“Kuruyemişte dışa bağımlı hale geliyoruz”

0
845
"Kuruyemişte dışa bağımlı hale geliyoruz"

Kuruyemiş sanayicileri, sektörün sorunlarını DÜNYA’ya anlattı. Sektör temsilcileri, “Üretici maliyetlerini düşürüp, tohum geliştirmezsek kuruyemişte tam bağımlı olacağız. Maliyet yüksekliği nedeniyle ihracatta zorlanıyoruz” dedi.

Türkiye Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜKSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Karaman kuruyemiş sektöründe kendine yeterliliğin yanı sıra ihracatta yapan kuruyemiş sektörünün dışa bağımlılık tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu belirtti. Karaman, “Üretici maliyetlerini düşürüp, tohum geliştirmezsek kuruyemişte tam bağımlı olacağız” dedi. TÜKSİAD yönetim kurulu üyeleri konu ile ilgili Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve yazarımız Rüştü Bozkurt’un sorularını yanıtladı.

TÜKSİAD Başkanı Hüsamettin Karaman, “Kuruyemiş tüketimi artıyor. Üretilen tüm ürünler satılıyor. Yani Türk çiftçisi ne üretirse satabiliyor. Buna rağmen ürettiğimiz, tükettiğimiz kadar artmıyor. Üretimde Türkiye sınıfta kalıyor ve ithalat patlıyor. Üretim ayağındaki yapılanmayı değiştiremezsek, uzun vadede Türkiye sadece ithalat odaklı bir ülke haline gelecek gibi gözüküyor” dedi.

Cevizden bademe, kajudan çekirdeğe kadar ithalata bağımlı hale gelineceğine dikkat çeken Karaman, “Örneğin ay çekirdeği. Biliyorsunuz Çin’de üretim maliyetleri düşük olduğu için, ay çekirdeği fiyatları da düşük. İhracat için destek de alıyorlar. Bu nedenlerle 2017 yılı toplamında, 40 bin tona yakın bir ithalat gözüküyor Çin’den Türkiye’ye. Bu her geçen yıl artıyor. Bu konuda yatırım yapmış bütün arkadaşlarımızın tesisleri atıl ve verimsiz hale gelecek. Bu durumda ne yapabiliriz diye düşündüğümüzde, kısa ve orta vadeli olmak üzere iki plan yapabiliriz. Kısa vadede gümrük vergileri artırılabilir. Ancak bu sonrasında kaçakçılığı artıracağı için farklı bir zarar doğurur. Orta vadeli ve gerçekçi çözüm ise tohum geliştirmek, üründe kalite ve çeşitliliği artırmak ve gerçek üreticinin maliyetlerini düşürmektir. Bu nedenle Tarım Bakanlığımızın bizimle ve çiftçiyle koordineli olarak çalışması gerekiyor” diye konuştu.

TÜKSİAD YKÜ ve Saraçoğlu Kuruyemiş YKB Süleyman Saraçoğlu: Üretici desteklenmeli

Samsun’da üretim yapıyoruz. Dünyada tüm ürünlerin reel bir değeri var. Bizde üretim sıkıntısı olduğu için dünya fiyatlarının üzerinde fiyatlar oluşuyor. Bu nedenle ihracatta bir hayli zorlanıyoruz. Bazı ürünlerde ihracat yapamıyoruz. Çözüm olarak, yeni tohumlar geliştirip, verimliliği, kaliteyi ve üretimi artırabilir, fiyatları ancak bu yolla düşürebiliriz. Tohum ıslahının yanı sıra üreticinin maliyetlerini oluşturan kalemlerde de destek uygulaması başlatılmalı.

TÜKSİAD YKÜ ve Sabel Gıda YKB Bülent Elbeyli: Rekabet kalitede olmalı

24 yıldır sektördeyim. İthalat ve aynı zamanda ihracatçı bir firmayım. Yerli ay çekirdeği ihracatı gerçekleştiriyoruz. Çeşitli ürünler de ithal ediyoruz. Gümrüklerde yapılan usulsüzlükler en büyük sıkıntılarımızdandı. Bu sorun hemen hemen bitme safhasına geldi. İkincisi ise insanların kaliteye önem vermemesi. İnsanlar kuruyemişi zevk için yiyor. Zevk için yenen bu ürünün en iyisini yapmak hepimizin görevi. Yani fiyat ile değil, kalite ile rekabet etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Kalite ne kadar çok artarsa, sektörün ihracatının da o kadar artacağını düşünüyorum.

