Tarımın Önemine Vurgu Yapıldı

0
889
Tarımın Önemine Vurgu Yapıldı
Tarımın Önemine Vurgu Yapıldı

Türkiye Ziraatçılar Derneği(TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, “Tarımın itibar görmesi, bu gerçeğin kabul edilmesine ve tarıma gereken yardım ve yatırımın yapılmasına bağlıdır. Günümüzde en gelişmiş ülkelerde bile tarım sektörü özel yasalar ve desteklerle korunmaktadır. Örneğin liberalizmin şampiyonluğunu yapan ABD bu açıdan en katı kuralları uygulamaktadır. AB’nin bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ı tarımsal teşviklere ayrılmaktadır. Bizde ise tarım sektörü genellikle en az kollanan ve korunan sektör durumundadır” dedi.

Tarımın ülkemiz için önemine değinen TZD Başkanı Hüseyin Demirtaş, “Tarımın ülkemiz için anlam ve önemi ekonomimizin temelini oluşturmasından ve geleceğimiz açısından büyük önem taşıyan beslenme sorunumuzun çözümünün tarıma bağlı olmasından geliyor. Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu tarihten başlayarak gelişip güçlenmesini tarımın güçlendirilmesine dayandırmış, sanayileşmek için tarımsal sanayi işletmelerinin gelişip güçlenmesi stratejisini uygulamıştır.

Tarımın itibar görmesi, bu gerçeğin kabul edilmesine ve tarıma gereken yardım ve yatırımın yapılmasına bağlıdır. Günümüzde en gelişmiş ülkelerde bile tarım sektörü özel yasalar ve desteklerle korunmaktadır. Örneğin liberalizmin şampiyonluğunu yapan ABD bu açıdan en katı kuralları uygulamaktadır. AB’nin bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ı tarımsal teşviklere ayrılmaktadır. Bizde ise tarım sektörü genellikle en az kollanan ve korunan sektör durumundadır. Örneğin 2001 krizinde kaynak sıkıntısı had safhaya ulaştığında tarım sektörüne verilen tüm destekler kaldırılmış. Buradan sağlanan kaynak sanayi ve bankacılık alanına aktarılarak o kesimdeki büyük şirketler kurtarılmıştır. Türkiye’de 2006 yılında çıkarılan Tarım Yasası, tarıma her yıl asgari GSMH’nın yüzde biri oranında destek verilmesini öngörürken bu orana tek bir yıl bile ulaşılamamıştır. Bu durumda tarımın “itibar” sorunu elbette vardır” diye konuştu.

Kasım ayı içinde yapılan 3. Tarım Orman Şurası’nı da değerlendiren Demirtaş, “Tarım Orman Şurasında alınan kararları genelde olumlu karşıladık. Bunun nedeni, Şura’nın hazırlanması döneminde katılımcı bir modelin izlenmesi, dolayısıyla tarım sektörünün beklentilerinin Şura öncesi hazırlanan raporlara yansımasıdır.

Eğer Şurada alınan kararlar hayata geçirilir ve vaat edildiği üzere bildirgede yer alan,
‘-Tarımsal üretim planlamasının bir devlet politikası haline getirilmesi,
– Çalışmaların ‘aktif çiftçi odaklı” yürütülmesi,
– Aile işletmeciliğinin sürdürülebilirliğini sağlamak için kadın ve gençlerde girişimciliğin desteklenmesi,
– Bitki ve hayvan hastalıkları ile etkin mücadelede yerli ilaç ve aşı üretiminin teşvik edilmesi,
– Kırmızı et sektöründe küçükbaş hayvan eti tüketiminin özendirilmesi ve pazar payının artırılması, küçük ve büyükbaş hayvancılıkta halk elinde ıslah ve benzeri projelerle yerli ırklarımızın muhafaza ve ıslahına yönelik çalışmaların artırılması,
– Mera niteliği taşıyan alanların tespit ve tahdit çalışmalarının ivedilikle tamamlanması, üreticiler ve üretici örgütlerine tahsis edilmesi, mera ıslahında kullanılacak bitki tohumları geliştirme çalışmalarının teşvik edilmesi,
– Büyükşehir belediyelerinde mahallelerin kırsal ve kentsel olarak yeniden yapılandırılması, kırsal mahallelerde köy tüzel kişiliği yapısının korunması, kırsal yaşamın Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde bütüncül ve entegre bir bakış açısıyla koordine edilmesi,
-Gıda ve yem güvenliği, halk sağlığı, bitki sağlığı, hayvan sağlığı ve refahını sağlamak amacıyla tohumdan sofraya tüm zincirde etkin bir izlenebilirlik sağlanması ve denetim sisteminin etkinliğinin arttırılması’
gibi maddeler saptırılmadan hayata geçirilirse, TZD olarak üzerimize düşen her katkıyı yapmaya hazırız” şeklinde konuştu.

