Grönland’da yaşayan 5 metre uzunluğundaki bir köpekbalığı 400 yıldan daha uzun süredir yaşıyor olabilir. Dişilerin 156. yaş gününü kutlamadan çiftleşmeye hazır olmadığını söylemek de şaşırtıcı olmaz.
Danimarka’daki Viborg şehrinde bulunan Loligo Systems’de soğuk su fizyolojisti olarak çalışan Michael Oellermann (çalışmada yer almamış), bu köpekbalıklarının şaşırtıcı şekilde uzun yaşadığını söylüyor. Okyanusların oldukça tehlikeli yerler olduğunu belirten Oellermann, avcıların, kısıtlı yiyeceklerin ve hastalıkların her an vurabileceğini belirtiyor.
Grönland köpekbalıkları (Somniosus microcephalus) epey zamandır uzun ömürlü oldukları konuşuluyordu. 1930’larda bu köpekbalıklarının yılda bir santimetre uzadıkları keşfedildi. Ancak bilim adamları köpekbalıklarının kaç yıl yaşadıklarını ortaya çıkarması mümkün olmadı.
Kopenhag Üniversitesi’nde çalışan deniz biyoloğu John Steffensen, Kuzey Atlantik’te yakalanan bir Grönland köpekbalığının ele geçirilen omurga parçasındaki gelişme halkalarından, canlının yaşını bulabilmeyi umuyordu. Bu fikri başarıya ulaşmayınca, Steffensen Danimarka’daki Aarhus Üniveritesi’nde radyokarbon yöntemiyle yaş bulmada uzman biri olan Jan Heinemeier’e danıştı. Heinemeier, köpekbalığının göz lenslerini çıkarıp oradan yaş bulmayı denemeyi önerdi. Böylece lensteki çeşitli karbon biçimlerinin ölçülmesi mümkün olabilecekti.
İşin zor kısmı burada geliyordu. Steffensen ve doktora öğrencisi Julius Nielsen uzun yıllar boyunca ölü Grönland köpekbalığı bulup topladı ve çoğunluğunun başka balık türlerini yakalamak için atılan ağlarda tutulup öldüğü görüldü. Bunun sonrasında ekip alışılmadık bir teknik kullandı: 1950’lerin ortalarında nükleer bomba testinde kullanılan ve sonra incelemesi bırakılan karbon 14 izotopununun miktarına baktılar. Bombaların patlaması ile 1960’ların başlarında okyanus ekosistemlerinde karbon-14 bulunmaya başlandı ve bu zamanda oluşan vücut parçaları – özellikle göz lensleri – karbon-14 açısından zengin olacaktı. İncelemeler sonucunda iki köpekbalığının (her ikisi de 2,2 metreden küçüktü) 1960’lardan sonra doğduğu, başka bir küçük köpekbalığının ise 1963 yılında dünyaya geldiği bulundu.
Bu iyi belirlenmiş tarihleri kullanarak, araştırma ekibi diğer köpekbalıklarının boyutlarına bakarak diğer köpekbalıklarının yaşlarını tahmin edecek bir gelişme eğrisi çıkardı. Başlangıç olarak yeni doğan Grönland köpekbalıklarının 42 santimetre uzunluğunda olduğu gerçeği üzerinde durdular. Daha başka iyi bilinen teknikleri de kullandılar, örneğin arkeolojik kazılarda yapılan yaş tayinlerini de kullandılar. Bu durumda, radyokarbon tarihlerinin köpekbalığı uzunluğu ile ilişkisinden yaş tayinleri yapılabilecekti. En yaşlısı 392 +/- 120 yıl olarak bulundu ve Science dergisinde yayınlandı. Böylelikle Grönland köpekbalıklarının yaşayan en eski omurgalılar olduğu ortaya çıktı, Grönland balinası da köpekbalıklarından sonra en uzun yaşayan canlı olarak bulundu ve yaklaşık 211 yaşında olduğu tespit edildi. Grubun tahminlerine göre hamile dişilerin uzunluğu 4 metreye yaklaşıyordu ve yavrulamadan önce en az 150 yaşında olduğu tespit edildi.
Oellermann köpekbalıklarının yalnızca kaç yaşında olduğundan dolayı değil, aynı zamanda Nielsen ve ekibinin yaş tayinini nasıl yaptığından dolayı da hayranlık duyduğunu söylüyor. “Denizdeki köpekbalıklarının bir gün patlatılan atom bombaları ile yaş tayinlerinin yapılacağını aklım almıyor” diyor. Hayvanların ömürlerinin, soğuk sudan kaynaklanan gelişim yavaşlaması ve biyokimyasal faaliyetlerin azalması ile mümkün olduğunu düşünüyorlar. Ann Arbor’daki Michigan Üniversitesi’nde genetik uzmanı olarak çalışan Shawn Xu, “düşük metabolik hız önemli bir rol oynuyor” diyor. Soğuk suyun başka yararlarının da olduğunu söyleyen Xu, 3 yıl önce nematodlar üzerinde yapılan çalışmalarla hayvanın DNA’ya zarar veren moleküllerden kaçtığını, enfeksiyonlardan daha uzak olduğunu ve ömrünün uzadığını söylüyor. Soğukta aktifleşen moleküllerin hayvanlar dünyasında evrim ile korunduğunu söyleyen Xu, bu metabolik yolların köpekbalıklarında da bulunduğunu tahmin ediyor.
Kemik yapısından yaş tayini ve gelişim incelemesi yapan Paul Butler, 2013 yılında 500 yaşındaki bir quahog (Arctica islandica) türünün incelemesini yaptığını söylüyor. Uzun ömürlü daha başka türlerin bulunması konusunda şüpheci davranan Butler, bu iki türün istisnai olarak karşımıza çıktığını düşünüyor.
Kaynak: sciencemag.org – bilim.org