Sera sebzeciliği dünyada olduğu gibi bizde de giderek büyüyen bir sektör haline gelmiştir. Bunun nedeni tüketicilerin sebzeleri sadece mevsimlerinde değil, mevsimleri dışında da sofralarında görmek istemeleridir. Bazı yabancı ülkelerde sera sebzeciliği o kadar gelişmiş, teknik donanım yönünden o kadar mükemmelleşmiştir ki; üreticiye sadece serada üretimi başlatmak kalmıştır. Ülkemiz seracılığında da, b ülkelerle aynı düzeyde olmakla beraber, modern seralar görülür olmuştur. Seracılığımız da en önemli üreticimizin anasından, babasından gördüğü yetiştirme yöntemlerini kullanmakta ısrarcı oluşudur. Oysa her konuda olduğu gibi seracılıkta da her yıl gerek üretimine gerekse sera tekniğine ait pek çok yenilikle karşılaşmak söz konusudur. Önemli olan seracılığımızı yine iklim avantajını ön plana çıkararak yeniliklere açık tutmaktır.
Jeotermal zengini ülkemizde jeotermal ısıtmalı sera sayısı hala yok denecek kadar azdır. Önemli olan bu doğal kaynaktan yararlanabilmektir. Jeotermal enerji seramızın az bir maliyetle ısınmasını sağlayan doğal bir kaynaktır.
Biber yetiştiriciliğini seçmemdeki amaç Biberin kalori değeri % 22′ dir. Yani çok düşüktür. Biberin insan beslenmesindeki önemi özellikle vitamin C içeriğinden kaynaklanır. Biberde 160 mg Vitamin C vardır. Sebzelerde ender bulunan P vitamini de biberde bulunur. Biberin Afyon şartlarına jeotermal enerji sayesinde yetiştirilebileceğini anlatmak için proje konumu biber olarak seçtim.
2. Biber Yetiştiriciliği
2.1. Biber bitkisi ile ilgili genel bilgiler
2.2. Anavatanı ve Besin Değeri
Anavatanı Tropikal Amerika olan biber bitkisi domatesle aynı familyadandır. Kristof Colomb’ un (1492) Amerika’ ya keşfi sırasında Meksika, Brezilya, Şili ve Peru’ daki Kızılderililerin biber yetiştirdiğini gördüğü söylenir. Biber 1493 yılında İspanya’ya geçmiştir. 16. yüzyılda Osmanlı döneminde İstanbul’a getirilmiştir. Ilık iklimlerde çok senelik bir bitkidir. Biberin kalori değeri % 22’dir, yani çok düşüktür. Biberin insan beslenmesindeki değeri özellikle vitamin C içeriğinden kaynaklanır. 160 mg vitamin C vardır. Sebzelerde ender bulunan P vitamini de biberde bulunur. Biberdeki alkoloidin adı Capsaicin’ dir.
2.3. Morfolojik özellikleri
Bitki bol görünümlü narin bir saçak köke sahiptir. Köklerinin % 70’i toprağın üst 10-30 cm’lik kısmında dağılır, geri kalan kısmı ise daha derinlere 50 cm’ye, zaman zaman da, 100 cm’ye kadar iner. Köklerin yanlara dağılımı 40-60 cm arasında değişir.
Dik olarak büyüyen ve başlangıçta otsu, giderek odunsu bir yapı gösteren biber gövdesi, hıyar kadar olmasa da, çabuk kınlan gevrek bir yapıya sahiptir. Gövde boğum ve boğum aralarından oluşur. biber bitkisi 150 cm’ye kadar da uzayabilir.
Çiçekleri biyolojik bakımdan erseliktir, bir çiçekte 5 çanak, 5 taç yaprak, 5 erkek ve l dişi organ vardır. Erselik çiçek yapısına karşın % 3-30 arasında yabancı tozlaşma görülür. Bu durum genelde erkek ve dişi organın farklı zamanlarda olgunlaşmasından kaynaklanır.
Tohumları domatesinkine benzer, daha geniş ve parlak san renktedir, l g’daki biber tohumu sayısı 150-180 arasında değişir, 1000 dane ağırlığı 5-6 g’dır. Tohumlar genelde meyveden alındıktan 2-3 ay sonra çimlenme özelliğine kavuşur. Karanlıkta daha iyi çimlenir.