2019 Sektör Değerlendirmesi

2019 yılının sektör yönüyle kısa değerlendirmesini yapan Demirtaş, “2019 yılında tarım sektörü, 1980 yılından bu yana artarak uygulanan ‘liberal’ ve ‘serbest piyasacı’ politikaların etkisi altında kalmaya devam etmiştir. Bu durumun yansıması olarak tarım sektörüne Tarım Kanunu’nun öngördüğü asgari destek bile verilmemiş, geçtiğimiz yıllarda açıklanan ‘Milli Tarım Projesi’nde yer alan vaatler gerçekleştirilememiştir.

Tam aksine yıl ortasında ‘Tarımda Milli Birlik Projesi’ adı altında, tarım sektörünü tümüyle birkaç büyük şirketin yönlendireceği bir ‘holding’in denetimi altına sokma yönünde bir girişim yapılmış, ancak sektörün bileşenlerinin ortak tepkisi nedeniyle bu proje rafa kaldırılmıştır.

Tarımda yaşanan sorunlar nedeniyle tarım topraklarının ekilmeden bırakılması uygulaması genişlemekte, kayıtlı çiftçi sayısı azalmakta, özellikle genç kesimin çiftçiliği ve kırsal alanı terk etme eğilimi yaygınlaşmaktadır.

Girdi fiyatlarının genel enflasyon düzeyinin üzerinde artması, buna karşılık üretici fiyatlarının enflasyon düzeyinin altında kalması nedeniyle tarımsal üreticilerin bütçeleri açık vermekte, bu açık borçla kapatılmaya çalışılmaktadır.

Tüm bu olumsuz koşullara karşın, tarımsal üreticiler, biraz da başka çareleri olmadığı için her türlü sıkıntıya göğüs gererek üretmeye devam etmekte ve sektörü ayakta tutmaktadır. Ancak bu durumun sürgit devam etmesi imkânsızdır.

Tarım Reformu

Tarım sektörünü ayakta tutan küçük ve orta üreticiler, genelde örgütsüzdür. Bu durum onların pazarlama ve sanayi alanına girmelerini engellemektedir. Tarım Satış Kooperatifleri’nin 2001 yılında uygulanan “Tarım Reformu” adı altında uygulanan ARIP projesiyle devlet desteğinden yoksun bırakılması ve bu kooperatiflerin kurduğu tarımsal sanayi işletmelerinin tasfiye edilmesinin yarattığı zarar, devletin elindeki tarımsal sanayi işletmelerinin özelleştirilmesi ve tasfiye edilmesiyle daha da ağırlaşmış bulunmaktadır.
2020 bütçesi, bu olumsuz gidişin tersine döneceği yönündeki beklentileri zayıflatmaktadır” dedi.

TZD Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, tarımın geleceği konusunda, “Tarım sektörünün ayağa kaldırılması için bu sektöre en azından yasaların öngördüğü miktarda kaynak aktarılması, bunun yanı sıra dış rekabete karşı korunması, küçük ve orta üreticilerin kooperatifler içinde toplanması ve üretimin planlanması gerekmektedir. Bunların yapılmadığı her yıl tarım sektörü açısından kaybedilmiş bir yıl olarak nitelenebilir” açıklamalarını yaptı.

Demirtaş, sözlerini, “Türk tarımının gelecek vizyonu, tarım sektörünün gelişmesi için zorunlu olan kaynağı ayırmak, tarım alanında yaşanan teknolojik gelişmeyi yakalamak ve bu teknolojinin nimetlerinden küçük ve orta üreticileri yararlandırmak olmalıdır” diye tamamladı.

Bir Cevap Yazın