Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) Tarım Politikası İzleme ve Değerlendirme 2014 raporuna göre Türkiye’nin tarım notu yüksek. Raporda, dünyadaki 7′nci büyük tarım üreticisi olan Türkiye’nin son yıllarda, tarım sektörünün yasal ve kurumsal çerçevesini güçlendirdiğini, verimlilik artışı sağladığını ve olumsuz sonuç doğuran tarımsal destek tiplerinden uzaklaşarak aldığı piyasayla uyum artırıcı önlemlerle etkileyici bir ilerleme elde ettiğini bildirildi. Aynı zamanda OECD, hali hazırdaki tarım KİT’leri ve Tarım Satış Kooperatifleri ile Tarım Satış Kooperatif Birlikleri’nin, ticari ve ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durabilen, daha rekabetçi piyasa koşulları altında çalışan kuruluşlar haline dönüştürülmesi için daha büyük çaba gösterilmesi gerektiğini bildirdi.
1990′ların ikinci yarısıyla karşılaştırıldığında tarımda üreticilere desteğin tüm OECD ülkelerinde düştüğünün belirtildiği rapora göre; destek seviyeleri büyük ölçüde farklılık göstermeyi sürdürdü. 2011-13′te Yeni Zelanda, Avustralya ve Şili’de üretici brüt hâsılatlarının yüzde 3′ünden azı tarımsal transferlerden oluştu ve bu ülkeler alttaki uçta yer aldı. Diğer uçtaki Norveç, Japonya, İsviçre ve Kore’de destek politikaları brüt çiftlik hâsılalarının yarısından fazlasına karşılık geldi. İzlanda’da yüzde 44 destek sağlandı. İki uç arasındaki bölümde de büyük farklılık görülürken AB ve Türkiye’de üreticiye yüzde 19, ABD’de ise yüzde 8′lik destek, örneği verildi.
Raporun Türkiye bölümünde, 1986-88’den bu yana piyasalara daha iyi uyum sağlamayı hedefleyen çeşitli reformların yapıldığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Türkiye dünyanın en büyük 7′nci tarım üreticisi, fakat son yıllarda, tarım sektörünün yasal ve kurumsal çerçevesinin güçlendirilmesine; tarımda etkinlik ve verimlilikte iyileşme sağlamaya ve bozucu potansiyeli olan tarımsal destek tiplerine daha az bel bağlama yoluyla sektörün piyasayla uyumunu artıran geniş bir hareket alanının devamına yönelik etkileyici bir ilerleme elde etti. Bu politikalar 2011-13′te çiftçilere toplam desteğin yüzde 87′sini oluşturdu. Hali hazırdaki tarım KİT’leri ve Tarım Satış Kooperatifleri ile Tarım Satış Kooperatif Birlikleri’nin ticari ve ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durabilen, daha rekabetçi piyasa koşulları altında çalışan kuruluşlar haline dönüştürülmesi için daha büyük çaba gösterilmesi gerekiyor.”
Raporda, Türkiye tarımının istihdamdaki payının 1995’teki yüzde 44,1 düzeyinden 2012’de yüzde 24,6’ya indiği ancak hala istihdam alanında en önemli sektörlerden biri olmaya devam ettiği söylenerek şöyle denildi: “Tarımın GSYH’deki payı (cari fiyatlarla) 1995′teki yüzde 11,9 düzeyinden, 2012′de yüzde 8,9′a düştü. Tarım 2012′de ihracatın yüzde 9,9′unu karşılarken ithalatın yüzde 5.3′üne karşılık geliyor. Türkiye’nin ana ticaret ortakları AB, ABD ve Orta Doğu. Tarıma kalkınma desteği: Türkiye 1990′ların sonundan itibaren bir dizi hırslı reform yaptı. Ancak desteğin düzeyi yıldan yıla farklılaştı, OECD ortalamasının üzerinde kaldı ve çoğunlukla desteğin bozucu formları hâkim oldu. Üründen bağımsız doğrudan ödemeler 2009′da kaldırılırken, bu tarihten itibaren ürün çıktısı bazlı ödemeler arttı.”
Kaynak: TarlaSera