CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Gökhan Günaydın öncülüğünde hazırlanan ve Türkiye’deki tarım sektörünün 2011-2023 yılları arasındaki planlamasının yapıldığı “CHP Tarım Raporu”nun 12 Mayıs Perşembe günü Konya’da açıklanacağı bildirildi.
Raporla ilgili açıklamalarda bulunan Günaydın, yaklaşık 6 aydan bu yana akademisyenler ve meslek odalarının katkılarıyla hazırladıkları rapora son şeklinin verildiğini söyledi.
Türkiye’nin geçen yıl 12 milyar 880 milyon dolarlık tarım ve gıda ürünü ithalatı yaptığını belirten Günaydın, şöyle konuştu:
“2010’da gıda ve yem sanayisinin ithalat talebi için 20 milyar lira düzeyinde para harcandı. Türkiye’nin bir yılda tarıma ayırabildiği bütün destekleme bütçesinin 5 ila 6 milyar lira düzeyinde olduğunu düşünürsek, Türkiye tarım bütçesinin 4 katını ithalata ayırmak zorunda kalan bir ülkedir. Dünyadaki yapı nereye gidiyor bu çok önemli. Tarım ve gıda fiyatları endeksi 1990 yılında 100 iken dünyada, 2011 yılının başında bu endeks 215’e ulaştı. Yani bütün dünyada tarım ve gıda fiyatları yükseliyor, örneğin çeltik fiyatlarındaki yükselişi hem açlığın yükselmesini hem de iç karışıklıkların yükselmesini tetiklemesinden korkuluyor. Birleşmiş Milletler, G-20 gibi kuruluşlar tarım ve gıda yatırımlarının teşvik edilmesi gerektiğini söylüyorlar.”
Günaydın, yapılan açıklamalara rağmen Türkiye’de son 9 yılda tarım yatırımlarının neredeyse hiç yapılmadığını ileri sürerek, “Bu dönemde yılda yapılan sulama yatırımı miktarı ortalaması yalnızca 48 bin hektar. Dolayısıyla bu çerçeve Türkiye’yi yüksek maliyet ve düşük verimlilik kıskacına hapsediyor” dedi.
Üreticinin yüksek maliyetlere mahkum edildiğini savunan Günaydın, bu durumun ise ülkenin kendi kendine yetme özelliğini kaybettirdiğini iddia etti.
Bu yapının sürdürülebilir olmadığını gördüklerini anlatan Günaydın, şöyle devam etti:
“Son 10 yılda terk edilen tarım alanı miktarı 26 milyon dönüm. Bu Türkiye’nin 8 ilinin yüzölçümünden fazla. Bunun kısır çekişme konusundan bir an evvel çıkartılıp, Türkiye’nin en ciddi sorununun olmasının farkına varılması gerekiliyor. Biz 12 Mayıs’ta saat 11.00’de Konya’da Genel Başkanımızın açıklayacağı tarım programı açıklaması ile 2023 yılına kadar her yıl tarıma ne kadar bütçe ayıracağımızı, bu bütçenin ne kadarının desteklemelere ne kadarının yatırıma gideceğini, bu yatırımda kalem kalem hangi ürünlere özel vurgu yapılacağını söyleyeceğiz. Sulama yatırımlarını, arazi toplaştırma yatırımlarını, tohumluk ve damızlık hayvan yatırımları başta olmak üzere Ar-Ge yatırımlarını bunları söyleyeceğiz. Ayrıca 2023 yılında bugün üretim miktarlarını nereye taşıyacağımızı da söyleyeceğiz.”
Günaydın, bazı yıllar 17 bazı yıllar 19 milyon ton olan buğday üretimini 2023’de 25 milyon ton, 4 milyon olan mısır üretimini 11 milyon tona, 50 bin ton olan soya üretiminin ise 3 milyon tona çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi.
Günaydın, ayrıca Arazi Edindirme Ofisi çalışmalarıyla topraksız köylüye toprak verileceğini de bildirdi.
ÇİFTÇİYE MAZOT 1,5 LİRA
Günaydın, raporda, seçim bildirgelerinde de bulunan çiftçilere düşük ücretli mazot uygulamasını mutlaka hayata geçireceklerini söyledi.
Mazotun Türkiye’ye bayi karı dahil mal oluş fiyatının 1,5 lira olduğunu savunan Günaydın, bunun üzerine 2 lira düzeyinde ÖTV ve KDV konduğunu belirtti. Günaydın, mazottaki ÖTV ve KDV’yi kaldıracaklarını bildirdi.
Rapor ile Türk tarım sektörünün 2011- 2023 yılları arasındaki, 12 yıllık sürecinin planlandığını anlatan Günaydın, “Ayakları yere basan bir rapor hazırladık ve bu raporu yılda 700-800 bine yakın nüfusu artan bir ülke için uygulanması zorunlu olarak görüyoruz” dedi.
İktidarın cari rakamlarla tarımı ölçtüğünü belirten Günaydın, şunları kaydetti:
“İktisatçılar bilir ki, cari rakamlarla tarım ölçülmez. Sadece tarım değil, ekonomi ölçülmez. Eğer yıllar arasındaki değişimi gözlemek istiyorsanız, sabit rakamlara bakmak zorundasınız. Yüzde 3,5’a yakın bir tarım büyümesi öngörüyoruz. Bu tarım büyümesinin toplamı da AKP’nin bugün ürettiği tarım büyümesinin yaklaşık 3 katı. Bunu yapmak için bugünkü tarım bütçesinin 4 katını harcayacağız. 2025 yılı itibariyle harcanan bütün kaynaklar ise ekonomiye dönmüş olacak. Yani biz tarımı aynı zamanda bir sosyal proje olarak görüyoruz.”