Su Bitkilerinin Yapay Üretimi

0
2060
Dünya Sofralarında da Maydanoz İddialı!!

İnsan ve hayvan yiyeceği olarak veya endüstrüde ham madde olarak kullanılan su bitkilerinin doğal olarak üretimleri sınırlı olanlarının yapay üretimi yapılmaktadır.

7.1. Tatlı Su Bitkilerinin Üretimi
7.1.1. Su Ispanağının Üretim Teknikleri
Su Ispanağı (Ipomoea aquatica), tatlı patetes ile aynı familyaya bağlı olup Çin’de çok eskiden beri yeşil sebze olarak değerlendirilir. İki varyetesinin Hong Kong’da kuru ve sulu ziraatı yapılır. Hong Kong’da yılda 3-5 milyon kg üretilir, % 15’i insan ve diğer bölümü domuz yiyeceği olarak değerlendirilir (Edie ve Ho 1969). Bu bitki dünyanın her tarafına yayılmıştır.

Kuru Ziraatı
Su ıspanağının “Ching Quat” diye bilinen yeşil saplı türü soğuğa dayanıklı olup İlkbahar aylarında Mart’dan Mayis’a kadar ki periyodda yetişir. Yetiştirme tekniği lahana ve benzeri sebzelerinkine benzer. Yetiştirme yataklarından alınan fideler sulama kanallarına 12 cm aralıklarla dikilirler. Dikim süresinde iki veya üç güne bir verilmek üzere toplam olarak hektara 3140 kg gübre kullanılır. Bitki küçük iken günde 3 defa daha sonra 2 defa su verilir. Tabanın ot temizliği elle yapılır. 50 ile 60 gün içinde su ıspanağı pazarlanacak büyüklüğe ulaşır. Yıkanıp paketlenerek pazarlanır.

Su ıspanağının diğer türü beyaz saplı olup “Pak Quat” olarak bilinir. Yazın yetiştiriciliği yapılır. Bu türde toprak seviyesindekilerin kesilip alınması yeni sürgünlerin çıkmasına neden olduğundan yaz uzunluğuna bağlı olarak bir kaç defa hasat yapılır.

Sulu Ziraatı
Su ıspanağının bu tür yetiştiriciliği daha yaygındır. Bu tip üretim çeltik tarlasını andıran arazilerde yapılır. Böyle arazilerde kış aylarında su teresi, yazında su ıspanağı (Pak Quat) yetiştiriciliği yapılır. Tohumdan açılma ve başlangıçtaki gelişme su altında zayıf olduğundan tohum ekimi kuru alana yapılır. Sürgünlerin çıkmasından altı hafta sonra yedi veya sekiz boğumlu sürgünler kesilerek 40 cm ara ile dikilir. Dikimden önce dikim alanı 3-5 cm su ile doldurulur ve fidelerin kolayca sokulabileceği çamurlu bir ortama dönüşmesi beklenir. Dikimden sonra yavaş yavaş su verilerek derinlik 15-20 cm’e ulaştırılır. Gübre uygulaması kuru yetiştiricilikte olduğu gibidir. Su akımının 12 saat devam etmesi yeterlidir. Daha fazlasına gerek yoktur. Yetiştirme alanlarında yabancı ot problemi yoktur.

Yetiştirme havuzlarında gelişme, çok hızlı olduğundan dikimden 30 gün sonra ilk hasat yapılabilir. Hasatta su yüzeyinden kesim yapılır. Ana bitki yeni sürgünler vererek hızlı bir gelişme, göstererek 7 ile 10 gün içinde tekrar hasat boyuna ulaşır. Bu şekilde devamlı hasat yapılarak hektara 90 ton ürün alınır. Eylül ayında bitkiler çiçek açar ve hasat tamamlanır. Sular boşaltılarak meyvanın gelişmesi sağlanır. Olgun meyvalar hasat edilir, güneşte kurutulur ve ayakla yavaşça ezilerek tohumlar ayrılır, tohumlar hava geçirmez kutularda saklanır.

