Stokçular İş Başında

0
1157
antep-findik-stokculari

Sanayici buğday, fındık ve antep fıstığında olumsuz iklim şartları bahanesiyle stokçuluk yapıldığını iddia ediyor. Çiftçi temsilcileri ise stokçuluğu aracıların yaptığını söylüyor. Zam riski kapıda…

Kurak bir yaz mevsimi geride kalırken, gıda fiyatlarına bir de stokçuluk gölgesi düştü. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, iklim şartları bahanesiyle yapılan stokçuluğun buğday, fındık ve Antep fıstığında fiyatları yükselttiğini, sanayicinin de yakın bir zamanda bu ek maliyeti ürün fiyatlarına yansıtmaya başlamak zorunda kalacağını söyledi.

Çiftçi temsilcileri ise stokçuluğu çiftçinin değil, aracıların yaptığını belirterek, evinin altını stok deposuna çeviren fırsatçı müteahhit ve kuyumcuları örnek gösterdi.

Olumsuz iklim olaylarından dolayı yaşanan rekolte kaybının yanı sıra, piyasalardaki spekülatif hareketlerin üretici ve sanayicinin mağduriyetini bir kat daha artırdığını, bu mağduriyetin tüketiciye kadar uzandığını, aracıların çiftçiyi yanlış yönlendirerek, ürünlerin piyasaya arzını geciktirerek, haksız kazanç peşinde olduklarını kaydeden Kopuz, yapılan spekülasyonlarla fiyatların daha çok artmasının hedeflendiğini söyledi.

Eski stoklar nerede?

Kopuz’un verdiği bilgiye göre, en yüksek fiyat artışının görüldüğü ürünlerden fındık yüzde 75, buğday ise yüzde 30 zamlanmış durumda. Dünya fındık rezervlerinin yüzde 80’ine sahip olan Türkiye’de şu anda sanayicinin fındık bulamadığını belirten Kopuz, “2015 iklim koşulları kötü gidecek varsayımıyla üreticiler, birlikler fındığı elinde tutuyor. Rekolte bir miktar düşmüş olsa bile geçmiş yıllardaki stoklar ne oldu?” diye konuştu.

Kuraklık ve don gibi etkenlerin çeşitli ürünlerde bir miktar rekolte kaybına neden olduğunu, ancak bu kadar yüksek fiyat artışını getirecek bir etkisi olmadığını belirten Kopuz, “Fındıkta 150 bin tonluk bir açık olduğu düşünüldüğünde, fiyat artışının en fazla yüzde 20 olarak yansıması lazım. Oysa artış şu anda yüzde 75’e ulaştı. Devlet o zamanki gibi acilen konuyu incelemeli” dedi.

Ekmeğe zam gelebilir

Buğday fiyatındaki artışın da unlu mamuller başta olmak üzere sanayiciyi olumsuz etkileyeceğini belirten Kopuz, ekmeğe de zam gelebileceğini söyledi. Kopuz, “Buğday bugün geldiğimiz noktada yüzde 30 zamlı. Yarın belki bu yüzde 40 – 50’ye çıkacak, gidişat oraya doğru. Bu ortamda ekmeğe de zam gelir” yorumunu yaptı. Antep fıstığında da benzer bir etkinin olduğunu ifade eden Kopuz, 2012 yılı tahminlerin üzerinde bir rekolte ile 120 bin tonu bulan Antep fıstığının açılış fiyatının 12 lira olduğunu hatırlattı.

Kividen çaya kadar don vurdu

Şemsi Kopuz özellikle İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgeleri ile geçiş bölgelerinde yaşanan don olayından fındık, buğday, çay, kayısı, elma, kiraz, vişne, erik, şeftali, kivi, narenciye, badem, ceviz, Antep fıstığı bahçeleri, bağ alanları ve karpuz tarlaları olumsuz etkilendiğini ancak iklimden dolayı yaşanan rekolte kaybının yanı sıra, piyasalardaki spekülatif hareketlerin üretici ve sanayiciyi zor duruma düşürdüğünü söyledi.

Çiftçi olmayıp evin altına saklayan var

Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanvekili Özer Akbaşlı, bir malın sahibine stokçu denemeyeceğini ancak bu işten para kazanan bazı aracılar olduğunu belirterek, “Bunların da oranı yüzde 3 – 5’tir. Sayısı 300-500’dür” dedi.

Fındığın para getireceği beklentisi ile asıl işi müteahhitlik, kuyumculuk olan bazı kişilerin stok yaptığına işaret eden Akbaşlı, “Atıyor bir evin altına” diye konuştu. Stokçuluğun çözümü için çiftçinin pazara ihtiyacı kadar ürün getirmesi gerektiğini ifade eden Akbaşlı, şunu söyledi:

“Piyasanın ihtiyacı kadar verilmeli. Eylül ayında ihtiyaç 90 bin tonken 200 bin ton getirirsek bunun fiyatı artmaz, birileri stoklamak ister.”

‘Kaymağı stokçuya yedirmeyelim’

Konya Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner buğdaydaki stokçuluk iddiası için, “Böyle bir tespite katılmam mümkün değil. Üretim kapasitemiz belli. Üreticinin yapması mümkün değil” dedi.

Yüksek girdi maliyetlerine dikkat çeken Ataiyibiner, çiftçinin elinde ürün tutma lüksü olmadığını, buna bütçesinin izin vermeyeceğini söyledi.

Bölgelerinde kayıtlı 111 bin çiftçi ailesi bulunduğunu belirten Ataiyibiner bunun içinden ancak 3 – 5 bin ailenin iddialara konu olan şekilde hareket etmiş olabileceğini söyledi. Çiftçinin gübre gibi ihtiyaçlarına bağlı olarak birkaç ay aralıklarla ürün satabileceğini ifade eden Ataiyibiner, şöyle devam etti:

“Bu da doğaldır. Stokçuluğu malın değerini önceden tespit eden gözüaçıklar yapabilir. Üretim sektöründe değil tüketimdeki aracılarda bu sorun devam ediyor. Stokçuların aradaki kaymağı yememesi lazım.”

haber365

Bir Cevap Yazın