son 50 yılda yüzde 90 küçüldü

0
1013
Olum-biyolojik-cehennemle-geliyor

Dünyanın 4. büyük gölü olarak bilinen Aral Gölü, son 50 yılda yüzde 90 küçülerek, yerini suların çekildiği bölümde oluşan, “dünyanın en genç çölü” Aralkum’a bırakıyor. Komplo teorisyenlerine göre gölün kuruması bir başka felaketi de peşinden getiriyor. Ölüm, gölün içinde bulunan ve biyolojik cehennem olarak bilienen Vozrojdenie (Diriliş) Adası’sının kumlarıyla geliyor.

Sovyetler Birliği döneminde, Aral Gölü’nü besleyen Emuderya ve Sirderya ırmaklarının sularının pamuk tarlalarına akıtılması sonucu 1960’lı yıllardan bu yana kurumaya başlayan Aral Gölü, yüzde 90 oranda küçülerek ikiye bölünmüş ve eski kıyılarından 170 kilometreye kadar geri çekilmiş durumda bulunuyor.

Sovyet hükümeti, 1940’lı yılların ortalarında, tüm dünya uluslarının ve özellikle ilerlemekte olan Üçüncü Reich ordularının gözlerinden ölümcül biyolojik silahlarının denemelerini saklamak için bir yer aramaya başladı.

Böylece bu adanın üstüne ölümün gölgesi düştü. Ölüm, Aral Gölü’ne 1950’li yılların ikinci yarısında yavaş yavaş ulaştı.

Gölün ortasında bulunan ve 1954-1990 yıllarında Sovyetler Birliği tarafından 40’a yakın biyolojik silahın denendiği Vozrojdenie (Diriliş) Adası, suların çekilmesiyle karayla tamamen birleşti.

Uzmanlar adanın bilinmeyen bir yerine birkaç yüz ton şarbon bakterisinin gömüldüğünü söylüyor.

Komplo teorisyenlerine göre Aral bu oranda su kaybetmeye devam ederse adanın kumları anakaraya ulaşacak. Bu da yaban hayatını büyük tehlikeye sokacak.

Eski ‘Sovyet Biyolojik Savaş Sanayii’ nin iki numaralı adamı Ken Alibek yıllar önce verdiği bir röportajda yaşanları şu sözlerle anlatmıştı. Savunma Bakanlığı, Sibirya’da yeraltı depolarındaki birkaç 100 ton ölümcül şarbon bakterisini (Amerika ve Avrupa’da yaşayan herkesi aynı anda birkaç hafta içinde öldürmeye yeterli) yok etmeye karar verince özel bir tren seferi düzenledi ve bu meşum yük Aralsk’a getirildi.

Sanırım, kurumakta olan Aral Gölü’ndeki Aralsk Limanı’nda, o sıralarda hâlâ yeterli seviyede su vardı ve 250 litrelik variller adaya taşınmak için mavnalara yüklendi.

İmha etmenin ilk aşamasında, paslanmaz çelik variller, içlerine mikrop öldürücü olarak hidrojenperoksit dökülerek gömüldü. Belirli bir süre sonra bunlar tekrar açıldı ve içlerine yeniden hidrojenperoksit döküldü. Daha sonra da bunların hepsi, özel olarak, bu amaç için açılmış, 11-14 tane kuyuya gömüldü.”

Vozrozhdeniya’nın kumları başka sırları da örtmektedir. Sovyet ordusu, 1950’li yılların ortalarından beri biyolojik silahları denemektedir. Her yıl şarbonun yeni bir türü veya genetik olarak geliştirilmiş bakteriler ve virüsler bir silah olarak denenmektedir. ‘Yeniden Doğuş Adası’nın kumları suyun karşı yakasındaki Kızıl Kum Çölü gibi kahverengidir. Orta Asya çöl ikliminde yaşayabilen tek bitki saksavulun dışında hiçbir bitki ve ağaç burada yetişmez.

Aral Gölü havzasında 1960’lı yıllarda 300’den fazla bitki, 35 kuş, 23 diğer hayvan türü, Özbekistan’da ender görülen bitki ve hayvan türlerinin yer aldığı “Kırmızı Kitap”ta kayıt altına alınmıştı. 1960’ta 34 balık türünün bulunduğu gölde o dönemde yılda ortalama 60 bin ton balık avlanırken, bugün balıkların hemen hemen tamamı yok oldu. Moynak’taki balık konservesi fabrikası ise terk edildi ve harabeye döndü.

Gölün eski kıyısında kalan balıkçı tekneleri buraları gemi hurdalığına çevirdi. Suyun geri çekildiği alanlarda oluşan Aralkum Çölü’nde artık develer geziyor.

Öte yandan uzmanlar, Aral Gölü çevresinden her sene rüzgarla birlikte uçan yaklaşık 100 milyon ton tuzlu kum tozları da bölgeyi büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya bıraktı.

Kazakistan ve Özbekistan’da yaklaşık 2 milyonluk nüfusun yaşadığı Aral Gölü havzasındaki çevre felaketiyle, halk arasında çeşitli hastalıklar yaygınlaştı, bebek ölümlerinde de artış oldu.

1960’lı yıllarda Aral Gölü’ünün kıyısındaki balıkçı kasabası Moynak’ta, tarım arazilerinin büyük oranda tuzlanması ve gölün kıyılarının yüzlerce kilometre geri çekilmesi yüzünden tarım ve balıkçılık zarar gördü, halkın bir bölümü ülkenin diğer bölgelerine göç etti.

haber365

Bir Cevap Yazın