7.2. Mikro Alglerin Üretimi
Mikro algler, kabuklu su hayvanlarının ve fitoplankton ile beslenen balık ve yavrularının ilk ve en önemli yemleridir. Bu nedenle mikro alg üretimi, yapay üretimi yapılan balıklar ve kabuklu su hayvanlarının yavrularının yetiştiriciliği açısından çok önemlidir.

7.2.1. Büyütme Ortamının Hazırlanması
Büyütme ortamı aşağı yukarı mikro algin geliştiği ortamın yapay olarak hazırlanmasıdır.

Diatomeler için yapay ortam
Bazı mikro algler için bu ortama vitamin ilavesi gereklidir. Genellikle B12 ilave edilir.

Yavru yetitştirciliği gelişmiş ülkelerde yavru üretimi için mikro alg üretimi hazır besin ortamı satılır.

Büyütme Ortamı Olarak Doğal deniz Suyu
Doğal deniz suyunu büyütme ortamı olarak kullanmak gerektiğinde doğal organizmalar uzaklaştırılmalı veya öldürülmeli ve gerekli besinler ilave edilmeli.

Süzme
Küçük miktarda su ile çalışıldığında istenmeyen organizmaların uzaklaştırılmasında şekilde görüldüğü gibi geçirgen pamukl süzgeç olarak kullanılır. Bununla beraber çeşitli süzme metaryelinden de faydalanılabilir. 0.2 mikronluk filitrelere tavsiye edilirside 5 mikronluk fiklitreler deniz suyu süzmede yeterlidir.

Deniz suyunda doğal olarak bulunan organizmalar, klor veya ultraviyole ışığı uygulaması ile öldürebilinir. Klor uygulanmasında 60 ppm, yoğunluk yeterlidir. Klorlamadan sonra birkaç saat beklenerek klorun uçması gerçekleştirilir. Klorlamdan sonra uygulamaya geçilecek ise nötrleştirmek üzere hiposülfat ilave edilir.

Ultraviole ışığı uygulanmasında ultraviyole lambalarından faydalanılır.

Suyun steril hale getirilmesinde son çare suyu 20 ile 60 dakika 70 – 100 °C kadar ısıtmaktır. Soğuduktan sonra su kullanılabilir. Isıtmadan hemen sonra kullanılmak istenirse ıstma süresinde bir kişi bir boru ile nefesle CO2 vermelidir.

Zenginleştirme
Besin maddeleri ısıtmadan önce ve sonra ilave edilebilir. Genellikle 0.1 g NaNO3 ve 0.001 g Na2 HPO4 bir litre su için makro mineral açısından yeterlidir. İz elementleri takviye etmek üzere 2 ml P-I eriyiğinden katılır.

Deniz suyu kirli olmayan körfezden alınmış ise vitaminler ve diğer mikro elementlerce zengin açık denizden alınmış ise fakirdir. Suyun alındığı ortama bağlı olarak zenginleştirme yapılır.

7.2.2. Ayırma İşlemi
Tek bir mikro alg yetiştiriciliğinde uygun türün ayrılmasında çok değişik yöntemler uygulanır.

İkinci Derecede Kültürlerin Tekrarı ile Ayırma İşlemi
Bu çok basit ve kullanışlı yöntemdir. Plakton ağı ile toplanan planktondan 1 damla test tüplerine veya erlenmayare (50-100ml) koyunuz. Damladaki plankton sayısını, çeşidini azaltmak için plankton damlası seyreltilebilir. Erlenmayer ve test tüpleri de ortam olarak, doğal deniz suyu, seyraltilmiş deniz suyu, zenginleştirilmiş deniz suyu, değişik tuzlulukta yapay ortamdan faydalanılır. Erlenmayerler sıcaklık, ışık yoğunluğu, aydınlanma süresi farklı koşullarda bekletilir. Birkaç gün sonra erlenmayerlerde dominant türler kendilerini gösterirler. Dominant türler ortaya çıkınca her erlenden bir damla ayni ortamdaki erlene damlatılarak ayı koşullarda tutulur. Bu ikinci ayırma tek türü orataya çakaracaktır.

