ODÜ Ziraat Fakültesi Meyve Yetiştirme ve Islahı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali İslam, “İspanya’da fındık ailesinin çocuklarının 20 – 30 gibi genç yaşlarda fındık tarımını yaptığını gözlemledik. Bununla bağlantılı olarak kooperatifleşme yüksek seviyede. Üretilen ürünün yaklaşık yarısını kooperatif alıyor. Kooperatif üye olmayanın ürününü almıyor.” dedi.
Röportaj: Ahmet Gürpınar
ODÜ Ziraat Fakültesi Meyve Yetiştirme ve Islahı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali İslam, geçtiğimiz günlerde bir heyetle İspanya, İtaya ve Türkiye tarafından gerçekleştirilen ortak bir proje kapsamında İspanya’ya gitti. Biz de Türkçedeki tabirle; “yediğiniz içtiğiniz size kalsın bize gördüklerinizi anlatın” dedik. Ortaya bu röportaj çıktı. Biz bu röportajı yaparken keyif aldık, dileriz hem okurları keyif alır hem de faydalanır.
İspanya’ya hangi amaçla gittiniz, ne zaman gittiniz, kimlerle gittiniz?
Bir proje dahilinde gidildi. Ordu Ticaret Borsası koordinatörlüğünde Ordu Valiliği, Altınordu Ziraat Odası ile birlikte teknik inceleme gezisi yapıldı. Bu projede İspanya ve İtalya’dan da birer kurum yer almaktadır. Yaklaşık 2 yıl önce proje başladı. Projenin farklı amaçları vardı. Birinci olarak ülkemizdeki fındık yetiştiriciliğini daha da modernize etmek, farklı uygulama örneklerinin görülmesi ve değerlendirilmesi, ikinci olarak fındık üreticileri arasında iş birliğini geliştirmek, üçüncü olarak yeni bir araştırma alanı açmak, yerli ve yabancı farklı çeşitler ile bahçe tesis etmek amaçları doğrultusunda bir proje hazırlandı. Bu proje Erasmus Plus olarak sunuldu ve kabul edildi. Projenin 6 ortağı var. Bunların 4 ortağı ülkemizden Ordu’dan, 2 ortağı yurt dışından. Bu iki yabancı ortaktan biri ortak İspanya’da bulunan bir araştırma enstitüsü olan İRTA. Diğer ortak ise Viterbo Üniversitesi. IRTA ağırlıklı olarak sert kabuklu meyveler üzerinde çalışıyor. Viterbo Üniversitesi ise İtalya’da bulunan fındık üretim sahanlarının yoğun olduğu bir bölgede kurulu ve fındık üzerinde yoğun olarak çalışıyor.
Ülkemizde bu projenin ortakları Ordu Üniversitesi, Ordu Ziraat Odası, Ordu Valiliği ve proje koordinatörlüğünü yapan Ordu Ticaret Borsası. Projede ikinci aşamada İspanya’nın Tarragona, Girona bölgelerinde yetiştirilen fındık üretimi üzerinde görüşmelerde bulunuldu. İspanya’da fındık üretimi genellikle güney doğu kesiminde yapılıyor. bir sahil şehri. Akdeniz’e sınır bir sahil şehri. Girona biraz daha iç bölgede yer alıyor. Girona biraz daha nemli, yağışlı, Tarragona biraz daha sıcak bir bölge. Bölgede tipik bir Akdeniz iklimi hakim.
İspanya’daki fındık tarımı hakkında bilgi verir misiniz?
Dünyadaki fındık üretiminde İspanya 7-8’inci sıralarda yer alıyor. Yaklaşık 10.000- 15.000 ton üretimi var. 20 yıl önce 20.000-25.000 ton fındık üretimi söz konusuydu. Son yıllarda üretimde azalma söz konusu olmaya başladı. İspanya’da iki farklı fındık yetiştiriciliğinden bahsetmek gerek. Bir eski üretimin devam ettirildiği ocak sistemi yetiştiriciliği var. Bir de yeni kurulan bahçelerde tek gövdeli sitemlerle kurulmuş bahçeler mevcut ve modern tarım teknikleri kullanılıyor. Yani bu bahçelerde mekanizasyon üst seviyede kullanılıyor.
