Bu sene için yaş çay alım fiyatı taban fiyat olarak 1,38 liradan destekleme primi ile birlikte 1,5 lira olarak belirlendi. Buna karşılık 1 kilogram kuru çayın marketlerde satış fiyatı 15 lirayı buluyor.
Aradaki 10 katlık fark büyük ölçüde yaş çayın kuru çaya dönüşme sürecinden kaynaklanırken sektör temsilcileri mevcut fiyatlarla kâr marjının düşük olduğunu belirtiyor. Uygulanan taban fiyatın sadece Çaykur alımı için geçerli olduğu vurgulanırken özel sektörün daha ucuza alım yapabildiğine dikkat çekiliyor. Uzmanların fiyat ikiliğine yönelik çözüm önerisi ise çay borsası kurulması ve bir çay yasası çıkarılması…
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2014 yılı yaş çay alım fiyatını 1,38 lira fiyat, 12 kuruş destekleme pirimi olmak üzere 1,5 lira olarak açıkladı. Üreticiler alım fiyatını 1,60 lira olmasını beklerken bu fiyatın yine de büyük ölçüde beklentileri karşıladığını belirtti. Öte yandan yaş çay alım fiyatı destekleme primi dahil olmak üzere kilo başına 1,5 lira olarak açıklanırken kuru çayın perakende fiyatı bugün marketlerde kilo başına 15 lirayı buluyor.
Peki çayın arz zinciri yolculuğunda ne oluyor da alım fiyatı kilo başına 1,5 lira olan yaş çay yaklaşık 10 katı fiyatla 1 kiloluk kuru çay şeklinde mutfaklarımıza ulaşabiliyor?
5 KİLO YAŞ ÇAYDAN 1 KİLO KURU ÇAY ÇIKIYOR
Arz zincirinde tüketicinin önüne giden kuru çayı artıran en büyük faktör yaş çayın kurutulması ile birlikte hacmini büyük ölçüde kaybetmesi. Yaş çayda su miktarı yüzde 72’yi buluyor. İmalata uygun hale gelmesi için su miktarının yüzde 5 oranına gelmesi gerekiyor. Bu işlem sonunda ise 100 kiloluk yaş çaydan 18 kiloluk kuru çay elde edilebiliyor. Yani yaklaşık 1 kilo kuru çay için 5 kilo yaş çay gerekiyor. Bu fark sebebiyle 1,5 liralık yaş çay maliyeti 1 kiloluk kuru çay içinde 7,5 lirayı bulabiliyor. Sonrasında ise klasik arz zinciri faktörleri devreye giriyor. Lojistik, üretimde değişik harman tekniklerinin kullanılması (filiz, kamelya, altınbaş gibi harman türlerinin elde edilmesi) işçilik maliyeti, pazarlama maliyeti ile birlikte çay kilo başına 15 TL’lere kadar çıkabiliyor.
Bu sene yaş çay alım fiyatı 12 kuruşu destekleme primi olmak üzere 1.5 lira olarak belirlendi. Üreticiler 1.6 lira bekliyordu.
ÖZEL SEKTÖR DAHA UCUZA ALABİLİYOR
Ancak çay fiyatının oluşmasında Türkiye’ye özgü bazı koşullar da mevcut. İlk aşamada devletin alım fiyatı olarak verdiği 1.50 liralık fiyat sadece Çaykur için geçerli. Çaykur üreticilerden üretilen yaş çayların yüzde 55’ini satın alabiliyor. Geçtiğimiz sene üretilen 1 milyon 200 bin tonun 650 bin tonunu alan Çaykur dışında özel sektör belirlenen alım fiyatından ürünü almak zorunda değil.
Çaykur’un alım limiti ile özel sektörün üreticiden daha ucuza çay alabildiğini belirten Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret Öğretim Üyesi Hamit Vanlı bu durumun özel sektörün maliyetlerini düşürdüğünü belirtiyor. Hamit Vanlı “Çaykur’un almadığı kısmı özel firmalar alıyor. Çok düşük fiyatlardan alabiliyorlar. Bu sene örneğin 1.20 TL’den alabiliyorlarsa maliyet farkı ortaya çıkıyor. Hammaddenin maliyeti özel sektör için 2-3 lira daha düşük oluyor” diye konuştu.