Agar Yöntemi ile Ayırma Yöntemi
100 ml ortalama 1.5 gr agar tozu ilave ederek ortamı ısıtınız. Agar eridikten sonra petri kutularına boşaltınız. Agar eriyiği soğuduğu zaman katılaşaktır. Plankton eriyiği çeşitli yoğunlukta seyreltilir. Her seyreltik eriyikten bir damla ayrı agar petri kutusuna damlatılır ve damla çubuk etrafa yayılır. Daha sonra uygun kuluçka ortamına yerleştirilir. On gn sonra her agar üzerinde yeni mikroalg kolonileri oluşur. Mikroskop altında tek tür alg kolonileri agar ile birlikte uygun bir alet ile alınır.

Kanca ve Pipetle Ayırma Yöntemi
Bu yöntemle ayırma işlemi yapılırken plankton suyu gerekirse seyreltilmiş halde petri kutularına dökülür. Arzu edilen tür veya türler ince kancalarla veya kapilleri pipetlerle binokuler mikroskop altında alınır.

Alınan organizma ağar pleyti üzerine bırakılır ve tekrar mikroskop altında tek tür olup olmadığı kontrol edilir. Tek tür ise ağar üzerinde kültürü yapılabildiği gibi eriyik ortamı bulunan erlenmayere alınır. Daha ileri bir ayırım gerekiyor ise alt kültür yetiştiriciliği ve ağar yöntemi veya kanca ve pipetle ayırım işlemi tekrar edilebilir.

7.2.3. Hücre Miktarının Ölçümü
Algler, balık larvalarına verilecek ise hücre miktarının bilinmesi gereklidir. Hücre miktarının tespiti hücrelerin sayımı, optik yoğunluğu. hücre hacmi, kuru ağırlık ve kimyasal maddelerle yapılır.

Hücre Sayısı
Plankton, larva yiyeceği olarak kullanılacak ise onun yoğunluğu larvanın yaşama şansını etkiler. Hücre yoğunluğunun ölçülmesinde genellikle haemoctoymeter kullanılır. Tipda kan sayısında kullanılan haemocylometer aynı maksat için kullanılabilir. Geliştirilmiş Neubauer tipi daha uygundur. Haemocytometer kullanıldığında sayımdan önce on dakika beklenir. Bu süre içinde diatomların çoğunluğu dibe çöker.

Optik Yoğunluk
Yaşayan hücrelerin yoğunluğu spektrofotmetre ile tespit edilebilir. Değişik hücre yoğunluklarının optik yoğunluğu doğrudan spektrometreden okunabilir. Her hücre için deney ile saptanan hücre yoğunluğu eğrisinden faydalanarak hakiki hücre sayısı saptanabilir.

Hücre Hacmi
Hücre hacmi genellikle plankton suyunun belirli motor hızı ve belirli sürede santrifüj edilmesi ile bulunur. Bu şekilde ölçüm “paket hücre hacmi” olarak isimlendirilir.

Kimyasal Maddeler
Mikro algin gıda olarak değeri doğrudan hücrelerin kimyasal yapıları ile belirtilir. Kimyasal yapıları aynı hücrelerin yetiştirilme ortamlarına göre değişim gösterdiğinden her ortam için kimyasal yapılarının tespiti gerekir.

7.2.4. Kültür Yöntemleri
Yetiştirme Tankları

Zehirli etkisi olmayan bütün kap ve tanklar mikro alg yetiştiriciliğinde kullanılır. Laboratuvar düzeyinde yetiştirmede erlenmayerler, petri kutuları, beherglaslar kullanılır. Geniş çapta üretim için tahta ve plastik kaplar kullanılır. Metal kaplar genellikle uygun değildir ve bazı plastikler formaldehit verdiklerinden kullanılmazlar.

Tankların şekli önemlidir. Geniş üretimlerde organizmaların dipte toplanmalarını önlemek için uygun bir karıştırıcı gereklidir. Eğer karıştırma uygun yapılmaz ise diatomeler çökerler ve gelişme geriler.

Tankın ışık geçirgenliği de önemlidir. Yoğun üretimde su derinliği fazla ise tank dibinde fotosentez için ışık yoğunluğu yetersiz olabilir. Dışarıya yerleştirilen tanklarda da ışık yoğunluğunu azaltıcı filitreler gerekir.

