Seralarda Kullanılan Yapı Malzemeleri ve Seralarda Yapı Elemanları

0
2002
sera,yapı malzemeleri,sera yap elemanları

Seralarda kullanılan yapı malzemeleri, ilgili sera yapı elemanları ile birlikte açıklanacaktır. Sera yapı elemanları temel, iskelet elemanları ve çatı olarak sınıflara ayrılabilir. Bu elemanların planlanmasında ve seçiminde bölgenin iklim durumu, serada yetiştirilmek istenen bitki türü, seracılık işletmesinin büyüklüğü ve işletme tipi göz önüne alınmalıdır.
Ayrıca seranın yapım malzemesi seçilirken de şu etmenlerin gözönünde alınması gerekmektedir.

1. Sera yapı malzemesi ucuz, sağlam ve hafif olmalı,
2. Seri üretime uygun olmalı,
3. Enerji tasarrufunu sağlamalı,
4. Kuruluş ve tamiri kolay olmalı,
5. Hava koşullarından etkilenmemen,
6. Sera içinde yeterli iklim ayarlaması yapılabilmelidir.
1. Temel

Yapının yerleştirildiği kısım olan temel, yapıyı kapladığı alan üzerinde taşır. Temel kolonlarla kendi üzerine gelen seranın tüm yükünü temel zeminine çatlama, ayrılma ve yarılma olmadan iletebilirse, özellikle cam seralarda kırılmalar meydana gelmez. Eğer temel zemini üzerine iletilen yükü emniyetle taşıyamazsa sera stabilitesinin bozulması ile kapı ve pencerelerin açılıp kapanması zorlaşır. Bu nedenle sera içinde istenilen iklim koşulları ayarlanmaz.

Cam seralarda temel duvarı yapmak için, 70 cm genişlikte ve 80-100 cm derinlikte sera çevresi boyunca temel çukuru kazılır. Eğer zeminin emniyeti yeterli değilse alt kısmına 20 cm yükseklikte betonarme sömel yapılır (Şekil. 4.1). Bu sömel yerine tesviye betonu da yeterli olabilir.

Sömelin üzerine temel çukuru iki taraftan 10 cm örme payı olarak boş bırakılır ve 50 cm kalınlığında taş duvar çimento takviyeli kireç harcıyla zemini en az 10 cm geçecek şekilde örülür.

Zemin sağlam ise 20-30 cm genişlikte 80-100 cm yükseklikte betonarme perde betonu, temel duvarı görevi yapabilir.

Rüzgar yükünün ve üst ağırlıklarının fazla olduğu, gevşek zeminli yerlerde temel duvarlarının daha dayanıklı yapılması gerekir. Bu amaçla temel çukuru kazıldıktan sonra sera iskeletini taşıyan dikmelerin tabanına bireysel sömeller dökülebilir. Sömel betonlarının dökümünden sonra, 20-30 cm genişlikte 80-100 cm yükseklikte ve sömelleri birbirine bağlayan çevre betonu dökülür.

Plastik seralarda her dikmenin altına 20x30x40 cm boyutlarında veya 20-30 cm çapında, 30-40 cm derinliğinde silindirik beton dökmek yeterli olmaktadır.

Ayrıca blok seralarda da iki seranın birleştiği yerde dikmelerin her birinin altına silindirik veya kare prizma biçiminde beton sömeller yapılmalıdır. Ayaklar üzerinde dikmelerin (kolonların) bağlanacağı şekilde vidalanacak veya kaynaklanacak gibi lama demirleri yerleştirilmelidir (Şekil.4.2.).

Plastik örtülü ahşap seraların temel duvarları fazla yük taşımadıkları için, tuğla, beton briket, beton veya taş ile yapılabilir. Böyle seralarda temel duvarının görevi, sera iskeletini oluşturan yapı elemanlarını temele bağlamaktır. Aynı zamanda rüzgarın emici etkisinden oluşan serayı devirmeye ve yerinden sökmeye yönelik kuvvetlere ağırlığıyla karşı koymaktır.

Temel duvarların genişliği, duvar yapımında kullanılan yapı malzemesine göre değişir. Bu genişlik beton sömeller ve briket duvar 35 cm, tuğla duvar için 23-35 cm ve taş duvar 50 cm’den daha dar yapılmamalıdır.

Uzunluğu 20 m’yi geçen duvarlar, en az 20 m’de bir derz açıklığı bırakılarak inşa edilmelidir. Temel duvarlarında kalınlık ve derinlik taşıyacağı yüke ve serayı devirmeye çalışan rüzgar kuvvetine bağlı olarak değişir.

Taban suyu yüksek olan seralarda, toprağın üst yüzeyi zeminden yüksek olur. Bu amaçla temel duvarı doğal zeminin üstüne çıkarılabilirse de, temel duvarının fazla yüksek olduğu seralarda duvara yakın olan doğal ışıktan yeteri kadar yararlanamazlar.

Sera içinde masalar tezgah yüksekliğinde (tezgahta) bulunuyorsa toprak üstü duvarlarının yüksekliği 10-15 cm daha yüksek olabilir. Bu duvarlar serayı taşımaktan çok, toprak üstü sera örtü malzemesini koruyucu olarak yapılmaktadır.

Seranın kapılarının bulunduğu seranın çatı şekline göre üçgen veya yarım daire şeklinde olan ön ve arka duvarlarının temelleri, daha yüzeysel olmaktadır. Bu duvarlar seranın kendi ve çatısından gelen yükleri taşımadığı için temel derinliği az tutulmaktadır (Şekil 4.3.).

Seraların çevresinde yağışlarla oluşabilecek arazi yüzey ve durgun yüksek taban suyunun drenajını sağlamak amacıyla, sera temel duvarları çevresinde bir drenaj sisteminin yapılması gerekir. Özellikle blok seraların çevresinde yapılacak drenaj sistemi temel duvarlarından 100 cm uzaklıkta, 75 -100 cm derinlikte açılan hendeklere döşenen drenaj boruları ile yapılır. Hendeğin en altına 5 cm kalınlığında ince kum, 10 cm çapında drenaj borusu, bunun üzerine 10 cm kalınlığında ince kum ve en üstü de çakıl konularak drenaj hendeği doldurulur. Taban suyunun yüksek, toprağın ağır olduğu ve genişliği 10-12 m’ den fazla olan seralarda iç drenaj boruları 4-10 m aralıklarla dizilirler. Sera içine yerleştirilen boruların derinliği 60-75 cm olmalıdır. Yüzey sularının uzaklaştırılması için arazi eğiminin % 1’den az olmaması gerekir.
2. İskelet Malzemeleri ve Elemanları

2.1. İskelet Malzemeleri

Seraları iskeletinde ahşap ve metal malzemeler kullanılır.

2.1.1. Ahşap Yapı Malzemeleri

Ahşap yapı malzemeleri içinde tek organik madde olan ahşaptan, çok eski dönemlerden beri yapı malzemesi olarak yararlanılmaktadır.

Ağaç malzemesi hafif ve dayanıklı olması, kolay işlemesi, çivilenmesi ve vidalanması gibi iyi özellikleri vardır. Ayrıca hem çekmeye, hem de basınca çalışması gibi üstünlüğü vardır.

Buna karşılık bünyesine su alarak şişmesi, kuruyunca büzülüp çatlaması, mantari hastalıklara dayanıksızlığı gibi sakıncalı yönleri vardır.

Ağaç malzeme yapılarda yuvarlak, biçilmiş ve levha şekillerinde kullanılır. Ağaç malzemenin biçilerek kullanılması en yaygın olanıdır.

