Kuraklıkla Mücadelede ‘İzmir’ Modeli

0
1091
Kuraklikla-Mucadelede-Izmir-Modeli

2008 yılında AB İstatistik Kurumu’nun “Avrupa’nın en kurak ikinci kenti” ilan ettiği İzmir, Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde yürüttüğü su tasarrufu kampanyasıyla bu sıkıntılı süreci sorunsuz atlattı. Bugün kuraklık tehlikesi yaşayan kentlerin “İzmir modelinden” alacağı çok ders olduğu beliritliyor.

Türkiye, küresel iklim değişikliği nedeniyle ciddi bir kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Yağışların “ortalamaların çok altında” seyretmesi nedeniyle, pek çok kentte barajlardaki su seviyesi kritik seviyelere düşerken, bir anda gözler İzmir’e çevrildi. 2007 ve 2008 yıllarında kuraklıkla örnek bir mücadele sergileyen İzmir, Büyükşehir Belediyesi’nin uyguladığı “su tasarrufu” kampanyasına halkın verdiği destekle bu sıkıntılı süreci “sorunsuz” atlatmıştı.

Avrupa Birliği (AB) İstatistik Kurumu (Eurostat) tarafından 2008 yılında “Avrupa’nın en kurak ikinci kenti” seçilen İzmir, aradan geçen süre içinde uygulanan başarılı bir politikayla su sıkıntısını aştı. İşin asıl önemli yanı ise, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kuraklık tehdidini “erken” fark edip 2007 yılından itibaren su tasarrufu ve yeni su kaynakları oluşturma çalışmalarına ağırlık vermesiydi. İzmir aynı zamanda, Türkiye’de küresel ısınma tehlikesini gören ve önlemlerini alan ilk kent oldu.

İZMİR’DEKİ KAMPANYA TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLDU

Büyükşehir Belediyesi ve İZSU Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa yürütülen tasarruf kampanyası ‘Su hayattır’ sloganıyla kısa sürede tüm kente yayıldı. Uzmanlar, okullarda suyun tasarruflu kullanımı konusunda eğitim çalışmaları yaparken, kentin dört bir yanı bilboard ve afişlerle donatıldı. Kampanyayı simgeleyen renkli su kovası figürleri, merkezi bölgelerdeki ağaçları süsledi. Bu çalışmalar, İzmir’deki su tasarrufu bilincinin kısa sürede yaygınlaşmasını ve kalıcı hale gelmesini sağladı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da kentteki kuraklığa dikkat çekmek için Tahtalı Baraj Gölü’nün kuruyan bölümü üzerinde İzmirliler’e “suyuna sahip çık” çağrısı yaptı. Başkan’ın derin çatlaklar oluşmuş topraklardaki bu görüntüsü, İzmirlileri su tasarrufuna teşvik eden en önemli faktör olarak uzun süre hafızalardan silinmedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, bir yandan örnek bir halkla ilişkiler çalışması yürütürken, diğer yandan da “kuraklıkla başa çıkma stratejisi” hazırladı. Bu doğrultuda uzun, orta ve kısa vadede yapılacak çalışmalar belirlenerek aynı hedef doğrultusunda hızla ilerlendi.

2008 yılı Aralık ayında Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 1.90’e kadar gerilemiş ve İzmir’in sadece 25 günlük suyu kalmışken, kentte yeni su kaynakları oluşturuldu. Manisa Göksu-Sarıkız, Halkapınar ve Menemen kuyularında küresel ısınmayla birlikte ortaya çıkan arsenik sorununun çözümü için 15 milyon Euro yatırımla 3 arsenik arıtma tesisi inşa edildi. Böylece Büyükşehir Belediyesi, yüksek arsenik oranları nedeniyle verimli olarak kullanamadığı bu kuyuları da sisteme yeniden entegre etti.

Bu arada İZSU Genel Müdürlüğü, 80’e yakın kuyu açtı. Açılan yeni kuyularla Tahtalı Barajı’ndan kente verilen suya eşdeğer bir su kaynağı oluşturulmuş oldu. Ayrancılar beldesinde mesire alanındaki kaynaktan kış aylarında Kuşadası-Pamucak sahilinden denize akan saniyede 100 litre su ile Menderes Oğlananası beldesindeki kışın kullanılmayan saniyede 250- 300 litrelik 4 kuyunun suyu, inşa edilen 8.5 kilometrelik hatla Tahtalı Barajı’na aktarıldı.