Yetiştirme tankları ve diğer gereçler kullanılmadan önce gereçler steril hale getirilmelidirler. Tankda bir yabancı hücre bile kalmış olsa yaşayabilir ve diğer türleri bulaştırabilir. Gereçler kaynar su içinde steril hale getirilir. Yoğun üretimde geniş tankların steril edilmesine gerek yoktur. Tek tür devamlı dominant olarak kalır ve larva için gerekli gıdayı sağlar.

Karıştırma
Geniş kap ve tanklarda yetiştirmede havalandırma ortamın karıştırılmasında en iyi ve uygun yöntemdir. Havaya % 0.5 düzeyinde CO2 gazı verilirse fotosentez için faydalı olur. Karıştırıcı kullanılıyor ise karıştırıcının Cu ve diğer zehirli elementleri içermemesi gerekir.

Laboratuvar düzeyinde yetiştiricilikte erlenmayerlerin günde elle bir kaç defa çalkalanması yeterlidir.

Işık ve Sıcaklık
Diatomeler için 15 ile 20 °C lik sıcaklık genellikle uygundur. Diatomeler 28 °C’e kadar yaşayabilirler. Daha yüksek sıcaklıklarda yeşil algler gelişir.

Mikro alglerde çoğalma, genellikle hücre bölünmesi ile olduğundan sıcaklık kadar ışık yoğunluğu da etkilidir. Diatmoeler için 20 °C de 1.000 lüx ışık uygun çoğalmayı sağlar. Eğer sıcaklık daha yüksek ise ışık yoğunluğu düşürülmelidir, sıcaklık düşük ise ışık yoğunluğu artırılmalıdır. Yavru diatomeler karanlıkta ana diatome haline geldiklerinden uzun aydınlatma hızlı çoğalmayı kısa aydınlatma ise sıhhatli gelişmeyi ve devamlılığını temin eder.

Beyaz ışık diatomelerin büyük çoğunluğu için uygundur.

Yoğunluk
Chaetoceros calcitrans diatomesi normal kültür koşullarında bulunur. Phaeodactylum tricornutum ve Nitzschia closterium genellikle daha fazla yoğunlukta olurlar. CO2 gazı verilmesi en fazla üretime ulaşmayı sağlar.

7.2.5. Depolama
Diatomelerin çoğunluğu serin ve karanlık koşullarda saklanabilir. Yapılan denemelere göre buz dolaplarında 5 °C de diatomeler 3 aydan fazla ve Nitzschia closterium 3 yıl yaşayabilir. Buzdolabında 3 ay saklanan türler taze ortama alındıklarında yeniden gelişebilir ve tekrar depo edilebilirler. Depolama yoğunluğu 3xl06/ml dir.

7.2.6. Türler ve Yemleme
Herhangi bir mikro alg larvalar için yem olarak kullanılabilir. Bununla beraber balık larvalarına yem olarak verilecek organizmalarda aşağıdaki özellikler aranır:

* Organizma yenebilecek büyüklükte olmalıdır,
* Kolayca yetiştirilebilmelidir,
* Hızlı çoğalmalıdır,
* Yoğun üretime uygun olmalıdır,
* Zehirli madde tiretmemelidir.

Araştırmalardan öğrendiğimize göre tek tür ile beslenen larva karışık türlerle beslenenler kadar gelişmemektedir. Tek türün larvanın gerekli besinler ihtiyacını karşılayamadığı anlaşılmaktadır.

Japonya’da değişik larvalar için farklı tür mikro alg yetiştirilciliği yapılır.

7.3. Deniz Yosunu Yetiştiriciliği
Makro algler deniz yosunu olarakda adlandırılırlar. Bunlardan ekonomik olarak yetiştiriciliği yapılanlar burada anlatılacaktır.

7.3.1. Porphyra Deniz Yosunu
Kırmızı deniz yosunlarından olan porphyra Japon halkı tarafından 1000 yıl öncesinden beri gıda olarak değerlendirilir. 1735 de kültüre alınarak üretimi başlamıştır. 1940’da hayat devresi keşfedildikten sonra bütün Japon sahillerinde üretimine geçilmiştir. Şimdi diğer Doğu Asya ülkelerinde kültürüne başlanmıştır.

