İTB Başkan Yardımcısı Korkmaz, “İthal kuru fasulye Türk damak tadına uymadığı için tüketici tarafından fazla tercih edilmiyor” dedi.
İZMİR – İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz, kuru fasulyedeki fiyat artışını durdurmak için ithalata uygulanan yüzde 20 oranındaki gümrük vergisinin sıfıra indirilmesinin yerli ürün fiyatını etkilemeyeceğini söyledi.
Korkmaz, gümrük vergisinin sıfırlamasının ithal kuru fasulyenin fiyatını 1 ile 1,5 lira arasında düşürebileceğini belirtti. Korkmaz, “İthal kuru fasulye Türk damak tadına uymadığı için tüketici tarafından fazla tercih edilmiyor. İthalata uygulanan yüzde 20 oranındaki gümrük vergisinin sıfıra indirilmesi yerli ürün fiyatını etkilemeyecek” dedi.
Korkmaz, yerli ürüne en yakın kuru fasulyenin Kırgızistan ve Arjantin’de üretildiğini kaydetti. Geçen yıl kuraklık sebebiyle bu ülkelerde de rekoltenin düşük çıktığına dikkati çeken Korkmaz, hem döviz kurunun yükselmesi hem de bu ülkelerin artabilecek talep sebebiyle fiyatlarını artırması halinde sıfırlanan gümrük vergisiyle oluşan fiyat avantajının ortadan kalkabileceğine işaret etti.
“Türk damak tadına uymuyor”
Korkmaz, ithal kuru fasulyenin Türk damak tadına uymadığı için yerli ürünün fiyatında bir ucuzlamanın beklenmediğini söyledi. Türkiye’de en fazla tüketilen yerli kuru fasulye türünün sıra, horoz ve dermason cinsi olduğunu anlatan Korkmaz, tüketicinin çoğunlukla Konya, Karaman, Niğde ve Balıkesir yörelerinde yetiştirilen bu ürünün yerine ithal edileni tercih etmeyeceğini ifade etti. Korkmaz, şunları söyledi:
“İthal edilecek kuru fasulye pişirildiğinde yerli türlere en yakın tadı veren ürün olması gerekiyor. Aksi halde tüketici bir defadan fazla almaz. Arjantin ve Kırgızistan ürününde bu anlamda bir sıkıntı yok. En çok kuru fasulye ithalat yaptığımız ülkelerin yanı sıra Kanada ve Mısır’da da ürün kuraklık sebebiyle rekolte düşük oldu. Etiyopya, Bangladeş, Çin gibi ülkelerden gelecek fasulyenin kalitesi de çok düşük. Türk halkının damak tadına uymayan bu ülkelerin kuru fasulyesi pişirildiğinde dağılma, kabuk attığı biliniyor. Sadece fasulyede bu durumu yaşamıyoruz. Nohut, pirinç, barbunya da Türk ürünü lezzetini vermiyor. Bu ürünlerin vatandaşlarımız tarafından tüketilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum.”
Dünyada şu anda kaliteli fasulyenin kalmadığını, ithal edilecek ürünler piyasaya sürüldüğünde ambalajının üzerine menşeinin mutlaka yazılması gerektiğini dile getiren Korkmaz, kötü ithal ürünün Türk malı olarak piyasaya sürülmesi halinde yerli ürünün imajına zarar vereceğini belirtti.
“İthalat yerli ürünün fiyatını etkilemez”
Korkmaz, ithalatın yerli ürün kuru fasulyenin fiyatını etkilemesinin beklenmediğini, ithal üründe ise kilogramda 1 ile 1,5 lira arasında bir fiyat düşüşünün beklenebileceğini dile getirdi.
Toptancılarda yerli kuru fasulye türlerinden sıra cinsinin 5,8 lira, dermason türünün 6,2 lira, horoz fasulyenin ise 7 liradan satıldığını ifade eden Korkmaz, toplam üretim içindeki payı yüzde 2 dahi olmayan İspir fasulyenin fiyatının baz alınarak “kuru fasulye 15 liraya çıktı” haberlerinin de yanıltıcı olduğunu söyledi.
Bugün 7 liraya yükselen kuru fasulyenin hasat döneminde 3-3,5 liradan satıldığını anlatan Korkmaz, rekoltenin düşük olduğu bilinmesine rağmen ihracata izin verilmesinin hata olduğunu savundu.
“Gümrüğe getirilmiş mal yoksa ithalat uzun sürebilir”
“Gümrük vergisi sıfırlandı, ithal kuru fasulye hemen gelir” beklentisinin de yanlış olduğunu kaydeden Korkmaz, “Daha önceden getirilip gümrüklerde bekletilen kuru fasulye varsa bu birkaç gün içinde piyasaya sürülebilir. Aksi durumda ithal ürünün gelmesi epey bir zaman alır” dedi.
euronewstr