Traktör, hareketli enerji kaynağı olarak tarımsal işletmelerin temel kuvvet kaynağını oluşturur. Çeşitli iş makinalarının çalıştırılmasına olanak verir. Bu nedenle tüm işletmeler için önemi büyüktür.
Tarımsal mekanizasyonun birkaç amacı vardır. Bunlar;
· Tarım işçisinin üretkenliğini artırmak,
· Tarımsal işi daha az yorucu ve daha cazip yaparak tarımsal işin karakterini değiştirmek,
· Tohum çimlenmesi ve bitki gelişimi için daha iyi toprak şartları sağlamak suretiyle tarla işlemlerinin kalitesini iyileştirmektir.
Modern traktörler bu amaçların başarılmasında önemli rol oynamaktadır. Tarımda en önemli buluş olarak kabul edilen traktörün, tarımsal üretimde yerini alması, işgücü başına daha çok mekanik güç kullanma imkanını sağlayarak, gücün marjinal ikame oranını, insan gücü yararına büyük ölçüde yükseltmiştir.
Ülkemizin 2002 yılı traktör parkının “güç ortalaması” 42kW(57HP)dir. Bu değer, Avrupa ülkeleri ortalamasının yarısından da küçüktür ve yüksek üretim teknolojileri kullanılmasını sağlayacak makinaların tahrikinde yetersiz olup, zaman içinde gelişmesi gereklidir. Ancak, bu gelişmenin önündeki en büyük engel tarımsal işletme yapısının elverişsizliğidir.
Tarım traktörü işletmedeçok değişik işlemler için birçok kullanılma alanına sahiptir. Kullanma koşullarına göre; hız, dümenleme ve çeki yeteneğinin yanında dengeli ve güvenli çalışması bir traktör için en önemli özelliklerdir.Modern bir tarım traktörü tarım makinalarını çekerek, iterek, veya taşıyarak çalıştırır. Ayrıca; kuyruk mili veya kasnağı yardımıyla dönerek çalışan makinalara güç sağlar, basınçlı yağ ile bazı makinaların hidrolik olarak çalıştırılabilmesi ve kontrolünü sağlar.
1895 yılına kadar tarımsal üretimde sadece insan ve hayvan gücü kullanılmıştır. 1895’den 1908 yılına kadar bazı üretim işlemlerinde buharla çalışan makinaların kullanıldığı görülmektedir. 1867’de otto(benzinli), 1893 yılında dizel motorları ortaya çıkınca, bu motorlarla çalışan ilk traktör 1908 yılında yapılmıştır. 1920’lerde ilk paletli traktör, 1923’de traktöre dizel motor uygulaması, 1925’de kuyruk mili, 1927’de mekanik asma düzeni dikkate değer en önemli gelişmelerdir. 1930’larda demir tekerlek yerine lastik tekerlekler, 1937’de mekanik asma düzeni yerine hidrolik asma düzenlerinin bulunduğu gözlenmektedir. 1949’dan günümüze kadar önemli değişmeler ise; ön yükleyici, traktördeki 4 tekerleğin birden kuvvet tekerleği(çift teker) olarak kullanılması, motordan tekerleklere hareket iletiminin hidrolik sistemlerle gerçekleştirilmesi, tam donanımlı sürücü kabinleri şeklinde özetlenebilir.
www.etarim.net
Paylaşım için teşekkürler Cihangir ARSLAN