Porphyra deniz yosunundan kağıt kalınlığında koyu renkli “Nori” diye adlandırılan ürün Japon’ların en sevdikleri gıda maddelerinden biridir. Nori’nin tüketimi genellikle pirince bağlıdır. Kaynatılmış pirincin nori ile sarma veya dolma haline getirilmişi başlıca piknik yemeklerindendir. Nori ile kaplı pirinç unu pastaları Japonya’da çay zamanı yenir.

Japonya’da Nori üretimi 60.000 hektar alanda yapılır ve üretim senede 6.000 milyon yaprağa ulaşır. Bir yaprak 20 x 19 cm. ebadında ve 3 gr ağırlığında olup senede 3.5-4 milyar TL. lik gelir sağlanır. Kilogram fiyati 150-240 TL. arasında değişmektedir (ATÂY, 1978).

Nori’nin kalitesi eksperler tarafından pazarlamadan önce rengine, yapısına, pişirildiği zaman yeşil rengin meydana gelişine ve tadına göre değerlendirilir. Bununla beraber fiyat takdirinde tek önemli ve değişmeyen faktör renktir.

Porphyra’nnı rengi yeşilimsi siyahtır. Bu renk klorofil, phycoerytbirin, phycocyanin ve karatinoidlerden meydana gelir.

Nori’nin pazarlanmasında havanın rutubetinden korunması zorunludur. Yüksek rutubette klorofil bozulur, azalır, koku ve tadı değişir. Klorofilin tersine phycoerytbirin rutubete karşı dayanıklı olup bu nedenle rutubet altında Nori pembeye dönüşür. Eğer tamamen kuru olarak saklanabilirse Nori 12 ay depo edilebilir. Nori’nin rutubeti % 20-40 gibi yüksek olursa l ila 3 ay depolamada bozulur.

Kağıt şeklindeki ürünün yanısıra, marmelat benzeri ürününe, soya sosu ile pişirilmişine, ince kıyılmışlarına yumurta ile kurutulmuşlarına ve diğer değişik ürünlerine de pazarda rastlamak mümkündür.

7.3.1.1. Yetiştirme Tekniği
İlkbaharda prophyra yaprakları denizde kaybolur ve tabii şartlarda hiç bir tarafta da görülmez. Sonbaharda denizde sıcaklık 22 °C’e düşmeğe başlayınca porphyra kültür ağlarına veya diğer maddelere yapışır. 1940 da hayat devresi keşfedildikten sonra ana yapraklardan ayrılan karposporların dibe çöktüğü denizdeki ölü kabuklar üzerine yapıştığı anlaşılmıştır.

Kabuklar üzerindeki mikroskobik mantara benzer filementyosunlar halinde gelişir. Bu durum konkosel durumu olarak adlandırılır.

Üretim başlangıçta yapraksız ağaç dalları ve bambuların dikey olarak sığ suların kumluk kısmına yerleştirilmesi ile yapılıdır. Konkosporlar bu dallara yapışır ve üzerinde büyürdü Norinin hasadı ile bu dallarda toplanırdı. 1920 den sonra pirinç samanı ve palmiye yaprakları-ağları kullanılmaya başlanmıştır. Şimdi ise sentetik ağlar kullanılmaktadır. Bu ağlar sığ sulara dikey olarak dikilen bambu direkler arasına yatay olarak yerleştirilir. 1-2 m eninde 18.2 m boyunda olup bazen 36.4 m uzunluğunda çift ağlar halindede konulmaktadır.

Son yıllarda dayanıklı nori üretim araçlarının geliştirilmesi ile sığ alanlarda Porphyra üretimi şeklini değiştirmiştir. Bu arada yüzen üretim tesislerinin gelişmesi nori üretiminin sahilden 2-3 km. uzaklaşmasına sebep olmuştur.

Üretim alanlarının kullanılması vilayetler ve kooperatifler tarafından düzenlenir. Bu düzenlemede vilayet araştırma istasyonlarının işbirliğinden faydalanılır.

Konkosel Üretimi
Daha önce belirtildiği gibi sonbahar sporları konkosel durumundan meydana gelir. Bu nedenle önceleri denizde tabii olarak meydana gelen konko sporlar denize yerleştirilen ağlara yapışır ve hasat oluncaya kadar burada geliştirilirdi.

