Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ağır şartlarda çalışmalarına rağmen çiftçilerin, yıpranma payı hakkından mahrum olduğunu belirterek, “TZOB olarak, çiftçimize yıpranma payı talep ediyoruz. Yağmur, çamur, kar, kış demeden tarlasında, damında, ahırında, kümesinde, bağında, bahçesinde çalışan ve tüm Türkiye’yi besleyen, elleri nasırlı çiftçilerimiz yıpranma payı almayı hak ediyor.” dedi.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada sigortalılara ve memurlara öngörülen yıpranma payının, Bağ-Kurlulara öngörülmediğini, bunun da haksızlığa sebep olduğunu aktardı. Şemsi Bayraktar, diğer sigortalılıklarda olduğu gibi yıpranma payı verilerek çiftçilerimizin de erken emekli olmalarının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Çiftçilerimizde 25 yıl olan tarım Bağ-Kur sigortalılığı prim ödeme süresinin çok uzun olduğunun altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tamamen dışarıda, zor şartların neden olduğu ağır iş yüküyle birlikte, maruz kaldıkları fiziki ve çevresel sorunların olumsuz etkileri çiftçilerimizi kısa zamanda yıpratmaktadır. Çiftçilik mesleğinin zorluğu, fiziki anlamda tükenmişliğe, daha kısa zamanda bedenen yıpranmaya neden olmaktadır. Diğer taraftan pek çok meslek grubunda yasal olarak çalışılması gereken süre 8 saattir. Ancak çiftçilerimiz aile fertleriyle birlikte, mesai kavramı gözetmeden, tarlada, bahçede, ahırda, ağılda 8 saatin çok üzerinde, çoğu zaman 10-12 saat hatta hasat zamanı gün ağarmadan işe koyularak gecenin karanlığına kadar, cumartesi, pazar, tatil demeden çalışmaktadır. Hiçbir meslek grubunda çalışma süreleri bu kadar uzun, bu kadar yoğun değildir.
Ağır şartlarda çalışmalarına rağmen çiftçilerimiz, yıpranma payı hakkından mahrum. TZOB olarak, çiftçimize yıpranma payı talep ediyoruz. Yağmur, çamur, kar, kış demeden tarlasında, damında, ahırında, kümesinde, bağında, bahçesinde çalışan ve tüm Türkiye’yi besleyen, elleri nasırlı çiftçilerimiz yıpranma payı almayı hak ediyor. Ayakta durabilmek için destek alan, her türlü riske açık üretim yapan çiftçilerimizin, yıpranma payı hakkı görmezden gelinmemelidir.”
YIPRANMA PAYI
Yıpratıcı mesleğinden dolayı daha erken emekli olabilmelerini sağlamak adına, bazı çalışanlara çalıştıkları her yıl için ilave 90 gün kamuoyunda yıpranma payı olarak bilinen fiili hizmet zammı verildiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“4 yılda 1 yıla denk gelen yıpranma payından çiftçilerimiz de yararlanmalı. Bu hak milletimizin sofrasına bin bir zahmetle ürün yetiştiren, sabah namazında kalkıp, üstü açık fabrikada çok ağır şartlara maruz kalarak çalışan çiftçilerimize bu hak verilmelidir.
Kadın çiftçilerimiz için de pozitif ayrımcılık yapılmalı, yıpranma payı, çalıştıkları her yıl için ilave 120 gün, 3 yılda 1 yıl olmalı. Çünkü kadın çiftçilerimiz hem evinde hem tarlasında çalışarak inanılmaz bir özveri örneği gösteriyor. Tarımda kadınları kayıt altına alabilmek için şartların kolaylaştırılması gerekiyor.”
Tarım sigortasında her ay için 15 gün, her yıl için 180 gün prim ödendiğini belirten Bayraktar, şunları ifade etti:
“Prim ödemelerinin her yıl için 360 yerine 180 gün olması nedeniyle tarım sigortalıları, 3600 gün prim ödemesini 20 tam yılda tamamlayabiliyorlar. Çiftçilerimiz tarım Bağ-Kur’unda ise 25 yıl prim ödeme ve yaş şartlarına tabi. Çiftçilerimiz tarım Bağ-Kur’a 9000 gün prim ödemesi gerekirken, tarım sigortalılarının 3600 gün prim ödemesi emeklilik için yeterli olmaktadır. Tarımdaki sigorta farklılaşmasına son verilerek, sigortalılar tek bir grupta toplanmalıdır. Sistemin kayıt dışılıktan çıkarılması için bunun gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca prim miktarları oldukça yüksek görünüyor. Çiftçimizin her ay ödemesi gereken prim miktarı 391 lira 23 kuruş. Her ay düzenli bir kazancı olmayan çiftçimizin bu kadar yüksek primi ödemesi gerçekten zor. Kırsal alanda çiftçilerimiz erken emekli olabilmek için başka sektörlere geçiş yolları aramakta, çiftçiliği terk etmektedir. Sistem bir nevi çiftçilerimizi kayıt dışılığa yönlendirmektedir. Bundan dolayı prim ödeme gün süresi tarım işçilerinde olduğu gibi 10 yıla çekilmelidir.”
“ÇİFTÇİMİZİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ SOSYAL GÜVENLİK”
Sosyal güvenlik sistemini MALİ açıdan sürdürülebilir kılmak, mükellefin teşvik edilmesi ve onlara destek verilmesi gerektiğini bildiren Bayraktar, “Tarımımızın, çiftçimizin en önemli sorunlarından biri sosyal güvenliktir. Tarımda çalışanların refahı için sosyal açıdan da gelişim sağlanmalı. Sosyal güvenlik yaygınlaştırılmadan bu yapılamaz. Kayıt dışılığı önleme ve sosyal güvenliği yaygınlaştırmak için sosyal güvenlik bilinci ve şuurunu artırmak gerekir. Bu yapılmayıp, denetleme ve ceza ön plana alınırsa küçük işletmeler yaşayamaz, batar. Küçük işletmeleri bilgilendirmek fevkalade önemlidir. Bilginin yanı sıra teşvik ve paydaşların koordinasyonuyla küçük işletmeler ayakta tutulur. Tarımda yapısal sorunların getirdiği yüksek maliyetler önemli. İş gücü fazlası var. Daha çok işgücü fazlası oluşmaması, tarımda gizli işsizliğin artmaması için tarımı desteklemeli, güçlü kılmalıyız.” dedi.
Kırsal kalkınma ve kırsalda tarım dışı yatırımların artırılmasının da bu manada çok önemli olduğunu anlatan Bayraktar, “Tarımda oluşacak işgücü fazlasını, kırsalda tarım dışında yaratılacak istihdam alanlarına yönlendirmemiz lazım. Avrupa Birliği ülkelerinde kırsal nüfus yüzde 25 iken, tarım nüfusu yüzde 5’in altında. Kırsal kalkınmayı hızlı bir şekilde sağlamalıyız ki tarımdan kopan nüfus büyükşehirlere, varoşlara, gecekondulara gitmesin. Çünkü orada daha büyük problemlerle karşı karşıya kalıyoruz.” dedi.