İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Üniversitesi (EÜ) işbirliğiyle düzenlenen “Ege’de Su” panelinde konuşan EÜ Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, İzmir’de çeşmelerden akan suyun rahatlıkla içilebildiğini belirterek, “Şişe suyuna, damacanaya ihtiyaç yok. Çeşmelerden akan suyu rahatlıkla içebilirsiniz.” dedi.
EÜ Mühendislik Fakültesi Turgut Yazıcıoğlu Konferans Salonu’ndaki panele öğretim üyeleri, İZSU ve belediye bürokratları katıldı. Panelde “Su ve Sağlık” konulu bir sunum yapan Prof. Dr. Karababa, hükümetin su politikasını eleştirdi ve suyun özelleştirilmeye çalışıldığını iddia etti: “Su özelleşirse kullanımı azalır, suyla bulaşan hastalıklar artar, insanların yaşam süresi azalır. Su topluma aittir, özel sektöre devredilemez. Ege Çevre ve Kültür Platformu ve akademisyenler olarak suya sahip çıkmak için elimizden geleni yapıyoruz.” Karababa, baraj havzalarında maden arama izni veren kanun ve yönetmelikleri de eleştirerek, Efemçukuru’ndaki altın madeninin Tahtalı Barajı’nı, yeni kurulacak nikel madeninin de Gördes Baraj suyunu tehdit ettiğini belirtti.
‘ATIK SULARIN YÜZDE 70’İ GERİ KAZANILMIYOR’
EÜ Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nalan Kabay ise farklı su kaynakları hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu söyleyip suyun geri kazanımı ve kullanımı konusunda ileri teknolojilere yatırım yapmanın önemine değinen Kabay, atık su yönetimi konusunda başarılı ülkelerden örnekler verdi. Arıtılmış atık suların yüzde 70’inin, geri kazanılmadan alıcı ortama deşarj edildiğine dikkat çekerek, “Bu su heba olup gidiyor. Bu bizim alternatif kaynağımız olarak düşünebilir. Tarım amaçlı kullanılabileceği gibi parkların sulanması, evlerin tuvaletlerinde, çamaşır yıkama gibi çeşitli alanlarda değerlendirilebilir. Şebeke suyunu ise mutfakta ve kişisel bakım için kullanabilirsiniz.” dedi.
haber365