Son yıllarda Porphyra üreten yetiştiriciler konkosel durumunu ve kendi konko sporlarını üretmeğe başladılar. Teknik bilgiye sahip yetiştiriciler, hasat zamanı ağlarında iyi kalitede anaçları damızlık ayırırlar. Bunların yaprakları karpo sporları taşırlar. Yetiştiriciler seçtikleri bu anaç yaprakları küçük parçaciklar halinde doğradıktan sonra temiz deniz hayvan kabukları ve deniz suyu ile dolu tepsiler üzerine serperler.

Bir kaç gün içinde serbest hale gelen karposporlar kabuklara yapışır ve kabuk yüzünde birkaç mikrona kadar büyürler. Bir kaç günde bir tepsilerdeki su değiştirilerek, sonbahara kadar büyütmeğe devam edilir. Bu mikroskobik iplik şeklinde bir yetiştirme devresidir ve konkosel üretim devresi olarak adlandırılır.

Yazın bazı nori yetiştiricileri kabukları tepsilerden alıp plastik ve ya tahta tank depolar içinde muhafaza ederler. Kabuklar tanklar içine yerleştirilen dikey ipler üzerine asılırlar. Çünkü ışık tankların dibine pek ulaşamaz. Yetiştiriciler tankın suyunu büyütme süresince bir kaç defa değiştirirler.

Üretim odasının durumu da kontrol edilmelidir. Çünkü konkosel durumunda fazla sıcak ve ışıktan ölürler. Bu nedenle yetiştiriciler perdelerle ve pencere açıp kapamalarla yazın sıcaklığı ve ışığı kontrol ederler.

Konkosporlar su sıcaklığı yaz sonunda 22 °C düştüğü zaman olgunlaşır ve serbest hale gelir. Denizde kendi kendine serbest hale gelen konkosporların toplanması “tabii spor toplanması”, tepsi veya tanklar da üretilen konkosellerden spor toplanması “sun’i spor toplanması” olarak adlandırılır.

Denizde sun’i spor toplanması iki türlüdür.
Birinde konkoselli kabukları taşıyan bambu ve plastik taşıyıcılar ağların alt yüzüne bağlanır. Bu taşıyıcılar su ihtiva ettiklerinden deniz çekildiğinde konkosellerin güneş ışığına maruz kalıp ölmelerini önlerler. Genellikle her 30 ile 50 ağ için bir grup taşıyıcı yeterlidir. Bazı bölgelerde aynı maksatla plastik şişeler tobalar veya benzer taşıyıcılar kullanılır.

Sun’i spor toplanmasında diğer metod “zobu” toplanması diye adlandırılır. Bu metodda ağlar ve konkoselleri taşıyan kabuklar deniz suyu bulunan büyük bir naylon torba içine yerleştirilir. Torbanın havası alınır ve ağzı bağlanarak deniz yüzeyinde yüzmeğe bırakılır. Bu metodla serbest hale geçen bütün sporlar ağa yapışırlar.

Her iki usulde spor toplamada da yetiştiriciler sporların ağa yapışmasını ve büyümelerini yakından izlerler. Yapışmadan hemen sonra büyütme ağları büyütme yerlerine yerleştirilmelidir.

Tank içinde, spor toplanmasında konkoselli kabular tanka temiz deniz suyu ile birlikte yerleştirilirler. Spor toplama ağları çelik çerçeveler içinde tanka daldırılır. Serbest kalan sporlar devamlı dönen ağa yapışırlar. Sporların yapışmasından sonra ağlar denizdeki yetiştirme yerlerine yerleştirilirler. Bu metod diğerlerine göre daha pahalıdır.

Sporların Denizde Geliştirilmesi
Denizde spor toplamada 30 veya daha fazla spor toplama ağı bir grup konkosel taşıyıcısı üzerine yerleştirilir. Sporlar 20 mikron civarında olup yapıştıkları ağlarda büyümeye başlarlar. Ağlarda büyümeyi kolaylaştırmak için ağların bir kısmı başka yere yerleştirilir. Sporların yapışmasından bir ay sonra genç bitki l cm olmaya başlar. Bu durumda her ağ ayrı bir yere yerleştirilir, l cm olduktan sonra nori çok hızlı büyür ve genellikle spor yapışmasından 45 ile 50 gün sonra hasat boyu olan 15 cm’e ulaşır. Bir ağ genellikle büyüme mevsimi olan 3-4 ay boyunca her iki haftada bir hasat edilir.

