Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Gıda Laboratuvarı, vatandaşların getirdiği her türlü gıda ürününü 15 ile 165 lira arasında ücret karşılığı tahlil ediyor
Kamu ve özel sektör kuruluşlarının yanı sıra ihtiyaç duyan vatandaşlara da hizmet veren Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Gıda Analiz Laboratuarı, vatandaşların şüphe duyduğu her türlü gıdanın analizini yapıyor.
Cüzi ücretlerle vatandaşların içini rahatlattıklarına dikkat çeken laboratuvar yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Süreyya Saltan Evrensel, “Gıda Analiz Laboratuvarı’nda kuşku duyulan herhangi bir gıda için mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziki tahliller 15-165 TL arasında değişen bedellerle yapılabiliyor. Laboratuvar, kamu ve özel sektör kuruluşlarının yanı sıra ihtiyaç duyan vatandaşlara da hizmet veriyor” dedi.
“TALEBE GÖRE ANALİZ”
“Herkes bize başvurabilir” diyen Evrensel, “Mesela bugün yaptığımız analizde, meyve suyunda kuru madde, nem ve asit oranına baktık. Bir vatandaş, ‘Ben bu mamulün kıvamını beğenmedim ya da şüpheleniyorum” gibi taleplerle geldiğinde bununla ilgili analizler yapabiliriz. Burada yaptığımız tahlillerin fiyatı 15-165 arasında değişmekte. Yakın zamanda bir kremalı pastadan yabancı madde dediğimiz bir böcekle ilgili bir şikayet oldu. Onunla ilgili birçok alt analizler yaptık. Vatandaşlarımız kendilerini rahatlatmak için, şüphe duydukları herhangi bir gıdayı tahlil ettirebilirler” dedi.
“SON KULLANMA TARİHİ OPSİYONLUDUR”
Ambalajlı ürünlerin üzerinde bulunan son kullanma tarihlerinin opsiyon süresi olduğuna dikkat çeken Evrensel, “Çay paketinin küflenmesi, teneke kutudaki salçalar ve ambalajı açılmamış ürünleri açtıklarında bozulduğunu fark eden vatandaşlar bize başvuruyor. Gıda zehirlenmeleri ile ilgili de talep alıyoruz. Yemek firmaları da bize bu konuda numuneler gönderiyor. Hem rutin kontroller yapıyor hem de şikayetli ürünlerin analizini yapıyoruz. Vatandaş olarak son kullanma tarihine bakmamız lazım. Bazı ürünler son kullanma tarihi gelmemesine rağmen bozuk çıkabilir. Üretim safhasında hata olmuş olabilir ya da ambalajdaki bir gedik sonucu sızıntı olabilir. Bu sızıntılardan bozulmalar olabilir. Son kullanma tarihi bitti diye ürünü atmak çok doğru değil çünkü opsiyonel zamanları da var. Mesela yoğurtların üzerinde 7-10 gün arası yazar fakat siz 15 gün sonra da kullandığınızda çok büyük bir fark görmezsiniz. Zaten üretiminde bir opsiyon payı var. Vatandaşı etiket bilgisi okumaya teşvik etmek gerekiyor. Etiketlerin üzerinde o gıdanın üretim, son kullanma tarihleri ve nasıl saklanması gerektiği bilgileri mevcuttur. Buzdolabında saklanması lazımdır, ibaresi olan bir ürün doğru şartlarda saklanmazsa bu gıdanın bozulma riski yükselebilir. Bu sebeple etiket bilgilerini vatandaşların iyi etüt etmesi gerekiyor. Söz gelimi evde üretilen yoğurdun son kullanma tarihi yoktur. Ticari üretimde var. Yoğurdu belli bir standarda göre üretmek zorundasınız. Evde böyle bir standardımız yok. Bu yanlış bilgiler de vatandaşın kafasını karıştırmakta. 10 gün dolapta duran yoğurdun bozulmamasının garipsenmesi gibi birçok yanlış bilgi halk arasında yaygın. Standartlara uygun üretildiğinde, bunların tabii ki de dayanma süresi artacaktır. Dolayısıyla hemen paniğe kapılmamak, teknoloji destekli üretilen ürünlerin kalitesine güvenmek lazım” diye konuştu
haber46