Girişimci ekosistemindeki değişim, “Dünün güneşiyle bugünün çamaşırını kurutamazsınız” sözüne kulak vermeyi gerektiriyor.
Eski Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, “Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz” sözünü sık yinelerdi. Her şeyin katlanarak değiştiği günümüzde, sosyo- ekonomik, kültürel ve teknik anlamda ünlü hak sözünün özgül ağırlığı giderek artıyor. Toplumların en önemli gelişme kaynağı olan “girişimcilik ekosistemi” de sanayi toplumuna geçiş sürecinde yaşadığı değişmeyi katlanarak aşan bir ivmeyle yaşamımızın derinlerine doğru itiyor.
“Girişimci ekosistemi“, girişimci insanın doğrudan ya da dolaylı etkilendiği canlı ve cansız sistemlere güçlü ve zayıf bağlantılarından oluşur. Dijital dönüşüm, bağlantı potansiyellerini alabildiğine artırmaktadır. Bağlantı potansiyelleri, iletişim potansiyellerinin sınırlarını şaşırtıcı biçimde genişletmekte; küresel ölçekle gözle, sözle gözetimi ve denetimi yapılabilen bir dünyaya doğru hızla ilerlenmektedir. Bağlantı ve iletişim potansiyelleri, girişimci insanların “işbirlikleri potansiyellerini” de farklılaştırmaktadır. Bağlantı, iletişim ve işbirliği potansiyelleri “üretim süreçlerini değiştirmekte“, süreç doğaları bir önceki aşamadan ayrışmaktadır. Süreç potansiyelleri “ürün doğasını” değiştirdiği gibi, yeniden tanımlanan süreçlerdeki “insan gücü” ihtiyacı da alabildiğine farklılaşmakta ve “meslek doğasındaki değişme” hepimizi yakından ilgilendirmektedir.
Girişimci insanın özellikleri
Girişimci insanın çok temel özelliklerinden biri “bilinçli etkilenme, ilgili ve amaç netliği üzerine kurulu meraklarının diri olmasıdır.” Bilinçli etkilenmenin yarattığı merakı besleyen ya da caydıran bütün dış ve iç etkenlerin değişmesi ve farklılaşması girişimci ekosistemini yeniden oluşturuyor. Başka bir anlatımla, girişimci, çevrenin olumlu ve olumsuz dışsallıklarını sezen, sezdiklerini düşlere, düşleri düşüncelere, düşünceleri bilgiye, bilgiyi anlamaya ve anladıklarını ürüne ve iş yapma metotlarına dönüştüren insandır. Girişimci insan öngörebilen, öngörülerini zenginlik üretimine dönüştürmek için risk alma cesareti de olandır. Girişimci cesareti, cahil cesareti değil, akılla üretilen bilginin yarattığı özgüven cesaretidir. Girişimci insan öngören akıl, bilgiye dayanan cesaretle atılım; kapsayıcı ilişkiler ile maddi ve kültürel zenginlik üreten koordinasyon ustalığı, insan yaşamını kolaylaştıran sonuçlar yaratabilme donanımıdır.
Girişimci ekosistemindeki değişim ve dönüşümleri kavramak, çağımızda yeniden tanımlanan üretim ve bölüşüm ilişkilerini de derinliğine anlamaktır. Hiç unutmayalım ki insanlığın gelişme dinamikleri olan “maddi ve kültürel birikim” sistemleri yeniden tanımlanıyor. Dünyayı anlama, kendimizi bilme ve gelecekle ilgili bir plana sahip olma anlamına gelen “bilincimizin” bileşen ve bağlamları değişiyor. Bir iş yapmanın temel girdisi olan “bakış açılarımız” farklılaşıyor. Birbirine sıkı biçimde bağlanan, dünyanın en ücra yerlerine kolaylıkla erişen iletişim olanaklarımız hepimizi “hüneri akıl katan yaratıcılıkla buluşlar yapmaya” zorluyor. Dünyanın her yerindeki üreticiler rakip, tüketicilerin müşteri olduğu bu yeni ortamda ayakta kalabilme aşırı ve noksan değerlendirme tuzaklarına yakalanmamış bir “beklenti yaratma” disiplini gerektiriyor. İnsanların yaşamını kolaylaştıracak “bereket üretimi” kısaca tanımlanan girişimci ekosistemini çok iyi kavramazsak mümkün olamıyor.
