Çarşamba Ovasının tarımda gelişmesi, üretici birlikteliğine bağlı

0
1384

Yard. Doç. Dr. İsmail SezerTürkiye’nin Çukurova’dan sonra en büyük ikinci ovası olan Çarşamba’nın tarımsal alanda kalkınabilmesi, gelişebilmesi, verimliliğinin artırılabilmesi ve sorunlarının çözülebilmesinin ilçe tarımına yön veren aktörler arasında birliktelik sağlanmasıyla mümkün olacağı vurgulandı. Aksi halde ilçede tarla bitkileri tarımının yerini meyveciliğin alacağı belirtildi.
Cemil Şensoy Kültür Merkezi’nde Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil anısına bu yıl üçüncüsü düzenlenen Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil Çarşamba Sempozyumu’nda, ilçe tarımının son durumu ve sorunları masaya yatırıldı.
Tarımla ilgili oturumda konuşan bilim adamları, tarımsal anlamda Çarşamba Ovası’ndan verimli bir şekilde faydalanılamadığına dikkat çekti. Çok sayıda akademisyenin katıldığı sempozyumda ovanın tarımsal kalkınmasında tarla tarımının önemi, sorunları ve çözüm önerileri konusunda bilgi veren OMÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. İsmail Sezer, ilçe tarımının tarla bitkileri üretiminden meyveciliğe kaydığını söyledi.
Çarşamba davasının ekolojik ve toprak yapısı bakımından birçok ürünün yetişmesine uygun olduğunu hatırlatan Yard. Doç. Dr. Sezer, “ Son yıllarda ilçede tarla arazisi azalmış, bunun yerini bağ bahçe ve meyvecilik almıştır. Tarla ziraatı yüzde 45’den yüzde 18’lere indi. Bu tarla ziraatinin azalması, alt yapı eksiklerinden kaynaklanıyor. Mısır’da ilçe, en yüksek verime sahiptir. Bu nedenle Mısır ve soya üretimi devreye sokulmalıdır. İlçede tarla ziraatına önem verilmeli, bitkisel üretimle hayvansal üretimi dengelenmelidir. Yem bitkileri üretimi artırmalı, sulama projeleri devreye sokulmalıdır. Fideleme çeltik üretimi ve kışlık ara ürün üretimine geçilmelidir. Birliktelik olmadan ilçede tarımın gelişmesi ve tarımsal geleceğinin olması mümkün değildir.“ dedi.
Ovanın endüstri bitkileri potansiyeline ilişkin konuşan Bafra Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necdet Camaş, ilçede soya üretiminin azlığına dikkat çekti.
Türkiye’nin 1 milyon 480 bin ton soyaya ihtiyacı olmasına karşılık, ihtiyacın sadece yüzde 2’sinin ilçeden karşılandığını hatırlatan Doç. Dr. Camaş, “Çarşamba’da sadece 655 hektar alanda bin 620 ton yağlı tohum (soya ve kolza) üreten bir ilçe haline gelmişiz. Keşke tarla tarımını, endüstri bitki yetiştiriciliğini, yem bitkileri ve hayvansal üretimi yeterli düzeyde yapmayı başarabilsek de ondan sonra bu güzel ovayı meyve ve fındığa sunabilsek. Biz ayçiçeği, soya ve kolza üretimine ilişkin hiçbir şey yapmazken, koskoca deltada yağlı tohum üretimimiz yok. Türkiye bugün petrolden sonra en fazla harcama yaptığı ithalat alanı petrolden sonra yağlı tohumlar geliyor. Bu konu ülkemizin çok önemli bir meselesidir. Yağlı tohum bitkileri üretimine önem verilmelidir.“ şeklinde konuştu.
Bafra Meslek Yüksek Okulu Organik Tarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Ayan ise ilçede organik tarımın yaygınlaşmasının önemini vurguladı.
Doç. Dr. Ayan, şöyle konuştu: “Bir yerde yanlış yapıyoruz. Tarımda kırılma noktasına gelindi. Kırılma gerçekleşmeden dümenimizi toprağa geri dönüp organik tarıma çok hızlı bir şekilde geçmemiz lazım. Bu konuda Samsun’da valimiz öncülüğünde kurul koyup birçok çalışma yaptık. 19 maddelik stratejik çalışma planımızı uyguluyoruz. Ama organik tarımın yaygınlaşması gerekmektedir.“

 

(CİHAN)

Bir Cevap Yazın