2.4. Çevresel istekleri
Biber tohumlan 8°C’ın üzerindeki sıcaklıklarda çimlenebilirse de en iyi çimlenmeyi 21-28°C’lar arasında gösterir Fakat optimum çimlenme sıcaklığı, gece gündüz aynı olmak koşuluyla, 24°C’dır.
Fide döneminde ise ideal ortam sıcaklıkları gece ve gündüz olmak koşuluyla 18-23°C’a düşürülebilir. Dikimden sonraki sera sıcaklıktan gündüz 24-25°C’lar, gece 20-21°C’lar arasında tutulmaya çalışılır. Işığı çok seven biber bitkileri gün uzunluğuna karşı duyarsızdırlar. Biber seralarında hava oransal nemi % 70-75 civarında tutulmaya çalışılır. Suyu seven bir bitkidir biber bitkisi. Ancak kuru ve yaş topraklardan olumsuz yönde etkilenir. Genelde düzenli sulamalardan hoşlanır. İdeal sera toprağı olarak bilinen tınlı toprak, biber yetiştirmeye de çok uygundur. Toprak pH’smın 6.0-6.5 arasında, topraktaki tuz oranın litrede 3 g’dan daha az olmasını ister.
3. Fide yetiştirme
3.1. Çeşit seçimi
Serada yetiştirilen biber çeşitleri arasında tatlı sivri olanlara daha fazla yer verilir. Son yıllarda dolmalık ve acı sivri biberler de seralara girmiş durumdadır. Seralarımızda yaygın olarak kullanıldığını bildiğimiz çeşitlerle ilgili özet bilgi aşağıda verilmiştir.
3.1.1. Kekova F1:
Seralara ve farklı ekolojilere uyum sağlamış bir demre sivrisidir, Tm2’ye dayanıklıdır. Orta yükseklikte bir bitki yapışma, ortalama 22 cm boyda meyvelere sahip bir çeşittir (Şekil 170).
3.1.2. Süper Amazon F1:
Bu çeşit de demre tipi, uzun meyveli bir hibrittir. Verim ve kalitesi yüksek, sera üretimine uygun bir çeşittir (Şekil 171).
3.1.3. Dalaman F1:
Soğuk seralarda meyve bağlayabilen yüksek verimli bir çeşittir. Meyve boyu 7 cm’dir ve 3-4 loblu, ince kabukludur. Bitki güçlü ve boyludur. Tobama virüsün D ırkına dayanıklıdır (Şekil 172).
3.2. Tohum ekim harcı, tohum ekim yeri ve zamanı
Biberlerde de tohum ekim harcı, ülkemizde kullanılan yaygın şekliyle iyice yanmış elenmiş hayvan gübresi, bahçe toprağı ve dişli kumun belli oranlarda karıştırılmasından oluşmaktadır. Genelde bu maddelerin karışım oranlan biber için 2-2-1, 4-2-1 şeklindedir. Harcın her bir metre küpüne 2 kg süper fosfat ilavesi yapılır. Harç, bu besin maddelerinin ilavesinden önce, Formaldehit veya Çaptan gibi ilaçlardan biriyle dezenfekte edilir. Dezenfeksiyon işlemi % 2’lik Formaldehitken 25-30 cm kalınlığındaki harcın her bir m2’sine 10 litre, toz haldeki Captan’dan ise bir metre küp harca 300-400 g hesabiyle yapılır.
Bölümümüzde yapılan bir çalışmada biber fidelerine en uygun harç arayışına girilmiş ve bu amaçla halkımızın yaygın olarak kullandığı kum+toprak+hayvan gübresi karışımı, 1/2 perlit + 1/2 torf karışımı ve besin madde katkısız torf olmak üzere 3 farklı harç kullanılmıştır. 2. ve 3. harcın her l m3’üne aşağıda görülen besin maddeleri ilave edilmiştir (Akbarhocayev ve Sevgican, 1995).
