Zeytinciliğin idam fermanı olarak nitelendirilen düzenleme 7. kez Meclis’e gelecek.
Zeytinciliğin idam fermanı olarak kabul edilen, Zeytincilik Yasası’nın 20. maddesinin değiştirilmesi 7. kez gündemde. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) daha önce tüm partilerin oyları ile 6 kez ret edilen, Zeytincilik Yasası’nın 20. maddesine ilişkin değişiklik 7. kez meclise gelecek.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, üretim ve yatırımın önündeki engelleri kaldırmayı hedefleyen “Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı”nda yer alan düzenleme ile 1939 yılında çıkarılan 3573 sayılı Zeytincilik Yasası’nın 20. maddesi değiştirilerek “zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz” hükmü kaldırılmak isteniyor. Daha önce aynı değişiklik 6 kez Meclis’te reddedilen değişiklik önerisi ile zeytinlik alanlara kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran sanayi tesisleri de dahil, madencilik işletmelerine izin verilmesi öngörülüyor.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve kamuoyu görüşüne açılan “Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı” ile 26/1/1939 tarih ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 20. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları değiştirilmesi öngörülürken, ikinci fıkrası ise tamamen yürürlükten kaldırılmak isteniyor.
Düzenleme zeytinliklerin idam fermanı olacak
Zeytincilik Yasası’nın 20. maddesinde yer alan “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır” ifadesi yer alıyor.
Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı’nda bu madde şöyle değiştiriliyor: “Zeytinlik sahaları içinde zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak, Bakanlıklarca alınacak kamu yararı kararı gereğince yapılacak yatırımlar kapsamında zeytinlik sahaları içinde kurulacak tesisler bu hükümden müstesnadır. Bu durumda, yatırımın yapıldığı alan içinde bulunan zeytin ağacının iki katı kadar zeytin ağacının, Bakanlık tarafından gösterilecek yere dikilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edenlere, dikilmesi zorunlu ağaç başına ikiyüz Türk Lirası idari para cezası uygulanır. Ayrıca, yeni ağaçların dikildiği alanda zeytinlik sahasının malikine, talebi üzerine intifa hakkı tesis edilir. Bu maddede geçen idari para cezası, her yıl 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanuna göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır.”
“Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır” ifadesi ise yasadan çıkarılıyor.
TBMM’de defalarca reddedildi
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü’ne konsey adına yazı yazarak yapılmak istenen bu değişiklikle zeytincilik sektörünün yağmalanmasının ve yok edilmesinin önü açılmak istendiğini bildirdi.
Tibet, yazısında Zeytincilik Kanunu’nun omurgası niteliğindeki 20. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları değiştirilmesi ve ikinci fıkrasının tamamen kaldırılmak istenmesi ile ilgili Konseyin görüşlerini şöyle dile getirdi: “Zeytin dünyada ve ülkemizde stratejik bir üründür. Bu önemi de gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 10 milyon kişinin doğrudan ve dolaylı geçim kaynağıdır. Bu kez yapılmak istenen değişikler ile sektörümüz, bundan önce 6 kez TBMM’ye getirilen ve reddedilen değişikliklerden ve kısaca Zeytincilik Yönetmeliğinde yapılmak istenen ve Danıştay tarafından hukuka aykırı olduğu ifade edilerek iptal edilen değişiklik tekliflerinin daha da acımasızı ve adeta maden lobisinin almak istediği bir intikamın yerine getiriliş biçimini derinden hissetmektedir. ”
Resmi Gazete’de 5 Haziran 2004 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5177 Sayılı Maden Kanunu’nun TBMM, Komisyon görüşmelerinde benzeri önergelerle Zeytincilik Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklerin en geniş biçimde araştırılıp reddedildiğini hatırlatan Tibet, “Yüce Meclisimizin bu konu hakkında verdiği kararlara rağmen bugünlerde tekrar çok daha acımasız değişiklik teklifi ile tekrar gündeme getirilerek geçirilmek istenmesi, ülkemiz açısından manidardır. Bilindiği üzere 3213 sayılı Maden Kanunu ve Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 2003 ve 2010 yıllarında da Meclisimiz ilgili Komisyonlarında ve hatta Genel Kurulda görüşülmüş milli irade Zeytincilik Kanunu’nun değiştirilmemesi yönünde olmuştur” bilgisine yer verdi.
Zeytinciliğin ülke için önemi
Zeytincilik, Türkiye’de yaklaşık 750 bin ailenin geçim kaynağı, işlenen tarım alanlarının yüzde 3.5’unu oluşturan bir sektör olduğunu hatırlatan Tibet, “Zeytin üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı beslenmede, istihdam sağlanmasında ve diğer sanayi kollarına pazar yaratmada, yüksek katma değeriyle doğrudan ve dolaylı yoldan 10 milyon kişinin geçimini sağlamada, tarımsal ve sosyoekonomik yönden ciddi bir önem taşımaktadır. Daha da önemlisi bitkisel yağ açığı bulunan ve ithalata dayalı konumdaki gıda sektörü için milli kaynak yaratarak döviz kaybını önlemektedir” dedi.