2.1.2. Metal Malzemeler
Seralarda yaygı olarak kullanılan çelik ürünü haddelenerek değişik profiller kazandırılmış ve piyasada çelik profil olarak bulunan malzemelerdir. Bu profil çeliklerden en fazla kullanılanı şunlardır

.l Profiller (Putrel Çelikler): Seralarda çok kullanılan bu çeliklerin, dar ve geniş başlıklı profilleri vardır. Dar başlıklı l profiller seralarda, aşıklarda ve kolonlarda geniş başlıklı olanlarda daha çok kolonlarda yada dikmelerde kullanılmaktadır, l profiller I80, I100 gibi tanımlanırlar. Buradaki 80, 100 gibi rakamlar çeliği iki başlığı arasındaki yüksekliği mm olarak vermektedir. Diğer değerleri ise standart olarak üretilmektedir.

Şelf/7 4.4. Seracılıkta kullanılan çeşitli demir profil kesitleri. ‘,
* T- Profiller: T- Profiller seralarda cam örtü malzemesinin taşınmasında kullanılmaktadır. T-Profiller T50, T60 gibi tanımlanırlar. Buradaki 50, 60 gibi rakamlar mm olarak T’ nin bir uzunluğunu gösterir. Profili diğer değerleri ise standart olarak üretilmektedir.
* L- Profiller: Bu profillere korniyer ve köşebentte denilmektedir. L-Profilleri kolları aynı uzunlukta ya da birbirinden farklı olmaktadır. L-Profiller L-50.40.4. 1-40 40.5 9’bi tanımlanırlar. Buradaki iki rakam, profili iki ayak uzunluğunu, üçüncü rakam ise profili et kalınlığını mm olarak verir.
* Kutu Profiller: Bunlar kare yada dikdörtgen kesitli olabilir, iki adet kollu L profilin birleştirilmesiyle kare, farklı kollu profilleri birleştirilmesinden de dikdörtgen kutu profiller elde edilir. Çelik saçları kıvrılmasıyla da bu profiller yapılabilir. Kare kutu profiller seralarda dikmelerde, dikdörtgen kutu profiller ise aşıklarda kullanılır. Kutu profillerin tanımlanmaları aynı L-Profiller gibidir.
* Boru Profiller: Yuvarlak kesitli içi boş profillerdir. Sıvı iletimi amacıyla üretilen ve çapı fazla olan borular özellikle, plastik yüksek tünelleri ve seraları yapı elemanı olarak kullanılır. Boru profiller dış çaplarına göre ya mm yada parmak (inç=2.54 cm) olarak tanımlanırlar.
* Çelik Levhalar: Kalınlıkları 3 mm’ den daha fazla olan çelik levhaları özel şekillerde bükülerek mukavemet kazandırırlar. Bu yapı elemanları özellikle seri üretim olarak yapılan seraların, tüm yapı elemanlarında kullanılır.
* Çelik profilleri birçok üstünlüğü yanında, paslanması en önemli sakıncasıdır. Bunun önlenmesi ya boyamayla yada galvanize edilmesi gerekir.

2.2. İskelet Elemanları

Temel duvarlarından sonra başlayan ve seranın ağırlığını, yükünü sera temeline ileten yapı elemanlarıdır.

iskeleti oluşturan elemanların şu özellikleri olması gerekir.

1. İskelet elemanları sağlam, ucuz ve hafif olmalı,
2. Kolay kurulabilmen,
3. Gölgelemesi az olmalı yani sera içine giren ışığın miktarını azaltma
4. Hava geçirgenliği yani ısı kaybı az olmalıdır.

Bir seranın iskeletinde kolonlar (dikmeler) ve çatıyı oluşturan çeşitli elemanlar bulunursa da, çatı elemanları ayrı bir başlık altında incelenecektir.

2.2.1. Kolonlar (Dikmeler)sekil1

Kolonlar, çatı ağırlığını ve sera yüzeylerine gelen rüzgar ve kar yükünü çeken ve sera temeline ve dolaylı olarak toprağa ileten yapı elemanlarıdır (Şekil.1).

Kolonların yapımında ahşap, çelik ve alüminyum malzemeler kullanılabilir. Kolonların yapımında ahşap kullanılırsa kesiti, daire, dikdörtgen veya kare olabilir. Çelik veya alüminyum kullanılırsa, kesit yüzeyi L, T, l, U şeklinde içi boş kare veya dikdörtgen olabilir. Kolonların yapımında demirli beton, kesit alanının fazla ve dolayısıyla sera içinde gölgelenmenin fazla olması nedeniyle pek kullanılmaz.

Bireysel veya blok seralarda beton ayaklar üzerinde aynı doğrultuda sıralanmış kolonlar ve bu kolonların dış yüzeylerini birleştiren saydam örtü malzemesine gelen bütün yükler kolonlar tarafından çekilir. Bu nedenlerle, seranın yük taşıyıcı ve seranın yıkılmasına neden olucu yapı elemanı kolonların uygun kesit alanları ve sağlam olması gerekir.

Kolonların kesitlerini daraltmak için bazen çatı mahyasından ek dikmeler konursa da, bu dikmeler serada fazla gölgelendirme yaptığı ve çalışma alanını daralttığı için istenmez.

Seranın yük taşıyıcı elemanı olan kolonlar, çatı kirişlerine gelen etkili yükleri taşıdıkları için, çatı kirişleri ile eşit aralıklı olarak yerleştirilirler.

Kolon aralıkları özellikle çelik iskeleti! ve cam örtülü seralarda 24 m arasında değişmekle birlikte, bu aralığın 3 m dolayında olması uygundur . Kolonları birbirine bağlayan çatı elemanları birbiriyle kaynak» yapılarak veya köşebentler yardımıyla vidalanarak birleştirilirler.

Kolon yüksekliği, sera kirişi ile kolon ayağı veya temel duvarı arasında kalan yüksekliktir. Bu yükseklik, yörenin iklim koşulları ve yetiştirilecek bitkiler göz önüne alınarak belirlenir.

Kolonların olduğu sera yan yüzeyleri boyunca çeşitli şekillerde yerleştirilmiş havalandırma pencereleri bulunur. Havalandırma pencereleri karşılıklı yan yüzeyleri boyunca aynı büyüklük ve yükseklikte bulunur.

Blok seralarda, iki seranın birleşme yerindeki kolonların boyları, yağış sularını uzaklaştıran oluklarda akıntıyı sağlamak için bir yöne doğru kısalmalıdır. Eğer sera içinde yüzey sulama yöntemleri veya drenaj için bir yöne eğim verilmişse yağış sularını uzaklaştıracak oluklarında bu eğime uydurulması gerekir.
3. Çatı Elemanları
sekil2
Serayı üstten örten çatı elemanları, çatıyı oluşturan iskelet ve çatı örtü elemanları olarak iki sınıf altında incelenebilir. Sera çatısı, çatıyı oluşturan elemanların kendi ağırlıklarını, çatıyı tamamen örten saydam örtü malzemesini, çatı örtüsüne etkili olan kar ve rüzgar yükünü, tamir ve bakım için çatıya çıkan işçilerin ağırlığını ve çatıya asılan çeşitli bitki ekili ş yerlerini taşıyabilecek durumda olmalıdır.
3.1. Çatı iskeleti Elemanları

Bir seranın çatı iskeletini, mertekler, aşıklar, çatı kirişleri oluşturur. Ayrıca çatıya eklenen yağış sularının uzaklaştırılacağı su olukları, sera iç yüzeyinde yoğunlaşan su damlalarını toplayan damlalıklar ve fazla ısı ve ışık isteyen tavana asılan bitki düzenlerinden oluşur.