Gördes Barajı’ndan kente yılda 60 milyon metreküp ilave su sağlanması için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DSİ örnek bir işbirliği yaptı. DSİ’nin isale hattı, arıtma tesisi ve pompa istasyonu inşaatlarıyla birlikte ancak 2014 yılında tamamlamayı planladığı Gördes Barajı’ndan kente “bu tarihten 3 yıl önce” su verilebilmesi amacıyla İZSU devreye girdi. 35.5 kilometrelik boru hattının Sarıkız kaynaklarına yaklaştığı kesimde 1.620 metre uzunluğunda bağlantı boru hattı yapan İZSU, 16.5 milyon liralık yatırımla Manisa’nın Nuriye beldesinde Sarıkız İçme Suyu Arıtma Tesisi’ni kurdu ve kısa süre içinde işletmeye aldı.

Bu arada park ve bahçe sulamaları akşam geç saatlerden itibaren yapılıyor, araç yıkama sırasında kullanılan sular yeniden değerlendiriliyor. Öyle ki, Büyükşehir Belediyesi, metro kazıları sırasında ortaya çıkan kaynak sularını bile park ve bahçe sulamalarında kullanmaya başladı.

İZMİR’DE BAŞKA NELER YAPILDI?

Özellikle çevre yerleşimleri eskiyen, kaçaklara neden olan şebekeler yenilendi. Yaklaşık 2 bin 500 kilometrelik içme suyu şebekesi yenilenmiş oldu. Yeni su depoları yapıldı, mevcut depolar temizlendi. Kent merkezinde zamanla eskiyen ve kaçaklara neden olan 600 kilometrelik şebeke borusu ve branşman hatları yenilendi. Branşman ve şebeke yenilemeleri nedeniyle arıza ve kaçak oranında yüzde 11 azalma sağlandı.

Su kaçaklarını önlemek için izole sayaç bölge sayısı artırılarak 354 milyon metreküp su kazanılmış oldu.
İZSU bünyesindeki dinleme ekibi sayısı artırıldı. Şebekedeki en ufak sızıntı sesini dijital olarak kaydedip arızanın yerini anında gösteren yeni cihazlar satın alındı. Kurulan SCADA sistemi ile isale ve iletim hatlarındaki arızalara kısa sürede müdahale edildi. Bakım ve onarımları sürekli yapıldı. Sorunlar yenilendi. Su sayaçlarının giriş çıkış basınç değerlerinin daha hızlı takip edilmesi ve su kayıplarının azaltılması amacıyla GPRS’le izlemeye geçildi. Yeşillendirme çalışmalarında daha fazla su isteyen geniş yapraklı ağaçlar yerine, iğne yapraklı ağaçlar tercih edildi.

Gördes Baraj suyunu arıtmak amacıyla Kavaklıdere Arıtma Tesisi’nin yapımına başlandı. Gördes Baraj suyunun kente getirilmesi için 70 milyon 106 bin liralık yatırım yapıldı. Kente yeni barajlar kazandırmak için çalışma sürdürüldü. Çamlı Barajı’nın revize planlama raporu yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ÇED izni alınırsa uygulama projeleri hazırlanacak. Bostanlı ve Değirmendere barajlarının uygulama projeleri devam ediyor. Tamamlanınca yapım ihalesine çıkılacak. Alionbaşı Barajı için de uygulama projesi ihalesine çıkılacak.

KÜRESEL ISINMA ZİRVESİ

2009 yılında gerçekleştirdiği “Güvenli Su Üretimi Kongresi” ile konusunda uzman bilim insanlarını İzmir’de buluşturan ve arsenik sorunuyla ilgili çarpıcı bilgileri ortaya koyan İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, son olarak iklim değişikliğini masaya yatırdı. İZSU Genel Müdürlüğü, son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinin risklerine karşı hazırlıklı olmak ve strateji üretmek amacıyla “İklim Değişikliğinin Kıyı Kentlerine Etkileri” konulu Uluslararası Su Sempozyumu düzenledi. Konusunda uzman isimler, küresel ısınma tehdidine karşı yeni stratejiler geliştirdi.

haber46

Bir Cevap Yazın