracat atağına geçmeyi planlayan Yavuz Taner, meyvecilik yatırımı yapacaklara ise şu önerilerde bulunuyor. “Bu işe hobi gibi değil bir işletme mantığıyla yatırım yapılmalı. Pazar araştırmalarını iyi yapmalı, ölçek ekonomisiyle hareket etmeli, modern teknolojileri kullanabilecek fidanları tercih etmeliler. Işi kısmete bırakmamalı, özen göstermeliler. Bu işin uzmanlarından destek almalılar. Bu konuda bir örnek vereyim: ülkemizde ağırlıklı olarak Hicaz narı yetişiyor. Ancak birçok üretici yetişme sırasında tam olarak ağaca bakamadı, doğru hasat yapmadı ve Hicaz narının yüzde 30’u cope gitti. Oysa fire oranı yüzde 5’I geçmemeli. Bu yüzden uzman yardımı şart.”