Nicelik ve nitelikleri farklılaşsa da insan, metod, makine, malzeme, para ve yönetişim yaşamımızdan çıkmayacak. Kaynak tabanlı ekonomik gelişmeyi tümden sistem dışına itilmiş olarak görmeyeceğiz. Teknolojik gelişme, insanın performansını artırma yerine insanın yerini alarak teknolojik işsizlik tehlikesini giderek büyütse de insan kaynağının üretimdeki rolü azalmayacak. Metot, iş yapmanın ve rakibin bir adım önüne geçmenin aracı olma özelliğini koruyacak. Makineler birbiriyle iletişim kursalar (M2M) da, sistemleri yeniden tanımlasalar da, sistemlerin sistemini oluşturan yeni yapılara yol açsalar da yaşamımızdaki yerlerini koruyacak. Değişik malzemelere olan ihtiyacımız azalmayacak. Bir değer ölçüsü olan para hayatımızdan çıkmayacak. Paranın yapısı, işlevi ve kültürü değişecek. İşle insan arasındaki ilişkileri belirleyen yönetişim refaha giden yolu belirleyen etken olacak. Yeni girişimci tipi, insan, metot, makine, malzeme, para ve yönetişimde yeni kombinasyonlar tasarlama, yapılandırma, yapıların içine hayat katmada yetkinlikleri olan insanlar gerektirecek.Yeni girişimci ekosisteminde, alışkanlıklar en büyük tuzakları oluşturacak; analitik güç ve analiz yetenekleri aranan önemli özellikler olarak öne çıkacak.
Girişimci ekosistemi, net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma yetenekleri gerektiyor. O nedenle, insanı, metodu, malzemeyi, makineyi, parayı en iyi koordine eden girişimci insan aranır bir kaynak olarak daha da önemli hale gelecek.
Girişimci insanları diğer insanlardan ayıran özellikler, “öngörme- önlem alma” disiplini” “ödünsüz gözetim ve denetim” yapabilmeiradesi, “geri-bildirimlerle sapmaları düzelterek kendini yeniden üretme gücünü” ortaya koyabilmeleridir.
Öngörme ve önlem alabilmemiz için dünya genelindeki eğilimlerin yarattığı “fırsat ve tehditleri” baskın hale gelmeden, erken uyarı anlayışıyla gözlemektir. Öngörme ve önlem alma, fırsatları en üst düzeyde değerlendirme, tehditleri de en düşük maliyetle savuşturmadır.
Öngörme ve önlem alma disiplini, dünyada olup bitenleri gözleme merakı kadar, izleme yöntemleriyle de ilgilidir. Bir girişimci insan, eğilimlerin fırsat ve tehditlerini iyi gözlemliyor; fırsatları kendi olanak ve kısıtlarıyla dengelemesini becerebiliyorsa, gerçek girişimcidir. Girişimci kişinin üç özelliğinin altını kalın çizgilerle çizmemiz gerekiyor: Birincisi, dünya genelinde eğilimleri izleme ve anlama yetkinliği. İkincisi, aşırı ve noksan değerlendirme tuzaklarına yakalanmadan erişebildiği kendi olanak ve sınırlarını belirleme. Üçüncüsü de, fırsat ve tehditleri, olanak ve kısıtlarla dengeleyerek, tehlikeleri en düşük maliyetle savuştururken, fırsatları da en üst düzeyde değerlendirme…
Haftaya, girişimci ekosistemindeki değişmenin “iş yaşamında zihni modelleri” nasıl etkilediğini tartışacağız.
Mesafeler yeniden tanımlanıyor
Gözetim ve denetimde fikr-i takip alışkanlığı olmayanlara gerçek girişimci denemez. Teknik anlatımıyla yeni girişimcilik ekosistemi, sosyal, zamansal, mekansal, deneysel ve psikolojik mesafeleri değiştiriyor. Girişimci, maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştıran, bereket üretirken mesafe ayarlarını iyi yapabilendir.
