Normal cevize göre daha uzun, desenli kabuğuyla farklı görünüme sahip ve elde kolayca kırılabilen ince kabuklu pikan cevizinde hasat mevsimi başladı. Ana vatanı Amerika kıtası olan türle ilgili Türkiye’deki ilk çalışmalar 1953 yılında Batı Akdeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürlüğü’nün (BATEM) merkez bahçesinde başlatıldı.
1953’ten 1969’a kadar Amerika’dan getirtilen tohumlar üzerinde çalışmalar yapan BATEM ekipleri, 1969’da İsrail’den pikan cevizine ait 25 türün fidanlarını getirdi. Antalya’da BATEM’in kent merkezindeki merkez bahçesi ve Kadriye’deki yaklaşık 600 dönümlük alanın 50 dönümünde fidanlar dikildi. Son yıllarda bilinirliği artan pikan cevizi, birkaç yıl öncesinde kilogramı 150 TL’ye kadar alıcı buluyordu. Bu yılki satış fiyatları ise 40 TL.
İLK FİDANLARI BATEM ÜRETTİ
Adaptasyon çalışmalarında 25 türden ‘mahan’, ‘wichita’, ‘choctaw’ ve ‘western’ türlerinde üstün verim ve kaliteye ulaşıldı ve özel sektörün de pikan üretimine ilgisi arttı. BATEM aracılığıyla üretilen fidanlar, Akdeniz iklimine uygun illerde özel sektör tarafından kurulan bahçelerde meyve vermeye başladı. 500, 300, 150 dönüm gibi büyük bahçelerin yanı sıra, hobi tarzı ekimlerin de arttığı pikan üretiminde bu yıl toplamda 2 bin tonun üzerinde hasat bekleniyor.
RUS YATIRIMCIDAN 300 DÖNÜMLÜK BAHÇE
Türkiye’de sadece Ege ve Akdeniz bölgelerinin sahile bakan yamaçlarında ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı bölgelerinde yetişebilen pikan üreticileri arasında bir Rus yatırımcı da bulunuyor. Antalya’nın Serik ilçesi Çandır bölgesinde Balkar Türkü asıllı Rus iş insanı Aslan Gaboev’in tarım firmasınca, 2013 yılında 3 binin üzerinde pikan fidanından oluşan, içinde turunçgillerin de neredeyse tüm türlerinin bulunduğu 300 dönümlük bahçe kuruldu. İlk hasadın geçen yıl yapıldığı pikan bahçesinde bu yılki hasat bir hafta önce başladı. Firma genel müdürü Yusuf Ziya Osmanağaoğlu, 300 dönümlük bahçenin ana temasının pikan olduğunu açıkladı. Osmanağaoğlu, bahçenin ağırlıklı kamkat olmak üzere, limon, mandalina, portakal gibi turunçgil ağaçlarının da yer aldığı, bir gen bankasını andırdığını kaydetti.
YOK YILI VE ÇÖL SICAKLARI ETKİLEDİ
Bu yıl ‘yok yılı’ ve mayıs ayındaki çöl sıcaklarının etkisi olmasına rağmen oldukça iyi bir sonuç beklediklerini anlatan Osmanağaoğlu, özellikle mahan türünde yüksek verim nedeniyle bazı ağaçların dallarında kırılma yaşandığını aktardı. Bir hafta önce başlayan hasadın aralık sonuna kadar süreceğini belirten Osmanağaoğlu, bu yıl, geçen yılki 8 ton rekoltesine yakın miktar beklediklerini açıkladı.
TÜRKİYE İSTATİSTİKLERE GİRDİ
Türkiye’de yeni bir ürün olmasına rağmen üretimde ABD, Güney Afrika, İsrail gibi ülkelerin ardından istatistiklerde artık Türkiye’nin de bulunduğunu söyleyen Osmanağaoğlu, Kuzey Afrika ülkelerinin de Türkiye’den fidan temin etmeye başladığını dile getirdi. Osmanağaoğlu, Türkiye’de pek bilinmediği için avokado, kivi, kaju gibi ürünlerde olduğu gibi bir sürecin, pikan için de yaşandığını dile getirdi. Çok kıymetli, şifalı bir meyve olduğuna vurgu yapan Osmanağaoğlu, “Doğadaki en yağlı dört meyve türünden biri. Doymamış yağ oranı yüzde 72. Tek başına kolesterolün ilacı, bir kolesterol hastasının pikan yiyerek sağlığına kavuşması mümkün. İlaçlara gerek yok, çok sağlıklı, damar sağlığı açısından çok faydalı. Çocuklara yönelik de çok besleyici. Çinko, magnezyum açısından zengin. İnşallah Türkiye’de de tanınacaktır” dedi.
‘KARGALAR ORTAĞIMIZ GİBİ’
ABD ve Avrupa’da 300 gramı 5 dolarken, Türkiye’de kilogramının normal cevizin 10 lira üstünde ve 40 TL civarı olduğunu belirten Osmanağaoğlu, hasat dönemindeki en büyük sıkıntının ise kargalar olduğunu söyledi. Kargalarla mücadelede ağaçlara CD astıklarını ve tüplü ses patlayıcı kullandıklarını anlatan Osmanağaoğlu, “Kargalar ortağımız gibi onlar da faydalanıyor, nasiplerini alıyor. Meyve olgunlaşmaya başladığı andan itibaren bahçemizde sabah kahvaltısı, akşam yemeği, kargalarımız bol miktarda oluyor. Onlara karşı önlemi tabi vurarak, öldürerek yapmıyoruz” dedi.