Çay-Sen Kurucu Başkanı Recep Memiş’e göre özel sektörden bazı alıcılar üreticilere aldıkları yaş çay karşılığı nakit ödemenin yanında kuru çay satışı da gerçekleştiriyor. Özel sektörün alacağı miktarın belli olmasının üreticiye mağduriyet yaşattığını belirten Memiş “Taban fiyat 1,38 lira ise özel sektöre peşin fiyata 1 liraya yaş çay alabilir. Özel sektör aldığı çayın yarısını da nakit veriyor yarısını ürün olarak veriyor. Bunu da perakende fiyatı üzerinden yapıyor. Bu da mağduriyet yaratıyor” diyor.
Kurutma işlemi sonrasında 100 kilogram yaş çay yaklaşık 18 kilogram kuru çaya dönüşüyor. Yaş çayda yüzde 72 olan su miktarının yüzde 5’e düşmesi gerekiyor.
‘DEVLET BU İŞTEN KÂR EDEMİYOR’
Çayın hammaddesinin fiyatlanmasında yaşanan bu iki yönlü durum kâr marjlarını da olumsuz etkiliyor. Gerek üretici temsilcileri, gerek sendikalar gerekse akademisyenler sektörde kâr marjlarının düşük olduğunu belirtiyor. Çaykur’un zararının Hazine tarafından kapatıldığına dikkat çeken Hamit Vanlı “Çaykur çok büyük kuruluş. 43 üretim tesisi var. Çaykur sendikalıdır ve toplu sözleşme yapar. İşçiye vermiş olduğu ücretler de özel sektörden çok daha yüksektir. Buradan da marketlere yansıyan fiyat farkı çıkıyor. Açıkçası devlet bugün bu işi ucuza yapamıyor” dedi.
Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç ise market fiyatlarında yaşanan farklılıklarda özel sektörün ucuza hammadde alabilmesinin yanı sıra yurtdışından gelen kaçak çayların da etkişli olduğunu belirterek “Biz marketlere zaman zaman çayın kilosunun 6 liraya kadar indiğini gördük. Çayın kilosunu 9-10 lira altına mal etme şansı yok. Yurtdışından kaçak çaylarla harmanlar yapılıp paketlere sokularak maliyetin altına düştü. Bence fiyatlar 20-25 liraya çıkabilir. Organik çay da daha yüksek fiyatlarda satılabilir. Dünya piyasasına organik çayla girme şansımız var” diye konuştu.
Recep Memiş de 15 TL’lik fiyatların çok uçuk fiyatlar olmadığını belirtirken “Mevcut yaş çayın fiyatına göre 15 liralık fiyat uçuk bir fiyat değil. Kâr oranı sektörde çok yüksek değil” diye konuştu.
Sektör temsilcilerine göre perakendede kilogramı 15 liradan satılan çayda kâr marjı düşük.
‘ÇAY BORSASI ŞART’
Peki sektörde kafaları karıştıran fiyat ikiliğine nasıl çözüm getirebilir. Hamit Vanlı’ya göre çay borsası kurulması şart. Yumurta ve karkas ette bunun yapıldığının altını çizen Vanlı “Türkiye’nin tarım ürünleri borsasını kuramamış olması önemli bir handikap. Çayda, ayçiçeğinde yaş sebze meyvede bu borsanın yaygınlaşmış olması lazım” dedi. Bir ‘Çay yasası’nın gerekliliğine işaret eden Çay-Sen Kurucu Başkanı Recep Memiş ise “Meclis’e kuru çay üreticileri lehine düzenlemeler içeren bir yasa getirildi. Ancak tepkiler üzerine askıya alındı. Yaş çay üreticileri de düşünülerek yeni bir çay yasasına ihtiyaç var” diye konuştu.
dunyahaber- gıdatarim