Kapakla vicdan dolandırıcılığı

0
1155
mavikapak

Bir Gün ‘Mavi Kapak’ kampanyasını Kağıt Toplayıcıları Derneği eski Başkanı Mendillioğlu’yla konuştu.

İnsanı insan yapan kriterlerden biri paylaşmak. Günümüzde paylaşma eylemi bireysel çabadan çok, dernekler üzerinden yapılıyor. Bu yüzden en çok yardım derneğine sahip ülkelerden biriyiz. Tersinden bakarsak yardıma muhtaç nüfus sayısında da önlerde geliyoruz. Yardım derneklerinin bir kısmı kamu vicdanını sömürerek dolandırıcılık yapmak için kullanılıyor. Deniz Feneri Davası’nda deşifre olan dolandırıcılığı çok önemsemesek de milyonlarca lira paranın, yardım adı altında toplanıp kişilerin kendi hesaplarına geçirildikleri anlaşılmıştı.

Daha önce ağaca bağlı bir kutunun içinde ya da sokakta plastik pet şişelerin mavi kapaklarını toplayanları görmüşsünüzdür. Aramızda engellilere tekerlekli sandalye almak için yapılan bu kampanya için kapak toplayanlarımız da vardır. Mavi kapak toplamak da kamu vicdanını kullanarak dolandırıcılık yapma işlerinden biri. Canla başla mavi kapak toplayanlar bile neden kapak karşılığında tekerlekli sandalye verildiğini bilmiyor.

Mavi kapak dolandırıcılığını, Eski Kağıt toplayıcısı, Kağıtçılar Derneği Eski Başkanı ve kağıt toplayıcıların dergisi olan Katık’ın editörü Ali Mendillioğlu anlattı.

Avrupa Birliği uyum yasalarıyla başlayan süreçte, 2004 yılında ‘Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmenliği’ çıktı. 2005 yılında bu yasa yürürlüğe girdi. Bu yönetmenliğin mantığı ambalaj atığı ile evsel çöpün ayrılması ve geri dönüşümün desteklenmesiydi. Ambalaj (Kutu, pet şişe, cam şişe vb. ) yapan firmalara ürettiğiniz malın 2004 yılında yüzde 30’unu, 2014 yılında ise yüzde 60’ını geri toplayacaksınız dendi. İlk duyulduğunda kamusal fayda içeren bir yasa gibi görünüyor. Diğer taraftan geri dönüşüm için entegre tesis kurmak üretici firmalar için büyük maliyetlere neden oluyor. Sokaktan ambalaj atığını toplamak, depolamak ve dönüştürmek gibi işleri ambalaj üreten firmaların yapması kolay olmadığı için lisanslı dönüşüm firmalarıyla anlaşmalar yapıyorlardı.

DEPOZİTO: TÜRKİYE’DE CEZA

Çevre Bakanlığı müfettişlerince denetlenen üretici firmalar, yasada açıklanan rakamlarda ambalaj atığını geri toplayamazlarsa ceza olarak depozitolu ürün üreteceklerdi. Geri dönüşüm için en makul yolu olan depozitolu ürünler bizim ülkede ceza olarak veriliyor. Çünkü firmalar arasında haksız rekabet olarak algılanıyor. Benzerlerine göre biraz daha pahalı olmasına rağmen çevre temizliği ve kolay toplamak için en kolay yol depozitolu şişe üretmektir. 2005 yılından itibaren üretici firmalar belediyelerin atık toplamalarını destekledi ve ambalaj atıklarını kendileri alıp Çevre Bakanlığına bunu belgelediler.

TUHAF YASA DEĞİŞİKLİĞİ

2009 yılında tuhaf bir yasa değişikliği daha çıktı. O zamana kadar toplanan ambalaj atıklarının tonajla hesaplanması durumunu, sadece mavi kapakların tartılması yeterli olacak diye değiştirdiler. Firmalara “ürettiğiniz ürünlerin yasayla belirlenmiş yüzdesi kadar kapak toplayıp tarttırırsanız, o kapak miktarı kadar pet plastik dönüştürülmüş sayılacaksınız” dendi.

