GDO’ların kaderini belirleyen Biyogüvenlik Kurulu’nun Başkanı Yardımcı “Yılların birikmiş duyarlılığı GDO’dan çıkıyor” dedi.
ANKARA- Biyogüvenlik Kurulu’nun Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı geni değiştirilmiş organizmalar tartışmaları ile ilgili olarak “Şüphe varsa, bildiğim kadarıyla 17 tane laboratuvar var. Buralarda makul fiyatlarla testler yapılıyor” dedi.
Genetiği değiştirilmiş ürünlerin Türkiye’deki kaderini belirleyen Biyogüvenlik Kurulu’nun Başkanı Yardımcı, yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Türkiye’nin birikmiş duyarlılıklarının GDO üzerinden çıktığını belirten Yardımcı, “Ben tartışmalardan rahatsız değilim, tam tersine faydalı buluyorum” dedi.
‘Şehir efsaneleri var’
Avrupa Birliği’nin gıda konusundaki duyarlılığının bilindiğini belirten Yardımcı, “Biz şu anda o duyarlılıktan daha ileriyiz. Şöyle düşünün: AB’ye girdiğimizde bebek mamalarında GDO kullanılması halinde hapis cezası verilmesinden tarıma yönelik yasaklamalara kadar birçok kısıtlama ortadan kalkacak. Türkiye olarak GDO konusunda AB’den daha muhafazakârız. GDO konusundaki hassasiyet başka bir alanda olsa bambaşka şeyler olurdu” diye konuştu.
Türkiye’de 2009 yılı öncesinde genetiği değiştirilmiş ürünlerle ilgili bir süreç bulunmadığını vurgulayan Yardımcı, “2010 yılından itibaren çok titiz işleyen bir süreç var. Bu konuda üretilmiş birçok şehir efsanesi var. Bunları ben de duyuyorum. Ama böyle bir şüphe söz konusu ise, bildiğim kadarıyla 17 laboratuvar bu alanda çalışıyor. Makul fiyatlara testler sivil toplum örgütleri üzerinden veya bizzat kişilerin başvurusuyla yapılabilir. GDO’lu ürün kullanıldığı tespit edilirse, 12 yıla kadar varan hapis cezaları söz konusu olur” dedi. Kendisine sık sık “GDO’lu ürün mü, doğal ürün mü tercih edersiniz” sorusunun yöneltildiğini de belirten Yardımcı, herkesin en başta katkısız ürün yemeyi tercih edeceğini vurguladı. Yardımcı, “Ama bu ayrı bir ekonomi ve biz bu ürünleri ayrı bir kategoride değerlendirmek durumundayız” diye konuştu.
Yılların birikimi GDO’dan çıkıyor
Biyogüvenlik Kurulu Başkanı olarak kendisine bugüne kadar hiçbir baskı gelmediğini kaydeden Yardımcı, toplumun bu konuyu tartışmasından ise memnun. “Yılların birikmiş duyarlılığı GDO’dan çıkıyor. GDO vasıtasıyla duyarlılığın artmasının, benim için hiçbir mahzuru yok. Hiç rahatsız değilim bu durumdan” diyen Yardımcı, Türkiye’deki tartışma ve kararların diğer ülkelere de yansıdığını örneklerle anlattı. Yardımcı, “Biz bebek mamalarını yasaklayınca, Ukrayna ve Suudi Arabistan’da da yasaklandı. Türkiye’de alınan kararların yansıması oluyor” dedi. 1996’dan itibaren Türkiye ile AB arasındaki ticaretten dolayı Türkiye’ye GDO’lu ürün girmiş olabileceğini belirten Yardımcı, şu an içinse böyle bir riskin olmadığını söyledi. Yardımcı, getirilen mevzuat ve sıkı kısıtlamalar nedeniyle kendisinin de içinin rahat olduğunu belirtti.