Tarımda da Önce Güvenlik Önemli

0
1095
tarimda-is-guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi
tarimda is guvenligi

 

Tarım, birçok ülkede en tehlikeli sektörlerden biridir. ILO’ya göre, 1,3 milyar tarım işçisinden her yıl 170 000 kişi ölmekte önemli bir kısmı ciddi şekilde yaralanmakta veya iş hastalığına yakalanmaktadır. Böcek ilaçları, diğer kimyasallara maruz kalma ile tarım makineleri kazaları sektördeki ölüm, yaralanma ve hastalıkların iki temel nedenidir.

Tarımda çalışanların iş güvenliği açısından yeterli bir seviyeye gelmemiş olmasının önündeki temel nedenler hemen hemen tüm az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde benzerlikler göstermektedir. Bunlar arasında; tarımda çalışanların genellikle örgütsüz veya iyi çalışmayan örgütler nedeniyle ortak bir sesten yoksun oluşu, eğitim seviyelerinin yetersizliği, kadın işçilerin çoğunlukta oluşu, çalışanlar arasında mevsimlik olanların veya yer değiştirme oranının yüksek olması gibi nedenler sayılabilir.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi EUROSTAT’a göre tarım bölgede inşaat’tan sonra en tehlikeli sektör konumundadır. Ülkeler bazında değerlendirildiğinde; İngiltere’de tarım, endüstriyel sektörler içerisinde ölümcül kaza ve mesleki hastalıklar açısından en kötü sektördür. Tarımda çok iyi bir sosyal güvenliğin bulunduğu Fransa’da kazalar genel olarak azalmaktadır. Ancak tarımda uygulanan mekanizasyon tüm kazalar içinde yaralanmaların %25’inin ana nedenidir. Yine Amerikan iş istatistikleri bürosunun 2005 yılı verilerine göre tarım ölümcül kazalar açısından Amerika’daki en tehlikeli birkaç sektörden biridir. Gelişmekte olan ülkelerde ise durum çok daha kötüdür.

Avrupa Birliği adaylık sürecinde, iş güvenliği alanında oluşturulan direktiflerin ülkemiz mevzuatı ile uyumlaştırılması yaklaşımları sonucunda bu yöndeki yasal düzenlemeler ve uygun mevzuatların çıkarılmasını sağlayacak altyapı çalışmaları devam etmektedir. Ancak bu direktiflere bağlı olarak yapılan çalışmaların uygulamaya aktarılmasında özellikle tarım kesimimiz açısından ciddi sıkıntılar vardır.

Mevcut problemlerden en önemlisi istatistiksel veri yoksunluğuna bağlı olarak tarımda iş güvenliği sorunun gözden kaçırılması veya farkına varılamamasıdır. Ülkemizde, bu alandaki istatistikler, sadece kaza geçiren veya sağlık problemi yaşayan sigortalı tarım işçileri ve bir ölçüde karayolunda traktör veya tarım makineleri kullanırken kaza geçiren sürücüler için tutulmaktadır. Uygulamadaki en önemli eksiklikler arasında, tarımda çalışanlara yönelik iş kanunlarının yetersizliğidir. Çünkü bu alanda geçerli olan 4857 Sayılı İş kanunu 50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde geçerli değildir. 2001 Genel Tarım Sayımı sonucuna göre 3 milyon tarım işletmesinden arazi büyüklüğü 49 dekara kadar olan işletmeler toplam işletmelerin % 64,81’ini oluşturmaktadır. Bu işletmelerde esas işi tarımsal faaliyet olan fertlerin işletme başına ortalama sayısı 2,65 kişidir. Bu nedenle, yasa iş güvenliği açısından ancak büyük tarım işletmelerindeki çalışanları ilgilendirmektedir. Keza taslak halindeki İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulama ve eğitimle ilgili pek çok çalışmayı zorunlu hale getirmekte olmasına rağmen bunda da 4857 sayılı kanundaki 50 işçi sınırı korunmaktadır. Diğer taraftan konunun kamuoyunda farkındalık yaratmasının önündeki en önemli engellerden biri de tarımda süreksiz hizmet akdi ile çalışanları kapsayan 2925 Sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Yasası ile 2926 sayılı Tarımda Kendi Ad ve Hesabına Çalışanları Yasasıdır. Her iki yasada da iş güvenliği ve kazalarla ilgili her hangi bir bildirim yükümlülüğü bulunmamaktadır.

