Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, “Tarım, Ormancılık, İstihdam ve Kırsal Kalkınma” raporunu Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu’na sundu.
3’üncü Tarım ve Orman Şurası’nın gerçekleştirildiği günlerde tarım ve hayvancılığın gelişimine dair yol haritasına ışık tutması için hazırlanan raporda çarpıcı tespitler yer alıyor. Rapora göre, Türkiye’nin tarım ve ormancılık alanında yaptığı çalışmalar,kırsal kalkınmanın temelini oluşturuyor. Kırsalda kalkındırılmayan nüfusun kente göçü gerçekleşirken köylerde tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişi sayısında ciddi azalma meydana geliyor.
Köyden kente göçle birlikte vatan coğrafyasının köyleri ıssızlaşırken tarım alanlarının bir kısmı atıl duruma düşüyor.Göç alan şehirler, ekonomik faturaların yanında, sosyo-kültürel, hatta insan sağlığı ve psikolojisine dair etkileriyle de karşı karşıya kalırken ciddi sorunlarla yüzleşmek zorunda kalıyor.
Öz Orman-İş Sendikası’nın “Tarım, Ormancılık, İstihdam ve Kırsal Kalkınma” raporunda, Türkiye’nin ‘kırsal kalkınma’, ‘tarımsal gelişme’, ‘düzenli kentleşme’ ve ‘istihdam’ gibi temel meseleleri, tarım ve ormancılıkla doğrudan ilişkilendirilerek, yeterli ve somut öneriler sunuluyor. Öz Orman-İş Sendikası Başkanı Aslan, Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kuruluna sunulan raporu Diriliş Postası muhabirine değerlendirdi. Aslan, Türkiye’nin geleneksel ‘geçimlik’ tarımdan ‘çiftçiliğe’ geçmeyi başardığını ve ‘endüstriyel tarıma’ geçme aşamasına geldiğini söyledi.
Köyden kente göç
Türk tarımının temel sorunlarına değinen Aslan, işletme başına düşen arazilerin azlığı ve parsellerin bölünmüşlükten yanlış gübre ve ilaç kullanımına bağlı kimyasal kirlenmeye, erozyon, aşırı sulamaya bağlı tuzlanma ve yanlış toprak işleme gibi nedenlerle, toprağın niteliğini kaybetmesine kadar birçok konuda Sosyal Politikalar Kurulunu bilgilendirdiklerini açıkladı.
Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, kentleşme, sanayileşme, konut yapımı gibi nedenlerle, arazilerin tarım dışı amaçlarla kullanılmasıyla, ekili alanların daralmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.
Hayvancılığa terör etkisi
Sığınmacı nüfus ve turist sayısı artışı gibi sebeplerin de etkisiyle, Türkiye’nin kırmızı et ithalatı kaçınılmaz hale geldiğini hatırlatan Aslan, kırmızı et ithalatının ancak yayılıma dayalı hayvancılık sayesinde bitebileceğini söyledi.
Türkiye’nin, terörden temizlenen bölgelerdeki hayvancılık potansiyelini hızla harekete geçirecek tedbirler alması gerektiğini söyleyen Aslan, yakalanacak gelişmeyle hem hayvancılığı hızla ilerletecek hem bölgedeki millî geliri yükseltecek, hem de kırsaldan kentlere göç olgusunu tersine döndürüleceğini sözlerine ekledi. Aslan, “35 yıldır devam eden terör yüzünden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yayılıma dayalı hayvancılık imkânlarını kullanamadı” dedi.
Sömürüyü yok edecek yeni yöntem arayışı
Çiftçi örgütlerinin tarımsal ürünleri pazarlamada yetersiz ve etkisiz kalması, tarımdan geçinenlerin gelirlerini baskı altında tuttuğunu belirten Aslan, tarımsal ürünleri daha kolay pazarlamak amacıyla kurulan hallerin mafya yapılanmasına dönüştüğünü iddia etti.
Aslan, Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulunda gerçekleştirilen sunumda, hallerin üreticinin emeğini sömüren unsur haline geldiğini söylediğini aktardı.
Aslan, sözlerini şöyle noktaladı: “Büyük zincir marketlerin, üreticiden çok ucuza kapattıkları tarımsal ürünleri, bazen 10-20 misli fiyata satmaları, artık sıradan bir ‘serbest ticaret’ uygulamasına dönüşmüştür. Üreticiden tüketiciye ulaşmadaki değer üretmeyen unsurlar, giderek tarımsal faaliyetleri ‘kâr etmeyen boş uğraşı’ haline dönüştürüyor. Türkiye, tarım sektörü üzerindeki bu sömürü düzenini ortadan kaldıracak ve çiftçinin ürününü en kısa yoldan tüketiciye ulaştırmasını sağlayacak yol ve yöntemleri bir an önce bulmalı ve uygulamalıdır”