meralar betona,su yapıları özel sektöre teslim

0
1120
Can-Cekisen-Ciftcilere-Son-Darbe

Meclis’te görüşülen torba yasaya eklenen maddeler can çekişen çiftçilere son darbeyi vuracak…

Soma’daki maden faciasının ardından Meclis’e sunulan ancak AKP tarafından eklenen önergelerle şişirilen son torba yasayla meralar yapılaşmaya açılırken, baraj ve sulama yapılarının denetimi özel sektöre devredilecek. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri bugün tamamlanması beklenen tasarıyla ilgili bir açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası, bedava yem kaynağı olan meraların betonlaştırılmasının, Türkiye`nin yurt dışından canlı hayvan ve et ithalatına devam etmesi anlamına geldiğini belirterek düzenlemenin geri çekilmesini istedi.

MERALAR BETONA, SU YAPILARI ÖZEL SEKTÖRE TESLİM

3 Haziran’dan bu yana tartışmalar eşliğinde görüşmeleri süren son torba yasa, AKP’nin önergeleriyle 150 maddeyi aştı. Soma’daki maden faciasının ardından Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulan 61 maddelik tasarıya, AKP’nin eklediği pek çok madde muhalefet partilerinin tepkisini çekti. 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında adı geçenlerin aklanmasından, yandaş işadamlarına kıyak düzenlemelere kadar pek çok madde ile şişirilen tasarının en çok tartışılan maddeleri ise meraların kentsel dönüşüme açılması ile baraj ve su yapılarının denetiminin özel şirketlere devredilmesi.

ZMO’DAN TASARIYA SERT TEPKİ

Tasarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda süren görüşmelerin bugün tamamlanması beklenirken, komisyonda kabul edilmesinin ardından Meclis Genel Kuruluna gönderilecek. Torba yasa için Meclisin hafta sonu da mesai yapması beklenirken, tasarıya yönelik tepkiler ise sürüyor. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, güç koşullarda üretim yapmaya çalışan çiftçinin elektrik borcunun faizini bile silmeye yanaşmayan hükümetin, meraları yapılaşmaya açarken, baraj gibi su yapılarının denetimini de özel şirketlere vermeye hazırlandığını dile getirdi.

‘ÇİFTÇİLER FAİZLERİNİN SİLİNMESİNİ BEKLERKEN HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI’

Tarımın ulusal gelire yüzde 9, istihdama ise yüzde 25 oranında katkı veren, nüfusu doyuran önemli bir sektör olduğuna işaret eden ZMO Genel Başkanı Güngör, son yıllarda uygulanan politikalarla; verimli arazilerin yitirilmesi, girdi fiyatlarının sürekli artması, ürün fiyatlarının girdi fiyatlarının gerisinde kalması ve ithalatın patlamasıyla tarımda büyük sıkıntıların yaşanmaya başladığının altını çizerek, “Çiftçi, sıkıntıların çözümü ve bir parça nefes almasını sağlayacak adımlar beklerken; halen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu`nda bulunan Torba Yasa Tasarı`sına; çiftçinin, sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin tarımsal sulama faaliyetlerinden kaynaklanan elektrik borçlarıyla, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası`na olan borçlarının faizlerinin silinerek anaparanın tekrar yapılandırılmasının da eklenmesi için verilen tekliflerin reddedilmesiyle yine hayal kırıklığına uğramıştır” görüşünü dile getirdi.

GEMİ VE YATLARA VERİLEN MAZOT DESTEĞİ ÇİFÇİYE VERİLENDEN FAZLA

Son 10 yılda girdi maliyetleri ortalama yüzde 300 artan tarım sektörünün can çekiştiğini kaydeden Güngör, “yoksulluk içinde hayata tutunmaya çalışan çiftçi yağmura, doluya, sele karşı ürün elde edebilmek için çırpınmakta ve hasada (!) göre plan yapmaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarımsal destekleri hep gündeme getirse de, örneğin 2013 yılı için verilen 612 milyon TL`lik mazot desteği çiftçinin kullandığı mazota ödediği verginin yüzde 13`ünü ancak karşılamaktadır. Aynı yıl gemi ve yatlara verilen yakıt desteğinin 613 milyon TL olduğu göz önüne alındığında, bu desteğin yetersizliği daha iyi anlaşılabilecektir” ifadelerini kullandı.

