Tarım Bakanlığı İşverenleri iflasa zorluyor, Gıda Takviyesi Üreticileri, Baharatcılar, Aktarlar, Herbalistler ve Şifalı Bitki Yetiştiricilerini çok kötü günler bekliyor.
T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yasalaştırılmaya çalışılan, Takviye Edici Gıdaların İthalatı, Üretimi, İşlenmesi Ve Piyasaya Arzına İlişkin Yönetmelik ile takviye edici her bitkisel ürün başına istenilen onay ve kayıt bedeli 24 bin TL’yi buluyor. Ve bu sektörde üretim yapan iş yerlerinin kapanması anlamına geliyor, çünkü eğer 100 çeşit ürün var ise 2.400.000 TL ödeme zorunlu tutuluyor.
Gerek Kamu Spotları gerekse çeşitli televizyon ve radyo yayın organları aracılığıyla insanlar doğanın mucizesi şifalı bitkilerden uzaklaştırılmak isteniyor. Bu yasağın arkasında şüphesiz ilaç firmalarının baskısı var. İlaç sektörünün büyüklüğü düşünüldüğünde yasağın nedenini anlamak zor değil.
Türkiye’nin en büyük ihraç ürünlerinden biri olan sarı papatyanın bile yasaklar listesine eklenmesi yetiştirici ve satıcıları şaşırtıyor.
Üretilecek her gıda takviyesi için 24.000.00 lira kayıt ücreti talep edecek olan Tarım Bakanlığı bu karar ile;
• Köylünün şifalı bitki yetiştirmesini engelleyecek,
• Ülke genelindeki tüm aktarları ve baharatçılar kapanmaya mahkum edecek,
• Üretici ve işverenlerin iflasına sebep olacaktır.
• Herbalistler ya Ülkeyi terk edecek veya başka bir iş bulacak veya intihar edecekler
Çeşitli yollarla insanlara şifalı bitkilerin can kaybına yol açtığı fikri dayatılıyor. Şifalı bitkilerin ölüme sebep olması mümkün değildir. Ancak şifalı bitki adı altında halka kimyasal ilaç ve benzer ürünler satan şarlatanların ve yanlış kullanımların cezası tüm sektöre kesilmeye çalışılıyor.
Bitkilerin, hastalıkların birçoğunun tedavisinde başarı ile kullanıldığı yüzyıllardır bilinen bir gerçek. Önemli olan hangi bitkinin hangi hastalık için ve hangi miktarda kullanılması gerektiğini bilmektir. Kimyasal ilaçların faydasından daha çok zararı bulunmaktadır.
İnsanlara şifa niyetine verilen ilaçların büyük çoğunluğu, sadece para kazanmak amacıyla üretilmiştir. Kimyasal ilaçlar hemen hemen birbirinin aynı olup insan sağlığı için oldukça zararlıdır. Sağlık sektörü de, paranın sıcak yüzü sayesinde bu oyunun içindedir.
Her ilaç, bir hastalık için üretilmiş olmasına rağmen bir başka hastalığın da tetikleyicisidir.
İnsanlara verilen antibiyotikler yüzünden, tıp tekniklerinin tamamı neredeyse işlemez hale gelmiş durumdadır.
Kuş Gribi, AIDS gibi hastalıkları laboratuvarlarda üretip, para kazanmak için insanlara yayan da yine onlardır.
Faydası olabilecek cihazları üretip, eskileri satılsın diye depolarda tutanlar yine onlardır.
Büyük bir sektör olan ve para kazandıran böbrek yetmezliği, kanser gibi hastalıkların çaresini bulmalarına rağmen, mevcut yöntemleri kullanmaktadırlar. Bunun yegâne sebebi ise mevcut sistemler üzerinden gelir akışını devam ettirmektir.
Para kazanmak için gelen her hastaya “katarakt” var deyip, yalan söyleyenler de onlardır.
İlaç firmaları, pahalı ve muadilsiz ürünleri için hekimlerle kutu başı anlaşmalar yaparlar.
Bakanlığın varsayımına göre ölüme yol açan bir sektörün önünün tamamen kesilmeyip, yüksek kayıt ücretleriyle yoluna taş konması da ayrıca düşündürüyor.
Dünya genelinde yılda ortalama 1.500.000 kişinin ölümüne çok daha fazlasının sakat kalmasına sebep olan kimyasal ilaçların insanları nasıl zehirlediği ortadadır.
Çıkarılacak bu yasa ile Türk köylüsü, işvereni ve işçisi mağdur olacaktır. İş yerleri ve şirketler iflas edecek, küçük esnaf olan aktarlar kapanacaktır.
Yapılması gereken konu hakkında gerekli bilgiye sahip, işe ticari değil ilmi olarak yaklaşan insanları teşvik etmektir.
Suna Demirel
Kaynak: Anket