-Araştırmaya göre tüketicilerin yüzde 71’i satın aldığı ürünlerin yeşil çevre dostu olmasını düşünmesine rağmen bu ürünleri satın alanların oranı yüzde 17.
-Tüketicilerin yüzde 57’si yeşil ve çevre dostu ürünleri satın almama nedeni olarak fiyat yüksekliğini gösterdi
-Schneider Electric Balkanlar Ortadoğu ve Türkiye İletişim Direktörü Çakıcı: ”Acele etmemiz, birlikte çalışmamız, yaptığımız işin etkisini artırmamız lazım”
İSTANBUL (A.A) – Yeşil Tüketim Araştırmasına göre tüketicilerin yüzde 71’i satın aldığı ürünlerin çevre dostu olmasını düşünmesine rağmen bu ürünleri satın alanların oranı yüzde 17.
Sürdürülebilirlik Akademisi’nin Schneider Electric ve GfK Türkiye işbirliğiyle yaptığı ”2011 Yeşil Tüketim Araştırması”nın sonuçları Swissotel’de düzenlenen basın toplantısında açıklandı.
GfK Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Fulya Durmuş tarafından açıklanan ve Türkiye’de tüketicilerin ”çevreci tüketim” konusundaki davranışlarını, beklentilerini ve satın alma alışkanlıklarını ölçmek amacıyla yapılan araştırma, Türkiye’yi temsilen 15 ilde 15 yaş üstü 1.487 kentli tüketici ile 18 Ağustos-16 Eylül 2011 tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Araştırmaya katılanların yüzde 14’ü yeşil çevre dostu ürün tanımı yapamazken, yüzde 86’sı bir tanım yapabiliyor. Tanım yapamayanlar daha ileri yaş ve daha düşük sosyoekonomik seviyede olanlar ve ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşayanlar.
”Yeşil ve çevre dostu ürün” deyince, tüketicilerin yüzde 49’unun aklına geri dönüşümlü, yüzde 36’sının organik, yüzde 32’sinin ”enerji tasarruflu”, yüzde 16 karbon salınımını azaltan, yüzde 2’sinin aklına diğer ürünler gelirken, yüzde 14’ü fikri olmadığını bildirdi.
Araştırmaya göre, Türk tüketicileri çevre konusunu önemsiyor, ancak bu konuda düşünceleri ile davranışları büyük oranda farklılık gösteriyor. Satın aldığı ürünlerin yeşil/çevre dostu olması gerektiğini düşünenler yüzde 71 oranındayken, sıklıkla yeşil/çevre dostu ürün satın alanlar sadece yüzde 19’da kalıyor. Tüketicilerin yüzde 54’ü ise ”yeşil ve çevre dostu ürün tüketmeliyiz” diyerek bilinçli olduğunu vurgulamasına rağmen, hiçbir zaman çevre dostu ürün almıyor. ”Zaman zaman” çevre dostu ürün tüketenlerin oranı yüzde 38 iken, ”çok nadir, hiçbir zaman” diyenler yüzde 29, ”bilmiyorum fikrim yok” diyenlerin oranı da yüzde 14.
-Çevre dostu ürün kullananlar üst sosyoekonomik sınıfta artıyor-
Çevre dostu ürün kullanım oranı üst sosyoekonomik sınıftakilerde yüzde 32’ye ulaşıyor. Çevreyi ve yeşil ürünün çok önemli olduğunu düşünen tüketiciler bu ürünleri satın alma kararını da o kadar kolay vermiyor. Tüketicilerin yüzde 57’si yeşil ve çevre dostu ürünleri satın almama nedeni olarak fiyatların yüksekliğini gösterirken, yüzde 15’i bulunurluk sorunu, yüzde 20 güven vermeyen bilgi, yüzde 26’sı çeşitlerin çok sınırlı olması, yüzde 11 belirgin olmayan etiket, yüzde 11’de düşük kalite ürün olarak belirtti.
Tüketiciler daha çok firmanın çevre çalışmaları yapmasını ve çevre dostu seçeneklerini artırmasını talep ederken, ürün bilgilerinin daha güvenilir ve detaylı verilmesini istiyor.
-En çok gıda ürünleri satın alınıyor-
Araştırmaya göre tüketiciler en çok yeşil ve çevre dostu gıda ürünleri alıyorlar. Gıda ürünlerini satın alma oranı yüzde 67 iken, bunu sırasıyla yüzde 40 ile temizlik malzemeleri, yüzde 32 ile elektrik, yüzde 30 ile giyim, yüzde 17 ile de kozmetik ve kişisel bakım ürünleri izliyor.
Tüketicilerin çevre dostu ürünler ve firmalardan beklediği kriterlere bakıldığında, enerji tasarrufu ürünlerinin yüzde 48 ile ilk sırada yer aldığı görülürken, yüzde 39 ile doğada çözünülebilirlik, yüzde 28 iletişimde çevre dostu vurgusu, yüzde 23 geri dönüşümlü olması, yüzde 17 en az seviyede geri dönüşümsüz ambalaj, yüzde 14 bakanlık onayı, yüzde 14 üreticinin STK’lar ile işbirliği, yüzde 11 üretim ve satışta en az karbon salınımı seçeneklerini belirtti.