Arazi koşulları uygun. Özellikle işçilik ücretleri oldukça yüksek olduğu için mümkün olduğu kadar tarım mekanize edilmekte. Fındıkta hangi konular mekanize edilmekte diye merak edilebilir. Bunları açmak gerekir. Fındıkta sulama, gübreleme, budama, hasat-toplama, harman mekanize ediliyor. Yani burada yoğun girdi olan insan gücü yerine makine kullanımı yaygın. Bu özellikleri de dikkate aldığımız zaman bir aile (örneğin 2 kişi) 100 dekar bir araziyi işletebiliyor. Yani bu iki kişi arazinin bütün işlemlerini, işçiliklerini, bakımını yapabiliyor.
İspanya’daki araziler çoğunlukla düz araziler midir?
Evet. İspanya’da düz arazide üretim yapılıyor. Eğimli araziler de var. Ancak eğimli arazilerde teraslama var. Bizde olduğu gibi eğime doğrudan herhangi bir işlem yapmadan fındık dikimi yapılmıyor. Teraslama yapılıyor. Eğimin durumuna göre farklı teraslama sitemleri geliştirilmiş.
İspanya’da fındık üretiminde makineleşme oranı nasıl?
Hasat hem eski bahçelerde hem yeni bahçelerde makineyle yapılıyor. Fındık çeşitleri bizden farklı. Fındık olgunlaşınca tane olarak yere dökülüyor ve yerden toplanıyor. Benim masamın üzerinde gördüğünüz üç fındık çeşidi var. Bunlar İspanya’nın hakim fındık çeşitleri. Negret, Pauetet, Gironel. Bunlar tane olarak yere döküldükten sonra vakumlu makinelerle yerden toplanıyor. Daha sonra kurutma tesislerine gönderilip sıcak hava verilerek nem seviyesini yüzde 7 seviyesine düşürülerek kurutuluyor. Daha sonra da işleniyor.
İspanya’da fındık üretimi neden azalıyor; verim düştüğü için mi, dikim alanları azaldığı için mi yoksa fındık yerine başka bir ürüne geçildiği için mi?
Bu konuda farklı nedenlerden bahsedebiliriz. Özellikle su kaynaklarının azlığının nedeni ile tarım alanlarının daha ekonomik kullanma yolu tercih edilebiliyor. İkinci neden daha karlı üretim modelleri ile daha karlı ürünlere doğru yönelmenin söz konusu olması. Diğer yandan ekolojik nedenler bölgede birçok ürünün yetişmesine elverişli. Sürekli arayış içerisindeler. Yani fındıktan daha karlı bir ürün varsa onu değiştirebiliyorlar. Özellikle bu konuda karlılık daha ön plana çıkıyor.
Fındığı bırakıp hangi ürüne geçmişler bu konuda bir gözleminiz oldu mu?
Tüm bunlar fındık üretimini bırakabilecekleri anlamına gelmiyor. Ana nokta üretim maliyetlerini aşağıya çekmek. Son yıllarda yüksek rakımlar yerine ovada yetiştiricilik artmaya başlamış. Sorunuza gelecek olursak zeytin ve badem üzerinde yoğun çalışmalar yaptıklarını gözlemledik.
Oradaki üretici profili nasıl bizim ülkemizle karşılaştırırsak?
Bu ekonomik bir sektör olarak değerlendiriliyor. Bir işletme olarak değerlendiriliyor. Ve aile bireyleri bu işletmeyi devam ettirme eğiliminde. Böyle olduğunu gördüm. Yani aile fındık tarımı yapıyorsa aileden gelen sonraki nesil yine fındık tarımını devam ettiriyor. Tarımla uğraşanlar farklı eğitim alabiliyor ama yine fındık tarımı yapıyor. Örneğin fındık ailesinin çocuklarının 20 – 30 gibi genç yaşlarda fındık tarımını yaptığını gözlemledik. Bununla bağlantılı olarak kooperatifleşme yüksek seviyede. Üretilen ürünün yaklaşık yarısını kooperatif alıyor. Kooperatif üye olmayanın ürünü almıyor. Üye olanlar da kooperatife ürünlerini veriyor. Yani kooperatife üye olan üreticilerin başka bir pazar arama diye derdi yok.
Örneğin 1900 yılında kurulmuş bir kooperatif var. 2017 yılını düşünürsek 117 yıllık bir geçmişe sahip ve 1000’in üzerine üyesi var. Üyelerinin ortalama işletme büyüklükleri 10 hektar. 20 yaşında kooperatif üyesi varken 70 yaşında da kooperatif üyesi de var. Yani hem genç üyeler var hem de yaşlı üyeler var. Bu da gösteriyor ki çiftçi profili gençten yaşlıya kadar uzanıyor.
Fındığı İspanya’da kaça veriyorlar kooperatife, fiyatı merak ediyoruz?
