Ökseotu (Viscum album L.)

0
1810
ağaç

Yöresel olarak, çekem, purç, gökçe, gevele, güvelek ve gövelek adlarıyla tanınır. Saçak köklerinin yardımıyla yapraklı ağaçlarda (elma, armut, söğüt, kavak), çam ve köknar gibi yumuşak odunlu ağaçlarda asalak (parazit) olarak yaşar. Kendisini barındıran ağacın yüksek dallarının üstünde yuvarlak bir top biçiminde yetişir. Her zaman yeşil olan yaprakları deriyi andırır ve sarımsı yeşildir. Kışın kelebek kanatlarını andıran yapraklarını dökmez.

Meyveler bezelye veya nohut büyüklüğünde, parlak, beyaz renkli ve cama benzer, içi kaygan ve yapışkandır. Bu beyaz yapışkan madde insanlar için zehirlidir.Ama onları iştahla yiyen kuşlara hiçbir zararı dokunmaz. Kuşlar, bitkinin yapışkan tohumunu gagalarına alıp dallara sürterek veya kursaklarında yumuşattıkları meyve çekirdeklerini dalların üstüne dışkılayarak yeni bitkilerin kök salmasını sağlarlar. Bu tohum ne suyun içinde, ne toprakta ne de başka bir ortamda filizlenemediği (kök salamadığı) için, bitki ancak bu şekilde üreyebiliyor. Ökseotu bu şekilde çoğalmayı kuşlara borçlu olduğu halde, bazı yörelerde aynı yapışkan madde kuşlar için tuzak olmaktadır . Bu yapışkan madde çubuklar üzerine sürülmekte ve küçük kuşları yakalamak için “ökse” olarak kullanılmaktadır. Bitki rezin, saponinler, organik asitler, alkaloitler, viscotoxin, acetylcholin, lectine, inosit ve müsilaj taşımaktadır.

Çok eski çağlardan beri şifalı özelliği bilinir. İnce kıyılarak gölgede kurutulan yapraklar ve küçük saplar, yalnızca ekim başından aralık ortasına kadar ve mart-nisan aylarında toplanır. Bu zamanın dışında şifalı güce sahip değildir. Toplama konusunda bir uyarı daha: Mart ve nisan aylarında bitki daha meyve vermemiştir. Bu durumda, yapışkan meyvelerle uğraşmak gerekmeyeceği için, yaprak ve sapları mart- nisan aylarında toplamak daha kolay olur.

Biyolojisi : 20-70 cm. büyüklüğünde olan bu yarı parazit bitki, yapraklı ve ibreli ağaçların dalları ve bazen de gövdeleri üzerinde yaşar. Tohumları Aralık ayında olgunlaşır. Tohumlarını kuşlar severek yer ve diğer ağaçlara bullaştırır. Ağaç üzerinde tohum İlkbaharda çimlenir. Yan çap istikametinde kambiyum tabakasına kadar nüfus eden bir eme kökü meydana getiren fidan kendini emniyete alır. Daha sonra bu eme kökler yukarı ve aşağıya doğru ilerleyen kabuk kökü denilen yan kökler çıkar. Bu kökler her sene kambiyum istikametinden 1-2 adet kökçük hasıl eder. Bunlar oduna doğrudan doğruya girmeyip her sene yıllık halka kadar uzarlar.

Zararı : Genelde ladin, çam ve nadiren de göknarlarda zarar yapar. Ökse otları emme kökleri ile bitkinin madensel besin maddelerini aldıklarından onların normal bir şekilde gelişememelerine yahut zayıflatarak kabuk böceklerinin üremelerine veyahut da ağacın ölümüne neden olabilirler. Ökse otu hayvanlar için süt artırıcı ve besleyici olduğundan geçmiş yıllarda köylüler tarafından toplandığı bu nedenle de aşırı çoğalma göstermediği bilinmektedir. Erzurum, Artvin yörelerimizde yaygındır.

Mücadelesi : Ağaç ökse otu tarafından tamamen kaplamışsa, ökse otu tohumları olgunlaşmadan önce ağaç kesilerek ormandan çıkarılması en uygun mücadeledir. Böyle yapılmadığı taktirde ağaç zayıf düşecek ve zararlı böcekler içinde cazip hale gelecektir. Ağaçta ökse otu az ise yine tohumlar olgunlaşmadan önce ökse otlu dallar kesilerek çıkarılacak, dal kesitlerine katran veya macun sürülecektir. Bu şekilde yapılacak mekanik mücadele çok zor ve pahalı bir uygulamadır. Ne pahasına olursa olsun korunması gereken ağaçlar için küçük sahalarda uygulanabilir. En pratik mücadele köylülerin yem olarak toplamalarını özendirmek veya köylülere ücret karşılığı toplattırmak suretiyle ökse otunun çoğalmasını engellemek yoluyla yapılır   www.etarim.net

Bir Cevap Yazın