Sera çatısının temel elemanı çatı makas kirişleri çatıdan gelen yüklerin kolonlara iletilmesine yararlar. Çatı kirişleri belirli aralıklarla kolonlar üzerine yerleştirilir ve seranın genel görünümünü ortaya çıkarırlar. Çatı makas elemanları, çelik iskeletli seralarda kolonlar üzerine köşebentlerle vidalanır, kaynaklanır veya kolon ve kirişler tek malzeme olarak üretilirler. Ahşap iskeletli seralarda bunlar vidalanacağı gibi çivi ile de tutturulur. Şekil.4.7’de çeşitli çatı kiriş düzenlemeleri görülmektedir.

Bunlar tek parçalı olduğu gibi, kolonlar üzerine yatay olarak konan kirişle, A tipi, payandalı, kırlangıç kuyruğu, silindirik, çok mesnetli olarak düzenlenebilir. Bu kiriş sistemlerinde sera genişliği pek fazla olmadığı için, kirişler üzerinde aşıklar ve mertekler bulunmaz. Rüzgarın hızlı estiği yörelerde, özellikle plastik örtülü seralarda, plastik örtünün sarkmasını ve şişmesini önlemek için makas aralıklarına destekleyici bağlantı merteklerinin yerleştirilmesi gerekebilir.

Soğuk yerlerde, ahşap iskeletli seralarda kirişlerin altına ikinci kat plastik çekilebilir. Böylece sera içindeki ısı kaybı belirli oranda azalır. Genişliği fazla olan seralarda, kirişler kafes sistemine göre düzenlenirler. Sera çatı kirişlerinin en geliştirilmiş ve estetik yönünden kullanılmaya en uygun olanı kafes kirişleridir. Kafes kirişleri değişik uzunluktaki malzemenin, aralarında üçgenler olabilecek şekilde bağlanmasıyla elde edilir.

Ahşap, çelik ve alüminyum alaşımları olan bu kirişlerin açıklığı 3 m’ nin katları şeklinde 6912 m ve daha yukarısı olabilir (Şekil.4.9).

Kiriş aralıkları 3 m dolayındadır. Genellikle çatı iskeleti ahşap olan seraların örtü malzemesi plastik, metal olanların ise cam olması uygundur. Kiriş açıklığı arttıkça, kirişlerin kesit alanları ve dolayısıyla ağırlığı artacaktır.

Şekil 2. Çatı kirişlerinin farklı düzenlenmesi, a. Tek parçalı, b. A tip, c Payandalı, d. Kırlangıç kuyruğu, e. Silindirik, f. Gotik, g. Çok mesnetli çatı kirişleri, h. Fabrika çatısı şeklindeki, i. Eşlenik olmayan beşik çatı kirişleri.

Kolonları, seranın iki başına uzunluğu boyunca konan aşıkları birleştirir. Kirişlerin sera çatısında birleştiği yerde, mahya aşığı yardımıyla kirişler birbirlerine birleştirilir.

Aşıklar üzerine yerleştirilen mertekler üzerine sera örtü malzemesi yerleştirilir. Sera havalandırılmasında kullanılan çatı pencereleri de mahya ve aşıklar tarafından taşınır.

Kafes kirişleri, iki ucundan kolonlara mesnetlenirse, serada fazla kolonların olmaması sebebiyle sera içinde rahat hareket edebilme olanakları doğar.

Eğer çatı makas elemanlarının kesitleri küçültülerek daha ucuz malzeme kullanımı ve daha kolay çatı yapımı istenirse, bu durumda sera içine kirişlerden eşit uzaklıklarda ek kolonlar konulmalıdır. Buna karşılık sera içindeki ek kolonlar serada yapılacak tarımsal çalışmaları biraz sınırlarlar. Bu kolonlar özellikle ilk yapım sermayesi az işletmelerde uygulanmaktadır. Sera çatısına asılan hareketli ve hareketsiz saksılıklara ve bireysel demir halkalı saksı asma yerlerinden sera içi düzenlemesi başlığı altında anlatılacaktır.
3.2. Çatı Örtü Malzemesi

Serayı yağmur, kar ve rüzgar gibi dış etkenlerden koruyarak sera içinden ısı kaybını azaltan ve ışığı olanaklar ölçüsünde sera içine fazla geçiren saydam bir malzemeyle sera çatısı kaplanır. Sera kaplama malzemesi cam veya plastiktir. Seranın yan duvarına da bu malzeme ile kaplanır.

Tarımda bir malzemenin örtü malzemesi olarak kullanılırken şu özelliklerinin olması istenir.

1. Örtü, güneş ışıklarının örtü altına kolayca girmesini sağlamadır, yansıtma, emme ve iletme gibi olaylarla ışık kaybına neden olmamalıdır.
2. Örtü altında oluşan ısıyı tutmalı, örtü altından ısı kayıpları en alt düzeyde olmalıdır.
3. Ucuz ve örtü kurma maliyeti yüksek olmamalıdır.
4. Örtü malzemesi fazla ağır olmamalıdır. Yoksa kurulan örtünün iskeletine binen fazla yük, ağır ve pahalı bir iskelet yapılmasını ve bu da örtü kurma maliyetinin artmasına neden olur.
5. istenen şekle kolayca uymalı, kaplandığında boşluklar meydana getirmemeli ve yapım kolaylığı sağlanmalıdır.
6. Dış koşulların etkisi altında şekil değiştirmemelidir. Rüzgarda yırtılmamalı, doluda kırılmamalı, soğuk ve sıcakta genleşip, eğilip, kıvrılmamalı, büzülüp gerilmemeli, uzun ömürlü olmalıdır.
7. Çabuk kirlenmeme!! ve ışık geçirgenliğini kaybetmemeli, kirlendiğinde kolay temizlenmelidir.
8. Güneşin morötesi (ultraviyole = UV) ışıklarını absorbe ederek bozulmamalıdır.
9. Örtünün iç yüzeyinde buğulanma ve nemlenme meydana getirmemelidir.
10. Kolay taşınabilmeli ve taşıma sırasında çabuk bozulup, kırılmamalıdır.
11. Herhangi bir nedenle bozulma ortaya çıktığında kolay değiştirilebilmelidir.

Bütün bu özellikleri bir arada taşıyacak örtü malzemesi günümüze kadar geliştirilememiştir. Kullanılan bir malzemenin bir diğerine göre üstün özellikleri yanında, iyi olmayan özellikleri de bulunmaktadır.

3.2.1. Cam
Cam saydam, bozulmaz, oldukça dayanıklı, fakat çabuk kırılan, paslanmaz, su ve hava geçirmeyen bir maddedir. Aşırı basınca, vurmaya, ani sıcaklık değişmelerine karşı da dayanıksızdır.

Camın bileşiminde % 75 silisyum oksit (kum), % 15 sodyum oksit (soda), % 8 kalsiyum oksit (kireç) ve % 2 alüminyum oksit bulunur. Soda yerine potasyum oksit katılırsa, camın dayanma gücü artar. Camın bazı özellikleri Çizelge 4.1’de verilmektedir.

Metal iskeletli seralarda eski zamandan beri örtü malzemesi olarak kullanılan camın diğer örtü malzemelerine göre yararlı yönleri şunlardır.