İnsanlar arasındaki ilişkileri belirleyen “sosyal mesafeleri” değiştiren “algı yönetimi” insanalığın bütün derinliklerine yansıyor. Uydu, mobil ve sabit iletişim olanakları, insanlar arasında bağlantı kuran araçların yaygınlaşması ve herkesin sahip olabileceği maliyetlerle sunulması “sosyal mesafe ayarlarını” değiştiriyor. Bazı bilim insanlarının “ikincil sözel kültür aşaması” diye niteledikleri yeni sosyal mesafeler, bir önceki insan ilişkilerini farklılaştırıyor. Yeni iletişim teknikleri, erişebilirlik olanakları, iletişim kanallarının farklılaşması, iletişim içeriklerini üreten odakların değişmesini kavramadan etkin bir girişimcilik ortaya çıkmıyor. Bu açıdan, iletişim-odaklı girişimci ekosisteminin fırsatlarını ve tehditlerini kavramak girişimci özelliklerinin ilk sıralardaki yerini alıyor.
Bugün ile yarın arasındaki uzaklık “zamansal mesafelerin” özünü oluşturuyor. Bağlantı ve iletişim olanakları “zaman algısını” da farklılaştırıyor. Zaman algısı, maddi ve kültürel zenginlik üretimini etkiliyor. Zamansal mesafe odağından bakıldığında, değişmelerin katlanarak büyümesini dikkate almadan maddi ve kültürel zenginlik yaratan kaynakları etkin koordine etme ve odaklanma yeterli olamıyor.
“Mekansal mesafe” bura ile uzaklar arasının bağlarını oluşturur. Bağlantı ve iletişim alanındaki küresellik, mekan anlayışını da değiştiriyor.Meksika’daki bir hastane ile Türkiye’deki hastanedede doktorlar birlikte operasyon yapabiliyor. Üyeleri dünyanının neresinde bulunursa bulunsun, göz ve kulak iletişimi kurulabiliyor. Video konferansların bir adım sonrasında artırılmış gerçeklik desteği ile fiziki koşulları birebir yansıtma fırsatları artıyor. İnsanlığın birbirini gözle, sözle, düğünde, dernekte, çarşıda, pazarda, tarlada ve tapanda gözle ve sözle kontrol ettiği “topluluk ilişkilerine” farklı düzeyde dönüş söz konusu.
Çağımızın çok önemli eğilimlerinden biri “kentleşmesin hızlanması“dır. Yakın gelecekte dünya üzerinde yaşayan insan sayısı 9 milyara çıkacak. Bunun yaklaşık 7 milyar kadarı kentsel alanlarda yaşayacak. Herkesin birbirini gözle ve sözle denetleyebildiği yeni bir aşamaya doğru “büyük gözaltı” olgusunu derinleştiren bir yapı oluşacak. Mekanda “toplanma” ve “yüz yüze iletişim” olanakları “mekansal mesafe ve etkilerini” karar süreçlerinde önemli bir değişken haline getirecek. Yaşadığımız dünyayı ‘küçük bir köy” haline getiren erişim olanakları “girişimcilik ekosistemini” de köklü biçimde değiştiriyor ve değiştirecek.
“Deneysel mesafe” düşlediklerimiz ve tasarladıklarımız ile yapabildiklerimiz arasındaki mesafedir. Üç boyutlu baskı ve eklemeli üretimin yaygınlaşması ve derinleşmesi ürün geliştirmede birçok ara işi ortadan kaldırıyor. Model üretimi, pilot denemeler gibi zaman alıcı işlemler ortadan kalkıyor. Geri-bildirim döngüsü ve sapmaların belirlenmesi, ileri düzey sensörler aracılığıyla süreçleri her adımda izleme olanakları yarattıklarından “sapmalar” anında belirlenerek düzeltmeler yapılabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında güçlendiren, sürdüren ve verimlilik yeniliklerinin temelini oluşturan hüner aşamasından yaratıcılık aşamasına geçmenin koşulları değişmektedir. Çok değişik alanda ürün ve üretim yöntemlerinin değişmesi, süreç doğalarının farklılaşması “dinamik girişimci ekosistemi” olgusunu kavramayı gerektirmektedir.
Sosyal, zamansal, mekansal ve deneysel mesafelerin değişmesi, “psikolojik mesafeleri” de değiştiriyor.