1970 de gelişmekte olan noriyi dondurup depolama tekniği geliştirildi.

Genç nori l ile 3 cm’e ulaştığı zaman ağlar 2 ile 3 saat süre ile açık havada kurutulur ve plastik torbalar içinde – 20 ile – 25 °C de depo edilir.

Ağlar böylece denize konmadan 2-3 ay depo edilebilir. Hatta bir sene bile saklanabilir.

Bir ağda iki üç defa hasat yapıldıktan sonra verim düşer. Bu durumda depolanan ağlar denize yerleştirilerek üretim kapasitesi artırılır. Hastalıklarda veya denizin ağları parçaladığı zamanlarda da üreticiyi kurtaracak iyi bir sistemdir.

7.3.1.2. Hasat ve İşleme Tekniği
Hasat ve işleme tekniği oldukça mekanik hale gelmiştir. Yetiştiriciler genellikle hasadı makina ile yaparlar. Kullanılan inakinalardan biri vakumlu elektrik süpürgeleri gibidir. Bunlar döner bıçaklar, emme borusu, pompa ve ayırıcıdan ibarettir.

Su ile yosun birlikte emilir ve yosunlar bu arada kesilir. Su, yosundan ayırıcıda ayrılır, yosun sepetlerde toplanır.

Hasad edilen yosunlar deniz suyunda yıkanarak yabancı maddelerden ayrılır. Sonra işleme yerlerine getirilir. Burada et kıyma makinesinden geçirilir ve soldırma makinesinde kağıt kalıplar haline getirilir. Bu kalıplar bambudan olduğu gibi son zamanlarda plastikten de yapılmaktadır. Kıyılmış nori ölçülü miktarlarda kalıplar üzere makina tarafından otomatik olarak dökülür. Bu makinalar saatte 3.000 nori kalıbı yapar.

Yataklar üzerinde kalıp haline getirilen nori suyu alınmak üzere santrifüj edilir ve sonra kurutucuda kurutulur. Yakıtla ısınan kurutucularda dolanarak 2 veya 3 saat içinde kurutulur. Kuruyanlar taşıyıcılarla otomatik olarak dışarı alınır. Burada elle veya son zamanlarda olduğu gibi nori yataklarından ayrılarak on tanesi bir paket yapılır. Böylece pazarlanır.

Kurutma işlemi daha önceleri güneş ışığında yapılırdı.

Wakame (Undaria) Deniz Yosunu
Wakame, esmer deniz yosunlarından Undaria pirnatifida olup Japon ve Kore sahillerinde bulunur. Tam büyümüş yapraklar 2 m’ye kadar ulaşır.

7.3.2.1. Hayat Devresi
Genç Undaria yaprakları denizde sonbaharda ortaya çıkar ve kış boyunca büyür. Deniz suyu 5 ile 13 °C arasında olduğunda büyüme en iyidir. Spor üreten yaprakları ilkbahar sonunda veya yaz başlangıcında görülür ve sporofil olarak adlandırılır.

Zoosporlar, su sıcaklığı 14 °C civarından olduğunda serbest hale gelirler ve 17 ile 20 °C serbest hale geçmede maksimum noktaya ulaşırlar.

Serbest hale geçen zoo-sporlar 8-9 mikron uzunluğunda ve 5-6 mikron genişliğindedirler. Yanlarındaki iki adet kılcal kuyrukları ile çok iyi yüzerler. Bir gram sporofil takriben 2 x 107 zoospor ihtiva eder. Zoosporlar birşeye tutunduktan bir dakika sonra son derece kuvvetli şekilde yapışırlar. Serbest hale geldikten sonra yapışacak ortam bulamazlarsa kısa zamanda yapışma özelliklerini kaybederler.

