Korunga Yetiştiriciliği

0
1517
Korunga Yetiştiriciliği

İKLİM ve TOPRAK İSTEĞİ

Korunga her iklimde yetişebilen kurağa ve özellikle soğuğa çok dayanıklı bir baklagil yem bitkisidir. İlk yıl fide döneminde soğuğa karşı hassastır. İkinci yıldan sonra soğuktan zarar görmez. Donlara karşı dayanıklılığı yaşlandıkça artmaktadır. Kurak bir ortam istemesine karşın sıcaklık istekleri yoncadan daha azdır. Doğu ve Güney Doğu ile İç Anadolunun soğuk ve kurak koşullarındaki ekim sistemine çok iyi uyan bir bitki olup böyle çevre koşullarında korunganın yerine yetişebilecek başka baklagil yem bitkisi yoktur (Elçi, ekiz ve sancak 1996). Korunga ılıman iklim bölgelerinde de iyi gelişebilmektedir. Yıllık yağışı 300 mm olan bölgelerde başarıyla yetiştirilip biçip alınabilmektedir. Çiçeklenme döneminde iken bol ve sürekli yağmurlar ve uzun zaman devam eden bulutlu devreler nedeni ile bitkide tohum oluşmayabilir.

Korunga toprak istekleri bakımından kanaatkârdır. Toprak seçiciliği olmamakla beraber derin yapılı, geçirgen, gevşek, kuru ve kireçli, tınılı-kumlu toprakları sever. Yonca tarımına uygun olmayan zayıf ve çakıllı topraklarda korunga yetiştirilebilir. Hatta alt katlarında köklerin işlemesine imkan verecek çatlakların bulunması koşuluyla, taşlı kayalık arazide de tarımı yapılabilmektedir. Bu gibi kayalık yerlerin değerlendirilmesinde, kumlu arazide,kurak ve kireçli yerlerde korunga tarımı büyük önem taşımaktadır. Korunganın tuza dayanıklılığı zayıftır. Taban suyu yüksek, ağır, killi ve ıslak, kireçsiz, asiditesi yüksek topraklar korunga tarımına pek elverişli değildir.

TOPRAK HAZIRLIĞI ve EKİM

Korunga iyi hazırlanmış, keseksiz ve bastırılmış bir tohum yatağı istemektedir. Korunganın ilk yılkı gelişmesi ve rekabet gücünün çok zayıf olması ve tesis edilecek korungadan 3-4 yıl süreyle yararlanılacak olması nedeniyle tohum yatağının mutlaka yabancı bitkilerden temizlenmiş olması gerekir. Korunga hasadında kullanılan biçme ve balyalama makinaları zemine çok yakın mesafede çalıştırılmaktadır. Bu nedenle hasat kayıplarına ve alet hasarlanmalarına engel olmak için korunga tesis edilecek tarlanın düzgün ve tesviyeli olmasına dikkat edilmesi varsa taşların toplanıp tarladan uzaklaştırılması gereklidir. İşletmelerimizde korunga kıraç alanlarda ekilmekte, buğday ve arpa ile münavebeye sokulmaktadır. Tarladaki ön bitki hasat edildikten ve bitki artıkları kaldırıldıktan sonra tercihen güz aylarında yada ekim öncesi ilk baharda toprak tava gelince sürülür.

Ekim öncesinde uygun ikileme aletleri kullanarak tohum yatağı hazırlanır, gerekirse tapan çekilerek zemin düzeltilmelidir. Tohum yatağı hazırlanırken aşırı toprak işlemeden kaçınılmalıdır. Aksi takdirde her toprak işlemede toprak tavı kaçmakta çimlenme ve çıkış risk altına girmektedir. Fidelerin bir çoğu kurak yaz aylarına dayanamayıp ölmekte geri kalanlar sert kış şartlarına zayıf girmekte ve soğuktan zarar görmektedirler. Bu durum tesisin ömrünü ve verimini düşürmektedir.

Korunganın her türlü iklim şartlarında en iyi ekim zamanı erken ilkbahardır. Ancak ılıman iklim bölgelerinde sonbaharda da ekilebilmektedir (Gençkan – 1992). Kıraç şartlarda tarımı yapıldığından, kuruya ekimden kaçınılmalı ekimde gecikilmemelidir. İlkbaharda uygun toprak tavı ve sıcaklığı yakalandığı anda korunga ekimi yapılarak, çimlenme ve çıkış sağlanmalı sonradan gelecek yağışlardan bitkinin faydalanıp kurak yaz aylarına kuvvetli girmesi temin edilmelidir. korunga ekimi Accord tipi pinomatik mibzerlerle yapılmaktadır. Ekimde sıra arası mesafe 12,5 cm olarak tutulmakta, 2-5 cm derinliğe ekim yapılmaktadır. Ekimde 6-10 kg/da arasında değişmekle birlikte, ortalama 8 kg/da baklalı tohum kullanır. Ekimle birlikte toprağa 14-1 5 kg/da DAP gübresi verilir. Ekimden önce korunga tohumlarının, havanın serbest azotunu korunga köklerinde nodoziteler oluşturarak toprağa bağlayan (rhizobium) bakteri kültürü ile aşılanması gereklidir. Aşılama işlemi direkt güneş ışığı olmayan yerlerde %10 luk şekerli suyla hafifçe nemlendirildikten sonra yapılmalı, aşılanan tohum gölge bir yerde kurutulduktan sonra en geç 24 saat içinde ekilmelidir. Ekimden sonra tohum yatağını sıkıştırmak ve taban tavını yukarı çıkarıp daha iyi bir çimlenme ve çıkış sağlamak ve kısmen de zemini düzeltmek için merdane veya silindir çekilmelidir. Korunga tohumları toprak sıcaklığı ve tavı uygun olduğunda 4-10 gün içinde çimlenerek fideler toprak üstüne çıkmaya başlar.