– 1400 g triplesüperfosfat (% 44)
– 800 g potasyumsülfat (% 50)
– 1200 g amonyumnitrat (% 26)
– 1000 g magnezyumsülfat (% 10)
Tohum ekimi doğrudan fide kaplarına ve şaşırtılacaklarda tohum ekim kasalarına yapılmış, sonuçta biberde şaşırtmanın hiç bir yarar sağlamadığı saptanmıştır
Biber tohumları; tek ürün için temmuz ayı içinde, ilkbahar yetiştiriciliği için kasım ayının ikinci yansında ekilir. Sonbahar üretimin¬de ise seralarda bibere pek yer verilmez.
Ekim öncesi yerli tohumlar, 4-5 g tohuma, bir çakı ucuyla alınabilen kadar, Çaptan veya benzeri bir ilaçtan olmak koşuluyla ilaçlanır. İlaçlama sırasında tohumlar ve ilaç bir kavanoza konulur ve kavanoz çalkalanarak ilaçlama işlemi homojen bir şekilde yapılmaya çalışılır. Gerek kasalara ve gerek saksı ya da naylon torbalara ve gerekse serada hazırlanan yastıklara yapılan ekim işleminden sonra tohumların üzerleri, tohumlar görülmeyinceye kadar yaklaşık 0.5 cm kalınlığında harçla örtülür, hafifçe bastırılır ve sulanır. Bu sulamada 10 litre suya 8-10 g (bir kibrit kutusu silme) kadar Zinep, Maneb veya Captan’h ilaçlardan birinin karıştırılması ile elde edilen su kullanılabilir. Ekimden sonra kasaların, saksı veya naylon torbalann üzerleri gazete, cam veya plastik örtülerle örtülür. Gazete biber tohumlan da domateslerde olduğu gibi karanlık koşullarda daha iyi çimlendikleri için, cam ya da plastik örtüler ortamın nemini, sıcaklığım korumak için kullanılırlar. Yastıkların üzerleri ise naylon örtülerle örtülür, ancak naylon örtülerin altındaki toprak sıcaklığının istenilenin üzerine çıkmasına, zaman zaman yapılan havalandırmalarla, izin verilmez. Çimlenme olunca örtüler kaldırılır. Biber tohumlarının çimlenme sıcaklıkları domatesten daha yüksektir ve 21-28°C’lar arasındadır. Çimlenme 28°C da 21°C’a kıyasla bir hafta daha erken gerçekleşir. Önerilen optimum gece ve gündüz sıcaklıkları aynıdır ve 24°C’dır.
3.3. Şaşırtma ve bakım
Kasalardaki fideler, ortam sıcaklığına bağlı olarak, yaklaşık 18-20 gün sonra şaşırtmaya hazır hale gelirler. Bu dönemde ilk gerçek yapraklar da belirmeye başlamıştır. Kasalardaki fidelerden, aşağıdaki özelliklere sahip olanlar şaşırtılmak üzere seçilirler.
– Kotiledon yapraklan lekesiz olanlar,
– Kotiledon yapraklan parlak yeşil olanlar,
– Kotiledon yapraklan sağlıklı gelişmiş ve yere paralel olanlar,
– Kök ve gövde uzunluğu birbirine eşit olanlar,
– Beyaz ve lekesiz köklü olanlar,
Eğer plâstik saksılar şaşırtma kabı olarak kullanılmak istenirse 10-12 cm çaplı olanları yeğlenir. Biber fideleri genellikle fazla sudan hoşlanmazlar. Fidelerin şaşırtılmasından, güneşli günlerde 4 hafta, kapalı günlerde 6 hafta sonra sıvı gübre uygulamasına geçilebilir. Sıvı gübre 900 litre suda 680 g potasyumnitrat, 110 g amonyumnitrat, 340 g amonyumfosfat eritilerek hazırlanabilir. Bu sıvı gübre bitkilerin sulanması sırasında kullanılabilir (Smith, 1981).