‘ÇİFTÇİYE VERİLEN DESTEK ÖTV VE KDV İLE GERİ ALINIYOR’

Bakanlığın, 2014 yılında 9 milyar 670 milyon TL tarımsal destek vereceğini ilan etttiğini anımsatan ZMO Başkanı Güngör, ancak verilen bu desteğin akaryakıttaki KDV ve ÖTV yoluyla geri alındığına dikkat çekerek, “Şu anda mazot 4,5 liradır. (Gemi ve yatlara ise 2,25 TL/litre olarak verilmektedir). 4,5 TL`nin 2,3 TL`si KDV ve ÖTV`dir. Üreticinin yılda 3,5 milyar/litre mazot kullandığı düşünüldüğünde, mazot üzerinden alınan KDV ve ÖTV 8 milyar TL`yi bulmaktadır. Dolayısıyla tarımın, çiftçinin desteklendiğine yönelik iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Çiftçinin bir cebine konulmuş gibi yapılan tarımsal destekler, akaryakıttaki KDV ve ÖTV`yle diğer cebinden çıkmaktadır” dedi.

MERALARIN YAPILAŞMAYA AÇILMASI İTHALATI SÜRMESİ DEMEK

Torba Tasarı`ya eklenen başka bir maddeyle, kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında kalan mera, yaylak ve kışlak gibi yerler yapılaşmaya açılmak istendiğini dile getiren Güngör, bedava yem kaynağı olan meraların amacı dışında kullanılarak betonlaştırılmasının, Türkiye`nin yurtdışından canlı hayvan ve et ithalatına devam etmesi anlamına geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Yani ulusal kaynaklarımız başka ülkelere aktarılırken, hayvancılık sektöründeki sorunlar daha da derinleşecek ve halkımız ucuz ete kavuşma imkanından yoksun kalacaktır. Yine Meclis gündeminde olan başka bir tasarı ile zeytinliklerin de enerji ve maden şirketlerinin talanına açılmak istenmesi göz önüne alındığında, gözden çıkarılanın sadece çiftçiler değil, tarım alanları da olduğu anlaşılmaktadır.

SU YAPILARININ DENETİMİ ÖZEL ŞİRKETLERE BIRAKILACAK

Torba Tasarı`ya eklenen diğer bir madde ile HES`ler, baraj, gölet ve regülatör gibi su yapılarının denetiminin, DSİ tarafından hizmet alım yoluyla şirketlere yaptırılabilmesi öngörülmektedir. Hatırlanacağı üzere TBMM`de 2011 yılında kanunlaşan Torba Yasa`da su yapılarının denetlenmesinin DSİnin çıkaracağı yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüş, DSİ tarafından da bu yönde mevzuat çalışmasına gidilmişti. Ancak ODA`mız ve TMMOB`nin açtığı davalar sonucunda Danıştay DSİ`nin ‘su yapılarının denetiminin özel şirketlere devredilmesine’ ilişkin yönetmelik ve tebliğini yasa dışı bulmuş ve Torba Yasa`nın söz konusu hükmünü de Anayasa Mahkemesi`ne taşımıştı. Anayasa Mahkemesi`nden de iptal kararı çıkmasına karşın bu konudaki ısrarını sürdüren Hükümet, Torba Tasarı`ya eklediği maddelerle su yapılarının denetimini şirketlere bırakmaya hazırlanmaktadır.

KOZAN’DAKİ BARAJ FACİASINDAN DERS ALINMADI

Oysa daha 2 yıl önce Adana`da ‘denetimsizlik’ nedeniyle yaşanan facia unutulmuş gibi görünmektedir. Şubat 2012`de Adana Kozan`da Köprü Barajı inşaatı sırasında kapakların patlaması sonucu 2 işçi yaşamını yitirmiş, 2 işçi de yaralanmıştı. Bu kaza baraj inşaatlarında kamunun sorumluluğunda olan denetim görevinin yaşamsal önem taşıdığını bir kez daha ortaya koymuştu.

‘DENETİM HİZMETİ KAMUNUN İŞİ, ÖZEL ŞİRKETLERE DEVREDİLEMEZ’

Devlet; bireyin en temel hakları olan yaşama, çalışma, iş güvenliği ve işçi sağlığını korumakla yükümlüdür. Bu hizmetleri kamu eliyle yürütmelidir. Yani devlet ‘maliyeti’ gerekçe göstererek temel kamu hizmetlerini şirketlere havale edemez. Dolayısıyla yapı denetimi, iş güvenliği ve su yapılarının denetim hizmetleri de, amacı ‘kar etmek’ olan özel şirketlere devredilemez. ZMO olarak AKP iktidarını, yukarıda dile getirdiğimiz uyarıları dikkate alarak, özellikle bu yıl önce kuraklık, sonra don ve dolu, son olarak da sel felaketi ile sarsılan çiftçinin durumunu bir kez daha değerlendirip gerekli adımları atmaya ve geleceğimiz açısından büyük önem taşıyan meralar, zeytinlik alanlar ile su yapılarının denetimi konusundaki düzenlemelerden de vazgeçmeye çağırıyoruz.”

haber46

Bir Cevap Yazın