BAKIM ve ÜST GÜBRELEME

İlk yıl fide gelişimi yavaştır. İlk gelişme döneminde hassas olması nedeniyle iyi bir gelişme sağlasa bile ilk yıl korunga tesisine kesinlikle hayvan sokmamalı ve çok iyi korunmalıdır. İkinci ve üçüncü yıllarda ilkbaharda ota biçilecek korungalıklarda 3-5 kg/da saf azot (N) üzerinden üst gübreleme yapılması verimi artırmaktadır. İlk yıl aşırı otlanma olan yerlerde yabancı otların tohum bağlamalarına engel olabilmek için aktif çayır biçme makinaları kullanılarak korunga fidelerine zarar vermeyecek şekilde temizlik biçimi yapılabilir.

SULAMA
Ortalama olarak tohumlar 5 gün sonra çimlenmeye başlar. Çimlenme, çıkış ve fide döneminde toprağın üst tabakasının nem oranının korunması için ekimi takip eden 2-3 hafta içinde az miktarda ancak sık sık sulama yapmak gerekir. Bitkinin gelişmesinden sonra sulama sayısı, toprak yapısı ve buharlaşma oranına bağlı olarak yapılmalıdır. Ortalama her sulamada su miktarı 30 ton/dekar veya 30 mm/dekar’dır.

HASTALIKLARI ve ZARARLILARI
Korunga tarımını engelleyen ve ekonomik kayıplara neden olan korungaya zarar veren etmenlerle mücadele konusunda yeterince çalışma yapılmamış olup herhangi bir kimyasal mücadele yöntemi ortaya konmamıştır. Mücadelede, alınacak kültürel tedbirler ön plana çıkmaktadır. Korunga hastalıkları üzerinde fazla çalışılmamıştır. Bazı bölgelerde kök çürüklüğü, solgunluk ve fungusların yol açtığı gövde zararlanmaları görülmektedir (Fırıncıoğlu ve ünal 1997). Korunga hastalıklarına karşı alınacak kültürel tedbirler olarak, hasat edilen sahalarda balyalama işlemi yapıldıktan sonra balyaların çabuk kaldırılmasıdır. Aksi takdirde balya altındaki korungalarda havasızlığa bağlı olarak küflenme, çürüme ve ölmeler olmaktadır.

HASAT ve VERİM
Ot Hasadı: Yapılan araştırmalar korungada kuru ot için en uygun hasat zamanının, çiçeklenme başlangıcı (%10 çiçeklenme) olduğunu göstermiştir. Biçim geciktirilecek olursa korunga gövdeleri odunlaşmakta selüloz oranı artmakta ve ham protein oranı düşmektedir. korunga otu hasadı, kuhn tipi tamburlu çayır biçme makinaları yada aktif çayır biçme makinaları kullanılarak yapılmaktadır. Kuhn tipi çayır biçme makinelerinin biçim randımanı yüksektir. Biçtiği otu sıkma ve namlu yapma düzeni vardır. Sıkma düzeninden geçen ot namluda çabucak kurumakta, iki gün içinde balyalanmaya geçilebilmektedir. Bu şekilde balyalanan otun rengi solmamakta, yaprak ve çiçeğini dökmemekte, kalitesi yüksek olmaktadır. Aktif çayır biçme makinaları kullanılarak yapılan biçimden sonra, biçilen otlar olduğu gibi soldurulmaya tabi tutulur. Yeterince soldurulan otlar akrobat tırmık kullanılarak namlu yapılır, balyalamaya hazır hale getirilir. Yaprak ve çiçek dökülmesine engel olmak için tırmıklama sabahleyin serin vakitlerde yapılmalıdır. Namlu haline getirilen otlar, yeterince kuruduğuna karar verildikten sonra balya makineleriyle balyalanır. İşletmelerimizde balyalama da rulo tip balya yapan makineler kullanılmaktadır.

Tohum Hasadı: İşletmelerimizde tohumluk korunga hasadı biçerdöverlerle yapılmaktadır. Tohumluk hasadına, başağın alt kısmındaki baklalar kahve rengini alır almaz ve ilk tohumlar dökülmeye başladığı zaman girilmelidir. Hasatta gecikilirse, olgulaşan baklalar dökülmekte, başaklar kırılabilmekte, tohum kaybı artmakta, verim düşmektedir. Hasada erken girildiğinde, hasat edilen mahsülün nem oranının yüksek olması nedeniyle, yığında kızışma riski fazla olmaktadır. Erken hasatta verim artmakta ancak tohumların çimlenme yüzdesi düşmektedir. Temiz bir korunga tohumluğu hazırlayabilmek için, tohuma biçilecek korungalıklarda yabancı otların yoğun olduğu bölgelerin önceden tespit edilerek ota biçilmesi, hasat edilen çepelli mahsulün temiz olmasına dikkat edilmesi gereklidir. Tarladaki yoğunlukları az bile olsa yayılmalarını engellemek için, kangal, köygöçüren, sarı ot, pelemir ve küçük çayır düğmesi gibi bitkilerin bulunduğu alanlar tohumluk olarak biçilmemelidir.

Bir Cevap Yazın