4. Serada yetiştirme
4.1. Seraya dikim
Biber fideleri genelde tohum ekiminden 8-12 hafta sonra, ilk çiçek tomurcukları görüldüğünde, seraya dikime hazır hale gelirler. Dikim çukurları tek sıralı dikimler için 80×30 cm, çift sıralı dikimler için 90x60x30 cm aralıklarla hazırlanır. Dekara gerekli fide sayısı bu aralıklarla 4000’in üzerindedir. Askıya alınan biber çeşitlerinde dekara 2500-3000 bitkiyle çalışmayı öneren araştırıcılar da vardır. Bilindiği gibi dikim sıklığını; mevsim, çeşit, budama ve yetiştirme şekli belirler.
Dikim sırasında fideler saksı veya torbalardan harcıyla birlikte çıkarılarak dikim çukuruna yerleştirilir. Saksı veya torba topraklarının üstten 1/3’lük kısmının dikimden sonra sera toprağının üzerinde kalması istenir. Biber kökleri çok yüzeysel bir dağılım gösterdikleri için de çapa yapmaktan ve özellikle derin çapa yapmaktan olabildiğince kaçınılır.
Fide köklerinin sera toprağına daha çabuk geçebilmesi için dikim sırasında toprak sıcaklığının yüksek (22-24°C civarında) olması istenir.
Dikimden sonra fidelerin tutumlarını hızlandırmak için iyi bir besleme ve sulama programı uygulanmalıdır. Sera toprağının pH’sı 6-6.5 arasında olmalı, başlangıçtaki kök gelişmesini hızlandırmak için toprakta yeterli miktarlarda fosfor, vegetatif gelişmeyi sağlamak için azot ve potas bulunmalıdır. Ancak fazla potas toprakta tuzlanmayı hızlandıracağından dikkatli olmayı gerektirir, zira tuzlanma biberlerde kök gelişi¬mini engelleyen önemli bir etmendir.
Dikim sonrasındaki, yüksek sera sıcaklıkları iyi bir çiçek oluşumu ve meyve tutumu için gerekli kuvvetli vegetatif gelişmeyi sağlar. Bitki boyları 40 cm’ye ulaştığında vegetatif ve generatif büyüme dengesinin sağlanabilmesi için sıcaklıklar 3 – 4 günde kademeli olarak tekrar biraz düşürülerek gündüz 22-23°C, gece 18-19°C arasında tutulmaya çalışılır, hatta gece sıcaklıktan 15-17°C’lara kadar düşürülebilir. Gündüz sera sıcaklıktan 27°C’a ulaştığında havalandırma yapılır. Güneşli günlerde havalandırma 35°C’dan sonra da başlatılabilir. Sıcaklıkların 10-12°C gibi çok düşük olduğu biber seralarında ise bitki ölmez ancak gelişme hemen tümüyle durabilir. Sera havasının oransal nemi biberler için % 70-75 civarında tutulmalıdır.
4.2. Askıya alma
Yaygın büyüyen ve sürgün ucu alınmadan büyütülen kısa boylu biber çeşitleri genelde askıya alınmazlar. Ancak dallarının dağılmasının önüne geçmek için biber bitkileri arada kalacak şekilde, bitki sıralarının iki yanından geçirilen teller veya ipler içinde bitkilerin korunması yoluna gidilebilir.
Uzun boylu çeşitlerde askıya alma işlemi, her gövde ayrı ayrı olmak koşuluyla aynen domateslerde olduğu gibi yapılır. Askıya alman biber bitkilerinde 3-4 sürgün gelişmesine izin verilir ancak tüm yan sürgünlerin 1. veya 2. yapraktan sonra uçları alınır.
4.3. Budama
Domates, hıyar gibi sera sebzelerine uygulanan budama şeklini bizim yetiştiricilerimiz biber bitkilerine uygulamamakta, ancak özellikle tek ürün yetiştiriciliğinde ocak ayı ile birlikte düşmeye başlayan sera sıcaklıkları nedeniyle duran gelişmeyi; ana gövde ve yan dallar üzerindeki yaşlı, sararmış ve küllemeye yakalanmış yapraklan alarak ve meyveleri toplanmış dalların uçlarını hafifçe budayarak tekrar hızlandırmaktadır. Böylece yeni gelişen sürgünlerden nisan ayında yeni ürün almak mümkün olabilir.