-Bireysel çabalarda elektrik ve su tasarrufu önde-
Enerji ile ilgili bireysel çabalarda elektrik ve su tasarrufu en önde yer aldı. Buna göre tüketicilerin yüzde 65’i gereksiz yanan lambaları kapatırken, yüzde 55’i diş fırçalarken ve banyo yaparken boşa su akıtmadığını, yüzde 38’i enerji tasarrufu sağlayan ürün kullandığını, yüzde 38’i de enerji tasarrufu sağlayan ampul kullandığını belirtti.
Araştırmaya göre 3 kişiden biri için çevreyle ilgili çalışmaların olumlu yönde geliştiğini belirtiyor. Buna göre yüzde 34 bu çalışmaların ileri gittiğini, yüzde 42’si aynı düzeyde kaldığını, yüzde 24’ü ise daha geride kaldığını ve kötüye gittiğini düşündüğünü vurguladı.
Çevre alanındaki çalışmalarda en çok ilgili bulunan kurumlar belediyeler ve hükümet. Tüketicilerin yüzde 33’ü belediyelerin yüzde 33’ü de hükümetin bu rollerini devam ettirmelerini bekliyor.
Ayrıca tüketiciler STK, bireyler, özel sektör ve medyadan da bu rollerini artırarak devam ettirmelerini talep ediyorlar.
Araştırmaya göre çevre dostu ürünlerin daha çok kullanılması ve tüketilmesi için etkili araçların kamu kuruluşları ve STK’lar tarafından yapılan kampanyalar olduğunu düşünüyor.
-”Daha gidecek yolumuz, atacak adımlarımız var”-
Araştırmayı değerlendiren Schneider Electric Balkanlar Ortadoğu ve Türkiye İletişim Direktörü Meltem Çakıcı, 100’ün üzerinde ülkede çözüm üreten ve Türkiye’de 4 üretim merkezi, 2 bini aşkın personeli ve 200’ü aşkın iş ortağı ile katma değer üreten şirketin sürdürülebilirliği bireylerin yaşam biçimi haline getirmeleri için bilinçlendirme çalışmaları yaptıklarını belirtti.
Dünyada 1,2 milyar insanın henüz elektriğe erişim sağlayamadığını, 2025 yılı sonunda dünya nüfusunun 1 milyar artacağını ve 2050 yılına kadar enerji ihtiyacının bugünün iki katına çıkacağını belirten Çakıcı, hazırlanan raporlara göre dünyanın tolere edebileceği ısınmanın 2 derece olduğunu, 2 derecelik ısınmanın iklim üzerine geri dönüşü olmayan zararlar vereceği bilgisinin yer aldığını belirtti.
Çakıcı, bugünkü üretim düzeyini sabit tutarak, enerji kullanmaya devam edilmesi halinde 2017 yılı sonunda bu 2 derecenin aşmış olacağını dile getirerek, ”Acele etmemiz, birlikte çalışmamız, yaptığımız işin etkisini artırmamız lazım. Yüzde 71 oranında bir kitle yeşil tüketimin gerekli olduğuna inanıyor ve bilinç sahibi. Ama bunun tüketim alışkanlıklarına yansıması yüzde 17. Demek ki bizim daha gidecek yolumuz, atacak adımlarımız var” dedi.
Schneider olarak dünya ölçeğinde online eğitim veren Enerji Üniversitesi’ni faaliyete geçirdiklerini ve burada enerji verimliliğiyle ilgili neler yapılması gerektiği, atılması gereken adımların anlatıldığını dile getiren Çakıcı, Türkiye’de bu programın 2 bin 400 kullanıcısı bulunduğunu kaydetti.
Çakıcı, Türkiye’de yüzde 20 oranında enerji verimliliği yapabilmenin parasal karşılığının 60 milyar dolar olduğunu belirterek, enerjinin verimli kullanılması ile cari açısında büyük ölçüde azaltılacağını ve bunun için daha fazla çaba harcanması gerektiğini söyledi.
-2012 çalışmaları başladı-
Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç de, araştırmanın ilk yıl sonuçlarının markalara çok önemli bir yol haritası oluşturacağına inandıklarını ve her yıl yenilenecek olan Yeşil Tüketim Araştırması’nın 2012 çalışmalarının başladığını belirtti.
Semra Sevinç, ”Günümüzde artık tüketiciler çevreyi düşünen markaları daha fazla satın alıyor, bu markalara yakınlık ve güven duyuyorlar. Tüketiciler satın almaya hazır olduğu yeşil ürün ve hizmetler ile ilgili olarak yüksek fiyat, az çeşit ve güven sarsıcı bilgilendirme ile ilgili endişe yaşıyor. Gelecek yıllarda markaların bu konuda yapacağı çalışma ve araştırmalarla tüketici beklentileri karşılanacaktır. Biz de Sürdürülebilirlik Akademisi olarak yoğun araştırma, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yaparak sürece katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Türkiye’de tüketici algılarını değiştirmek ve beklentilerini karşılamak için tüm taraflara çok iş düşüyor” dedi.
Sürdürülebilirlik Akademisi, basın toplantısının karbon ayakizini hesaplayarak karbon emisyonlarını sıfırlamak ve doğadaki ayak izini silmek için ağaç dikeceğini duyurdu.
Kaynak: Gıda Tarım