Gezici Araştırma Kuruluşu’nun 26 ilde çiftçiler arasında yaptığı anket, tarım sektörünün zor durumda olduğunu ortaya koydu. Çiftçilerin yüzde 64,5’i, elde ettiği gelirle geçinemediğini belirtirken, katılımcıların yüzde 65,9’u, devlet desteklerinin artırılmasını istedi.
Mazot, gübre, tohum, ilaç ve işçilik başta olmak üzere birçok girdi fiyatı hızla artan tarım sektörü, geçinememekten şikayetçi. Son yedi yılda mazot maliyeti 3,5-4 kat, tohum gübre ve yem 3-4 kat, elektrik 2-2,5 kat arttı. Gezici araştırma kuruluşunun 26 il ve 152 ilçeye bağlı 180 köy ve kasabada, bin 292 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan anketine göre Türkiye’de çiftçilerin yüzde 65’i, elde ettiği gelirle geçinemediğini dile getirdi.
Bu yıl meydana gelen kuraklık, don, dolu gibi felaketler de ürününün büyük bölümünün kaybolmasına yol açtı. Son olarak Gezici Araştırma Kuruluşu’nun yaptığı araştırma da, çiftçinin içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. 26 il ve 152 ilçeye bağlı 180 köy ve kasabada, 646’sı kadın olmak üzere toplam bin 292 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan ankete göre Türkiye’de çiftçilerin yüzde 64,5’i, elde ettiği gelirle geçinemediğini dile getirdi. Çiftçilerin yüzde 87,60’ı, zorunlu harcamalardan sonra ellerinde para kalmadığını belirtiyor. Ankete katılan bin 292 çiftçiye sorulan, “Ahırlarınızda hayvan sayısı artıyor mu, azalıyor mu?” sorusuna yüzde 72,40’ı ‘azalıyor’ cevabı verirken, katılımcıların yüzde 65,9’u, devlet desteklerinin artırılmasını istedi.
Anketi değerlendiren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, çiftçinin para kazanamamasının sebeplerini, “Maliyetler yüksek. Mazottan gübreye kadar tarımsal girdiler çok yüksek. Bazen ürettiği para etmeyince tarlada kalıyor.” şeklinde açıklıyor. Maliyetlerin yanı sıra ürününü değerine satamamasının da çiftçiyi zorda bıraktığına dikkat çeken Prof. Dr. Kaymakçı, “Tarım sektöründe çiftçi değil, aracılar daha çok para kazanıyor. Çiftçi, bütün zorluklara rağmen üretime devam ediyor ancak para kazanamıyor.” diyor. Anketten çıkan sonuca göre çiftçilerin üçte birinin tarımı bırakmak zorunda kaldığını aktaran Prof. Dr. Kaymakçı, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Şu anda çiftçide önemli bir erozyon var. Bu yalnız Türkiye’de değil, dünyada böyle. Ancak dünya bunu gördü ve yeni tedbirler almaya başladı. Birleşmiş Milletler, 2014 yılını Aile Çiftçiliği Yılı ilan etti, çünkü çiftçi, dev kapitalist işletmeler karşısında eriyor. Küçük işletmelerin tasfiyesiyle tarım sektöründe istihdam sorunu ortaya çıkıyor. Küçük çiftçiler tarımı bırakırsa ne olacak? Tarımda kim çalışacak? Bu açıdan küçük ve orta ölçekli işletmelerin tasfiyesi doğru değil. Bunların korunması lazım.”
Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk da mazot ve gübre fiyatlarının bitkisel ürün fiyatlarındaki artışın çok üstünde olduğuna dikkat çekerek, bu şartlar altında çiftçinin kazanmasının zor olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Gülçubuk, “Tarımda son yedi sekiz yılda mazot maliyeti 3,5-4 kat, tohum, gübre ve yem 3-4 kat, elektrik 2-2,5 kat arttı. Diğer yandan tarımsal ürün fiyatları, değişmekle birlikte bir iki kat artış gösterdi. Bu hem bitkisel hem de hayvansal ürünler için geçerli. Sonuç, çiftçi ürününü ucuza satıyor, kazanamıyor.” diye konuşuyor. Prof. Dr. Gülçubuk’a göre tarım ürünlerinin tarladan ya da çiftlikten sofraya gelinceye kadar çok halkalı bir pazarlama zincirinden geçmesi de çiftçinin gelirinin azalmasında önemli etken. Zararına da olsa küçük ve orta ölçekli çiftçilerin üretimine devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Gülçubuk, mevcut durumu şöyle özetliyor: “Çiftçi pazarlamanın, satışın ilk halkası oluyor, son halkada ortaya çıkan fiyattan ise payını alamıyor. Burada temel varsayım, çiftçimiz yüksek maliyetle üretiyor ve pazarlamada örgütlenemiyor. Bunda doğruluk payı elbette var ama üretim maliyetlerinin, yani girdi fiyatlarının istikrarlı yükseldiği, ürün fiyatlarının ise bunun gerisinde kaldığı bir ortamda çiftçi zaten ne kadar ve nasıl kazanabilir?”
Kaynak: http://www.zaman.com.tr/