Nar üretim plantasyonların hızla ve plansız artması, nar üretimini artırırken, narın fiyatı sezonda 45 kuruşa kadar düştü.
Aşırı ve plansız plantasyonlar narda hem ekim alanlarını hem de üretimi artırınca narın fiyatı 45 kuruşa kadar düştü. Nar için önce “sağlıklı” denildi, tüketimi arttı. Çiftçiler destek alarak üretime hücum ettiler. Fiyatlar yükseldi ancak şimdi nar, bakım ve nakliyat parasını bile karşılayamaz hale geldi. Meyve suyu üreticilerinin de bolluk nedeniyle düşük fiyat verdikleri nar iç piyasada kaldı. Buna Ortadoğu’daki karışıklıklar, Suriye kapısının kapanması ve üretim zincirinde soğuk hava depolarının olmaması da eklenince iç piyasada genel tüketiciye hitap eden narda kullanım miktarı arttı.
Nar, düşük fiyatla pek çok semt pazarında, hatta sokak aralarında kamyonet kasalarında satılmaya başlandı. Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri Ebru Akdağ, “2005 yılından bu yana, yoğunlukla 2007-2009 yılları arasında nar plantasyonlarında büyük bir artış oldu. TÜİK verilerine göre, 2002’de 55 bin dekar olan nar meyvelik alanı, 2010’da 3.7 kat artarak 206 bin dekara ulaştı. Üretilen nar, 2002’de yaklaşık 60 bin ton iken, 2010’da 3.5 kat artarak 208 bin tona yükseldi. Nar bahçelerindeki bu genişleme, dikilen nar fidanlarının meyve vermesiyle üretime de doğal olarak yansıdı” diye konuştu.
‘Suriye ihracatı etkiledi’
İhracatta özellikle Suriye kapısının kapanmasının etkili olduğunu vurgulayan Akdağ, şöyle konuştu: “Orta Doğu’daki karışıklıklar ve Suriye kapısının kapanması en çok yaş meyve ve sebze ihracatında durgunluğa neden oldu. Ayrıca iç ve dış talepteki düşüş ve rekabet edebilir fiyatların oluşamaması nedeniyle meyve suyu üreticileri de bu yıl nara fazla ilgi gösteremediler. İşte bunların sonucunda iç piyasaya kalan narın payı arttı ve nar fiyatları düştü. İç piyasa fiyatların genel tüketiciye hitap etmesi nedeniyle kullanım miktarını arttırdı.” dedi.
‘Plansızlık ağaç söktürebilir’
Akdağ, nar üretimi ve miktarında 2014 yılına kadar artışın devam etmesini beklediklerini ancak fiyatların, çiftçiyi mutsuz eden seviyelerde seyretmesi, önce plantasyonların azalmasına ve ardından da ağaç sökümlerine neden olabileceğini vurguladı. Türkiye’de bu durumla plansız üretimler ve teşvikler nedeniyle sıklıkla karşılaştıklarını ifade eden Akdağ, şöyle konuştu: “Plansız, yani talebe göre plantasyon yapılmaması nedeniyle, talepte büyük artışlar olmaması durumunda ürünün düşük fiyatlı seyrine devam edeceği ve dolayısıyla çiftçileri de mutlu etmeyeceği ön görülüyor. MEYED olarak bu gidişatı durduracak olan mekanizmaların kurulmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu durum ekonomik gelişmemizin önünde engel olmakla kalmayıp, çiftçilerin geçimlik üretim yapmasına, verilen teşviklerin sürdürülebilir bir şekilde kullanılmaması dolayısıyla milli sermayenin boşa gitmesi ve meyve işleme sanayinin gelişiminin önünü kapamasına neden oluyor.”
Yetkin: Maliyetler arttı, çifti sıkıntıda
Suriye’deki krizin sadece narda değil tüm meyve sebze ihracatını olumsuz etkilediği vurgulayan Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin şöyle konuştu: “Ortadoğu pazarına Suriye üzerinden gidiyorduk şimdi dolanıyoruz. Çiftçi narı ihraç edemedi, elinde kalıyor. Bu durum çiftçiyi olumsuz etkiliyor. Sadece nar da değil, meyve ve sebzede de aynı durum var. Önceden tırlar aracılığıyla taşırken şimdi Ro-Ro seferleriyle deniz ulaşımıyla yapılıyor. Suriye kapısının kapanması maliyetleri arttırıyor. Bunun sıkıntısını yaşıyoruz.”
‘2012’de 315 bin ton üretim’
Nara olan ilginin ‘sağlığa olumlu etkisinin’ anlaşılmasıyla arttığını ifade eden MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, nar üretimiyle ilgili şu bilgileri verdi: “TUİK verilerine göre 2012’de nar üretimi tahmini 315 bin ton olsa da agronomistler üretimin bu rakamın çok daha üstünde olduğu düşüncesindeler. 2012 rekoltesinin, 2011’e göre yaklaşık yüzde 10 eksik olduğu tahmin ediliyor. 2013’te de nar plantasyonlarının geçtiğimiz dönemde hızla ve plansız olarak artması nedeniyle, önümüzdeki süreçte de üretimi artacaktır. İhracat tarafında, Ortadoğu’daki savaş halinin sona ermesi, biraz daha canlanmaya neden olacak. Bunun dışında, daha önceden bilenemeyen diğer başlıca üreticilerin rekolte durumları da ihracatı etkileyecek olan koşullar arasında yer alıyor.”
Kaynak: Dünya