FİRMALARI KURTARMAK

İstanbul’un günlük çöpü 10 bin ton. Bu rakamın yüzde 20’sinin geri dönüştürüldüğünü düşünelim, 3 bin ton eder. Bu sayının da yarıya yakınının plastik olduğunu düşünürsek ortaya çıkan rakamları geri dönüştürmenin çok maliyetli olduğu ortada. Üretici firmaları bu yükümlülükten kurtarmak için böyle bir yasa değişikliğine gidilmiş olacak. Zaten İstanbul çöpünün depolanması ve geri dönüşümü için kurulacak tesis için 72 km.’lik bir alan gerekli. Bu alanın ormanlardan, şebeke sularından ve yerleşim yerlerinden uzak olması gerektiği ve çok maliyet gerektirdiği için böyle bir alanın kurulmasına hiçbir üretici firma sıcak bakmıyordu. Bu sayede de yasanın değişmesine ön ayak oldular.

YASADAN SONRA ‘MAVİ KAPAK’

Yasa değiştikten sonra üretici firmaların ön ayak olmasıyla ‘Mavi Kapak Kampanyaları’ yapılmaya başlandı. 500 kilo kapak getirene engelliler için tekerlekli sandalyeler verileceği söylendi. Birçok duyarlı insanın vicdani paylaşımlarını sömürerek toplanan kapaklar karşılığında, ucuz, Çin malı, kullanışsız tekerlekli sandalyeler verildi. Kamu vicdanını sömürmek kapitalistlerin en belirgin özelliklerinden biridir zaten.

NEDEN PET ŞİŞE DEĞİL?

Firmalar bu kampanyaları vicdani yardım ya da çevrecilik adına yapsa neden yoğurt kapağı ya da pet şişenin tamamını toplamıyor? Bu kampanyalara yardım eden insanlar kapak topladıklarında neden tekerlekli sandalye verildiğini sorgulamıyor. Bu dolaylı yollarla vicdanları sömürerek yapılan dolandırıcılığın son bulması gerekiyor.‘ diye anlatıyor Mendillioğlu bu mavi kapak kampanyalarının esas nedenini.

***

Mavi kapak toplamak, kime yararlı?

»Taksiciler engelli yolcu almaz, restoranlar engelli müşteri almaz, ev sahibi kiralık ev vermez. Okul müdürlerin engelli öğrenciyi kaydetmez, bakım evinde personel engelliyi döver. Ama toplum olarak o kadar duyarlıyız ki mavi kapak toplarız. Engellilerin en temel sorunlarından biri fark edilmek ve eşit şartlarda yaşamak. Bu kapak kampanyalarıyla dağıtılan tekerlekli sandalyelere bizlerden önce Sağlık Bakanlığı’nın itiraz etmesi gerekiyordu. Çünkü sosyal devlet içerisinde engellilerin tüm ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır. Bu kampanyaları destekleyerek hem bu üretici firmaların toplaması gereken pet plastiğin doğada kalmasını, hem de devletin yapması gereken sorumlulukların önüne geçiliyor.

»Kampanya sayesinde dağıtılan sandalyeler en ucuz ve kalitesiz cinsten. İyi bir mekanik sandalyenin bedeli en az 2 bin TL, iyi bir akülü sandalyenin bedeli ise 20 bin TL’den aşağı değil. Alınan sandalyeler (mekanikler için yaklaşık 200 TL, akülüler için ise 2 bin TL’ye alınıyor) ne yazık ki kullanıcılar için tıbbi sorunlar barındırıyor. Her birey için seçilen sandalyelerin kişiye özel imalatı gerekir ve ölçüler uzmanlar tarafından alınmalıdır. Her engelliye aynı ölçülerde sandalye vermek kullanıcılarda başka sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

»Devlet bütün engellilere (Sigortası olan engelliye sigorta kapsamında, sigortası olmayana yeşil kart kapsamında) tekerlekli sandalye temin etmek zorundadır. Bütün insanları kapak toplatmaya sevk etmek, kamuoyunun yanıltılması anlamına gelmektedir. Bu tip kampanyalar toplumda engelli sorunlarının tekerlekli sandalye temin sorunlarına indirilmesi gibi bir yanlış algılama doğmasına sebep olur. Diğer taraftan engelliler için kapak toplayan kesimlerde (özellikle çocuklarda) engellilerin yardıma muhtaç, kapak toplanmasına dahi ihtiyacı olan insanlar olarak algılanması tehlikesini içermektedir. Engellilerin tekerlekli sandalye ihtiyaçlarının karşılanması için kapak toplanmasına ihtiyaç yoktur.

haberdunya

Bir Cevap Yazın