Tarım Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Özcan, Türk çiftçisinin 63 milyar dolarlık bir hasılata ulaşarak büyük bir başarıya imza attığını, bakanlıklarının da 2012-2013 yılı tarımsal faaliyet destek oranının 9 milyar dolar ile yüzde 17’ye ulaştığını söyledi.
Bayındır Belediyesi’nin belediye konferans salonunda düzenlediği Yeraltı Suyu Eylem Planı Bayındır Bilgilendirme Toplantısı’na katılan Özcan, 9 milyar dolar tarımsal destek parasının 2012-2014 yılı arasında çiftçilere dağıtılacağını açıkladı. Paranın Dünya Bankası ve IMF’den alındığı şeklindeki eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını anlatan Özcan, şöyle konuştu: “2012-2013’te, yüzde 17, tarımsal destek oranımız. Bu desteklemenin bir planlaması vardır. ‘Dünya Bankası’ndan, IMF’nin verdiği parayı çiftçiye dağıttılar’ diye bir şey yok. 9 milyar dolarlık tarımsal desteklemenin tamamının milli kaynaklardan olduğunu açıkça belirtelim. Türkiye’nin tarım kanunu var mıydı? Yoktu. Tarımsal faaliyetlerin ne zaman nasıl yürütüleceğiyle ilgili kanunları belirledik. 19. Madde, tarımsal faaliyetler bütçenin yüzde biri oranında desteklenir diyor. Biz de buna uymaya çalışıyoruz. Yüzde birin üstünde destek veriyoruz.”
Türkiye’de yürütülmesi en zor faaliyetlerden birinin tarımsal faaliyetler olduğunu belirten Özcan, dünyada tarımsal faaliyeti desteklenmeyen iki ülke olduğunu belirterek, Türk çiftçisini sonuna kadar destekleyeceklerini söyledi. Türkiye’nin 186 ülkeden bin 530 ürünü pazarladığına dikkat çeken Özcan, sadece 2012-2013 yılındaki destekleme oranının yüzde 17 olduğunu belirtti.
Özcan, iki ay önce on bin tarım danışmanını görevlendirdiklerini dile getirerek, Türkiye’nin tarımsal üretimde dünya yedincisi olduğunu, hedeflerinin dünya beşincisi olmak olduğuna vurgu yaptı ve un üretim ve ihracatında dünya lideri haline geldiklerini anlattı.
Türk çiftçisinin 63 milyar dolarlık hasılata ulaştığına dikkat çeken Özcan, şu bilgileri verdi: “Üretimde riske açık bir alan. Dünya pazarlarında rekabet edebilirliğin yanında yaklaşık 186 ülkeye 1530 ürünü pazarlayabilen bir ülke var. Bu üretim, sizlerle sizlere teknik yardım vermek zorunda olan il müdürlükleriyle ve destek anlayışıyla. İki ay önce 10 bin tarım danışmanını bu işlerde görevlendirdik. Her üç dört köyümüze bir tarım danışmanı ve onun dışında da il ve ilçe müdürlüklerimiz bu hizmetleri birlikte yürütüyor. Türkiye, 10 yıl önce 11’inci sıradaydı. Türkiye tarımsal üretimde dünya yedincisi oldu. 63 milyar dolarlık tarımsal hasılat Türk çiftçisinin başarısıdır. Bu başarı ‘Türkiye’de neler oluyor?’ şeklinde dikkatleri üzerimize çekmiştir. On yıl önce dünya un ihracatında sıralamada bile değildik. Son beş yıldır dünya un üretimi ve ihracatında bir numarayız ya da iki numarayız.“
ÖĞRENCİ YURDU YAPILACAK
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ da, Küçük Menderes Havzası’ndaki sorunlar ve yer altı sularının verimli kullanılması için neler yapılacağı hakkında çiftçilere bilgilerin verildiği toplantıya katıldı. AK Parti Milletvekili Hamza Dağ, sözlerine Bayındır’da iki ay sonra yapımına başlanacak olan 300 öğrenci kapasiteli öğrenci yurdu müjdesini vererek başladı. Hamza Dağ, müjdesini, “Bayındır’a bir müjde getirdik. Kredi yurtlar genel müdürü söz verdi, iki ay sonra 300 gencin kalacağı bir yurdu Bayındır’a kazandıracağız. Projesi çizildi, yapım ihalesinden sonra kısa sürede yapımına başlanacak” dedi.
Yer altı sularının verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla meclis gündemine getirilen yasanın önümüzdeki hafta görüşüleceğini de açıklayan Hamza Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yer altı suyuna takılacak cihaz meselesi hükümet ve meclis gündeminde sürekli konuşulurdu. İnşallah sonuca gidecek bir hamle atılmış durumda. Önümüzdeki hafta meclis gündeminde görüşeceğiz. Cihazların takılmasıyla ilgili süreyi bir yıl erteliyoruz. Bakanlar kuruluna da istediği kadar uzatma yetkisi veriyoruz. Cihazı vatandaş kendisi takamayacak olursa cihazı Tarım Bakanlığı kendisi takacak. Çözmemiz gereken bir meseleydi. Yer altı sularını biz ekonomik kullanmak zorundayız. Kendi muhasebemizi yapmak zorundayız”
Hamza Dağ, terör sorununun bitirilmesi amacıyla hükümetin başlattığı görüşmelere ne Batı’dan ne Doğu’dan vatandaşların itiraz etmediğini tam tersine süreci desteklediklerini savundu.
Dağ, Tunceli’deki ve İzmir’deki vatandaşların terörün sona erdirilmesi konusunda hemfikir olduğunu belirterek şunları söyledi: “30 yıldır ülkemizi gerçekten bir kan gölüne çeviren, çok sayıda şehidimizin olduğu 60-70 yıllık bir meseleyi çözmek adına önemli bir merhaleye geldik. Önümüzdeki yüzyılların da çok önemli bir meselesi. Demokratikleşme ve insan hakları anlamında birçok adım atan hükümetimiz çalışıyor. Meselenin çözümünde iktidar ve muhalefet aynı yöne bakmalı. Biz 2009 da da bir süreç yaşadık, demokratik açılım noktası yaşadık. 2009’da İzmir’de siyaset yapmak zordu, siyaset yapma alanımız daraltılmıştı. Ama şimdi görüyoruz, geçenlerde Tunceli’ye gittik, Tunceli ve İzmir’de ortak kanaat ‘Artık bu işi çözün’. Milletin de isteği. Hiç kimse bu süreci sorgulamıyor. Bu gerçekten sevindirici bir nokta. Gittiğimiz noktanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.”
kaynak:www.haberler.com