1. Camın kullanma süresi 75 yıl dolayındadır.
2. Işık geçirgenliği % 89-92 arasında değişmektedir.
3. Kolay temizlenir ve bakimi masrafı yoktur.
4. Çok büyük dolu yağışı dışında iklim koşullarından etkilenmez.
5. Cam seralarda verim, plastik örtülü seralara göre daha yüksektir.
6. Mor örtüsü (ültraviyole) ışıklarından etkilenmez.
7. Plastiklerde (PE ve PVÇ) olduğu gibi camlarda statik elektriklenmeler olmadığından camlar toz tutmaz ve ışık geçirgenlikleri azalmaz.
8. Camlarda buğulanma ve nemlenme olmadığından, bitkilerin üzerine su damlaları gelerek bitkilerin hastalanması önlenir. Sera örtüsü olarak kullanılan camların seracılıkta kullanılan 3 ayrı tipi vardır.

1. Hortiplus, agriplus gibi ticari isimli özel sera camları,
2. Düz pencere camları,
3. Mat cam veya emprime camlardır.

Hortiplus ve agriplus gibi isimlerle pazarlanan özel sera camlarında bir yüzey 0.42 mikron gibi çok ince tabaka halinde kalay oksitle kaplanmıştır. Camların yerine konulması sırasında, kalay oksitli yüzey dışa getirilir. Bu camların kullanıldığı seralardaki ısı kayıpları, normal cam seralara oranla % 25-48 daha az olmaktadır. Işık geçirgenliği normal camdan % 13 daha az olan bu camla kaplı seralardaki iklim koşullarının daha iyi olması, ışık azlığından doğacak sakıncaya ortadan kaldırmakta ve hatta domates seralarında verimde % 4’lük bir artışa neden olmaktadır. Zira bu camla kaplı seralardaki gece sıcaklığının normal camla kaplı olanlardan 3°C daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ülkemizde bu tür cam üretimi yapılmamaktadır.

Seralarda kullanılan camın saydam olmasından çok, ışık geçirgenliği önemlidir. Cam örtü üzerinde güçlükle görülen kirlerin % 10, az miktarda görülen kirlerin % 20 ve rahatlıkla görülen kirlerin % 30-40 oranında seraya giren ışığı azalttığı belirlenmiştir. Bu tozlar yıkandığında cam çabuk temizlenir.

Yağışı fazla olan yerlerde yıkanma nedeniyle kirlenme azalır. Bu yüzden camda kirlenme ile meydana gelen ışık geçirgenliği azalması geçicidir. ,

Camlar ultraviyole (morötesi) ışınları geçirmezler. Isı etkisi fazla olan kısa dalga boylu kızılötesi ışınları geçirirler. Bu şekilde ısınan cisimler dalga boyu uzun olan ışınsal ısı (radyan ısı) yayarlar. Normal cam dalga boyu uzun olan ışınları geçirmediğinden dolayı, normal camlı yerlerde aşırı ısınma olur. Bu nedenle, güneşli günlerde sera içi sıcaklığı dış ortama göre çok daha yüksek olur.

Ayrıca farklı yapılar için uygun olmayan dalgalı pürüzlü mat veya emprime camlar sera örtüsü olarak kullanılabilir. Normal cama göre fiyatı ucuz ve doluya dayanımı daha fazla olan mat cam, donuk yeşil yada mavi renklidir. Camlama sırasında pürüzlü yüzü iç kısma getirilir. Böylece dıştaki düz yüzeyden geçen güneş ışınları, içteki pürüzlü yüzden sera içine dağıldığı için seralarda daha iyi bir ışıklanma sağlar. Böylece sera yapı elemanlarından tabana düşen gölgelemede azalmış ve aşırı güneşli günlerde görülen meyve yanıklıklarından önüne geçilmiş olur.

Çeşitli sera örtü malzemelerinin ışık geçirgenlikleri Çizelge 4.1’de verilmiştir.

Seraların örtülmesinde kullanılan camların kalınlıkları, dolu yağışı olmayan yerlerde 3 mm, dolu yağışı olan yerlerde ise 4-5 mm olmalıdır. Yan yüzeylerde ise rüzgar hızına bağlı olarak 2-3 mm kalınlıkta olan cam kullanılmalıdır. Genellikle seraların yan yüzeylerinde 3 mm’ lik, çatıda ise 4 mm’ lik cam kullanılmaktadır.
Çizelge 1. Farklı örtü malzemelerinin ışık geçirgenlikleri.

Örtü malzemesi Işık geçirgenliği (%)
Cam 89-93
Cam elyafı takviyeli polyester 85-89
PVC levhası (mat) 80-82
PVC levhası (Şeffaf) 85-87
PE 92-94
Plexi-cam 86-88
Cam + Polyester 81-82
PE + Cam 84-85
Ancak üreticiler tarafından uygulamada kalınlığı 1.8-2.0 mm olan pencere camlarını kullanmaktadırlar. Camların boyutları istenilen ölçüde kesilebilir ise de, piyasada satılan şu boyutlardan (55×60,60×100,55×100 cm) birini seçmek daha ekonomik olur.

Mertek aralıkları genelde genişletilmeğe başlanmıştır. Bu değer Almanya’da 75 cm’ ye, Hollanda’da ise 100 cm’ ye kadar çıkmaktadır. Buna bağlı olarak cam genişlikleri de artmaktadır. Böylece hem malzemeden tasarruf edilmekte, hem de sera yapım maliyeti düşmektedir.

Camların boyut ve kalınlıklarına göre ağırlıkları Çizelge 4.3 de verilmektedir. Camlarda ısı yalıtımı artırmak için çeşitli cam kullanılabilir.
Çift camların çatıda birleştirilmesi çeşitli şekillerde olmaktadır.
3.2.2. Plastik
Ülkemizde olduğu gibi, bütün dünyada plastik örtülü sera alanları cama göre daha fazladır. Çünkü plastik malzeme ile seracılık daha ekonomik olmaktadır. Ülkemizin en fazla sera alanı olan Antalya yöresinde yapılan çalışmalarda basit teknik önlem ve ucuz plastik örtü malzemesiyle yapılan seraların, cama oranla çok daha karlı olduğu belirlenmiştir.

Diğer yandan plastiğin tarımda kullanılmasının birçok yararlı yönleri vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir.

1. Plastikler vurma ve çarpmalara karşı duyarlı değildir.
2. Paslanmazlar.
3. Ucuzdurlar.
4. İşletme özelliği iyidir.
5. Kolay temizlenir ve saklanabilirler.
6. Yoğunluğu azdır (0,92,2 g/cm3)
7. Kimyasal maddelere, özellikle asitlere karşı dayanıklıdır.
8. Güneş ışığını iyi geçirirler.
9. Renklendirilme özellikleri iyidir.
10. Biyolojik zararlılardan etkilenmezler.

Tarımda kullanılan plastikler genellikle poli-etilen (PE) ve polivinil klorittir (PVC). Plastikler oldukça değişik yapıya sahiptir ve bu yüzden farklı özelliktedirler. Genelde katkı maddesi taşımayan plastiklerin ömrü kısa ve 6 ay dolayındadır. Eğer eski plastikler, yeni plastiklerin yapılmasında hammadde olarak kullanılırsa, bu plastiklerin ömrü 1-2 ay gibi daha kısa olur. Plastiklerin eskimesinde güneş ışıkları etkilidir.