4.4. Tozlaşma ve döllenmeye yardım
Biber seralarında da tozlaşmayı kolaylaştırmak için, bombus arıları özellikle dış ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
5. ÖNEMLİ HASTALIK VE ZARARLILAR VE BUNLARLA SAVAŞ
Virüs hastalıklarının bir kısmı ile Külleme, Fusarium, Verticillium, Botrytis, Sclerotinia, Alternaria gibi bazı hastalıklar ve kök ur nematod-lan, kırmızı örümcekler yaprak bitleri, beyaz sinekler gibi bazı zararlılar domates ve hıyar konularında verildiği için burada yinelenmemiştir.
Phytophtora capsici: Kök boğazı yanıklığı adı ile de bilinen bu hastalığın son yıllarda biber seralarında büyük zararlara neden olduğu görülmüştür. Hastalık başlangıçta ani bir solgunluk olarak ortaya çıkar,
Hastalığa karşı savaşta, kültürel önlemler, ilaçlı savaştan daha etkili olmaktadır.
Alınabilecek kültürel önlemler arasında öncelikle şunlar sayılabilir:
1. Gerek fîdeliklerdeki ve gerekse seralardaki bitkilere, suyu bol vermek yerine, sık sık ve azar azar vermek,
2. İlk sulamalar sırasında suyu bitkiye bir kaç gün gecikmeli olarak vermek,
3. Fidelikleri, dikim öncesi, fungusitli su ile sulamak (fungusitli su 100 litre suya 100-150 g Dithane- M.45 veya Ortocide katılmasıyla hazırlanır),
4. Eğer biberler masuralarda yetiştiriliyorsa masuraları yüksek tutmak ve bitkileri, kök boğazlarını sulama suyundan korumak amacıyla, masura sırtlarına dikmek,
5. Masura uzunluklarını 5-6 m’den daha fazla yapmamak, Dikimi derin değil, kök boğazı toprak üzerinde kalacak şekilde yapmak,
6. Dikimden sonraki ilk can suyunu bitkilere Maneb, Zinep veya
Captan’lı vermek,
7. Biber bitkilerinin kök boğazlarının yara almasına meydan vermemek için özellikle derin çapa işleminden kaçınmak.
Cladosporium capsici: Biber kahverengi leke hastalığı olarak da bilinen bu hastalık yaprakların üst yüzlerinde san lekeler halinde ortaya çıkar. Alt yüzdeki san lekeler kahverengi mantar küfü ile örtülür. Böyle yapraklar kurur ve dökülür. Bu hastalığa karşı Çaptan, Zineb, Maneb ve bakirli preparatlardan biri kullanılabilir.
Tütün halkalı leke virüsü: Biber yapraklarında sararma ve lekelenmelere neden olur. Polen oluşumunu engellediğinden verim ve kalite düşer.
6. HASAT VE VERİM
Biber bitkisini iyi tanımayan üreticiler, hasada gelmiş meyveyi bilemeyebilirler. Zira biber meyvelerinin olgun-yeşil dönemi olarak tanımlanan özel bir durumu vardır. Bu dönemde meyve yüzeyi mat buruşuk bir yapıdan daha parlak bir yapıya dönüşür. Bu dönemden önce toplanan biber meyveleri çabuk yumuşadıkları için kolay taşınamaz ve saklanamazlar. Bu dönemin geçirilmesi halinde ise meyve rengi yeşilden, önce sarıya sonra kırmızıya dönmeye başlar. Hasadın gecikmesi halinde izlenecek en güzel yol meyvenin üniform kırmızı rengini almasını beklemekten ibaret olacaktır. Bu da olgun yeşil dönemden yaklaşık 6 hafta sonra gerçekleşir. Ancak sera biber üretimi için kırmızı olum istenen bir durum değildir.
Meyve toplamanın, meyve sapının gövdeye birleştiği yerdeki doğal kırık çizgiden yapılmasına özen gösterilir. Meyve sapı mutlaka meyve üzerinde olmalıdır. Hasadın sabahın erken saatlerinde yapılmaması da ayrıca önemlidir, Hasat sıklığı genelde haftada birdir. Hasat edilen biberler 1-3 hafta arasında saklanabilirler.