Fiyatların ülkemiz ile hemen hemen paralel seyrettiğini gördük. Ancak tabi o yılın şartlarına göre değişkenlik olabilir. Fiyat konusuna gelirsek önce sistemi anlamak gerekiyor. Ülkemizde kabuklu olarak ürünün satılıp ücretin alındığı bir sistem var. İspanya’daysa eğer tüccara satış söz konusuysa yine aynı sistem söz konusu. Ancak kooperatifler farklı işliyor. Toplam ürünün yarısı kooperatife veriliyor. Kooperatiflerde ise böyle bir peşin ödeme söz konusu değil. Ürün satın alındıktan sonra ilk ayın sonunda bir fiyat değerlendirilmesi yapılıyor. Ve ürün fiyatı 12 taksitle üreticiye ödeniyor. Bu da şunu gösteriyor. Üretici kooperatiften aylık maaş alıyor. Para kooperatiften üreticinin hesabına para yatıyor. Bu arada kooperatifler üreticinin birçok ihtiyacını da karşılıyor. Yani kooperatifler çiftçinin ihtiyacı olan gübreyi, ilaçları verebiliyor ve diğer teknik bilgileri sağlıyor.
Bunları kooperatif ücretli mi ücretsiz mi sağlıyor?
Tabi ücreti karşılığında sağlıyor. Üreticilerin kooperatiflerden, kooperatiflerin de üyelerden memnun olduğunu gözlemledik. Her iki taraf için de işlemlerin çok daha kolay yürüdüğünü ifade edebilirim.
Peki üreticiye her hangi bir devlet desteği var mı?
Devlet destekleri ve Avrupa Birliği destekleri söz konusu. Miktarı konusunda herhangi bir şey söyleyemem ancak Avrupa Birliği’nden iyi destek alıyorlar. Bunu dışında devlet eliyle farklı destekler de söz konusu. Zaten dünyada tarımsal destek olmadan üretimin olması söz konusu değil. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde en yüksek desteklerin tarımda olduğunu ifade edebilirim.
Peki üretilen fındığı İspanya nasıl değerlendiriyor? Biz ürettiğimizin büyük çoğunluğunu Avrupa’ya gönderiyoruz, onlar acaba ne yapıyorlar?
İspanya’nın kendi fındığını değerlendirmesinde çok fazla bir sıkıntı yok. Zaten AB üyesi. Pazarı daha rahat. Öncelikle kendi içinde ve Avrupa Birliği içinde ürünü çok rahat pazarlıyorlar. Satışla ilgili bir sorunlarının olmadığını gördük.
Bizde çok konuşulan bir konu fındığı kabuğuyla satıyoruz hata yapıyoruz deniyor. İspanya fındığı bizim gibi kabuğuyla mı satıyor yoksa işleyerek ürün haline getirdikleri tesisler de var mı?
Ben fındığı kabuğuyla satıyoruz hata yapıyoruz diye düşünmüyorum. Bu da bir sistemdir. Farklı sistemleri anlamak gerekiyor. İspanya’da üretici bahçeden fındığı hasat ettikten sonra kooperatife götürüyor. Kooperatif o fındığın taşını toprağını ayırıyor, kurutuyor. Bundan sonra kabuğunu da kırıyor iç olarak çıkarıyor. Şu kadar mahsulün var fiyatı da bu diyor. Genellikle iç fındığın fiyatı konuşuluyor. Bunun üzerinden farklı zamanlarda fiyat değerlendirmesi de var. O sebeple ülkemizden biraz farklı.
Bizim ülkemizde de böyle olsun demek istemiyorum ben. Her ülkenin kendine özel koşulları vardır. Bu sebeple önemli olan sistemi iyi işletmektir. Burada hem üretici hem tüketici var. Arada da zincirler var. bütün zincirlerin iyi çalışması gerekiyor. Her zincir düzgün çalıştığı zaman herkes refah içerisinde olur. Herkes mutlu olur. Yani üreticinden tüketicinin sofrasına kadar düzgün işleyen bir sistem olması arzusundayım. Üretici iyi kazansın, tüketici uygun fiyata ürün yesin.
Bizde son zamanlarda külleme diye bir hastalık yoğun olarak görülmeye başlandı. İspanya’da buna benzer bir hastalık var mı varsa nasıl mücadele edilmiş ya da ediliyor?
