KADIN GİRİŞİMCİ 10 YILLIK `YAĞHANE` HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ

0
796
KADIN GİRİŞİMCİ 10 YILLIK `YAĞHANE` HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
BURSA’da 10 yıldan bu yana zeytinyağı üretimi yapmayı hayal eden emekli Endüstri Mühendisi 49 yaşındaki Ayşe Güney, özel bir butik tesis kurarak zeytinyağı üretimine başladı.

Kadın girişimci Güney, 940 bin lira harcamayla kurduğu yağhane için Tarımve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan yüzde 50 destek hibesi aldı. 2 çocuk annesi Ayşe Güney Türkiye’nin girişimci kadınlara ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Bursalı kadın girişimci Ayşe Güney Gemlik İlçesi Muratoba Köyünde değirmencilik prensibiyle çalışan yağhane kurdu. Güney, 940 bin lira yatırım ile kurduğu tesise Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan yüzde 50 destek hibesi aldı. 2 ayrı hizmet üreten tesiste, bölgedeki zeytincilerin getirdiği zeytinleri işleyip zeytinyağı olarak geri verilmesi ve girişimci Güney’in erken hasat olarak kendi tarlalarından topladığı zeytinlerden asidik oranı 0.2 olan zeytinyağı üretimi yapılıyor. Ayşe Güney ürettiği özel zeytinyağını ise logosunu oğlunun tasarladığı ‘Merula’ markasıyla gurme restoranlara satıyor. Değirmencilik prensibiyle zeytin üreticileri için zeytinyağı çıkaran tesiste ise bu hizmet kilogram başına 35 kuruş olarak ücretlendiriliyor. Günlük sıkım kapasitesi 60 ton zeytin olan tesisin 10 yıllık bir hayali olduğunu, zeytin ağaçlarına ve zeytinyağına aşık olduğunu DHA’ya anlatan emekli Ayşe Güney, “Zeytin ağacı insanlığın var olduğu tarihten itibaren var. Bundan yıllar önce Gemlik yöresine geldiğimizde zeytin ağacına ve zeytinyağına aşık olduk. Ailecek bizimde bir zaman böyle bir tesisimiz olsun diye hayal kurduk” dedi.

GAZETEDE OKUYUP KOLLARI SIVADI

Ayşe Güney, özel bir firmada endüstri mühendisliğinden emekli olduktan sonra bir pazar günü gazetede hibe programının başladığı zeytinyağı imalatçılarına bu hibe programından destek verileceğini okudu. Daha sonra harekete geçen Güney, “Hemen bir gün sonra Pazartesi günü kalkıp hibe desteği verecek olan Türkiye Tarımsal kalkınmayı destekleme kurumuna bir dilekçe verdim. Hibe programına 6 ay gibi kısa bir sürede bütün istenilen evraklar ve gereklilikleri tamamlayıp müracaatını yaptım. Bir ay sonra da hibeyi hak ettiğimi öğrendim. Buradaki tesisi kurmamızdaki ve hibeyi hak etmemizdeki en önemli faktör yöre halkına değirmencilik prensibiyle çalışan bir tesis sunuyor olmamızdı.” diye konuştu.

“TÜRK HALKI KADIN GİRİŞİMCİYE ALIŞKIN DEĞİL”

Zeytin hasatlarının yoğun olduğu dönemlerde faaliyet gösteren ve 10 kişilik bir istihdam sunan butik yağhanenin işletmecisi Güney konuşmasında Türk halkının kadın girişimcilere alışık olmadığını söyledi. Güney, şöyle devam etti:
“Sektörün içinde bir kadın olarak var olmaktan çok memnunum. Girişimci olmam çevremdeki kadınları da olumlu etkiledi. Yöremizde de yavaş yavaş kadın üreticilerle hissetmeye başladık. Şahsen çevremin, ailemin ve şu an bizimle olan üretici arkadaşlarımızın hepsinin çok büyük desteğini gördüm ancak bu tarz sektörlerde kadın olarak var olmak tabii ki zor. Buraya geldiğimde bile bazen gelen çiftçi arkadaşlarımızın tepkilerinden hissedebiliyorum ama olumlu şeylerinde geri dönüşlerini görüyorum. Türk insanı bir kadının böyle sektörünün içerisinde girişimci olmasına ne yazık ki alışkın değil. Zorlanmıyor değiliz ama aşacaklar. Tıpkı bu yöre halkının aştığı gibi Türkiye’de de bir çok şey değişecek. Her başarının arkasında bir kadının değil her başarının önünde bir kadının olması gerektiğini beyler bilecekler.”

“ÇOCUKLARIMIZA ROL MODEL OLMALIYIZ”

Evdeki kadınlara da tavsiyelerde bulunan Güney, evde olmanın, altın günlerinin ve dedikodular yapmanın çok güzel olduğunu ancak çocuklara ‘Rol model’ olmaları gerektiğine dikkat çekti. Güney, şöyle dedi:
“Hayal kurun. Hayal kurmaktan kesinlikle vazgeçmeyelim ve gerçekleştirmek için alternatifler üretin. O alternatiflerden biri sizi zaten bu hayalin peşinden sürükleyecek. Evde oturmak çok güzel. Ben emekli olduktan sonra bir yıl kadar bunu yaptım. İnanın günlere gitmek, oturup arkadaşlarınızla küçük dedikodular yapmak çok güzel. Fakat biz çocuklarımıza rol model olacağız. Önemli olan bu. Yapabileceğiniz de çok iş var. Çevremde o kadar çok kadın var ki evinde pasta börek yapıyor, seramik yapıyor veya evinden tercümanlık yapıyor. Dolayısıyla yapılabilecek işlerin bir sonu yok, üretmenin sonu yok. Aklınıza gelen her şeyi mutlaka ticarete dökmeye çalışın. Çünkü Türkiyemiz’in buna ihtiyacı var.”

Bir Cevap Yazın