2023 hedeflerine ulaşılamaz
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ortak bir hedef doğrultusunda hareket ederek, anavatanı Anadolu olan zeytini, gelecek 6 yıl içinde öncelikle halihazırda dünya beşinciliği konumundan İspanya’nın ardından ikinci sıraya taşımak, 21’nci yüzyılın nihai hedefi olarak ta dünyada söz sahibi lider bir ülke olmasını sağlamak olarak belirlediğini vurgulayan Tibet yazısında şu görüşlere yer verdi:” Bu çerçevede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızca zeytincilik sektörü desteklenmiş, özellikle yeni dikim alanlarına yapılan fidan destekleri ile zeytin ağacı varlığımız son 10 yılda yaklaşık yüzde 70 artarak 167 milyon adete yükselmiştir. Halihazırda 180 bin ton olan ortalama zeytinyağı üretimimiz 2023 de 700 bin ton olarak belirlenmiştir..Son 2 yıllık ortalamaya göre, zeytinyağı üretimimiz 165 bin ton olup bu üretimin değeri yaklaşık 600 milyon dolardır. 2023 de bu değer yaklaşık 700 bin ton zeytinyağı için yaklaşık 3 milyar dolar olacaktır. Son 2 yıllık ortalamaya göre, sofralık zeytin üretimimiz yaklaşık 450 bin ton olup bu üretimin değeri yaklaşık 900 milyon dolardır. 2023 de bu değer yaklaşık 3,5 milyar dolar olacaktır. Bu ekonomik getiriler birkaç yıl veya 15-20 yıllık bir süre ile sınırlı değildir. Zeytin ağacı Anadolu’ da altı bin yıldır insanoğlunun, geçim, beslenme, sağlık ve güzellik kaynağı olarak görevini sürdürmektedir. Dünya var oldukça da insanlığa ve çevreye hizmete devam edecektir. Bu yönüyle yeryüzünde hiçbir madenin getirisi zeytin ağacının toplam getirisi kadar olamaz.”
Parayı veren, ağaç katliamı yapabilecek
Bugüne kadar zeytincilik yasasında yapılmak istenen değişiklik girişimlerine sektör başta olmak üzere bilim dünyasının karşı çıktığını, zeytinci yörelerdeki bütün siyasi partiler, ortak bildiri ile Zeytincilik Yasasında değişiklik yapılmaması istemini TBMM’ne başvurusu ile bildirdiklerini hatırlatan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet, “Zeytinci bölgeler ve Ülkemizin diğer yörelerinde yaşayan 100 bini aşkın kişinin imzalı dilekçesinin TBMM Başkanlığına verilmiş olması da bu konudaki toplumsal hassasiyetin en yakın örneğini göstermektedir. Yeni düzenlemede; ‘Bakanlıklarca alınacak kamu yararı kararı gereğince yapılacak yatırımlar kapsamında zeytinlik sahaları içinde kurulacak tesisler bu hükümden müstesnadır. Bu durumda, yatırımın yapıldığı alan içinde bulunan zeytin ağacının iki katı kadar zeytin ağacının, Bakanlık tarafından gösterilecek yere dikilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edenlere, dikilmesi zorunlu ağaç başına ikiyüz Türk Lirası idari para cezası uygulanır’ maddesi ile özel mülkiyete konu zeytinliklerin yönetmelik kapsamında değerlendirilmeye parayı verenin her türlü ağaç katliamını yapmasının önü açılmaktadır. Ege’deki köylünün üreticinin elindeki üç beş dekar zeytinliği alınacak ve böylece kolayca madencilik faaliyetine veya diğer yatırımlara açık hale getirilmiş olacaktır. Bu da zeytincilik sektörümüzün felaketi anlamına gelmekte, Uluslararası Zeytin Konseyi Zeytin ve Zeytinyağı Anlaşması hükümleri, Avrupa Birliği Tüzükleri hiçe sayılarak açıkça zeytincilik sektörüne üvey evlat muamelesi yapılmak istenmektedir” değerlendirmesini yaptı.
Yasa değişikliğinden vazgeçilmeli
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet yazısının sonunda yapılmak istenen yasa değişikliğinden vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, “Sonuç olarak, tüm dinlerde ve tüm kutsal kitaplarda övgüyle söz edilen ve üzerine yemin edilen ölümsüz zeytin ağacına yapılmak istenen veya yapılacak kötülüklerin emsalleri ile sabit olarak maddi ve manevi yaşamda şiddetle karşılığını bulduğunu, ona yapılan iyiliklerin ise kutsandığını hatırlatarak, bundan öncekiler gibi bu kere de Zeytincilik Yasamızın mevcut halinde değiştirilmeksizin bırakılmasını aksi bir istemin ise kabul edilemez ve sözün bittiği yer olacağını yaklaşık on milyon sektör temsilcisi adına hatırlatır, saygılarımızı sunarım” dedi.
Ali Ekber Yıldırım
Kaynak: dunya.com