Küllemeyi görmek mümkün. Farklı etmenleri var. Ancak gezdiğimiz bölgede bizde görülen külleme ili ilgili bir sorun olmadığını gördük. Ancak onlarda da farklı hastalık ve zararlılar zaman zaman gözleniyor. Önemli olan bunlara karşı nasıl mücadele edileceğini bilmektir. Ülkemizde yüksek oranda olmasının sebeplerinden birisi de yeterince mücadele yapmamamızdır. Yeterli mücadele söz konusu olmuş olsa bu zarar daha düşük seviyede seyredecektir.
Peki fındıkla ilgili İspanya’nın gelecek hedefleri neler?
Şu anda 10 bin ton fındık üretimleri var. Hedefleri bunu 20 bin tona çıkarmak. Daha düzenli bir üretim yapmak istiyorlar. Özellikle de fındıkta kaliteyi artırmayı arzuluyorlar. Yeni çeşitler ıslah etmek istiyorlar. Yani şu anda üretim sistemleri hakkında fazla bir sorunlarının olmadığını gözledik. İspanya’nın en önemli sıkıntısı daha kaliteli daha verimli çeşitler geliştirmek.
Türk fındığı ile İspanya fındığını karşılaştırabilir miyiz? Elinizdeki örneklerden gördüğümüz kadarıyla çok sert kabuklu bir fındık var.
Fındıkta kaliteyi etkileyen unsurlar vardır. Fındık ağırlıklı olarak sanayilik bir üründür. Bu sebeple öncelikle iyi zar atması istenir. Yani yüksek oranda beyazlaması istenir. Beyazlama oranı bakımından Türk fındık çeşitleri yüksek oranda beyazlayan dünyanın en iyi çeşitleridir. Yani dünya fındıkları içinde en iyi beyazlayan çeşitler ülkemizde yetişen fındık çeşitleridir. O sebeple İspanyada yetiştirilen fındıkların beyazlama ile ilgili sıkıntıları söz konusu.
Bir diğer faktör de şudur. Sanayide kolay işleme açısından yuvarlak şekilli fındıklar istenir. Bu sebeple orada yuvarlık şekilli yüksek oranda beyazlayan verimli fındıklara yönelim söz konusu. Bunun arayışı içerisindeler.
Arazilerin bölünmesini önlemeyi nasıl başarmışlar?
Bu bir sosyolojik durum, toplumsal bir durum. Bizim ülkemizde sadece Karadeniz Bölgesi değil İç Anadolu’ya veya diğer bölgelere de gidersek durum aynıdır. İnsanlar doğduğu yerde kalma özlemindeler. Herhangi bir tarımsal faaliyet yapmasa bile mirası devralıp devam ettirme arzusundalar. Bu şekilde farklı sektörlerde uğraşan gurupları değerlendirdiğimiz zaman bu şekilde mirası devralmak tarımsal arazilerde verimsizliğe sebep oluyor. İşletme büyüklüğü bakımından yeterli alanın bulunması oldukça önemli. Bir de üreticilerin gerçekten tarımla uğraşması gerekiyor. Bütün sektörlerde insanların kendi işinin başında bulunması gerekiyor. Geçimini sağladığı iş neyse o işin gereklerini yerine getirmesi gerekiyor. Bu da verimliliği artırıyor.
Çiftçilik önemli bir meslektir. Özellikle son yıllarda gelişmiş ülkelerde farklı sektörlerden, farklı mesleklerden insanlar çiftçilik mesleğine yöneliyor. Çünkü insanların beslenmesi gerekiyor, sağlıklı beslenmesi gerekiyor. Yani, biz örneğin elektronik cihazlarımız olmasa hayatımız biraz zorlaşabilir. Ancak beslenemezsek hayatımız sona erer. Teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor besin ise hayatımızı devam ettirmek için yegane unsurdur. O sebeple insanoğlu bunu kavramış durumda. Özellikle gelişmiş ülkelerde daha iyi kavramış durumda. Bu sebeple gelişmiş ülkelerde tarımsal destekler daha yüksek.
Daha iyi anlamak için soruyorum. Onlar ocak sisteminden tekli sistemi geçerken bunu devlet desteği ile mi yapmışlar kooperatif desteğiyle mi yapmışlar yoksa üreticilerin kendi arzularıyla mı?
Ocak sistemi ile tek gövdeli fındık sistemi arasındaki en önemli özellik mekanizasyon gerekçesidir. Ocak sisteminde mekanizasyon zorlaşmaktadır. Tek gövdeli fındık bahçesi sistemlerinde mekanizasyon daha rahat yapılmaktadır. İnsan gücünün kullanımını minimuma indiren sistemdir. Üretim maliyetlerini azaltmak için bu tür sistemlere geçmek gerekiyor.