Morötesi (ultraviyole) ışıkları plastiğin organik yapısını bozduğu için ömrünü kısaltmaktadır. Bu nedenle son yıllarda tarımda kullanılan plastik örtülere morötesi ışıkların etkisini azaltan stabilizan morötesi ışıklarını emici (absorblayıcı) maddeler katılarak ömürleri 1-2 yıla çıkarabilmekte ve morötesi ışıkların plastikten geçmesi önlenmektedir. Statik olarak elektrik yüklenen plastik, havadaki tozları çektiği için çabuk kirlenir. Bütün bu kısıtlayıcı özelliklerine karşın ucuz olmaları daha basit sera iskeleti istemeleri, istendiği zaman açılıp kapatılabildiği, kaplama şeklinin basit ve az işçilik istemesi yukarıda geniş şekilde belirtildiği gibi plastiğin büyük yararları vardır.

Polietilen (PE) tarımda en çok kullanılan, en ucuz ve asitlere karşı en dayanıklı plastiktir. Isıyı iyi iletir ve 70°C sıcaklığa dayanabilirler. Piyasada satılan PE’nin kalınlığı, 0,1-0,2 mm dolayındadır. Işık geçirgenliği başlangıçta iyi ve morötesi ışıkları emerler.

Polivinilkloritin (PVC) en büyük sakıncası asitlere dayanıksız oluşudur. Kalınlığı ortalama 0,2-0,3 mm dolayındadır. Isıya dayanması 10°C ile 50 °C arasındadır. PE’ye göre ısıyı geçirme oranı düşük olup cama benzer, buna karşın toz tutma oranı PE’e göre daha fazladır. Ömürleri 1-4 yıl arasındadır. Yumuşak PVC plastikleri pratik olarak PE’ler den alçak tünel ve diğer tesislerden çok genellikle seraların örtülmesinde kullanılır ve yapıştırılmaları kolaydır. Yumuşak PVC plastikleri pratik olarak PE’ler den şöyle ayırt edilebilir. PE plastikleri suda yüzer, buna karşın PVC’ler suda yüzmezler. Ayrıca PVC’ler yakıldığı zaman klor gazına benzer bir koku çıkarırlar.

Yüksek yüzey gerilimleri nedeniyle plastiklerin iç yüzeyinde su buharı yoğunlaşma yoluyla damlalar şekline dönüşürler. Bu durum plastiğin ışık geçirgenliği yaklaşık % 8-10 oranında azaltır .Çatı iç yüzeyinde yoğunlaşan nem,18’lik çatı eğimi olan cam seralarda yoğunlaşan suyun aşağıya akmasını karşılık, plastik seralarda 25°lik çatı eğiminde bile yoğunlaşan su aşağıya akmamaktadır. Aynı zamanda su damlaları kullanılmış PE plastiklerde yok denecek kadar az veya az miktarda olmaktadır. Yapılan araştırmalarda gündüzleri ölçülen hava sıcaklıkları yeni ve su damlaları olan plastiklerde diğerlerine göre 2,5°C’lik bir sıcaklık azlığı belirlenmiştir. Buna su damlaları olan plastikte bu suyun buharlaşması için ısının kullanıldığı ve sıcaklığın düştüğü ileri sürülmektedir.Ayrıca plastik yüzeyindeki yoğunlaşma suyu donarsa bu damlalar bitkilerin donmasını önleyen bir tabaka gibi görev yapabilir.

Plastiklerin yalıtım özelliği iyi olmadığı için, plastik üzerine gelen ve topraktan yansıyan ışıklar plastik altındaki iklim koşullarının kolayca değişmesine neden olur. Bu nedenle sera içi sıcaklığı (plastik örtülülerde) güneşli günlerde, bulutlu günlerden daha fazla olmaktadır. Özellikle PE plastikleri sıcak ışıkları kolayca geçirdikleri ve soğuğa karşı önemli bir koruyucu etkileri yoktur.

Son yıllarda içerisine katılan bazı maddelerle bu özellikleri büyük ölçüde düzeltilmiş ve ısı geçirgenlikleri azaltılmıştır.
3.2.3. Seralarda Kullanılan Plastik Levhalar

Bunlar düz veya dalgalı olarak tabaka levhalar şeklinde veya kıvrılarak top şeklinde piyasaya çıkarılırlar. Hammaddelerinde göre ışığı geçiren bu levhalar şu sınıflara ayrılırlar.

1. Cam lifleri ile kuvvetlendirilmiş (takviye edilmiş) polyester,
2. PVC levhaları,
3. Polimetilmetakrilat olarak Akrilcam veya Plexi-camlar.

Cam lifleri kuvvetlendirilmiş Polyester levhalar: Bu levhaların dayanım gücünü artırmak için dalgalı olarak üretilirler. Bunların boyutlandırılmasında kullanılan değerlerin (7.6/18 gibi) ilki dalga uzunluğunu ikincisi ise dalga yüksekliğini gösterir

Polyester düz levha ve ruloların kalınlığı 1-3 mm, dalgalı olanların ise 0,8-1,5 mm dolayındadır.

Cam lifleri ile kuvvetlendirilmiş polyester levhaları dayanıklı ve zararlanmalarında kolayca tamir edilebilir ve hafiftirler. Bunlar üst yüzeylerinin kirlenmemesi ve ışıktan etkilenmemesi için bazı kimyasal maddelerle işlenmişlerdir. Bunların dayanımları işlenmeyenler 5-8 yılda işlenenler ise yağmurla kolayca yıkandıkları gibi 10 yıl dayanırlar. Polyester levhalar morötesi ışıkları da emerler (absorbe ederler).

Dalgalı olan levhalar, bitişme yerlerinde köpüklü maddelerden yapılmış şeritlerle birleştirilirler.

PVC Levhalar: Bu levhalar piyasada mat ve şeffaf olarak bulunmakta ve ışık geçirgenliği % 85 dolayındadır. PVC levhaları çivi ile çakılabilir, vidalanabilir ve yapıştırılabilir.

PVC levhalarının zamanla ışık geçirgenliği azalır. Mat olanlar zamanla beyazımsı bir renge dönüşür ve ışık geçirgenliği % 30 oranında kaybeder. Şeffaf PVC levhalarının ışık geçirgenliğini kaybetmesi, mat olana göre daha azdır. Buna karşılık şeffaf olanları daha pahalıdır.

Doluya karşı PVC levhaları dayanıklı değildir ve kolayca parçalanabilir. Bunun yanında PVC levhaları kolayca yanabilir.

Plexi-cam: Plexi-camlar seralar için yalnız düz levhalar şeklinde değil boşluklu ve çift katlı olarak üretilmekte ve kullanılmaktadır. Çift katlı plexi-camlar uygun fiyat, dayanıklılık ve aynı zamanda ısı yalıtımı nedenleri ile üretilmiştir. Kalınlığı 8,16 ve 32 mm, genişliği 60-120 cm olarak piyasada bulunmaktadır

Plexi-camların seralara yerleştirilmesi özel alüminyum yada çelik malzemeler üzerine yapılır. Levhalar ısı yanında, nemlenmede genleşmeye uğradığı için yerleştirilirken özellikler göz önüne alınmalıdır. Plexi-camlar havanın nemini içlerindeki boşluklara sızdırdıkları için, bu levhalar çatıya yerleştirilirken uç kısımları açık bırakılarak içine sızan bu nemin uzaklaştırılması ve içinde yoğunlaşmaması sağlanır. Aynı zamanda bu şekildeki havalandırma plexi-cam içinde alg oluşumunu da önler.

Plexi-camlar çapı 5 m olan yuvarlak çatılarda ve soğuk olarak şekillendirilerek kullanılabilirler.