İş güvenliği çalışmaları çerçevesinde konu ile ilgili çalışanların üzerinde anlaşmaya vardığı en önemli nokta “önce güvenli ürün/makine/sistem sonra eğitim” anlayışıdır. Bu nedenle tarımda çalışanlar tarafından kullanılacak her türlü ürün/makine/sistemin kabul görmüş güvenlik standartları içerisinde tasarlanması/üretilmesi sağlanmalıdır. Bu bakımdan AB uyumu çerçevesinde Sanayi Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan Makine Emniyet Yönetmeliğinin tam olarak uygulanması büyük önem taşımaktadır. Diğer taraftan Sanayi Bakanlığı tarafından yürütülen makinelerle ilgili piyasa denetimleri, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılan tarım makineleri testleri, tarımda çalışanlara güvenli tarım makineleri ulaştırılması bakımından son derece önemlidir. Ancak bu testler ve anılan uygulamalar sadece belirli bir amaçla bunlara başvuran imalatçılar için geçerli olmakta; özellikle yöresel veya yurtiçi ihtiyaca yönelik olarak çoğu küçük atölyelerde yapılan imalatlar iş güvenliği açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Özelikle anılan kitlenin sorunun ciddiyetinin farkına varması ve yaptıkları işin gereklerini yerine getirmeleri için çok yönlü bir eğitim çalışması şarttır.

Tarımda iş güvenliği eğitimleri kapsamında öncelikle tarımda kendi hesabına çalışanlar olmak üzere (imkânları en az ve eğitime en fazla ihtiyaç duyan gruptur), ücretsiz aile işçileri, bir hizmet akdine bağlı olarak veya olmayarak özel sektörde daimi veya geçici çalışan tarım işçileri, ve profesyonel çiftçiler ve tarım makineleri imalatçıları bulunmalıdır.

Tarımda çalışan nüfusun eğitim seviyesine bakıldığında, erkeklerin % 10’unun kadınların ise % 27’sinin okuryazar dahi olmadığı görülmektedir. Bu değerler tarımda çalışan nüfusun güvenli çalışmalar için önemli bir kıstas olan yeterli eğitim seviyesinde olmadığını göstermektedir.

Yenilikçi eğitim yöntemleri, tarım işçileri arasında iş güvenliği eğitiminin yükselmesi ve çalışanların beceri düzeylerinin artması başarısını ortaya koymuştur. Bu amaçla değişik ülkelerde yapılan uygulamalarda elde edilmiş katılımcı eğitim yaklaşımları ülkemizde de denenebilir. Bu çerçevede; TZOB gibi kuruluşlarca pilot bölgelerde seçilecek önder erkek ve kadın çiftçiler iş güvenliği konularında eğitilerek, bunların iş içerisinde diğer çalışanları eğitmesi sağlanabilir.

Makine yoğunluğu fazla olan illerde tarımda çalışanlara yönelik workshop biçiminde iş güvenliği kursları düzenlenmelidir. Bu amaçla, birkaç ilde yapılacak pilot uygulamalarda ortaya çıkacak duruma bakılarak, eğitimlerin kapsamı belirlenmeli ve yaygınlaşması sağlanmalıdır

Tarım alet-makine ve traktör kazaları üzerine ülkemiz çapında yapılan bir araştırma; kazaların önemli bir bölümünün çalışanların kullandıkları alet makine ile ilgili teknik bilgi noksanlığından kaynaklandığını göstermiştir. Bu nedenle; imalatçı ve satıcılar, tarım iş makinelerinin gerek satışında gerekse satış sonrasında yapacakları eğitimlerde, tarımda çalışanlara kullanacakları makinenin teknik özelliklerini, güvenli kullanma yöntemlerini, özellikle iş güvenliği ve kazaları ön plana çıkararak anlatacak lifletlerin önem kazanmaktadır.

Mevcut durumda anılan uygulamalar çok değişik nedenlerle gerçekleştirilememekte olup bir proje dahilinde ilgili taraflarda farkındalık yaratılması ve kamuya örnek teşkil edecek uygulamalara ihtiyaç bulunmaktadır.

TARIM ARAÇLARININ GÜVENLİ KULLANIMI PROJESİ

2020 yılına kadar trafik kazalarından kaynaklanan ölümleri % 50 oranında azaltma hedefiyle hazırlanan “Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı”nda, “Tarımsal faaliyetlerin arttığı dönemlerde tarım araçlarının daha güvenli kullanımı konusunda gerekli tedbirlerin alınması” hedefi konulmuştur. Bu kapsamda, İçişleri Bakanlığı (Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği işbirliğinde ve Yiğit Akü’nün katkılarıyla hazırlanan “Tarım Araçlarının Güvenli Kullanımı Projesi”nin bölgeler bazındaki eğitim faaliyetleri başlamıştır.
2013-2014 yıllarında ülke genelinde yaygınlaştırılması planlanan “Tarım Araçlarının Güvenli Kullanımı Projesi” ile;

Başta traktörler olmak üzere karayolunu en çok kullanan tarım araçlarının kullanıcılarının Trafik kuralları hakkında bilgilendirilmesi,

Güvenli Sürüş Tekniklerinin benimsetilmesi,
Doğru kullanımla tarımsal işlerin güvenli yapılmasının sağlanması,
Bu araçları kullananların aracı daha iyi tanıması, benimsemesi ve sosyal yaşamına dâhil etmesinin sağlanması,
Sürücülerin karayolunu en çok kullanan tarım araçlarının sebep oldukları trafik kazalarının azaltılması amaçlanıyor.

haber365

Bir Cevap Yazın