Sizin ziyaretiniz sırasında hasat devam ediyor muydu?
Hasat son dönemindeydi. Ancak biz yinede orada fındığın nasıl toplandığını, nasıl ayıklandığını, nasıl kurutulduğunu gözlemleme imkanı bulduk.
Fındığın kabuğuyla ilgili bizden farklı olarak bir uygulamaları var mı?
İspanyol fındık çeşitlerinin kabuğu bizimkilerden daha kalın. Fakat fındık sanayi ürünü olduğu için kabuğun çok kalın olması ikinci derece önemli. Elbette ince olması istenir. Çok aşırı kalın olmadıktan sonra belirli bir kalınlık tolere edilebilir. Kalınlıktan ziyade iç oranın yüksek olması ve beyazlama oranın yüksek olması daha önemli bir özelliktir. Bu kabuk farklı sektörlerde değerlendiriliyor.
Aslında en çok merak ettiğimiz soruyu en sona saklamam istedik. Orada gördüğünüz ve bizim de böyle yapmamız gereken konular neler acaba?
Biz İspanya’ya bu seyahat kapsamında gittik ancak benim oraya ilk gidişim değil. Daha önceden de bu bölgeleri gezmiştim. Bu proje kapsamında biz Ordu’da bir bahçe tesis edeceğiz. Modern bir bahçe tesis edeceğiz. Ancak bahçe tesis etmek için o bölgeyi görmeye çok da ihtiyaç yok. Bizdeki temel sorun çiftçiliği çiftçilik gibi yapıp yapmamamız. Üreticinin bahçesinde bulunması gerekiyor. Fındık tarımı için ne yapılması gerekiyorsa bunu zamanında ve yerinde yapması gerekiyor. Bizim sadece istediğimiz bu.
Sektörlerde işleyen sürecin her adımı takip edilmez ise bu sonuca yansıyor. O sebeple son adıma kadar gitmeli. Yani üreticinin, çiftçinin bahçesinin başında bulunması gerekiyor ve üreticinin “ben daha yüksek verim nasıl alırım sorunlarla daha kolay nasıl mücadele ederim” diye bir derdi olması gerekiyor.
ülkemizde kamu kuruluşları özel kuruluşlar sivil kuruluşlar, sivil toplum örgütleri gibi konularda yeterince uzman eleman söz konusu. Ancak özellikle bölgemizdeki sosyal yapı itibariyle insanların bu sosyal yapılarını değiştirecek belli adımların atılması gerekiyor. Sosyal yapıyı değiştirecek adamların başında da nüfusun kırsal alanda yaşaması gerekiyor. Bunun için de nüfusun kırsal alanda tutulması için tedbirlerin alınması gerekiyor. Kırsal alanda nüfus tutulduğu zaman üretici ürünün başında durmuş olur. Belki bu arada üreticinin gelirin artıracak uygulamaların üreticiye daha fazla gösterilmesi demostasyon çalışmalarının daha sıklıkla daha yüksek oranda yapılmasını da önemsiyorum.
Demostasyon nedir? Bu bizim yeni işittiğimiz bir ifade.
Demostasyon iyi tarım uygulamalarının yapılması ve insanların burada bunları görerek iyi tarım uygulamalarını öğrendiği bir bahçedir. Türkçe olarak örnek bahçe de diyebiliriz. Evet örnek bahçelerin fazla kurulması önemli.
Bizim bilemediğimiz için soramadığımız ancak sizin şöyle de önemli bir konu var dediğiniz hususları almak isteriz.
Şöyle, bizim üreticimiz çok çalışkan. Bizim insanımız çok çalışkan. Bir kere bu tespiti yapmak istiyorum. Ancak bu çalışkan ruhu harekete geçirecek ivmelere, faaliyetlere ihtiyaç var. Üreticinin bunları germesi gerekiyor, ikna edilmesi gerekiyor. Özellikle tarımsal üretimde daha fazla ürün üretmek ve daha fazla verim almak önemli. öncelikle iç tüketim sonra dış tüketim olarak daha fazla ihraç imkanlarını elde edebilmemiz gerekiyor. Ülkemiz dünyadaki bir çok ülkeden çok daha büyük bir ülke. Çok geniş tarım arazilerimiz var. bunları daha iyi nasıl kullanabiliriz bunlar üzerinde daha yoğun çalışma yapmak gerekiyor. Yani bir bütünü bütün parçaların bir araya getirip bunlar üzerinde daha yüksek verim ve daha karlı üretim modelleri üzerinde çalışma ve planlamalar yapmak gerektiğini düşünüyorum.