Işık geçirgenliği % 84-88 olarak cama oranla az olmakla birlikte bu değer ince çatı malzemesi ve geniş plexi-cam kullanılarak dengelenebilir. Zamanla plexi-camın ışık geçirgenliği de bir azalma olmamaktadır. Plexi-camda morötesi ışıklara karşı stabilizan maddeler kullanıldığı için, plexi-cam morötesi ışıkları geçirmez. Plexi-camların teknik özellikleri Çizelge 4.4’te verilmektedir.

Plexi-camlar yanar, doluya karşı dayanıklıdır. Doluda genellikle üst tabakası kırılsa da, içteki tabaka sağlam olduğu için, bitkilerde zarar ortaya çıkmaz veya çok az olur.

Plexi-camların işlenmesi, delinmesi, kesilmesi, biçilmesi ve yapıştırılması oldukça kolaydır.

3.3. Cam Örtü Malzemesinin Kaplanması
sekil3
Sera içinde bitkilerin yetişmesi için, en uygun ekolojik koşulların sağlanması, ancak cam ve plastik malzemenin ısı ve nemin sera içinden sızmasını engelleyici şekilde kaplanmasıyla olur. Cam malzemeyle kaplanırken, camın genleşmesi göz önüne alınarak 60 cm genişlikteki cam için çelik iskelette 61,5 cm genişlik bırakılmalıdır. Yoksa genleşme camların kırılmasına neden olur.

Cam örtü malzemesinin kaplanması genellikle yapıştırıcı olarak cam macunu kullanılarak yapılır. Metal çerçeve içine macun sürüldükten sonra cam bunun üzerine oturtulur ve bağlantı sağlanır.

Cam kaplama, camların uçları birbiri üzerine 3-4 cm bindirilerek veya uç uca eklenerek yapılır. Camların kiremit gibi üst üste bindirildiği kaplamada, camlar arasında boşluk kalmamalıdır. Birbirine birleştirilen camlarda, ek yerlerin arası macunlanmalıdır. Hava akımını engellemek ve yağış sularının içeri akmasını önlemek için camların üst üste yerleştirilmesi daha uygundur. Camların uç uca eklendiği çatı örtüsünde ise merteklerin zamanla esnemesi ile camların bitiştiği kısımlarda boşluklar oluşur. Camların üst üste yerleştirildiği durumlarda, camların birbiri üzerinden kaymaması için camlardan üstte bulunanlar tırnaklarla, pimlerle yada iki cam arasındaki S şeklindeki çengellerle tutturulmalıdır (Şekil 3). Ayrıca camları silikonla yapıştırarak kaymalarını önlemek de mümkündür.

Şekil. 3. Sera çatısına camların yerleştirilmesi, a – Mertek üzerine takılan kıskaç ve pimlerle, b – Sera kenarına S – şeklindeki çengelle, c- Camların S- Çengelle tutturulması. 1. Mahya yönü, 2. Oluk yönü, 3. Çatı merteği (camın oturduğu yer) 4. Cam, 5. Kıskaç pim, 6. Tırnak (pim), 7. Cam macunu, 8. S – çengel, 9. Yoğunlaşma suyunu tutan damlalık, 10. Oluk.

S şeklindeki çengellerle tutturulan örtü malzemesi camların rüzgarın içten yapacağı basınçla yerinden sökülmemesi için ayrıca kıskaç pim veya düz pimlerle çatı merteğine tutturulması daha uygundur.

Sert plastik levhalarda camlar gibi yapılırsa da, bunların uçlarından yapıştırılarak yerleştirilmesi daha uygundur, ince olan levhalar yapıştırılacağı gibi üst üste de bindirilebilir.

3.4. Plastik Örtünün Kaplanması

Plastikle seranın kaplanmasında, plastik örtü seranın uzun ve dar ekseni boyunca serilebilir. Burada göz önünde tutulması gereken nokta, plastik genişliği ve sera genişliği yada uzunluğudur. Plastik örtünün fazla olarak tüketilmesinin önüne geçmek için boyutlar karşılaştırılarak kullanılmalıdır.

Ülkemizde genellikle sera uzun ekseni boyunca çatıya bir örtü ve yan yüzeylerde bir örtü ile kaplanmaktadır. Böylece plastik örtüden tasarruf edildiği gibi, yan havalandırmalarda kolayca yapılabilmektedir.

Plastik örtünün sera üzerine çakılması için, ahşap iskelet üzerine çekilen örtü malzemesi gerginleştirildikten sonra, üst üste bindirilir ve ince ahşap çıtalarla çivilenerek tutturulur.

Plastiğin çakılacağı yüzeylerde keskin ve çıkıntılı kenarlar olmamasına, ayrıca rüzgardan etkilenmemesi için de plastik örtünün gergin olmasına dikkat edilmelidir. Yoksa plastik örtüler buralardan yıpranır ve yırtılırlar.

Plastik örtünün tutturulmasında çıta ve çivilerin kullanılması fazla işgücü kullanımı ve uzun süreyi gerektirir. Bu nedenle, özellikle ülkemiz dışında plastiğin sera yüzeyine yerleştirilmesinde bazı sert plastik, alüminyum ve çelikten kıskaç yada mandal şeklinde yapılmış tutturucular kullanılmaktadır. Bu tutturucularla plastik örtü çok çabuk yerleştirilir ve sökülebilir. Ülkemiz dışında yapılanlarda örtünün bir yandan hızlı çekilmesi ile örtü yerinden sökülmektedir. Bunların plastiği tutmasında etki tek yönlü ve çift yönlü olmaktadır.

Ülkemizde üretilen böyle bir plastik örtü tutturucu mandal da Şekil 4.16. ‘da görülmektedir. Bu tutturucunun metal taşıyıcı profili örtünün serileceği yüzeylere vidalanır yada çakılır ve sera üzerinde sürekli kalır. Bunun üzerine plastik örtü serilir. Metal profillerin olduğu yerin üzerinden de, sert plastik olan mandal bastırılarak, plastiğin tutturulması kısa sürede yapılır.

Eğer sıkıştırmanın fazla olması istenirse, sert plastik mandalın altına ikinci bir ince plastik şerit şeklinde serilir.

Plastiklerin sökülmesi içinde, üstteki plastik mandalın bir tornavida yada başka sert uçlu bir malzeme ile kanırtılıp çıkartılması gerekir.

Seralarda ısı yalıtımını arttırmak için plastik ve cam örtüler birlikte kullanılmaktadır. Bu şekilde ısı yalıtımı ile sera içinde % 40’a varan enerji tasarrufu yolmaktadır. Çift malzeme kullanma ile seraya giren ışık miktarı tek cama göre /çift camda % 10, ikinci kat olarak plastik kullanılmasında yoğunlaşma suyu ile / birlikle bu oran % 20 değerinde azalmaktadır.

3.5. Oluklar ve Damlalıklar

Seranın örtü malzemesi sera içine bakan yüzeyinde yoğunlaşan, örtü malzemesinden sızarak akan damlaları toplamak için çatı yan duvarın birleştiği yere küçük oluklar yani damlalıklar yapılır.

Blok seralarda, iki sera ünitesinin saçak uzantılarının birleştiği yer, yağmur ve kar sularının akışını kolaylaştıracak bir eğimle oluk şeklinde yapılmalıdır. Olukta suyun rahatça akması için, 30 m’den daha kısa seralarda, seraların bir ucundan diğer ucuna doğru oluk eğimi % 0,5-1,0 arasında olmalıdır. 30 m’den daha uzun seralarda bu eğim, seraların ortasından iki yöne doğru yapılmalıdır. Olukların kesitleri U-V ve dikdörtgen şekline ve en az 20 cm derinlikte ve 30 cm genişlikte olmalıdır. Bireysel seralarda oluklara gereksinim yoktur.