Bir yere yapışan zoosporlar kılcal kuyruklarını kaybederler ve gametofit diye adlandırılan erkek ve dişi mikroskobik ipliğimsi bir vücut meydana getirirler. Bu büyüme, su sıcaklığı 25 °C ye ulaşıncaya kadar devam eder ve bundan sonra büyüme durur. Bu durum Sonbaharda su sıcaklığı 25 °C ye düşünceye kadar devam eder. Döllenmeden sonra Oogonia küçük yaprak şeklinde büyümeğe başlar. Büyüme devam eder ve geniş yapraklı wakame (Undaria) meydana gelir.

7.3.2.2. Yetiştirme Tekniği
Gametofitlerin Üretimi

İlkbaharın sonunda veya yaz başlangıcında su sıcaklığı 15 ile 20 °C arasında olduğunda Undaria yetiştiricileri sporofilleri toplarlar. Bazı yetiştiriciler sporofilleri anaç olarak ayırdıkları hasat etmedikleri Undarialardan, bazı bölgelerde de tabii şartlarda meydana gelen Undaria’lardan toplarlar.

Yetiştiriciler sporofilleri topladıktan sonra deniz suyunda yıkarlar ve havanın rutubetine bağlı olarak 30 ile 60 dakika arasında kuruturlar. Kurutma mutlaka gölgede olmalıdır. Çünkü güneş ışınları fazla olursa sporofilleri öldürür.

Kurutulan sporofiller deniz suyu bulunan tanklara daldırılır. Olgunlaşan zoosporlar sporofilden ayrılır ve yüzmeğe başlar. Yetiştirici sentetik ipleri tanka daldırır ve yüzmeye başlayan zoosporlar tohum toplayıcı olan bu iplere yapışırlar. 10 ile 30 dakika sonra bu ipler temiz deniz suyu ile dolu diğer tanka aktarılır. Yapışan zoosporlar gametofitler halinde gelişmeye ve büyümeğe başlarlar. Sonbahara kadar büyüme böyle devam eder.

Daha önceden belirtildiği gibi yazın su sıcaklığı 25 °C’e yükseldiğinde büyüme durur ve sonbaharda 25 °C nin altına düştüğünde tekrar başlar. Bununla beraber yetiştiriciler yaz boyunca tanklardaki su seviyesini, ışık ve sıcaklığı devamlı kontrol ederler. Uygun ışık durumu özellikle gametofitlerin büyümesini engelleyen diatom ve mavi-yeşil yosunların büyümesini azaltmak bakımından önemlidir. Yaz boyunca gametofitleri sıhhatli tutabilmek için özel itina gerekir.

Yaz boyunca yetiştiricilerin bu uğraşılarını azaltmak üzere yaptığı araştırmalarında Umabeyashı (1975) gametofitlerin yüksek rutubette su dışında da yaşayabildiklerini tespit etmiş ve bunu pratiğe intikal ettirmiştir. Gametofitli iplerin naylon torbalar içinde karanlıkta, 15 °C de rutubetini muhafaza ettikleri ve bu durumda gametofitlerin 6 ay yaşayabildiği gösterilmiştir. Tanklarda su sıcaklığı 25 °C ye düştüğünde böylece depo edilen ipler tekrar tanklara alınmakta normal şekilde muhafaza edilmektedir.

Denizde Üretim
Sonbaharda sporofitler gelişmeğe başladığı zaman tohumlu ipler tanklardan denize nakledilir ve yüzen üretim tesisine yerleştirilir. Başlangıçta ipler çerçeveleri ile yerleştirilir. Yetiştirici genç bitkilerin gelişmelerini yeterli bulursa, tohumlu ipleri çerçevelerinden çıkararak yüzen üretim tesisinin ana ipleri üzerine spiraller halinde dolandırır veya tohumlu ipleri kısa kısa kesip yüzen sistemin ana iplerinin lifleri arasına yerleştirilir.

Bu ana ipler yüzen sistem üzerinde yatay veya düşey olarak yerleştirilir.

7.3.2.3. Hasat ve İşleme Tekniği
Undaria denize aktarıldıktan takriben üç ay sonra hasat uzunluğuna erişir. Yetiştiriciler ağı kaldırır hasat uzunluğuna gelen yosunları keserek hasat ederler. Böylece büyükler arasında korunan küçüklere büyüme olanağı verilmiş olur.

Bir Cevap Yazın