Yaz günlerinde rahat bir şekilde oruç tutabilmek için sahurda tok tutan ve susuzluğu giderici etkisi olan gıdaların tüketilmesi gerekiyor.
Ramazan ayının sıcak yaz günlerine rastlaması nedeniyle oruç tutanların dikkatli olmaları gerekiyor. Bu bağlamda ilk olarak kesinlikle sahursuz oruç tutulmaması gerekiyor. Sahur yapmak açlık süresinin uzun olmasına bağlı baş ağrısı ve kan şekeri düşüklüğü gibi sıkıntıların yaşanmasını önlüyor.
Sahurda mideyi daha geç terk ettiği için de tokluk hissinin daha uzun süre kalmasını sağlayan protein içeriği yüksek besinlerin tercih edilmesi önem taşıyor. Bu kapsamda süt, yumurta, peynir çeşitleri gibi protein içeriği yüksek besinlerin yanı sıra az yağlı, sebzeli börek ve çiğ sebzeden oluşan bol söğüş tercih edilebilir. Ayrıca sahurda tüketilecek 4-5 adet ceviz, badem ve fındık hem E vitamini ihtiyacını karşılar hem de tokluk hissini artırır. Susuzluğu önlemek için de az tuzlu, az baharatlı gıdalarla birlikte karpuz ve yeşil yapraklı sebzeler tüketilebilir.
Özellikle yaz meyveleri yüksek oranda su ve şeker içerdiği için sahurda ölçülü bir şekilde tüketilmesi faydalı olur. Bir ay dilimi şeklindeki karpuz vücudun su ve şeker ihtiyacının karşılanmasında yeterli olur. Bunlarla birlikte mutlaka bol miktarda su tüketilmesi gerekiyor. Sahurda çok tuzlu ve baharatlı yiyeceklerin yenilmesi ise gün içinde su ihtiyacının artmasına neden oluyor. Bu nedenle gıdaların tuz ve baharat oranına da dikkat edilmesi gerekiyor.
Halk arasında patatesin ‘tokluk hissini artırdığı ve susuzluğu giderdiği’ yönünde de yanlış bir inanış var. Ancak, patates nişasta içermesi nedeniyle kan şekerini çok hızlı bir şekilde yükseltiyor ve kısa bir süre sonra tekrar düşerek daha erken açlık hissi oluşturuyor. Ayrıca posa içermemesi nedeniyle de patatesin tok tutma gibi bir özelliği bulunmuyor. Sahurda haşlanmış ve büyük parçalar halinde doğranmış patatesin içerisine yeşil yapraklı sebzeler katılarak yenilebilir.
Günlerin uzun olması nedeniyle uzun süre açlık yaşanabilir. Uzun süre aç olmak ise kabızlık sorununun artmasına neden olabilir. Bu nedenle Ramazan ayında kolesterol, şeker ve kan basıncı üzerine olumlu etkileri, kabızlığı önlemesi ve tok tutma özelliği olan yiyecekler tüketmek gerekiyor. Kış mevsiminin vazgeçilmez yiyeceklerinden kuru baklagillerin yazın da haftada 2-3 kere tüketilmesi faydalı olabilir. Kepekli tahılların, esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna, pirinç, erişte ile sebze, meyvelerin tüketimine ağırlık verilmesi gerekiyor.
İftarda hem sıvı ihtiyacını karşılayacak, hem de mide doygunluğunu artıracak çorbanın mutlaka tüketilmesi gerekiyor. Çorba tüketiminin ardından 10-15 dakika kadar midenin dinlendirilmesi ise sağlık açısından faydalı olacak. Daha sonra bir miktar etli sebze yemeği veya ızgara et ve zeytinyağlı sebze yemeği ile beraber yoğurt veya ayran tüketilebilir.
Çok yağlı yiyecekler, ağır hamurlu şerbetli tatlılar metabolizmayı yavaşlatacağından kilo alımına sebep olur. Bu besinler aynı zamanda sindirim sistemi rahatsızlıklarını da bu süreçte beraberinde getirir. Bütün gün açlık ve hareket kısıtlılığı nedeniyle yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak için de iftardan 1,5 – 2 saat sonra hafif tempolu bir yürüyüş yapılabilir. Bu durum aynı zamanda besinlerin sindirimine yardımcı olur.
Ramazan ayında tüketilen besinlerin pişirilme yöntemlerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Çok yağlı ve kızartmayla yapılan yiyecekler yerine ızgara, fırında, haşlama veya buğulama yöntemleri ile pişirilmiş yiyeceklerin tercih edilmesi mide krampları, reflü, mide yanması ve hazımsızlıktan korur. Bununla birlikte tatlı olarak da kuru meyve veya hafif sütlü gıdaların tercih edilmesi sağlık açısından yararlı olur.
Kaynak: Büyüyen Türkiye