Tahta iskeletli seralarda iki seranın birleşme yerine 15 – 20 cm genişlikte çakılan tahtanın üzerine kalın bir plastik çakılır. Bunun üzerinden örtü malzemesi geçirilerek tahta oluk yapılmış olur.

3.6. Rüzgârlıklar

Rüzgarlıklar serada rüzgarın etkisine karşı seranın dayanımını sağlamak ve rüzgarın yanlardan yaptığı basınçla yıkılmasını önlemek için çatı ve yan duvarlardaki kolonlar arasında çapraz çatı elemanları kullanılır (Şekil 4.). Şekilde çatı makas elemanlarına uygulanan çelik tel kullanılarak rüzgarlık ile kolonlara yapılanlarda görülmektedir. Çatı kirişi diğer kolonun, kolon ayağına yakın yerine bağlanarak rüzgarlıklar oluşur. Bu elemanlarla çatı kirişleri çapraz olarak diğer kolonlara bağlanması 20 m ‘den uzun 10 m’ den geniş seralarda daha çok kullanılır. Rüzgarlık olarak L demiri veya boru kullanılır.
sekil4
Şekil 4. Seralarda kullanılan rüzgarlıklar.

3.7. Kapılar

Kapılar serada yapılacak işler için giriş ve çıkışı sağlar. Kapılar doğal ışığı geçiren, sera içinden ısı akımına engel olan şeffaf örtü malzemesiyle kaplanır.

Seralarda kapılar, serada yapılacak işlerin en iyi şekilde düzenlenebilmesi ve uygulanabilmesi için her türlü sera ünitesinden en az bir veya iki, gerekiyorsa daha fazla sayıda kapı olabilir. Kapıların genişliği 90-180 cm ve yüksekliği 200 cm olmalıdır. Büyük kapıların sürekli açılıp, kapanması serada ısı kaybına neden olur. Büyük kapılı seralarda, büyük kapının içinde ikinci bir küçük yapı yapılmaktadır. Küçük kapı insan giriş ve çıkışı için, büyük kapıda alet ekipman için kullanılmaktadır. Küçük seralarda kapı genişliği 90 cm’den daha dar olmamalıdır. Büyük seralarda iş akımını kolaylaştırmak için kapının 200 cm genişlikte olması ve sera boyunun 30 m’ den fazla olduğu yerlerde en az iki giriş – çıkış kapısının yanında, bazı kısımlarda 75 – 90 cm genişliğindeki kapılar da yapılmalıdır.

Kapılar menteşeli yada kaydırma düzenli olarak yapılmalıdır. Menteşeli kapılar sera içinden dışarıya doğru açılmalı, kapıya sağlam bir anahtar ve sürgü takılmalıdır. Böylece seranın faydalı alanı küçültülmemiş olur. Kapının yapımında ve çerçevesinde kullanılan malzeme, sera iskelet malzemesi ile aynı olmalıdır. Aynı zamanda sera ile arasında bir boşluk oluşmasına ve ısının sera içinden dışarıya doğru sızması önlenmelidir. Sera kapısının yeri, seradaki işçiliği en alt düzeye indirecek şekilde düzenlenmelidir.

3.8. Pencereler
sekil7
Pencereler, sera içindeki CÛ2 azalması ve oksijenin dengelenmesi, fazla ısı ve nemin istenilen sınırlar içinde tutulabilmesi için gerekli doğal havalandırmayı sağlayan sera yapı elemanlarıdır. Pencereler kapalı olduğu zaman sera içine ışık geçirmeli ve sera dışına ısı sızmasını engellemelidir. Bunun için pencerelerin seranın şeffaf örtü malzemesi ile kaplanması gereklidir.

Doğal havalandırma sisteminde pencereler, çatı mahyasının her iki yanına ve sera yan duvarlarında saçak altı uzunluğunca yerleştirilir. Bu pencerelerin çeşitli şekilde yerleştirilmesi Şekil 5’de görülmektedir.

Seralarda havalandırma alanı için tek sıra pencere yeterli olmazsa, hem çatıda hem de yan yüzeylerde iki sıra pencere yapılabilir. Aynı zamanda seranın ön ve arka yüzeyine de pencereler eklenebilir.

Pencereleri sera içine açılması, sera yararlı alanını daraltması nedeniyle yapımı istenmez. Yan duvarda ki pencerelerinde alttan mesnetli olması yağış sularının sera içine girmesi nedeniylede pek yapılmaz.

Şekil 5. , a. Saçak altı pencereleri, b. Çift saçak altı ve çift sıra mahya pencereleri, c. Ortadan menteşeli saçak altı ve mahya pencereleri, d. Saçak altı pencereleri ve havalandırma bacası, e. Alttan menteşeli tam yan duvar penceresi, f. Üstten menteşeli tam yan duvar penceresi, g. Ortadan menteşeli tam yan duvar pencere, h. Eşlenik olmayan çatılardaki çatı ve i. Fabrika çatısı şeklindeki çatı havalandırma pencereleri.

Doğal havalandırmanın yeterli miktarda olabilmesi için önerilen çatı pencerelerinin toplam alanı, sera taban alanının % 16 – 20’si arasında olmalı ve bu açıklıklar, çevre koşullarına uygun olarak ayarlanabilmelidir..

Soğuk bölgelerdeki seralarda, çatı pencere alanı daha küçük tutulmalıdır. Sera çatı pencerelerinin en uygun düzenleme şekli, mahyanın her iki yanına mahya uzunluğunca yerleştirilen ve mahyaya bağlı menteşeler etrafında döndürülerek açılıp kapanan şeklidir. Bu şekilde çatı pencereleri birlikte ayrı ayrı veya istenilen miktarda açılıp kapanmalıdır. ,

Pencerelerin açıldığı zaman yatay düzlemle en az 15″lik açı yapmalıdırlar. Yoksa havalandırma hızı düşürülmüş olur. Çatı pencerelerinin açılıp kapanması mekanik veya kremayer dişlisiyle mekanik olarak, elektrikli veya hidrolikli olarak yapılabilir. Otomatik açılıp kapanan bir çatı penceresi de Şekil 6’da görülmektedir. Ayrıca pencerelerin açılmasında termal pistonlarda kullanılabilir. Bu pistonlar ısıyla genleşerek, havalandırma pençelerini açar. Sıcaklık düştüğünde ise kısalarak kapatır.

Ülkemiz seralarında uygulanan çatı pencereleri, mahyanın her iki yanında ve çatı mertek aralıkları bir açık bir kapalı olacak şekilde yani sektirmeli olarak düzenlenmelidir. Bu da uygun havalandırma çatı pencere alanını sağlayamamaktadır. Çiftçi tarafından yapılan seralarda, çatı pencere alanı sera taban alanının ancak % 1’i dolayındadır. Çiftçinin sera çatısında havalandırma pencere alanını fazla yapmamasının nedenleri şunlardır.

Sera yapım maliyetini azaltmak ve havalandırmanın öneminin çiftçiler tarafından anlaşılmamış olmasıdır.

Şekil 6. Otomatik açılan çatı havalandırması, 1. Çatı pencerelerini açan çubuk, 2. Ana mil, 3. Elektrik motor uve sonsuz vida, 4. Çatı pencereleri.

