Türkiye genelinde 5 bin dekar alanda taze sebze üretimi yapılan modern seralar imar tehdidi altında.
Seralarda ruhsat uygulaması İzmir’de başlandı. Prosedürleri yerine getirmeyen üreticilere cezalar kesiliyor. Hatta bazı seraların ruhsatı olmadığı gerekçesiyle belediyeler tarafından mühürlendiği belirtildi. Söz konusu uygulama, modern seracılığın merkezi olan Antalya’da henüz başlamadı. Ancak bazı belediyeler gelir elde etmek için uygulamayı hayata geçirmeye hazırlanıyor. Sektör temsilcileri sorunun bir an önce çözüme kavuşturularak modern seraların tarımsal işletme kapsamına alınmasını istedi.
Ege bölgesinde imar tehdidi altında bulunan 1500 dekarlık modern seranın 550 dekarının kendisine ait olduğu bilgisini veren Sera-Bir Başkanı Şentürk, şunları söyledi: “Şu anda ruhsat almaya çalışıyoruz, bedelini ödedik ama mevzuatta problem olduğu için alamıyoruz. İmar Kanunu’nda binalardan ne isteniyorsa, seralardan da aynısı talep ediliyor. Sadece yapı denetime 500-600 bin TL para ödedim. Zemin etüdüne ise 100 bin liraya yakın para harcadım. Ruhsata da, 2 milyon liraya yakın masraf ettim. Buna rağmen ruhsatımı halen alamadım.”
Bu rakamların bir tarım işletmesi için çok yüksek olduğuna dikkat çeken Şentürk’ün verdiği bilgilere göre, seraların ruhsata tabi tutulması 1999 depremine dayanıyor. Depremden sonra imar yasasında değişiklik yaparken Ankara Çubuk’ta 500 metrekare basit bir tünel sera hortumdan zarar gördü. Seranın içinde çalışanlar yaralanınca seralar da inşaat ruhsatına tabi tutuldu. Şimdi işin içinden kimse çıkamıyor. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın yaptığı hatayı kabul ettiğini ancak düzeltmeye yanaşmadığını aktaran Hasan Şentürk, “Bu konuyu devletin bütün kademeleriyle paylaştık. 6 yıldır mücadele ediyoruz. Bakanlığa müsteşarlığa gittik. Hiçbir sonuç alamadık. Bürokratik engelleri aşamıyoruz. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da sahip çıkmıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık.” şeklinde konuştu.
SERALAR ENERJİYİ DE EN YÜKSEK TARİFEDEN KULLANIYO
Seracılar sadece ruhsat sorunu yaşamıyor. Ticarethane olarak kabul edildiği için enerjiyi de en yüksek tarifeden kullanıyor. Hasan Şentürk, seracıların belli bir kimliğinin olmamasından yakınarak, şöyle devam etti: “Devletin kurumları işine geldiği zaman bizi tarımcı, işine geldiği zaman ticarethane görüyor. İşine geldiği zaman işletmeci, işine geldiği zaman ‘sen köylüsün’ diyor. Sen domates üretiyorsun senden sanayici olmaz diyor. Yani belli bir kimliğimiz yok.”
Seraların 2004 yılında İş Kanunu’na da tabi edildiğini hatırlatan Şentürk, modern işletmelerinin ülke ekonomisine istihdam başta olmak üzere çok önemli katkılar sağladığını dile getirdi.
“Biz tarım işi yapıyoruz. Sanayici değiliz.” diyen Sera-Bir Başkanı, “Türkiye genelindeki 5 bin dekar modern sera alanında en az 5 bin kişi çalışıyor. Modern seracılığın önümüzdeki 5 yılda en az 50 bin dönüme ulaşacağını tahmin ediyoruz. Ama önü tıkalı olan bir sektör nasıl ilerlesin.” yakınmasında bulundu.
Şentürk, 2 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatının 200 milyon dolara yakınının modern işletmelerden gerçekleştirildiğini de aktarırken, modern sera alanlarının 50 bin dönüme çıkması halinde 15 milyar dolar ihracat yapabilecek bir potansiyele sahip olacağına dikkat çekti.