Kültür ve Turizm Bakanlığı 2012 yılı “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” listesini belirledi.
“Temsili” ve “Acil Koruma Gerektiren” olmak üzere iki kategoride hazırlanan liste, UNESCO’nun Paris’teki merkezine gönderildi. Bu kapsamda “Aşure”, “Mesir Macunu Festivali”, “Türk Kahvesi”, “Ebru Sanatı” ve “Hıdırellez (ortak dosya)” Temsili Liste’de yer alıyor.
Acil Koruma Gerektiren Liste’de ise “Ahlat Taş İşçiliği”, “Sabantoy”, “Sarıkeçililer” ve “Kuş Dili” bulunuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Mahmut Evkuran, yaptığı açıklamada, kültürel çeşitliliğin korunması ve desteklenmesini temel ilke olarak benimseyen Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı’nın (UNESCO), 17 Ekim 2003’te Paris’te düzenlenen 32. Genel Konferansı’nda “Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi”ni kabul ettiğini hatırlattı.
Evkuran, sözleşmede vurgulanan en önemli konulardan birinin de somut olmayan kültürel mirasın yaşayabilirliğini güvence altına almak olduğunu söyledi.
Türkiye’nin “Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi”ne 27 Mart 2006’da resmen taraf olduğunu bildiren Evkuran, “Sözleşmenin icracı organı, 24 üyeden oluşan, ‘Hükümetlerarası Komite’. Somut olmayan kültürel miras çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir” dedi.
BUGÜNE KADAR 8 KÜLTÜR DEĞERİ LİSTEYE EKLENDİ
Listeye 2003 yılından bu güne kadar 8 kültür değerinin eklendiğini anımsatan Evkuran, “Meddahlık 2003, Mevlevi Sema Törenleri 2005, Aşıklık Geleneği 2009, Karagöz 2009, Nevruz (Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Pakistan, Özbekistan ile ortak dosya) 2009, Geleneksel Sohbet Toplantıları 2010, Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali 2010, Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah 2010’da kabul edilerek listeye dahil edildi” diye konuştu.
Kültürel çeşitliliğe saygı içinde diyaloğu desteklemek için taraf devletlerin teklifi üzerine, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası için “Temsili” ve “Acil Koruma Gerektiren” olmak üzere iki liste hazırladıklarını anlatan Evkuran, 2012 yılı başvurularının değerlendirme süreci de göz önüne alınarak bu yıl yapıldığını bildirdi.
Önümüzdeki yıl değerlendirilecek dosyalar için başvuru süresinin dün dolduğunu kaydeden Evkuran, şöyle devam etti:
“Şu anda UNESCO’nun gündeminde olan 2 dosya var. Bunlar bu yılın başında sunulmuştu. ‘Nazar Boncuğu’ ve ‘Keşkek’ bu yıl değerlendirilecek ve 2011 Kasım ayında açıklanacak. 2012 yılı için başvurusu sonlanan dosyalarımız 9 kültür değerimizden oluşuyor. İki kategoride bu dosyaları paylaştırdığımız için bu kadar çok sayı söz konusu oldu. Temsili Liste için ‘Aşure’, ‘Mesir Şenlikleri’, ‘Türk Kahvesi’, ‘Ebru Sanatı’ ve ‘Hıdırellez’ konulu ortak dosyamız UNESCO’ya sunuldu. Hıdırellez dosyasında Türkiye, Arnavutluk, Makedonya, Bulgaristan, Irak ve Suriye ile hazırlandı.
Kaybolma riski yüksek olan değerlerin korunması için bir de Acil Koruma Gerektiren Liste var. Bizde bunun için bu yıl özel olarak çalıştık ve bir değerlendirme yaptık. Bunlar, ‘Ahlat Taş İşçiliği’, ‘Sabantoy Bayramı’, ‘Sarıkeçililer’ ve ‘Kuş Dili’ olarak belirledik.”
DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Hazırlanan 9 dosyanın gönderildiğini anlatan Evkuran, “Dosyalar sunulduktan sonra ülkelerden çeşitli revizyonlar, eklemeler istenebiliyor. Bunun için de bir süre gerekiyor. Daha sonra dosyalar alt organa devredilip bağımsız uzmanlarca değerlendiriliyor. Bu 7-8 ay sürüyor. 2012 yılının sonlarında UNESCO’nun Genel Kurul toplantısında sonuç açıklanacak. Resmi ilan süreci yaşanacak” dedi.
“Nazar Boncuğu” ve “Keşkek” dosyalarının 2011 yılı Kasım ayında UNESCO’nun Endonezya’da gerçekleştirilecek Genel Kurulu’nda görüşüleceğini belirten Evkuran, “Bizim dosyalarımız çok güçlü. Bugüne kadar bir sürpriz yaşamadık. Bu iki dosyanın da listeye resmen ilan edilmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Kültürün içinde yaşamanın, doğmanın yetmediğini ifade eden Evkuran, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bunun üzerinde düşünmeniz ve insanlığın anlayacağı dilden anlatmanız gerekiyor. Bir değeri dosya halinde sunmak şu iddiaya sahip olmak demektir ‘benim böyle bir değerim var ve bu değer insanlık kültür mirasının bir parçası olacak özelliklere sahiptir.’ Biz dosyalarımızda bunu anlatıyoruz. Bu gelişmeyi kültürümüzün yurt dışında tanıtımında kendi içimizde oluşturduğumuz kapasite olarak görmek lazım.
Bu değerler insanlık belleğinin bir parçası olsun, bunu istiyoruz. Her bir dosyamızın sivil toplum kuruluşlarıyla hazırladığımız koruma, yaşatma ve eylem planı var. Bunu da üstleniyoruz.”
Mükemmel bir yazı olmuş Levent KIRCA eline sağlık.