Havalandırma etkinliğini artırmak için, çatı pencerelerinin çatı mahyasına menteşelenmesi yerine mahyaya paralel çatı aşığına menteşelenmesi düşünülebilir. Bu şekildeki düzenlemede özellikle yağışlı yerlerde, yağış sulan sera içine sızar.

Doğal havalandırmanın etkinliğini arttırmak için, çatı pencereleri yerine çatı mahyasını ortalayan havalandırma bacaları ülkemizde özellikle Ege Bölgesinde bulunmaktadır.

Böylece hava giriş deliği olan yan pencerelerle hava çıkış deliği arasındaki yükseklik farkı arttırılarak havalandırma etkinliği arttırılmış olur. Havalandırma bacasının yan duvarlarının cam veya şeffaf sera örtüsüyle kaplanması gerekir. Bu da havalandırma maliyetinin artmasına neden olur. Havalandırma bacasının açılıp kapanması ayarlanabilmelidir. Yalnız çatı pencereleri ile yapılan havalandırma da, havalandırma etkinliği rüzgar dışında seranın iç ve dış hava sıcaklığı arasındaki fark etkili olmaktadır. Bu nedenle, rüzgar hızının çok az olduğu yerlerde havalandırma etkinliğini artırmak için, bu şekildeki havalandırma seçilebilir.

Rüzgâr hızının fazla olduğu yerlerde, pencere camlarının kırılmamasına özen gösterilmeli ve bunun için önlem alınmalıdır.

Plastik seralarda çatı havalandırma pencerelerinin pratik olmaması nedeniyle, yalnız yan havalandırma yapılmaktadır. Havalar ısındıkça havalandırmanın etkinliğini arttırmak için çatıda delikler açılmaktadır.

Doğal havalandırma sistemlerinde, yan duvarlardaki pencerelerin toplam alan büyüklüğü, çatı pencere alanı veya en az bunun 2/3’ü kadar olmalıdır. Yan pencere alanı, çatı pencere alanının 2/3’ünden daha az olursa, havalandırma etkinliği düşer. Yan duvarlardaki pencereler elle tek, tek açılabildiği gibi bir mil ve kremayer dişlisi yardımıyla mekanik veya elektrikli otomatik olarak açılabilir veya kapanabilir. Mekanik olarak açılıp kapanan bir pencere Şekil 7’de görülmektedir.

Blok seralarda, yan duvarlara yerleştirilen havalandırma pencereleri beklenen etkinliği gösteremezler. Bu seralarda havalandırmanın etkinleştirilmesi için, tüm yan duvarların pencerelerle kaplanması gerekir. Yalnız yan duvardaki pencerelerin iyice kapanması gerekir. Yoksa soğuk havalarda yan duvarlara yakın bitkiler soğuktan zarar görürler. Blok seralarda iyi bir doğal havalandırmanın sağlanması için, bloklar arasında boşluk bırakılmalıdır.

Plastik seralarda çatı havalandırmasının çok zor olması, havalandırmanın yalnız yan havalandırmalara bağlı kalması nedeniyle 20 m’ den daha geniş ve bir dekardan daha büyük tesisler önerilmemektedir.

Sera yan duvar pencereleri içeriye, dışarıya veya düşey eksene boyunca açılıp kapanabilir. Sera duvar pencerelerinin içeriye doğru açılması, seradaki bitki sıralarının daha içeriye çekilmesini gerektirdiği için, sera faydalı alanının azalmasına neden olur. Pencerelerin alttan menteşelenerek yukarıya doğru açılması da yağışlı günlerde yağışın sera içine girmesi nedeniyle sakıncalı olabilir. Sera yan duvarı yüksekse, pencereler iki sıralı olarak ta yapılabilir. Pencereler düşeyle 70″lik açı yapıncaya kadar açılabilmelidir. Yan duvar pencereleri seranın her iki duvarına eşit sayıda ve alanda yapılmalıdır.

Şekil.7. Mekanik yan pencere havalandırma düzenleri. A. Üstten, B. Ortadan menteşeli pencereler. 1. Temel, 2. Dikme (kolon), 3. Pencere açma mekanizması, 4. Açılan pencere camı, 5. Su oluğu, 6. Çatı makas elemanları. 7. Çatı örtü camı, 8. Pencere menteşeleri.

Yan duvar pencereleri aşağı yukarı hareket ederek açılıp kapanabilirler.

Sera çevresindeki havanın durgun ve rüzgarlı olmasına ve rüzgar yönüne göre çatı ve yan duvar pencereleri ayarlanarak sera içi havalandırması sağlanmalıdır. Rüzgar estiği yöndeki pencerelere basınç ve diğer yöndeki pencerelere de emme etkisi yaratır. Rüzgarların estiği yöndeki mahya pencereleri açık tutulursa, ısınan sera havasının buradan çıkması zorlaşır. Bu nedenle rüzgara karşı duvardaki yan pencereler ve rüzgarın esmediği yöndeki mahya pencereleri açılırsa, seranın havalandırması kolayca yapılmış olur.

Fide yetiştirilen seralarda, fideleri bazı zararlılardan korumak için pencerelerin ince sinek yada elek teli ile kapatılması oldukça yararlı sonuçlar sağlayabilir.
4. Sera Yapı Elemanlarının Korunması

Seranın iskelet malzemesini oluşturan metallerden demir ve ahşap seradaki nemli ve sıcak hava nedeniyle paslanmaya ve çürümeye uğrayarak kısa zamanda elden çıkar.

4.1. Ahşap Malzemenin Korunması

Ahşap malzeme fırınlanarak kurutulur. Zararlılardan korunması için ahşabın toprağa giren yerleri katranlanır. Yine ahşabın nem alması ve çürümesinin önlenmesi için bazı tuzlarla (civa klorür, bakır sülfat) ve kimyasal maddelerle emprenye edilir. Özellikle vakumlu koşullarda yapılan emprenye ahşabın ömrünü uzatır.

Bu işlemler pahalı olduğu için yapılmazsa, ahşaba astar boya çekilmelidir. Ahşap üzerine iki kat astar çekilecekse, birinci kat astar kuruduktan sonra ikinci kat çekilmelidir. Ahşap astarlanmış olarak bırakılabildiği gibi, astarın üzerine bir veya iki kat yağlı boya sürülebilir. Boyanın 2 – 3 senede bir yenilenmesi gerekir.

Boyamada göz önüne alınması gereken ilke, sera içinin boyanmasında beyaz ve gri gibi açık renkler, dış kısmının boyanmasında ise koyu gri ve kurşuni gibi koyu renkler seçilmelidir. Sera içindeki açık renk seraya giren güneş ışıklarının yansımasına, dış kısmındaki koyu renkte seraya gelen güneş ışıklarının emilmesine yardımcı olur.

4.2. Metal Malzemenin Korunması

Sera yapım malzemesi olarak kullanılan galvenize demir malzeme dış hava koşullarına kolaylıkla dayanmaktadır. Alüminyum malzeme herhangi bir koruma önlemi almadan kullanılmaktadır.

Galvanize olmayan metal malzeme de ahşap gibi boyanır. Eğer sera demir iskeletli ve plastik örtülü ise, plastik örtünün iskelet malzemesine değdiği yerlerde, aşırı ısıdan zarar görmemesi için, metal malzemenin her tarafının açık renkle boyanması gerekir.

Seralarda yapı malzemelerinin korunması için kullanılacak boya miktarı şöyle hesaplanır (Günay, 1980). Boyanacak alan miktarının (m2 olarak) % 20’si veya 1/5’i kg olarak kullanılacak boya miktarını vermektedir.

Bir Cevap Yazın