TÜKSİAD YKÜ ve Meraklılar Kuruyemiş YKB Onur Balcı: Navlun maliyetleri katlandı

Sektörün en önemli sıkıntılarından bir tanesi üretici firma sayısı azalıyor. Türkiye’de işletme giderlerinin ve iş yapma maliyetlerinin yüksek oluşundan dolayı, iş, al sat durumuna doğru gidiyor. Biz bunu İstanbul’da fazlasıyla yaşamaya başladık. İstanbul’da İstoç, Mega Center, Rami gibi 3 tane büyük çarşı var. Buradaki meslektaşlarımızın neredeyse yüzde 90’ı fason ürün ürettirip, kendi markaları ile satıyor. Böyle olunca da bizim gibi üretimde kalmayı sürdüren firmaların aynı işletme giderleri olmadığı için karlılıklar düşüyor. Fiyatlar tutmuyor. İnsanlar giderleri yüksek olduğu için üretimden uzaklaşıyor. İstanbul içinde dahi, köprü geçişlerinden dolayı navlun maliyetleri 6-7 kat arttı. Bu alanlarda verilecek destek, üretimin cazibesini artırabilir.

Yılmazer Kardeşler YKB Mustafa Yılmazer: Bir tohumda son aşamaya geldik

Tohum çalışmaları ciddiyetle ele alınmalı. Biz firma olarak tohum çalışmaları yapıyoruz. Hastalık oranını azaltmak ve verimliliği artırmak için tohumu gençleştirmeye çalışıyoruz. Bir tohumda son aşamaya geldik. Hem sanayi için, hem de raf ömrü için ciddi avantajlar sağlayacak. Bu çalışmaların sayısı artmalı ve desteklenmeli.

Sönmez Kardeşler YKB Hanifi Sönmez: Fiyatları stokçular belirliyor

Sektördeki ciddi sorunlardan biri de fiyatları stokçuların belirlemesi. Örneğin Antep fıstığında geçen yıl ürün çıktığında fiyat 26-27 liradayken şu an 54 lira. Bunun sebebi de piyasada stokçuların çok olması. Bunun önüne geçilebilmesi için ürün bazında destek fiyatları açıklanmalı. Böylece kaçakçılık da önlenir, stokçuluk da. Fiyatlarda tüketiciyi sevindirecek şekilde düşer.

Damla Gıda YKB Aykut Dinler: Kükürtlü ürünler zararlı

Rekabetin kalite odaklı değil de fiyat odaklı olması sektöre zarar veriyor. Ucuz ürün insanlara cazip geliyor. Ürünleri ucuzlatmak için ise tuz oranları artırılıyor, irili ufaklı ürünler karıştırılıyor ve kalite düşürülüyor. Bu sayede tüketicinin ürün ile ilgili algısı değişiyor. Bu nedenle standartlar belirlenmeli ve denetlenmeli. Standartların belirlenmesi, örneğin kükürtlü ürünlerin zararlı olduğunun bilinmesi, kaliteli ve sağlıklı ürün üretimini teşvik edecek, sağlık harcamaları da bu yolla azaltılacak.

Fıstık Evi YKB Mehmet Kavsara: Herkes taşın altına elini koymalı

Birçok üründe olduğu gibi örneğin Antep fıstığı üretimine de en büyük yıkımı kayıt dışılık verdi. Haksız rekabetin getirisiyle üretim şekilleri, depolama ve pazara sunma işlemleri kalitesizleşti ve Türkiye’nin en sağlıklı, en kaliteli ve en pazarı geniş ürünlerinden birine zarar verildi. Ürün miktarı doğru olarak tespit edilememesi sektörü geriye götürdü. Sorunların çözümü bakanlıktan odalara, üreticiden satıcıya kadar herkesin taşın altına elini koymasına bağlı.

"Kuruyemişte dışa bağımlı hale geliyoruz"

SEREN GÖKÇE

Bir Cevap Yazın