Haftada en az 300-450 gram balık

0
937
Haftada en az 300-450 gram balık

Haftada en az 300-450 gram balık tüketimi bir çok kronik hastalığın önlenmesinde ve dolayısıyla sağlığın korunması ve geliştirilmesinde önemli bir adım..

İlgili kurum ve kuruluşlarının önerdiği gibi haftada en az 300-450 gram balık tüketiminin bir çok kronik hastalığın önlenmesinde ve dolayısıyla sağlığın korunması ve geliştirilmesinde önemli bir adım olarak görüldüğü bildirildi. Kırıkkale İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, ülke nüfusunun hızla çoğaldığı belirtilerek, hayvansal protein kaynaklarının artışı, nüfus artış oranından doğan talebin gerisinde kaldığı kaydedildi. Sağlıklı beslenme yolunda oluşan toplumsal bilincin beyaz et kullanma yolunda eğilim göstermesi, sadece av sezonunda değil yıl boyunca talep doğurduğu, bu da benzeri protein kaynaklarının ve üretiminin artırılmasını zorunlu kıldığı ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Toplum sağlığı ve sağlığın geliştirilmesinde beslenmenin önemi bilinmektedir. Beslenme normları içinde, ülkemizin ilgili kurum ve kuruluşlarının da önerdiği üzere haftada en az 300-450 gram balık tüketiminin bir çok kronik hastalığın önlenmesinde ve dolayısıyla sağlığın korunması ve geliştirilmesinde önemli bir adım olarak görülmektedir. Balıklar, diğer etler gibi proteince zengin besinlerdir, yüzde 18-20 oranında protein içerirler. Balıklar diğer etler gibi karbonhidrat içermezler, bu nedenle de balık etinin enerjisi yağ ve protein içeriklerinden kaynaklanır. Balıkta başta fosfor olmak üzere, iyot, demir ve kalsiyum gibi madensel tuzlar ve A, D ve B 12 vitaminleri bulunur. Bu özellikleriyle balık, bedene güç ve enerji verir, zihin yorgunluğunu giderir, yapısındaki demir sayesinde kan yapar, balıktaki kalsiyum kemiklerin büyümesini sağlar ve özellikle çocukluk çağlarında gelişmeyi kolaylaştırır, çok gerekli madensel tuzlardan biri olan iyot, vitaminlerin ve diğer madensel tuzların özümlenmesini sağlar. 2011 yılı itibarıyla ülke genelinde su ürünleri üretimimiz 514 bin 754 tonu avcılık 188 bin 790 tonu yetiştiricilik olmak üzere toplam 703 bin 544 tondur. Kişi başına su ürünleri tüketimi ülkemizde 7 kilo iken dünya ortalaması 16 kilo, AB’de 25 kilodur. İlimizde su ürünleri üretimi olmamasına karşılık il dışından yeteri kadar balık ve diğer su ürünleri perakende satış yerlerinde ve marketlerde satışı yapılmaktadır.” Açıklamada, taze balığın gözleri parlak ve dışa bombeli olduğu belirterek, şu görüşlere yer verildi: “Balık tazeliğini yitirmeye başlayınca gözleri buğulanmaya başlar ve daha sonra içeri çöker. Taze balığın solungaçları kırmızı renge sahip olur, bayat balığın solungaçları kiremit rengindedir. Taze balığın derisi gergin ve parlak olur. Pulsuz balıklarda bayatlamaya başladıkça derisinin parlaklığı azalır ve özellikle karın tarafında buruşmalar meydana gelir. Taze balığa parmakla dokununca meydana gelen çukurluk anında düzelir. Hâlbuki bayatlamış balıklarda bu iz kalır. Buzluklarda bekletilmiş balıklar sizi yanıltabilir. Onun da eti serttir. Balığın parlaklığıyla yetinmemek gerekir. Çünkü tezgâhtaki balıklara devamlı su serpildiği için parlak görünebilirler. Taze balık pullarından ve kokusundan da anlaşılabilir. Balığın ellenerek ve koklanarak alınması gerekir. Taze balığın pulları vücudunda yapışıktır. Bundan dolayı taze balık almak istiyorsanız, elinizi balığın üzerinde gezdirmelisiniz. Pullar elinize geliyor, fakat dökülmüyorsa taze balık demektir. Dikkat edilebilecek hususlardan biri de balığın kokusudur. Taze balık hafif bir deniz kokusunun dışında herhangi bir koku taşımamaktadır. Taze balık hemen hemen kokusuzdur. Bayatlamaya başlayınca asit kokusu yaymaya başlarlar. Özellikle sağlığımız için bu kadar önem taşıyan balıkların, ruhsatlı ve balık satış izni olan balıkçılardan alınmalıdır. Taze balık için ise sürekli alış veriş yapılan, güvenilir balıkçılar tercih edilmeli ve teknik ve hijyenik şartlara uymayan seyyar tezgahlardan alınmamalıdır.”

haberler.com

Bir Cevap Yazın